Danıştay Kararı 8. Daire 2022/229 E. 2022/381 K. 27.01.2022 T.

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2022/229 E.  ,  2022/381 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2022/229
Karar No : 2022/381

DAVACI : …

DAVALI : …Bakanlığı

DAVANIN KONUSU : Manisa … Noteri olarak görev yapan davacı tarafından, