Danıştay Kararı 8. Daire 2022/3935 E. 2022/7761 K. 16.12.2022 T.

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2022/3935 E.  ,  2022/7761 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2022/3935
Karar No : 2022/7761

TEMYİZ EDEN (DAVALILAR) : 1- … Valiliği
2- … Kaymakamlığı
VEKİLLERİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … gün ve E:… , K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Muğla ili, Bodrum ilçesi, Özel … Ortaokulunda müdür yardımcısı olan davacının görevine son verilmesine, bir daha özel öğretim kurumlarında görev verilmemek üzere sözleşmesinin iptal edilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; dosya kapsamında bulunan belgelerin ve ifadelerin, yazışmaların incelenmesinden; davacının mevzuatta belirlenen usul ve esaslara göre görevini yerine getirmediği, öğrenciler, velileri ve öğretmenler için hayati ve ahlaki olan bu konuyu bizzat kendi personeli ve birinci derecede hassas konularda sorumlu kendi rehber öğretmenlerinden gizlediği, bir daha özel eğitim kurumlarında görev verilmemek üzere sözleşmenin iptal edilmesi, görevine son verilmesi işleminde kamu yararı ve hizmet gerekleri yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … gün ve E:… , K:… sayılı kararıyla, davacının istinaf başvurusunun kabulüyle, … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı davanın reddine ilişkin kararının kaldırılmasına, dava konusu işlemin iptaline karar verilmiş olup; Dairemizin 14/12/2021 tarih ve E:2018/6328; K:2021/6241 sayılı kararıyla anılan karar bozulmuştur.
… Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … gün ve E:… , K:… sayılı kararıyla bozma kararına uyularak; kurum yönetici ve öğretmenlerinin disiplin cezasını gerektiren fiilleri işlemeleri durumunda bir daha özel öğretim kurumlarında görev verilmemesi şeklinde işlem tesis edilebileceği hususunda herhangi bir düzenlemeye yer verilmediğinden dava konusu işlemin “davacıya bir daha özel öğretim kurumlarında görev verilmemesine” ilişkin kısmının dayanağının bulunmadığı,
görevine son verilmesine ilişkin olarak; idarece kurum yöneticileri hakkında idari yönden görevde kalmasında kamu yararı ve hizmet gerekleri doğrultusunda sakınca görülen durumlarda eylemlerinin kesin somut delillerle sübuta erdiğinin tespiti yapılması halinde genel hükümlerin uygulanması suretiyle her zaman yöneticilik görevine son verebileceği, dava ve soruşturma dosyalarının incelenmesinden, şikayetçi öğrencinin matematik öğretmeni ile birlikte olaydan haberdar etmesi üzerine okul müdürü tarafından görevlendirilen davacının görevlendirildiği gün üç öğrencinin beyanının alındığı, ertesi günü okul müdürlüğüne raporunu sunduğu, okul müdürü tarafından 02/04/2016 tarihinde toplantıya çağrılan Okul Öğrenci Davranışları Değerlendirme Kurulu toplantısına başkanlık yaptığı, dolayısı ile okul müdürü tarafından kendisine verilen görevleri yerine getirdiği, davacının kendisine isnat edilen görevini yerine getirmemek, hayati bir konuyu gizlemek fiillerini işlediği kesin ve somut delillerle kanıtlanamadığı, müdür yardımcılığı görevine son verilmesine ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulüyle, … İdare Mahkemesi’nin … gün ve E: … , K: … sayılı kararının kaldırılmasına, dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idareler tarafından, kararın hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … ‘IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kısmen reddi; kısmen kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
İLGİLİ MEVZUAT:
5580 Sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu’nun “Kurumlarda Çalıştırılacak Personel başlıklı 8. maddesi uyarınca; kurumların eğitim-öğretim ve yönetim hizmetlerinin, asıl görevi bu kurumlarda olan yönetici ve eğitim-öğretim elemanları ile yürütülmesi esastır. Kurumların müdürleri, kurucu/kurucu temsilcisi tarafından; diğer yönetici ve öğretmen, uzman öğretici ve usta öğreticileri ise müdürlerince seçilir ve çalışma izinleri valiliğin iznine sunulur. Valiliğin izni alınmadan müdür ile diğer yönetici, öğretmen, uzman öğretici ve usta öğreticiler işe başlatılamaz. Gerekli şartları taşıyan yönetici, öğretmen, uzman öğretici ve usta öğreticiler için valilikçe çalışma izni düzenlenir. Çalışma izninin iptali yine valilikçe yapılır. Yine aynı Kanun’un “Özlük hakları ve sorumluluklar” başlıklı 9. maddesi uyarınca; kurumlarda çalışan yönetici, öğretmen, uzman öğretici ve usta öğreticiler yetki, sorumluluk, ödül ve cezalar ile bunların uygulanması bakımından; 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu, 