Danıştay Kararı 8. Daire 2022/7397 E. 2023/426 K. 08.02.2023 T.

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2022/7397 E.  ,  2023/426 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2022/7397
Karar No : 2023/426

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Üniversitesi
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin …gün ve E:…, K:…sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Hacettepe Üniversitesi Mesleki Teknoloji Yüksek Okulu … Bölümünde 2547 sayılı Kanunun 33/a maddesi uyarınca araştırma görevlisi olarak görev yapan davacı tarafından, ilişiğinin kesilmesine ilişkin işlemin iptali ile boş kadroya açıktan atanma talebiyle 06/04/2022 tarihinde yapılan başvurunun reddine ilişkin …tarih ve E-…sayılı işlemin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …İdare Mahkemesinin …tarih ve E:…; K:…sayılı kararıyla; Hacettepe Üniversitesi Mesleki Teknoloji Yüksek Okulu Yönetim Kurulunun …tarih ve …sayılı kararı ile 30/09/2004 tarihi itibarı ile ilişiğinin kesilmesine karar verildiği, bu işlemin iptali istemiyle açılan davada, davanın reddine karar verildiği, davacı tarafından 10/02/2022 tarihli başvuru ile idareden ilişiğinin kesilmesine ilişkin 23/09/2004 tarih ve 2004/122 sayılı kararın iptali ile maddi, manevi tazminat ödenmesi talebiyle yapılan başvurunun, kesinleşmiş yargı kararı bulunduğu, başvuru ve dava açma sürelerinin zaman aşımına uğradığı gerekçesiyle reddedildiği, davacı tarafından bu kez ilişiğinin kesilmesine ilişkin işlemin iptali ile boş bir kadroya açıktan atanma talebiyle davaya konu 06/04/2022 tarihli başvurunun yapıldığı, ilişik kesme işleminin 23/09/2004 tarihinde tesis edildiği, ilişik kesme işlemi iptalinin davacının boş kadroya atanma sonucunu doğuracağı gözetildiğinde, Üniversitesi Mesleki Teknoloji Yüksek Okulu Yönetim Kurulunun 23/09/2004 tarih ve 2004/122 sayılı kararı ile davacının üniversiteyle ilişiğinin kesilmesine ilişkin işlemin kesinleştiği, aynı nitelikli mükerrer başvuruların dava süresini tekrar canlandırmayacağı, dolayısıyla süre aşımı nedeniyle davanın esasının incelenmesine hukuken olanak bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, kararın hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi kısmen kabulü kısmen reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İLGİLİ MEVZUAT:
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 125. maddesinin 3. fıkrasında, idari işlemlere karşı açılacak davalarda, dava açma süresinin yazılı bildirim ile başlayacağı kuralı yer almıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Dilekçeler üzerine ilk inceleme” başlığını taşıyan 14. maddesinin 3/e bendinde, dilekçelerin süre aşımı yönünden inceleneceği; 6. fıkrasında ilk incelemeye ilişkin hususların ilk incelemeden sonra tespit edilmesi halinde davanın her safhasında 15. madde hükmünün uygulanacağı; ”İlk inceleme üzerine verilecek karar” başlığını taşıyan 15. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde, süre aşımı yönünden yapılan incelemede Kanuna aykırılık görülürse davanın reddine karar verileceği hususları hüküm altına alınmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Dava açma süresi” başlıklı 7. maddesinde; dava açma süresinin, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştayda ve idare mahkemelerinde altmış ve vergi mahkemelerinde otuz gün olduğu; “Sürelerle ilgili genel esaslar” başlıklı 8. maddesinin 1. fıkrasında sürelerin, tebliğ, yayın veya ilan tarihini izleyen günden itibaren işlemeye başlayacağı kurala bağlanmış olup; “İdari makamların sükutu” başlıklı 10. maddesinde; “1. İlgililer, haklarında idari davaya konu olabilecek bir işlem veya eylemin yapılması için idari makamlara başvurabilirler.
