Danıştay Kararı 8. Daire 2022/5353 E. 2022/7988 K. 22.12.2022 T.

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2022/5353 E.  ,  2022/7988 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2022/5353
Karar No : 2022/7988

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı) : …
Vekili : Av. …

Karşı Taraf (Davalı): … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
Vekili: Av. …

İstemin Özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının hukuka aykırı olduğu öne sürülerek, 2577 sayılı Kanunun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti: İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi: …
Düşüncesi: İstemin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
İdare ve vergi mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenip bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1. fıkrasında yazılı nedenlerin bulunmasına bağlıdır.
İdare Mahkemesince verilen karar ve dayandığı gerekçe usul ve kanuna uygun olup, bozulmasını gerektiren bir neden bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın onanmasına, davacının adli yardım istemi kabul edildiğinden temyiz aşamasında tahsil edilmeyen yargılama giderinin kararın kesinleşmesinden sonra tahsili için Mahkemesince müzekkere yazılmasına, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 22/12/2022 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY :
(X)- Dava, davacı tarafından, 23/04/2015 tarihinde … Metro İstasyonu’ndaki yürüyen merdivenlerin yağmur suyuyla ıslanması nedeniyle merdivenlerden kayarak düşmesi sonucu oluşan zararlardan gerekli tedbirleri almaması nedeniyle idarenin sorumlu olduğu ileri sürülerek 1.372,00-TL maddi zararın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle, 50.000,00-TL manevi zararın ise karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tazminine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 125. maddesinde; idarenin, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu belirtilmiştir.
5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun 7. maddesinin (f) bendinde, “büyükşehir ulaşım ana plânını yapmak veya yaptırmak ve uygulamak; ulaşım ve toplu taşıma hizmetlerini plânlamak ve koordinasyonu sağlamak”, (p) bendinde ise, “büyükşehir içindeki toplu taşıma hizmetlerini yürütmek ve bu amaçla gerekli tesisleri kurmak, kurdurmak, işletmek veya işlettirmek” büyükşehir belediyesinin görev, yetki ve sorumlulukları arasında sayılmıştır.
İdare kural olarak yürüttüğü kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlü olup; idari eylem ve işlemlerden doğan zararlar idare hukuku kuralları çerçevesinde, hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkeleri gereği tazmin edilmektedir. İdarenin yürütmekle görevli olduğu bir hizmetin kuruluşunda, düzenlenişinde veya işleyişindeki nesnel nitelikli bozukluk, aksaklık veya eksiklik şeklinde tanımlanabilen hizmet kusuru; hizmetin kötü işlemesi, geç işlemesi veya hiç işlememesi hallerinde gerçekleşmekte ve idarenin tazmin yükünün doğmasına yol açmaktadır.
Dosyanın incelenmesinden; davacı tarafından 23.04.2015 tarihinde … Metro İstasyonu’ndaki yürüyen merdivenlerin yağmur suyuyla ıslanması nedeniyle merdivenlerden kayarak düşmesi sonucu zarara uğradığı, oluşan zararlardan gerekli tedbirleri almaması nedeniyle idarenin sorumlu olduğu ileri sürülerek söz konusu olayında idarenin hizmet kusuru bulunduğundan bahisle 14.08.2015 tarihinde uğranılan zararların tazmini istemiyle davalı idareye başvuruda bulunulduğu, başvurunun reddi üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Olayla ilgili olarak yürütülen soruşturma kapsamında Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nden gönderilen … tarih ve E. … sayılı yazıda, olay günü ve saatlerinde Kartal-Cevizli’de hafif sağanak yağmur bulunduğunun belirtildiği, yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen 31.12.2015 tarihli raporda, istasyona iniş merdivenlerinin sürekli kontrol altında tutulması ve de zeminlerin ıslak halde bulunmasına izin verilmemesi gerektiği, istasyonların giriş kısımlarının üstü açık olduğundan bu kısımların dış hava koşullarından olumsuz etkilenecek nitelikte bulunduğu, oysa bu gibi metro ya da istasyon girişlerinin üst kısımlarına uygun yükseklikte çatı kısımları yapılması veya dış hava koşullarından etkilenilmemesi için, yağmur ve de karın getireceği olumsuzlukların kontrol altında tutulması, yağmurun yapacağı ıslaklıkların derhal gerekli kurutma önlemlerine başvurularak giderilmesi gerektiği; kaldı ki bu gibi olumsuz koşullarda misafirlerin ya da müşterilerin olumsuz etkilenmemeleri için gerekli uyarılarda bulunulması, metro giriş noktalarına ikaz levhalarının konulması gerektiği, bu nedenle olayın meydana gelmesinde işletmeci kuruluşun kusurlu bulunduğu; davacının da can emniyetini iyi biçimde gözetmeyerek, özensiz şekilde hareket etmesi nedeniyle tali kusurlu olduğunun belirtildiği görülmektedir. Öte yandan ceza yargılaması sırasında … Asliye Ceza Mahkemesi tarafından aldırılan 16.01.2019 tarihli bilirkişi raporunda yürüyen merdivenin teknik şartnamelerine uygun olduğu, dış mekanda yağmur olması durumunda veya caddedeki herhangi bir ıslaklık veya su birikintisinin binlerce insanın ayakları ile taşınarak merdivenlerin ıslanmasının kaçınılmaz olduğu belirtildikten sonra merdivenlerin ıslanması halinde bu ıslaklığı her an gözlemleyerek anında müdahale edilmesinin pratikte mümkün olmadığı kanaatine varılmış ise de, işletmeci kuruluş personeli tarafından olay gününün yağışlı olduğunun veya merdivenlerde ıslaklık bulunduğunun kabul edilmediği, dolayısıyla ıslaklığın giderilmesine ilişkin herhangi bir önlemin alınmadığı; metro girişinin üstünün açık olması veya dışarıdaki yağmurun içeriye insan kaynaklı taşınabilmesi gibi sakıncaların meydana getirebileceği riskleri öngörmüş olması gereken davalı idarenin zeminin kontrol edildiğine ve her türlü tedbiri aldığına ilişkin dosyaya herhangi bir belge, kanıt, tutanak da sunamadığı görüldüğünden söz konusu olayın meydana gelmesinde davalı idarenin hizmet kusuru bulunduğu sonuç ve kanaatine varılmaktadır.
Bu itibarla, davanın reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği görüşüyle çoğunluk kararına katılmıyorum.