1702 sayılı İlk ve Orta Tedrisat Muallimlerinin Terfi ve Tecziyeleri Hakkında Kanun, 4357 sayılı Hususi İdarelerden Maaş Alan İlkokul Öğretmenlerinin Kadrolarına Terfi, Taltif ve Cezalandırılmalarına ve Bu Öğretmenler İçin Teşkil Edilecek Sağlık ve İçtimaî Yardım Sandığı ile Yapı Sandığına ve Öğretmenlerin Alacaklarına Dair Kanun ile 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun hükümlerine tâbidir. Ancak, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa göre kademe ilerlemesinin durdurulması cezasını gerektiren fiillerin işlenmesi halinde bu kişilere kademe ilerlemesinin durdurulması cezası yerine brüt aylığından 1/4’ü ile 1/2’si arasında maaş kesim cezası, çalışma izni veren makam tarafından verilir. Tekrarı hâlinde ise göreve son verilir. 1702 sayılı Kanuna göre meslekten çıkarılma veya 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa göre Devlet memurluğundan çıkarma cezasını gerektiren fiil ve hâllerin işlenmesi hâlinde, Bakanlığın görüşü alınmak suretiyle personelin görevine, izni veren makam tarafından son verilir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun “Davranış ve işbirliği” başlıklı 8. maddesinde; “Devlet memurları, resmi sıfatlarının gerektirdiği itibar ve güvene layık olduklarını hizmet içindeki ve dışındaki davranışlariyle göstermek zorundadırlar. Devlet memurlarının işbirliği içinde çalışmaları esastır. “Amir durumda olan devlet memurlarının görev ve sorumlulukları” başlıklı 10. maddesinde; “Devlet memurları amiri oldukları kuruluş ve hizmet birimlerinde kanun, tüzük ve yönetmeliklerle belirlenen görevleri zamanında ve eksiksiz olarak yapmaktan ve yaptırmaktan, maiyetindeki memurlarını yetiştirmekten, hal ve hareketlerini takip ve kontrol etmekten görevli sorumludurlar. Amir, maiyetindeki memurlara hakkaniyet ve eşitlik içinde davranır. Amirlik yetkisini kanun, tüzük ve yönetmeliklerde belirtilen esaslar içinde kullanır. Amir, maiyetindeki memurlara kanunlara aykırı emir veremez ve maiyetindeki memurdan hususi bir menfaat temin edecek bir talepte bulunamaz, hediyesini kabul edemez ve borç alamaz.” kuralı bulunmaktadır.
20/03/2012 Tarih ve 28239 Sayılı Resmî Gazete’de Yayımlanarak Yürürlüğe Giren Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği’nin “Görevlendirme” başlıklı 26. maddesinde de; kurum müdürlüğünce, çalışma izni verilmesi istenen eğitim personelinin ve diğer personelin bu izne esas olan belgelerinin eksiksiz olarak tamamlamak suretiyle evrakı kurumun doğrudan bağlı bulunduğu millî eğitim müdürlüğüne teslim ediliceği, nitelik ve şartları uygun bulunanlara müracaattan itibaren 10 gün içinde çalışma izninin valilikçe düzenleneceği, valilikten çalışma izni alınmadan personelin işe başlatılamayacağı düzenlenmiştir.
Anılan Yönetmeliğin, “Görevlendirme şartları” başlığını taşıyan 31. maddesinin 1. fıkrasında her derece ve türdeki kurumlara öğretmen olarak atanacaklarda resmî öğrenim kurumlarına atanacaklarda aranan nitelik ve şartların aranacağı, resmî dengi bulunmayan özel öğretim kurumlarının yöneticilik ve eğitim-öğretim hizmetlerinde ise Bakanlıkça belirtilen nitelik ve şartları taşıyanların görevlendirileceği hükmüne yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Temyize konu kararın, davacıya bir daha özel öğretim kurumlarında görev verilmemesine ilişkin kısmı yönünden yapılan inceleme:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Temyize konu kararın davacının müdür yardımcılığı görevine son verilmesine ilişkin kısmı yönünden yapılan inceleme:
Dosyanın incelenmesinden; bir öğrencinin montajlı müstehcen fotoğraflarının diğer öğrencilerce sosyal medyada paylaşılmasına ilişkin olayda müdür yardımcısı olarak görev yapan davacının bu konuyu örtbas ettiği iddiasıyla açılan soruşturma neticesinde Muğla Valiliğince hazırlanan … tarihli ve … sayılı soruşturma raporunda davacının mevzuatta belirlenen usul ve esaslara göre görevlerini yerine getirmediği, önemli bir konuyu kendi personelleri ve birinci derecede sorumlu rehber öğretmenlerden bile gizlediği gerekçesiyle bir daha özel öğretim kurumlarında görev verilmemek üzere sözleşmesinin iptal edilmesi teklifine yer verildiği, Muğla Valiliğince Bodrum İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne hitaben gönderilen … tarihli ve … sayılı yazının ekinde soruşturma raporu ve eklerinin gönderildiği ve ilgili soruşturma raporunda yer alan disiplin teklifleriyle ilgili işlemlerin yerine getirilmesinin istenilmesi üzerine dava konusu Kaymakamlık işleminin tesis edildiği anlaşılmaktadır.