2. (Değişik fıkra: 10.06.1994 – 4001 S.Kanun/Madde 5) Otuz gün içinde bir cevap verilmezse istek reddedilmiş sayılır. İlgililer otuz günün bittiği tarihten itibaren dava açma süresi içinde, konusuna göre Danıştaya, idare ve vergi mahkemelerine dava açabilirler. Otuz günlük süre içinde idarece verilen cevap kesin değilse ilgili bu cevabı, isteminin reddi sayarak dava açabileceği gibi, kesin cevabı da bekleyebilir. Bu takdirde dava açma süresi işlemez. Ancak, bekleme süresi başvuru tarihinden itibaren dört ayı geçemez. Dava açılmaması veya davanın süreden reddi hallerinde, otuz günlük sürenin bitmesinden sonra yetkili idari makamlarca cevap verilirse, cevabın tebliğinden itibaren altmış gün içinde dava açabilirler.
3. (Mülga fıkra: 10.06.1994 – 4001 S.Kanun/Madde 5)” hükmü; “Üst makamlara başvurma” başlıklı 11. maddesinde ise; “1. İlgililer tarafından idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde istenebilir. Bu başvurma, işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durdurur.
2. Otuz gün içinde bir cevap verilmezse istek reddedilmiş sayılır.
3. İsteğin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması halinde dava açma süresi yeniden işlemeye başlar ve başvurma tarihine kadar geçmiş süre de hesaba katılır.
4. (Mülga fıkra: 10.06.1994 – 4001 S.Kanun/Madde 6)” hükmüne yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Temyize konu kararın, davacının kadrosu ile ilişiğinin kesilmesine ilişkin kısmı yönünden yapılan inceleme:
İdare ve vergi mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenip bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde yer alan nedenlerin bulunmasına bağlıdır.
Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesince verilen karar ve dayandığı gerekçe usul ve kanuna uygun olup, bozulmasını gerektiren bir neden bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın onanması gerekmektedir.
Temyize konu kararın, davacının boş kadroya açıktan atanma talebiyle 06/04/2022 tarihinde yapılan başvurunun reddine ilişkin kısmı yönünden;
Uyuşmazlığın, davacının, 2547 sayılı Kanunun 33/a maddesi uyarınca araştırma görevlisi kadrosundan ilişiğinin kesilmesine ilişkin işlemin iptali ile boş kadroya açıktan atanma talebiyle 06/04/2022 tarihinde yaptığı başvurunun reddine ilişkin …tarih ve E-…sayılı işlemin iptali isteminden kaynaklanmaktadır.
Kişilerin, haklarında daha önce idarece tesis edilmiş herhangi bir işlem olmaksızın, idari davaya konu olabilecek yeni bir işlemin tesis edilmesi veya eylemin ifası için yapılan başvuru neticesinde tesis edilen işlemin 10. madde kapsamında yapılmış başvuru olduğu ve dava açma süresinin de, bu başvuru üzerine tesis edilen işlemin tebliğinden itibaren başlayacağı, kişilerin haklarında daha önce tesis edilmiş işlem olmakla birlikte, idari dava açılmadan önce işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi yada yeni bir işlem yapılması amacıyla yaptıkları başvurunun ise, 11. madde kapsamında yapılmış başvuru olduğundan, ilgililer tarafından yapılan başvurunun kapsamı belirlenerek, dava açma süresinin de anılan maddelerde belirtilen esaslara göre hesaplanması gerekmektedir.
Kanun’da her iki başvuru yolu da ayrıntılı düzenlenmek suretiyle birbirlerinden farklı usullere bağlandığı görülmekte olup; 2577 sayılı Kanun’un 10. maddesi kapsamında, idareden ilk defa bir işlem tesisi talep edilmesi için yapılan başvurunun, her zaman yapılabileceği -bunun için herhangi bir sürenin öngörülmediği- idarece cevap verilmemesi veya başvurunun reddi halinde dava açma süresinin başlayacağı, ancak; idarece tesis edilmiş bir işlemin kaldırılması, iptal edilmesi veya geri alınması gibi taleplerle yapılan başvuru için, kanun koyucunun bir süre öngördüğü, buna göre; iptali, geri alınması veyahut da kaldırılması istenilen işleme karşı, genel dava açma süresi içinde başvurunun yapılması ve bu başvurunun zımnen veya açıktan reddi halinde süresi içinde dava açılması gerektiği açıktır.
