Danıştay Kararı 8. Daire 2022/2829 E. 2022/7531 K. 13.12.2022 T.

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2022/2829 E.  ,  2022/7531 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2022/2829
Karar No : 2022/7531

Temyiz İsteminde Bulunanlar : 1- (Davacı) …
2- (Davalı) … Üniversitesi
Vekili : Av. …

İstemin Özeti : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının hukuka aykırı olduğu öne sürülerek, 2577 sayılı Kanunun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmaların Özeti : Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : İstemin reddi ile Mahkeme kararının açıklama ile onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dava, … Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi … Dili ve Edebiyatı Bölümünde Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı (ÖYP) kapsamında araştırma görevlisi olarak görev yapan davacının, Kamu Personeline Mahsus Yüklenme Senedi ve Muteber İmzalı Müteselsil Kefalet Senedi imzalayarak yüksek lisans öğrenimi yapmak amacıyla gönderildiği … Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’ndeki öğrenimini süresi içinde tamamlamadığı için ilişiğinin kesilmesi üzerine, Yüklenme ve Kefalet Senedinde taahhüt ettiği miktarın yatırılması, aksi takdirde yasal yollara başvurulacağının bildirilmesine yönelik Strateji Geliştirme Dairesi Başkanlığı’nın … gün ve … sayılı işlemi ile işleme yapılan itirazın reddine dair … Üniversitesi Rektörlüğü Personel Daire Başkanlığı’nın … gün ve … sayılı işlemin iptaline karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
İdare Mahkemesince, uyuşmazlığın, taahhüt ve kefalet senedinin davacı ve kefilleri tarafından tek taraflı olarak imzalanarak idareye karşı taahhütte bulunulması ve bu taahhüt dolayısıyla taraflar arasında yüklenme ve kefalet senedinden kaynaklı bir alacak-borç ilişkisi doğduğu görülmekle, söz konusu uyuşmazlığın özel hukuk hükümlerine göre adli yargıda açılacak bir dava ile çözüme kavuşturulması gerektiği gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar verilmiştir.
Anılan karar davacı tarafından idari yargı yerinin görevli olduğu gerekçesiyle, davalı idare tarafından vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle temyiz edilmektedir.
Mahkeme kararında davalı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesine ilişkin kısmı yönünden; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun, yargılama giderlerinin kapsamının belirtildiği 323. maddesinde, vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekâlet ücreti yargılama giderleri arasında sayılmıştır. Aynı Kanun’un “Esastan sonuçlanmayan davada yargılama gideri” başlıklı 331. maddesinin 2. fıkrasında da; “Görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi hâlinde, yargılama giderlerine o mahkeme hükmeder. Görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkeme dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkûm eder.” hükmüne yer verilmiştir.
Yargı sistemimizin, farklı yargı kollarına ayrılmış olması nedeniyle, bu yargı kolları arasında da göreve ilişkin ihtilaflar çıkabilmekte olup, mahkemelerce böyle bir durumla karşılaşıldığında verilen ve işin esasına yönelik olmayan görevsizlik kararlarında, dava dosyaları doğrudan görevli yargı yerine gönderilmeyerek, bir anlamda diğer yargı kolunda davaya devam edip etmeyeceği hususu davacının iradesine bırakılmaktadır. Davaya bir başka mahkemede devam edilmesi hâlinde 6100 sayılı Kanun’un 331. maddesinin 2. fıkrası uyarınca yargılama giderine davaya devam edilen mahkeme tarafından hükmedileceği, devam edilmemesi halinde ise talep üzerine davanın açıldığı mahkemenin dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edeceği düzenlenmiştir.
6100 sayılı Kanun’da, her ne kadar adli yargının bir kolu olan hukuk mahkemelerinde yapılacak yargılamaya ilişkin usul hükümleri düzenlenmiş ve yukarıda belirtilen 331. maddenin 2. fıkrasının gerekçesinde, anılan düzenlemenin adli yargı mahkemelerinin görevsizlik, yetkisizlik ve gönderme kararlarındaki yargılama giderinden kaynaklanan sorunların giderilmesinin amaçlandığı belirtilmiş ise de, 2577 sayılı Kanun’un 31. maddesinin 1. fıkrasında yer alan atıf nedeniyle, idari yargıda hükmedilecek yargılama giderleri de bu Kanuna göre belirlenmektedir.
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri ve yapılan açıklamalar ışığında, idare tarafından tesis edilen bir işleme karşı idari yargıda açılan ve davalı idarenin savunması alındıktan sonra adli yargının görevli olduğundan bahisle verilen; işin esasına yönelik olmayan ve sadece görevli yargı yerinin tespiti mahiyetindeki kararlarda, davalı idare vekili lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi ve davacının da görevli yargı yerinde davaya devam etmemesi halinde, 6100 sayılı Kanun’un 331. maddesinin 2. fıkrası uyarınca talep üzerine davanın açıldığı mahkemenin dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edeceği açıktır.
Bu durumda, farklı yargı kollarının görevli olduğu gerekçesiyle verilen görevsizlik kararları davanın esasını çözen kararlar olmadığından, İdare Mahkemesince verilen görev ret kararında, 2577 sayılı Yasa’nın 31. maddesi ile atıf yapılan 6100 sayılı Yasa’nın 331. maddesinin 2. fıkrası uyarınca, bu aşamada vekalet ücretine hükmedilmemesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
İdare ve vergi mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenip bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1. fıkrasında yazılı nedenlerin bulunmasına bağlıdır.
İdare Mahkemesince verilen karar ve dayandığı gerekçe usul ve kanuna uygun olup, bozulmasını gerektiren bir neden bulunmadığından, temyiz istemlerinin reddi ile anılan kararın yukarıda belirtilen açıklama ile onanmasına ve temyiz giderlerinin istemde bulunanlar üzerinde bırakılmasına, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 13/12/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.