Davacının müdür yardımcısı sıfatıyla, okulun sevk ve idaresinde, okul müdürüne birinci derece yardımcı olmakla görevli olduğu dikkate alındığında; öğrenciler tarafından gerçekleştirilen ve disiplin cezası yaptırımı gerektiren olayda, konu ile ilgili bilginin yönetime iletildiği andan itibaren yapılması gereken iş ve işlemler çerçevesinde, görevini yerine getirip getirmediğinin tespiti uyuşmazlığın özünü oluşturmaktadır.
Uyuşmazlıkta; montajlı müstehcen fotoğrafı sosyal medyada dağıtılan öğrenci tarafından konunun matematik öğretmenine bildirilmesi üzerine, matematik öğretmenince konunun 31/03/2016 tarihli dilekçe ile okul yönetiminine iletilmesi üzerine yönetiminin olaydan haberdar olduğu; okul rehberlik servisinde görev yapan rehberlik öğretmeninin 02/04/2016 tarihli dilekçesi ile; okul yönetimince kendisine konu hakkında bilgi verilmediği, öğrenci velisinin okula gelmesi ile rehberlik servisinin olayı öğrendiği belirtilmiştir.
Ayrıca okul müdürü tarafından, konunun araştırılması ve konuya ilişkin gerekli iş ve işlemlerin yapılması için davacının görevlendirildiği, davacının başkanlık ettiği Öğrenci Davranışlarını Değerlendirme Kurulu’nun 02/04/2016 tarihinde toplandığı, anılan toplantıda, fiilin sosyal medya ortamında gerçekleştiği gerekçesiyle nasıl bir karar alınacağı konusunda tereddüte düşüldüğü belirtilerek herhangi bir karar alınmadığı anlaşılmaktadır.
Her ne kadar; okul yönetimi tarafından gerekli sürecin başlatıldığı ve Öğrenci Davranışlarını Değerlendirme Kurulu’nun toplanmasının sağlandığı görülmekte ise de; öncelikle; rehberlik öğretmenine konu hakkında bilgi verilmeyerek okul rehberlik servisinin sürece dahil edilmediği, faillerin kim olduğuna ilişkin gerekli inceleme ve araştırma yapılmak suretiyle olaya karışan öğrencilere gerekli disiplin cezası yaptırımının uygulanması için gerekli iş ve işlemlerin titizlikle yerine getirilmediği, anılan toplantıda “sosyal medyada gerçekleşen olay ile ilgili nasıl bir işlem yapılacağı konusunda tereddüte düşüldüğünün” belirtilmesi ile yetinildiği görülmektedir. Sadece Öğrenci Davranışlarını Değerlendirme Kurulu’nun toplanmasının sağlanmasının okul yönetiminin üzerine düşen görev ve sorumluluğu yerine getirdiği anlamına gelmeyeceği açıktır.
Zira; okul ortamı içerisinde veya eğitim öğretim faaliyetleri içerisinde gerekli düzenin sağlanması için önleyici, koruyucu tedbirlerin alınması ve mevzuat çerçvesinde caydırıcı yaptırımların uygulanması ile öğrencilerin can, mal güvenliğinin sağlanarak, duygusal, sosyal ve psikolojik açıdan öğrencilerin her türlü tehlikeden korunması okul idaresinin görev ve sorumluluğu arasındadır.
Mahkemece yapılan değerlendirme neticesinde; okul müdürü tarafından görevlendirilen davacının görevlendirildiği gün üç öğrencinin beyanının alındığı, ertesi günü okul müdürlüğüne raporunu sunduğu, okul müdürü tarafından 02/04/2016 tarihinde toplantıya çağrılan Okul Öğrenci Davranışları Değerlendirme Kurulu toplantısına başkanlık yaptığı, dolayısı ile okul müdürü tarafından kendisine verilen görevleri yerine getirdiği belirtilerek davacının üzerine düşen görev ve sorumluluğu yerine getiriği kanaatine ulaşılmış ise de; yukarıda açıklandığı üzere; dosyada yer alan bilgi belgelerden davacının görevinin tüm gereklerini yerine getirmediği, olayın aydınlatılması için gerekli iş ve işlemlerin titizlikle yürütülmediği, sonuç ve kanaatine ulaşılmıştır.
Bu itibarla; davanın reddi yolundaki Mahkeme kararına karşı yapılan istinaf kanun yolu başvurusunun kabulü ile dava konusu işlemin iptaline ilişkin Bölge İdare Mahkemesi kararının bu kısmında hukuki isabet bulunmamakta olup; anılan kararın bozulması gerekmektedir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesine uygun bulunan temyiz isteminin kısmen kabulüne kısmen reddine,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … gün ve E:… , K:… sayılı kararının,
a) Davaya bir daha özel öğretim kurumlarında görev verilmemesine ilişkin kısmın ONANMASINA,
b) Davacının müdür yardımcılığı görevine son verilmesine dair kısmın BOZULMASINA,
3. Bozulan kısım yönünden yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 16/12/2022 tarihinde kesin olarak oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY :
(X)- Dairemizin 14/12/2021 tarih ve E:2018/6328; K:2021/6241 sayılı kararında yer alan karşı oy doğrultusunda temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği görüşüyle aksi yöndeki çoğunluk kararına katılmıyoruz.