Danıştay Kararı 8. Daire 2022/5903 E. 2023/1307 K. 21.03.2023 T.

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2022/5903 E.  ,  2023/1307 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2022/5903
Karar No : 2023/1307

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Kaymakamlığı
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Ordu İli, Çaybaşı İlçesi, … Ortaöğretim Erkek Öğrenci Yurdu müdürü olarak görev yapmakta iken, Çaybaşı İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nce özel yurtların denetimi kapsamında, kuruma giren ve çıkanların belirlenmesine yönelik kayıt yapan kamera kayıt cihazı görüntülerinin incelemesine ve cihazdan kopya almasına müsaade etmediğinden bahisle hakkında başlatılan disiplin soruşturması neticesinde görevine son verilerek kurumdaki çalışma izninin iptal edilmesine ilişkin Çaybaşı Kaymakamlığı’nın … tarih ve … sayılı işleminin … numaralı kısmının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; dava konusu işlemin Ortaokul ve Ortaöğretim Kurumları Özel Barınma Hizmetleri Yönetmeliği’nin 44/1-(ç)/6. maddesi uyarınca ”görevine son verme” cezası ile cezalandırılmasına ilişkin kısmı yönünden; “Ordu İli, Çaybaşı İlçesi’nde meydana gelen koronavirüs vakalarının öğrenci çağındaki çocuklarda yaygın görülmesi üzerine covid-19 döneminde yasak olmasına rağmen davacının sorumlu olduğu yurtta öğrencilerin barındırılıp barındırılmadığının araştırılması maksadıyla Çaybaşı Kaymakamlığı’nın 19/02/2021 tarihli talimatıyla oluşturulan denetim ekibinin 04/03/2021 tarihinde yaptığı denetimde kuruma giren ve çıkanların belirlenmesine yönelik kayıt yapan kamera kayıt cihazı görüntülerini incelemelerine ve cihazdan kopya almalarına müsaade etmediği” ve bu nedenle fiile karşılık gelen ‘verilen görev ve emirleri kasten yapmamak’ iddiasının sübuta erdiği anlaşılmakla, dava konusu işlemin, davacının Ortaokul ve Ortaöğretim Kurumları Özel Barınma Hizmetleri Yönetmeliği’nin 44/1-(ç)/6. maddesi uyarınca ”görevine son verme” cezası ile cezalandırılmasına ilişkin kısmı yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle kısmen davanın reddine; işlemin Ortaokul ve Ortaöğretim Kurumları Özel Barınma Hizmetleri Yönetmeliği’nin 33/3., 42/1., ve 44. maddeleri ile 5661 sayılı Kanun hükümlerine aykırı hareket ettiğinden bahisle çalışma izninin iptal edilerek görevine son verilmesine ilişkin kısmı yönünden; kurum müdürleri hakkında çalışma izninin iptal edilerek göreve son verilmesi şeklinde idari karar alma konusunda yasal düzenlemenin bulunmadığı, düzenlenen normlarda karşılığı bulunmayan dava konusu işlemin, çalışma izninin iptal edilerek görevine son verilmesine ilişkin kısmı yönünden hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin kısmen iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, kararın iptale ilişkin kısmının hukuka aykırı olduğu ve bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının gerekçeli onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
İLGİLİ MEVZUAT:
5661 sayılı Yüksek Öğrenim Öğrenci Yurtları Ve Aşevleri Hakkındaki Kanuna Ek Kanun’un 1. maddesinin 1. fıkrasında gerçek ve tüzel kişiler tarafından yemekli ve yemeksiz öğrenci yurtları ve buna benzer kurumların açılması ve işletilmesinin ortaokul ve ortaöğrenim düzeyinde Millî Eğitim Bakanlığının, yükseköğrenim düzeyinde Gençlik ve Spor Bakanlığının iznine bağlı olduğu, ilgili Bakanlıkların bu yurt ve kurumları tespit edecekleri esaslara göre denetleyeceği hükmü bulunmakatadır.