Dava dosyasının incelenmesinden; davacının 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunun 33/a maddesi uyarınca Hacettepe Üniveristesi Mesleki Teknoloji Yüksek Okulu Yönetim Kurulu kararı ile …Bölümünde araştırma görevlisi kadrosunda görev yaptığı, Hacettepe Üniversitesi Mesleki Teknoloji Yüksek Okulu Yönetim Kurulunun …tarih ve …sayılı kararı ile davacının 30/09/2004 tarihi itibarı ile ilişiğinin kesilmesine karar verildiği, davacı tarafından 06/04/2022 tarihinde yapılan başvuru ile ilişiğinin kesilmesine ilişkin işlemin iptali ile boş bir kadroya açıktan atanma talebinde bulunulduğu, …tarih ve E-…sayılı işlem ile aynı mahiyette daha önce de başvuru yapıldığı, davacının talebine dair kesinleşmiş yargı kararı bulunduğu, başvuru ve dava açma sürelerinin zaman aşımına uğradığı, işbu talep üzerine yapılacak herhangi bir işlem bulunmadığı gerekçesiyle reddi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Olayda; davacının 06/04/2022 tarihinde yapmış olduğu başvurunun, kadrosu ile ilişiğinin kesilmesine ilişkin işlemin iptali talebi yanında boş kadroya açıktan atanma talebini de içerdiği, bu talebinin, ilişiğinin kesilmesine ilişkin işlemin iptali isteminden bağımsız olarak 2577 sayılı Kanun’un 10. maddesi kapsamında olduğu ve anılan hükümde yer alan sürecin işletilmesi neticesinde, dava açma süresinin değerlendirilerek karar verilmesi gerektiği anlaşılmaktadır.
Her ne kadar Mahkemece yapılan değerlendirmede, ilişik kesme işleminin 23/09/2004 tarihinde tesis edildiği, ilişik kesme işlemi iptalinin davacının boş kadroya atanma sonucunu doğuracağı değerlendirilerek, anılan başvurunun bütün halinde 2577 sayılı Kanun’un 11. maddesi kapsamında kabul edildiği görülmekte ise de; açıktan atanma talebi, 2577 sayılı Kanun’un 10. maddesi kapsamında olduğundan bu kısım yönünden esastan değerlendirme yapılması gerekmektedir.
Bu itibarla; başvurunun bu kısmı yönünden süre aşımı nedeniyle esasının incelenme olanağının bulunmadığı yolundaki Mahkeme kararının bu kısmına karşı yapılan istinaf kanun yolu başvurusunun reddine ilişkin kararın bu kısmında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesine uygun bulunan temyiz isteminin kısmen kabulüne kısmen reddine,
2. …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin …gün ve E:…, K:…sayılı kararının;
a) Davacının kadrosu ile ilişiğinin kesilmesine ilişkin işlemin iptali isteminin süre aşımı nedeniyle reddine dair kısmının oybirliği ile ONANMASINA,
b) Davacının boş kadroya açıktan atanma isteminin süre aşımı nedeniyle reddine dair kısmının oyçokluğu BOZULMASINA,
3. Bozulan kısım yönünden yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın yukarıda belirtilen Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesine,
5. Kesin olarak, 08/02/2023 tarihinde karar verildi.

KARŞI OY :
(X) Hacettepe Üniversitesi Mesleki Teknoloji Yüksek Okulu …Bölümünde 2547 sayılı Kanunun 33/a maddesi uyarınca araştırma görevlisi olarak görev yapan davacı tarafından, ilişiğinin kesilmesine ilişkin işlemin iptali ile boş kadroya açıktan atanma talebiyle 06/04/2022 tarihinde yapılan başvurunun reddine ilişkin …tarih ve E-…sayılı işlemin iptali istemiyle açılan davada; süre aşımı nedeniyle esasının incelenme olanağının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine ilişkin karara karara karşı yapılan istinaf kanun yolu başvurusunun reddi üzerine davacı tarafından anılan karar temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlığın çözümü için; davacı tarafından yapılan başvurunun içeriğinin irdelenerek, kapsamının belirlenmesi neticesinde usul hükümlerinin işletilmesi gerekmektedir.
