Danıştay Kararı 8. Daire 2022/583 E. 2022/723 K. 10.02.2022 T.

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2022/583 E.  ,  2022/723 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2022/583
Karar No : 2022/723

TEMYİZ EDEN (DAVALILAR) : 1-… Birliği
VEKİLİ : Av. ….
2- … Tabip Odası
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi …. İdari Dava Dairesinin …. tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Bursa İli, İnegöl İlçesi, … Hastanesi’nde Ortopedist olarak çalışan davacı tarafından, üç ay süreyle geçici olarak meslekten men cezasıyla tecziye edilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı … Onur Kurulu kararı ile bu karara yapılan itirazın reddine ilişkin … tarih ve …. sayılı Türk Tabipler Birliği Yüksek Onur Kurulu kararının iptaline karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; davalı … Odası’nın …. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı yerine getirilerek davacıya isnat olunan eylemler hakkında … Üniversitesi Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Ana Bilim Dalı’ndan rapor alındığı, bu raporda davacının meslek kurallarına aykırı hareket ettiğinin tespitine yer verildiği, davacının ceza yargılamasında mahkemesince yapılan değerlendirme sonucu suç işlediği kanaatine varılmamış ve beraatine karar verilmiş ise de, beraat kararının isnat edilen suçun davacı tarafından işlenmediğinin kesin olarak ortaya konulmasına ilişkin olmadığı, bu nedenle de disiplin soruşturmasında yer alan bilgi ve belgelerin değerlendirilerek davacının disiplin cezası yönünden cezalandırılmasına engel teşkil etmeyeceği, davacının soruşturmaya konu hasta tedavilerinde, ameliyatlarında özellikle kullanıldığı dönem pahalı olan eksternal fiksatör ve başsız kanüllü vida kullandığının tespit edildiği, ameliyat edilmemesi gereken hastaların ameliyat edildiği, bazı ameliyat için kullanılan implantların ise gereksiz olduğunun tespit edildiği, hastalara uygun olmayan endikasyonlarla uygun olmayan ameliyatlar yapılarak hastaların maddi ve manevi zarara uğratıldığı, ameliyatlarda kullanılmaması gereken pahalı malzemelerin kullanılarak sosyal güvenlik kurumunun maddi zarara uğratıldığı alanında uzman kişilerden alınan görüş ile sabit olduğundan davacının eylemine uyan üç ay süreyle geçici olarak meslekten men cezasıyla tecziye edilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı … Tabip Odası Onur Kurulu kararı ile bu karara yapılan itirazın reddine ilişkin … tarih ve … sayılı Türk Tabipler Birliği Yüksek Onur Kurulu kararında hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; uyuşmazlıkta, her ne kadar … Odası’nın … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:.. sayılı kararını yerine getirerek davacıya isnat olunan eylemler hakkında … Üniversitesi Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Ana Bilim Dalı’ndan rapor aldığı ve iş bu raporda da davacının meslek kurallarına aykırı hareket ettiğinin tespitine yer verilmişse de; Uyap üzerinden yapılan inceleme ile ara kararına … Ağır Ceza Mahkemesince verilen yanıttan, … Mahkemesince mağdur olarak davaya katılan (…. vs.) 32 kişi ile davaya katılan 10 kişi hakkında ayrı ayrı Adli Tıp Kurumu İhtisas Kuruluna yaptırdığı bilirkişi inceleme sonucunda; Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. İhtisas Kurulunun 25/12/2017 tarihli raporları ile 25/10/2018 tarihli Bilirkişi Heyeti raporları değerlendirildiğinde, tedavi işlemlerinin gerekliliğini takdir etmenin hastaların bu tedavileri yapılmasını kabul edişleri kapsamında doktorların gerekli görmesine bağlı olduğu anlaşıldığından, bir kısım hastaların uygulanan tedavi sonucu iyileştikleri ve tedavi oldukları dikkate alındığında, uygulanan tedavi yöntemlerinin tamamen gereksiz olduğunun kabul edilemeyeceği gibi bu tedavi yönteminin uygulanmasını yasaklayan herhangi bir yasal düzenlemede bulunmadığı, ayrıca davacının bu tedavileri şahsi menfaat temini amacıyla da uygulandığına ilişkin somut ve kesin bir delilinde bulunmadığı, buna göre davacının eyleminin Türk Tabipleri Birliği Disiplin Yönetmeliğinin 5(l) ve 5(p) kapsamında değerlendirilemeyeceği açık olduğundan dava konusu işlemde hukuka uyarlık; mahkeme kararında ise hukuki isabet bulunmadığı gerekçesiyle davacının istinaf isteminin kabulüne İdare Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI :
Türk Tabipleri Birliğinin İddiaları: … Ağır Ceza Mahkemesi kararı incelendiğinde; Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. İhtisas Kurulu’nun … tarihli raporu ve … tarihli Bilirkişi Heyeti Raporu sonuç kısımlarında; bir kısım hastalara gerekmediği halde cerrahi işlem yapılarak external fiksatör uygulandığı, bir kısım hastalara yapılan tedavinin endikasyonu bulunmadığı, bir kısım hastalara endikasyonu olmayan gereksiz tedavi uygulanarak gereksiz tedavi malzemeleri kullanıldığının belirtildiği, hekimler hakkında yürütülen disiplin soruşturma ve kovuşturmalarının temel amacının hekimlik mesleğinde uyulması gereken deontoloji kurallarının denetlenmesi ve kural ihlallerinin saptanması durumunda yaptırım uygulanması olduğu, bu nedenle adli yargılama ile Onur Kurulları tarafından yürütülen disiplin yargılaması sonucu verilen kararların birbirine gerekçe oluşturacak veya biri diğerini bağlayacak şekilde yorumlanamayacağı, kaldı ki beraat kararının isnat edilen suçun davacı tarafından işlenmediğinin kesin olarak ortaya konulmasına ilişkin de olmadığı, soruşturma dosyasında yer alan bilgi ve belgelerden davacının pahalı malzeme kullanımı, gerekli olmayan cerrahi müdahaleler, hastalara uygun olmayan endikasyonlarla uygun olmayan ameliyatlar yaparak mesleki deontoloji kurallarını ihlal ettiği anlaşıldığından tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı, bu nedenle temyize konu kararın bozulması gerektiği ileri sürülmüştür.