KARŞI OY :
(XX)-Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 125. maddesinde; idarenin, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu belirtilmiştir.
5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun 7. maddesinin (f) bendinde, “büyükşehir ulaşım ana plânını yapmak veya yaptırmak ve uygulamak; ulaşım ve toplu taşıma hizmetlerini plânlamak ve koordinasyonu sağlamak”, (p) bendinde ise, “büyükşehir içindeki toplu taşıma hizmetlerini yürütmek ve bu amaçla gerekli tesisleri kurmak, kurdurmak, işletmek veya işlettirmek” büyükşehir belediyesinin görev, yetki ve sorumlulukları arasında sayılmıştır.
Olayda, davacı, davalı idarenin işletiminde ve sorumluluğunda bulunan bir alanda bedensel bir zarara uğramıştır. İdare hukukunun tazminat ilkelerine göre davacının söz konusu zararının özel ve olağandışılık vasfının bulunduğuna kuşku bulunmamaktadır. Bu durumda, idarenin faaliyeti ile meydana gelen zarar arasında illiyet bulunduğu sonuç ve kanaatine varıldığından, idareye atfedilen herhangi bir kusur bulunmasa dahi büyük altyapı projelerinin bünyesinde bulunan risk davacı bakımından gerçekleşmiş olduğundan davacının zararının kusursuz sorumluluk ilkesi gereğince tazmini gerektiği görüşüyle çoğunluk kararına katılmıyorum.