25/8/2011 tarihli ve 652 sayılı Özel Barınma Hizmeti Veren Kurumlar ve Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 13. maddesinde “10/7/2004 tarihli ve 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununun 7 nci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi, 3/7/2005 tarihli ve 5393 sayılı Belediye Kanununun 15 inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi ile 22/2/2005 tarihli ve 5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanununun 7 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen izin veya ruhsatlara ilişkin hükümler, öğrencilere özel barınma hizmeti veren kurumlar hakkında uygulanmaz. Öğrencilere özel barınma hizmeti veren kurumlara iş yeri açma ve çalışma ruhsatı ortaokul ve ortaöğrenim düzeyinde Millî Eğitim Bakanlığınca, yükseköğrenim düzeyinde Gençlik ve Spor Bakanlığınca verilir. Bakanlıklar bu yetkilerini valiliklere devredebilir. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Dava konusu işlem tarihinde yürürlükte olan 02/07/2020 tarih ve 31173 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ve 05/07/2020 tarihinde yürürlüğe giren Mülga Yükseköğrenim Özel Barınma Hizmetleri Yönetmeliği’nin 1. maddesinde bu Yönetmeliğin amacının, yükseköğrenim öğrencilerine barınma hizmeti sunmak amacıyla gerçek veya tüzel kişiler tarafından özel barınma kurumu açılmasına, işletilmesine ve denetimine ilişkin usul ve esasları düzenlemek olduğu, 2. maddesinde ise bu Yönetmeliğin, yükseköğrenim öğrencilerine her ne ad altında olursa olsun barınma hizmeti sunmak amacıyla açılan ve işletilen kurumlar ve bu kurumlarda çalışan personel ile barınan öğrencilere ilişkin iş ve işlemleri kapsadığı, 3. maddesinde ise bu Yönetmeliğin 24/3/1950 tarihli ve 5661 sayılı Yüksek Öğrenim Öğrenci Yurtları ve Aşevleri Hakkındaki Kanuna Ek Kanunun 1 inci maddesi ile 25/8/2011 tarihli ve 652 sayılı Özel Barınma Hizmeti Veren Kurumlar ve Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 13 üncü maddesine dayanılarak hazırlandığı kuralına yer verilmiştir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun “Davranış ve işbirliği” başlıklı 8. maddesinde; “Devlet memurları, resmi sıfatlarının gerektirdiği itibar ve güvene layık olduklarını hizmet içindeki ve dışındaki davranışlariyle göstermek zorundadırlar. Devlet memurlarının işbirliği içinde çalışmaları esastır. “Amir durumda olan devlet memurlarının görev ve sorumlulukları” başlıklı 10. maddesinde; “Devlet memurları amiri oldukları kuruluş ve hizmet birimlerinde kanun, tüzük ve yönetmeliklerle belirlenen görevleri zamanında ve eksiksiz olarak yapmaktan ve yaptırmaktan, maiyetindeki memurlarını yetiştirmekten, hal ve hareketlerini takip ve kontrol etmekten görevli sorumludurlar. Amir, maiyetindeki memurlara hakkaniyet ve eşitlik içinde davranır. Amirlik yetkisini kanun, tüzük ve yönetmeliklerde belirtilen esaslar içinde kullanır. Amir, maiyetindeki memurlara kanunlara aykırı emir veremez ve maiyetindeki memurdan hususi bir menfaat temin edecek bir talepte bulunamaz, hediyesini kabul edemez ve borç alamaz.” düzenlemesine yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Temyize konu kararın iptale ilişkin kısmı davalı idarece temyiz edilmektedir.
Yukarıda yer alan hükümler çerçevesinde, idarece kurumda görevli personel hakkında idari yönden görevde kalmasında kamu yararı ve hizmet gerekleri doğrultusunda sakınca görülen durumlarda eylemlerinin kesin somut delillerle sübuta erdiğinin tespitinin yapılması halinde genel hükümlerin uygulanması suretiyle her zaman görevine son verilebileceği açıktır.
Ayrıca; özel barınma hizmeti veren kurumlarında görev alan personel hakkında başlatılan soruşturma neticesinde muhakkik tarafından idari yönden getirilen teklif uyarınca tesis edilen işlemlerin disiplin hukuku bağlamında tesis edilen işlemler olmadığı, bu haliyle disiplin hukuka ilişkin hükümlerin anılan işlemler yönünden işletilemeyeceği izahtan varestedir.