Bursa Tabip Odasının İddiaları: Dosya kapsamındaki tüm tıbbi ve bilimsel değerlendirmelerden, davacı hekimin uyguladığı tedavi yöntemleri ve cerrahi müdahalelerin gerekli olmadığı ve kullandığı malzemelerin pahalı olduğu bu nedenle de kusurlu olduğu, gerek Sosyal Güvenlik Kurumunu maddi zarara, gerekse de hastalarını maddi ve manevi zarara uğrattığı, bu nedenlerle de hakkında Tıbbi Deontoloji Tüzüğü’nün 12/a maddesine aykırı davrandığı kanaatine varılarak TTB Disiplin Yönetmeliği’nin 5/l (Hastalıkların tanı ve tedavisinde bilimselliği henüz kanıtlanmamış ya da bilim dışı yöntemleri uygulamak veya önermek) ve 5/p (Meslekte bilgi ve beceri yetersizliği, özen eksikliği, dikkatsizlik ve benzeri kusurlardan dolayı eksik ya da yanlış tanı ve tedavide bulunarak hastaya kalıcı zarar vermek) maddeleri gereğince 3 ay süre ile meslekten men cezası ile cezalandırılması kararı verilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı, temyize konu kararın bozulması gerektiği ileri sürülmüştür.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin incelenmeksizin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü.
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun “İstinaf” başlıklı 45. maddesinde, “1) İdare ve vergi mahkemelerinin kararlarına karşı, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi, mahkemenin bulunduğu yargı çevresindeki bölge idare mahkemesine, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde istinaf yoluna başvurulabilir.
3) Bölge idare mahkemesi, yaptığı inceleme sonunda ilk derece mahkemesi kararını hukuka uygun bulursa istinaf başvurusunun reddine karar verir. Karardaki maddi yanlışlıkların düzeltilmesi mümkün ise gerekli düzeltmeyi yaparak aynı kararı verir.
6) Bölge idare mahkemelerinin 46 ncı maddeye göre temyize açık olmayan kararları kesindir.” hükmüne yer verilmiştir.
Aynı Kanun’un “Temyiz” başlıklı 46. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde; Belli bir meslekten, kamu görevinden veya öğrencilik statüsünden çıkarılma sonucunu doğuran işlemlere karşı açılan davalar; (d) bendinde ise, belli bir ticari faaliyetin icrasını süresiz veya otuz gün yahut daha uzun süreyle engelleyen işlemlere karşı açılan davalar hakkında verilen kararların Danıştay’da, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde temyiz edilebileceği kurala bağlanmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinin değerlendirilmesinden; İdare Mahkemelerinin kesin olarak verdiği kararları dışında kalan bütün kararlarına karşı mahkemenin bulunduğu yargı çevresindeki bölge idare mahkemesine istinaf başvurusunda bulunulabileceği, bölge idare mahkemesince istinaf incelemesi üzerine verilen kararlara karşı ise sadece 2577 sayılı Kanun’un 46. maddesinde yer alan konular ile sınırlı olarak Danıştay’a temyiz başvurusunda bulunulabileceği, bölge idare mahkemelerince istinaf incelemesi üzerine verilen ve 46. madde kapsamı dışında olan kararların ise kesin olduğu görülmektedir.
Uyuşmazlıkta, “3 ay geçici olarak mesleki faaliyetten alıkoyma” disiplin cezasının iptaline karar verilmesi istemiyle açılan davanın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun temyiz kanun yoluna başvurulabilecek davaların tahdidi olarak sayıldığı 46. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan “belli bir meslekten, kamu görevinden veya öğrencilik statüsünden çıkarılma sonucunu doğuran işlemlere karşı açılan iptal davası” olarak nitelendirilemeyeceği, nitekim 6023 sayılı Türk Tabipler Birliği Kanunu’nun 39. maddesi ve Türk Tabipler Birliği Disiplin Yönetmeliği’nin 5. maddesi uyarınca verilen ve Türk Tabipler Birliği Yüksek Onur Kurulunca onaylanan mesleki faaliyetten alıkoyma cezasının, davacının hekimlikten çıkarılması sonucunu doğuran bir işlem niteliğine sahip olmadığı anlaşılmaktadır.
Öte yandan, hekimlik mesleği ticari faaliyet olarak da değerlendirilemeyeceğinden, bakılan davanın, 2577 sayılı Kanunun 46. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendi kapsamında da bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, temyiz istemine esas teşkil eden kararın Bölge İdare Mahkemesinin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunun 46. maddesine göre temyiz yolu açık olmayan “kesin” kararlarından olduğu anlaşıldığından temyiz isteminin incelenmesine yasal olanak bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1- Temyiz isteminin İNCELENMEKSİZİN REDDİNE,
2- Temyiz giderlerinin istemde bulunanlar üzerinde bırakılmasına,
Kesin olarak, 10/02/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.