Olayda; Hacettepe Üniversitesi Mesleki Teknoloji Yüksek Okulu …Bölümünde 2547 sayılı Kanunun 33/a maddesi uyarınca araştırma görevlisi olarak görev yapan davacı tarafından, ilişiğinin kesilmesine ilişkin işlemin iptali ile boş kadroya açıktan atanma talebiyle 06/04/2022 tarihinde başvuru yaptığı görülmektedir.
Hacettepe Üniversitesi Mesleki Teknoloji Yüksekokulunda 2547 sayılı Yasanın 33/a maddesi uyarınca araştırma görevlisi olan davacının, 30/09/2004 tarihinde sona erecek görev süresinin uzatılmayarak görevine son verilmesine ilişkin Rektörlüğün 29/09/2004 tarihli işleminin iptali istemiyle açılan davada; 2547 sayılı Kanunun 33. maddesi uyarınca araştırma görevlisi kadrosuna yeniden atanma konusunda idareye takdir yetkisi tanındığı, davacının bu kadroda bulunduğu dönemde başarı ile görev yaptığını ortaya koyamadığı gibi KPDS veya ÜDS sınavlarını başardığına dair bir belge ibraz edemediği ve bölümünün kapatıldığı anlaşıldığından davalı idare tarafından görevine son verilmesi işleminde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davayı reddeden …İdare Mahkemesinin …gün ve E:…, K:…sayılı kararın Dairemizin 04/10/2006 tarih ve E:2006/1825; K:2006/3335 sayılı kararı ile onandığı, karar düzeltme başvurusunun da Dairemizin 05/02/2008 tarih ve 2007/1421; K:2008/685 sayılı kararı ile reddedildiği görülmektedir.
Davacının 06/04/2022 tarihli başvurunda, araştırma görevli kadrosu ile ilişiğinin kesilmesinin hukuka aykırı olduğu, hukuka aykırı işlem nedeniyle uzun süre işsiz kaldığı ileri sürülerek anılan işlemin iptal edilerek kadroya açıktan atamasının yapılmasını talep ettiği görülmekte olup; davacı tarafından, kadroya açıktan atanma talebinin dayanağı olarak, kadro ile ilişiğinin kesilmesine ilişkin iddia ettiği hukuka aykırılıkların gerekçe gösterildiği anlaşılmaktadır.
Dolayısıyla; yapılan başvurunun şekli açıdan iki ayrı talebi içerdiği görülmekte ise de; davacının açıktan atanma talebinin mahiyeti itibariyle; anılan kadroya ilk defa açıktan atanma şeklinde olmadığı, hakkında öncesinde tesis edilen ilişik kesme işlemi ile bağlantı kurulmak suretiyle önce ilişiğinin kesilmesine ilişkin işlemin iptal edilmesi akabinde iptal işlemine bağlı olarak da atamasının yapılmasını istediği tartışmasız olup; bu haliyle davaya konu başvurunun bir bütün halinde 2577 sayılı Kanun’un 11. maddesi kapsamında yapılan bir başvuru olduğunun kabulü gerektiği, bu haliyle 06/04/2022 tarihli başvurunun dava açma süresini canlandırmayacağı açıktır.
Bu itibarla; temyize konu kararın davacının boş kadroya açıktan atanma isteminin reddine dair kısmının dayandığı gerekçe usul ve kanuna uygun olduğu, bozulmasını gerektiren bir neden bulunmadığı ve anılan kısmın onanması gerektiği görüşüyle aksi yöndeki çoğunluk kararına katılmıyorum.