Danıştay Kararı 8. Daire 2022/2558 E. 2023/703 K. 21.02.2023 T.

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2022/2558 E.  ,  2023/703 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2022/2558
Karar No : 2023/703

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı) : … San. İnş. Mad. İth. İhr. A.Ş.
Vekili : Av. …

Karşı Taraf (Davalı) : … Genel Müdürlüğü
Vekili : Av. …

İstemin Özeti : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının hukuka aykırı olduğu öne sürülerek, 2577 sayılı Kanunun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : İstemin kabulü ile Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dava, Uşak İli, Merkez İlçesi, … Köyü hudutları dahilinde ve davacı şirketin uhdesinde bulunan, S:… numaralı IV. grup altın arama ruhsatının, 3213 sayılı Maden Kanunu’nun 24. maddesi uyarınca iptal edilmesine ilişkin … tarih ve …-… sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
İdare Mahkemesince, Dairemizce verilen bozma kararına uyup bilirkişi incelemesi yaptırılıp ilgili mevzuat ve tarafların iddia ve savunmaları ile keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde, yapılan keşif esnasında, dava konusu ruhsat sahası içerisinde 5 ayrı noktadan numune alındığı ve torbalanmak suretiyle analiz için ALS laboratuvarına teslim edildiği, laboratuvar sonuçlarına göre, ruhsat sahasında ekonomik olarak işletilebilecek altın cevherinin bulunmadığı anlaşılmakla, davaya konu Uşak İli, Merkez İlçesi, … Köyü hudutları dahilinde, davacı şirketin uhdesinde bulunan, ER:…, S:… sicil numaralı IV. grup altın arama ruhsatının, 3213 sayılı Maden Kanunu’nun 24. maddesi uyarınca iptal edilmesine ilişkin … tarih ve …-… sayılı işleminin hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
2577 sayılı İdarî Yargılama Usulü Kanununun 31. maddesinin 1. fıkrasında; “Bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda; hakimin davaya bakmaktan memnuiyeti ve reddi, ehliyet, üçüncü şahısların davaya katılması, davanın ihbarı, tarafların vekilleri, dosyanın taraflar ve ilgililerce incelenmesi, feragat ve kabul, teminat, mukabil dava, bilirkişi, keşif, delillerin tespiti, yargılama giderleri, adli yardım hallerinde ve duruşma sırasında tarafların mahkemenin sukünunu ve inzibatını bozacak hareketlerine karşı yapılacak işlemler, elektronik işlemler ile ses ve görüntü nakledilmesi yoluyla duruşma icrasında Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümleri uygunlanır. (Ek cümle: 5/4/1990-3622/11 md.; Değişik:10/6/1994-4001/14 md.) Ancak, davanın ihbarı Danıştay, mahkeme veya hakim tarafından re’sen yapılır. (Ek cümle: 3/11/2016-6754/22 md.) Bilirkişiler, bilirkişilik bölge kurulları tarafından hazırlanan listelerden seçilir ve bilirkişiler hakkında Bilirkişilik Kanunu ve 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun ilgili hükümleri uygulanır.” hükmü yer almaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Bilirkişiye başvurulmasını gerektiren hâller” başlıklı 266. maddesinde; “Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir.” hükmüne, “Bilirkişi raporuna itiraz” başlıklı 281. maddesinde (1) Taraflar, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilirler. (Ek cümle:22/7/2020-7251/24 md.) Bilirkişi raporuna karşı talebin bu süre içinde hazırlanmasının çok zor veya imkânsız olması ya da özel yahut teknik bir çalışmayı gerektirmesi hâlinde yine bu süre içinde mahkemeye başvuran tarafa, sürenin bitiminden itibaren işlemeye başlamak, bir defaya mahsus olmak ve iki haftayı geçmemek üzere ek süre verilebilir. (2) Mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden, yeni sorular düzenlemek suretiyle ek rapor alabileceği gibi, tayin edeceği duruşmada, sözlü olarak açıklamalarda bulunmasını da kendiliğinden isteyebilir. (3) Mahkeme, gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabilir.” hükmüne, “Keşif kararı” başlıklı 288. maddesinde; “(1) Hâkim, uyuşmazlık konusu hakkında bizzat duyu organları yardımıyla bulunduğu yerde veya mahkemede inceleme yaparak bilgi sahibi olmak amacıyla keşif yapılmasına karar verebilir. Hâkim gerektiğinde bilirkişi yardımına başvurur. (2) Keşif kararı, mahkemece, sözlü yargılamaya kadar taraflardan birinin talebi üzerine veya resen alınır.” hükmüne, “Keşfin yapılması” başlıklı 290. maddesinde “(1) Keşfin yeri, kapsamı ve zamanı mahkeme tarafından tespit edilir. Keşif, taraflar hazır iseler huzurlarında, aksi takdirde yokluklarında yapılır. (2) Mahkeme keşif sırasında tanık ve bilirkişi dinleyebilir. Keşif sırasında, yapılan tüm işlemler ve beyanları içeren bir tutanak düzenlenir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/25 md.) Tutanağa, hâkimin keşif konusu ve mahalliyle ilgili gözlemleri de yazılır. Plan, çizim, fotoğraf gibi belgeler de tutanağa eklenir. (3) Mahkeme, bir olayın nasıl geçmiş olabileceğini tespit için temsili uygulama da yaptırabilir.” hükmüne yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, davacı vekili tarafından, 13/01/2022 tarihinde dosya kapsamına alınan dilekçe ile 04/01/2022 tarihli bilirkişi raporuna itiraz edildiği, itiraz kapsamında, bilirkişi raporunun “V. Keşif Çalışması ve Yapılan Çalışmalar” başlığı altında yapılan açıklamanın başlangıcında, “Yapılan keşif esnasında Davacı … tarafından gösterilen 5 lokasyondan Mahkeme gözetiminde numuneler alınmış ve torbalanmıştır.” ifadesine yer verildiği, ne dosya kapsamında ne de keşfe katılanlar arasında … isimli bir şahsın bulunmadığına ilişkin itirazda bulunulduğu, ancak Mahkemece bu hususta bir aydınlatma yapılmaksızın, itiraz edilen hususların bilirkişi raporunu kusurlandıracak nitelikte bulunmadığı belirtilerek, raporun hükme esas alındığı görülmektedir.
Yukarıda belirtilen mevzuat uyarınca, keşif esnasında Mahkemenin yöre halkından yardım alabileceği açık olmakla birlikte keşif sırasında, yapılan tüm işlemler ve beyanları içeren bir tutanak düzenleneceği tabidir. Görülmekte olan dosyaya ait 03/12/2021 tarihli keşif tutanağında ise keşfe katılanlar arasında … isimli bir şahsın bulunmadığı, 04/01/2022 tarihli bilirkişi raporundaki “Davacı …” şeklindeki ifadenin ne şekilde raporda yer aldığı, davacının bilirkişi raporuna itirazına rağmen Mahkemece açıklanmaksızın, bu hususu düzeltecek ek rapor alınmaksızın raporun mevcut haliyle hükme esas alınmasında hukuka, mevzuata uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle; … İdare Mahkemesinin temyize konu kararının bozulmasına, dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere anılan Mahkemeye gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 21/02/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.