Dava dosyasının incelenmesinden, davacı hakkında yürütülen soruşturma sonucunda “Ordu İli, Çaybaşı İlçesi’nde meydana gelen koronavirüs vakalarının öğrenci çağındaki çocuklarda yaygın görülmesi üzerine covid-19 döneminde yasak olmasına rağmen davacının sorumlu olduğu yurtta öğrencilerin barındırılıp barındırılmadığının araştırılması maksadıyla Çaybaşı Kaymakamlığı’nın 19/02/2021 tarihli talimatıyla oluşturulan denetim ekibinin 04/03/2021 tarihinde yaptığı denetimde kuruma giren ve çıkanların belirlenmesine yönelik kayıt yapan kamera kayıt cihazı görüntülerini incelemelerine ve cihazdan kopya almalarına müsaade etmediği” fiili sübuta erdiğinden bahisle disiplin yönünden görevine son verilerek kurumdaki çalışma izninin iptal edilmesine, idari yönden kurumdaki çalışma izninin iptal edilerek görevine son verilmesine ilişkin, Çaybaşı Kaymakamlığı’nın … tarih ve … sayılı işleminin tesis edildiği ve akabinde yapılan itirazın Ordu Valiliği İl Milli Eğitim Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı işlemi ile reddedilmesi üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Olayda; Şube Müdürü …’nin ifadesinde; 19/02/2021 günü itibariyle … Ortaöğretim Erkek Öğrenci Yurduna kamera kayıtlarını incelemek için gittiklerinin, yurt müdürüne kuruma ait kamera kaydı incelemesini yapacaklarını bildirdikleri, ilk başta kendilerine tamam dediğinin, sonrasında ise kişisel verilerin güvenliği bahane edilerek kamera kaydı incelemesine müsaade etmediği, sonrasında gittiklerinde ise kurumun kapalı olduğunun belirtildiği, Öğretmen …’nin ifadesinde; 19/02/2021 günü itibariyle kuruma gittiklerinde kamera kayıt cihazlarına baktığı, kaç günlük yaptığına baktığında 2 aylık kayıt yaptığını anladığını, kamera kaydının yedeklemesini yapmak istediğinde boyutunun çok büyük olduğunu gördüğünü, yurt müdürüne telefon geldiği ve sonrasında kopya alamayacaklarını söylediğini, resmi yazıyla gelindiği takdirde alabileceklerini söylediği; tanık … tarafından da benzer ifadenin verildiği; davacı tarafından soruşturma sırasında verilen ifade de ise, Milli Eğitim Şube Müdürü …’nin, İş Güvenliği Uzmanı … ‘nün ve ismini hatırlayamadığı bir kişi olmak üzere 3 kişinin 2021 yılı Ocak ayında kuruma geldikleri, inceleme sırasında tespit edilen eksikliklerin giderilmesinin istenildiği, sonrasında 19/02/2021 günü itibariyle aynı denetim ekibinin kuruma geldiği, geldiklerinde eksiklikleri giderip gidermediğine yönelik kontrole geldiklerini düşündüğü, içeriye davet ettiği, daha sonrasında hiçbir şey söylemeden doğrudan kurumun kamera kayıtlarının yapıldığı bölüme girdikleri, ismini bilmediği kişinin cebinden flash bellek çıkardığı, kamera kayıtlarının bir kopyasını flash belleğe alacaklarının belirtilmesi üzerine kendisinin …’den denetim yapma yazısının ve kameradan veri alma yetkisinin bulunup bulunmadığını sorduğu, denetim yapma yazısının bulunmadığının söylenmesi üzerine kamera kayıtlarını veremeyeceği, ancak yurt binasını gezebileceklerini söylediğinin belirtildiği, dava dilekçesinde de denetime gelen kişilerde görev yazısının bulunmadığını beyan ettiği görülmektedir.
Uyuşmazlığa konu olayda; davacının öncesinde geçirdiği bir denetim neticesinde tespit edilen eksiklikleri gidermesinin istenildiği, ikinci kez yapılan denetimin ise birinci denetimden bağımsız olarak Covid-19 Küresel Salgını ile mücadele kapsamında bir denetim olduğu, yapılan denetime, kaymakam tarafından verilen sözlü emir ile başlanıldığı, resmi bir görevlendirme yazısının bulunmadığı- bu durumun denetim elemanlarının ifadeleri ile sabit olduğu- süreç içerisinde resmi görevlendirme yazısının hazırlandığı görülmekte olup; davacının, denetim elemanlarınca resmi görevlendirme yazısının sunulmaması nedeniyle kamera kayıtlarının bir kopyasını vermekten imtina ettiği açıktır.
Bu itibarla; uyuşmalığa konu olayın süreci dikkate alındığında davacı hakkında isnat edilen fiillerin görevine son vermeyi gerektirecek nitelik ve ağırlıkta olmadığı görülmekte olup; yukarıda yer alan açıklamalar ışığında davacının görevine son verilmesine ilişkin işlemde hukuka ve mevzuata uyarlık bulunmamaktadır.
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen kararın sonucu itibariyle usul ve hukuka uygun olduğu, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı görülmektedir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle,
1. Temyiz isteminin reddine,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının yukarıda yer alan gerekçe ile ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, posta gideri avansından artan tutarın Mahkeme tarafından iadesine,
4. 2577 sayılı Kanunun 50. maddesi uyarınca onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen Bölge İdare Mahkemesine gönderilmesini teminen dosyanın İdare Mahkemesine gönderilmesine,
5. Kesin olarak, 21/03/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.