Danıştay Kararı 8. Daire 2022/4035 E. 2023/676 K. 17.02.2023 T.

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2022/4035 E.  ,  2023/676 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2022/4035
Karar No : 2023/676

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALILAR) : 1- … Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
2- … Üniversitesi
VEKİLİ : Av. ….

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi … Anabilim Dalı’nda profesör unvanı ile görev yapan davacı tarafından, doçentlik sınavı başvurusunda sunduğu “…” adlı eserinde, ABD George Washington Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmad Kazemi Moussavi tarafından yazılan “Religious Authority in Shiite Islam” başlıklı eserden 100 sayfa ve 350 kadar dipnotu referans göstermeden aynen alarak intihal yaptığından bahisle doçentlik unvanının geri alınması gerektiğine ilişkin Üniversitelerarası Kurul’un … tarih ve … sayılı işlemiyle bildirilen 27/06/2014 tarihli toplantısında alınan karar ile bu karara dayalı olarak davacının doçentlik kadrosuna ve profesörlüğe yükseltilerek atanmasına ilişkin kararların iptal edilerek doktor unvanına indirilmesine dair Marmara Üniversitesi Yönetim Kurulu’nun … tarih ve … sayılı kararının iptaline karar verilmesi istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; dava dosyasında mevcut bilgi ve belgelerle, konuya ilişkin mevzuat ve bilirkişi raporunun birlikte değerlendirilmesinden; İdare Hukukunun ana ilkelerinden olan usulde ve yetkide paralellik ilkeleri uyarınca doçentlik unvanın verilmesi sırasında sürecin içerisinde işlemlerde bulunan Üniversitelerarası Kurulun intihal neticesine varılan bir hususta doçentlik unvanının geri alınması gerektiğine ilişkin karar tesis ederek davalı üniversite yetkili kurulunca karar alınmasında idari işlemdeki yetki unsuru açısından hukuka aykırılık bulunmadığı, yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen bilirkişi raporundan, davacının doçentlik başvurusunda sunduğu “…” adlı eserin “Religious Authority İn Shiite İslam” adlı eserden intihal yapılarak kaleme alındığının anlaşıldığı, doçentlik unvanının alınması sırasında davacının iradesi ile oluşan intihal fiili neticesinde açık olarak hatalı kurulan idari işlemlerin geri alınması ve hukuk aleminden kaldırılması yolunda tesis edilen dava konusu işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu edilen mahkeme kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu, kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığı gerekçesiyle, istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, kazanılmış hakkının ihlal edildiği, bilirkişi raporunun eksik düzenlendiği, yetkisiz Mahkeme tarafından duruşma talebinin reddedildiği, duruşma hakkının kullandırılmamasıyla mahkemeye erişim, etkili başvuru ve adil yargılanma haklarının ihlal edildiği, Mahkeme kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : İstemin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi…Anabilim Dalı’nda profesör unvanı ile görev yapan davacı tarafından, doçentlik sınavı başvurusunda sunduğu “…” adlı eserinde, ABD George Washington Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmad Kazemi Moussavi tarafından yazılan “Religious Authority in Shiite Islam” başlıklı eserden 100 sayfa ve 350 kadar dipnotu referans göstermeden aynen alarak intihal yaptığından bahisle doçentlik unvanının geri alınması gerektiğine ilişkin Üniversitelerarası Kurul’un … tarih ve … sayılı işlemiyle bildirilen 27/06/2014 tarihli toplantısında alınan karar ile bu karara dayalı olarak davacının doçentlik kadrosuna ve profesörlüğe yükseltilerek atanmasına ilişkin kararların iptal edilerek doktor unvanına indirilmesine dair Marmara Üniversitesi Yönetim Kurulu’nun … tarih ve … sayılı kararının iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun ‘Duruşma’ başlıklı 17. maddesinde; “Danıştay ile idare ve vergi mahkemelerinde açılan iptal ve yirmibeşbin Türk Lirasını aşan tam yargı davaları ile tarh edilen vergi, resim ve harçlarla benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezaları toplamı yirmibeşbin Türk Lirasını aşan vergi davalarında, taraflardan birinin isteği üzerine duruşma yapılır. Temyiz ve istinaflarda duruşma yapılması tarafların istemine ve Danıştay veya ilgili bölge idare mahkemesi kararına bağlıdır. Duruşma talebi, dava dilekçesi ile cevap ve savunmalarda yapılabilir. 1 ve 2 nci fıkralarda yer alan kayıtlara bağlı olmaksızın Danıştay, mahkeme ve hakim kendiliğinden duruşma yapılmasına karar verebilir. Duruşma davetiyeleri duruşma gününden en az otuz gün önce taraflara gönderilir.” hükmüne yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dava dosyasının incelenmesinden, 24/07/2014 tarihinde açılan davada, davacı tarafından duruşma isteminde bulunulduğu, 10/11/2014 tarihinde kayıtlara alınan dilekçede ise; hem taraflarınca toplanan deliller ve ibraz edilen bilgi, belge ve dokümanlar hem de davalı idarelerin sunmuş oldukları cevap ve delillerin birlikte değerlendirilmesi üzerine duruşma yapılarak beyanlarının alınmasına gerek kalmadığı, duruşma yapılması talebinden vazgeçtiklerine ilişkin hususlara yer verildiği, 22/04/2021 tarihli dilekçe ile tekrar duruşma talebinde bulunulduğu anlaşılmaktadır.
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri uyarınca, idari yargı sisteminde duruşmanın talep edilebilmesinin ancak dava dilekçesi ile cevap ve savunmalarda mümkün olduğu, bu aşamadan sonraki taleplerin Mahkemece resen değerlendirileceği açıktır.
Esasen, ‘resen araştırma’ ve ‘yazılı yargılama’ ilkelerinin temel alındığı idari yargı sisteminde ‘duruşma’ usulüne de yer verilerek adil yargılanma hakkı kapsamında tarafların bir de mahkeme huzurunda sözlü beyanlarının alınması sağlanmıştır. İdari yargıda ‘duruşma’ müessesesine yer verilmiş olmasının ‘yazılı yargılama’ ilkesinin asli oluşu gerçeğini asla ortadan kaldırmayacağı tartışmasızdır.
Bu çerçevede, 10/11/2014 tarihinde kayıtlara alınan dilekçede davacı tarafından duruşma isteminden vazgeçildiği görülmekle birlikte, 22/04/2021 tarihli dilekçe ile tekrar duruşma talebinde bulunulmasının, 2577 sayılı Kanun’un 17. maddesinde belirlenen usule uygun olmadığı gibi, anılan maddenin 4. fıkrası uyarınca ilk derece mahkemesince de resen duruşma yapılmasına gerek görülmediği anlaşılmaktadır.
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle,
1. Temyiz isteminin reddine,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının yukarıda belirtilen açıklamayla ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, posta gideri avansından artan tutarın Mahkeme tarafından iadesine,
4. 2577 sayılı Kanunun 50. maddesi uyarınca onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen Bölge İdare Mahkemesine gönderilmesini teminen dosyanın İdare Mahkemesine gönderilmesine,
5. Kesin olarak, 17/02/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.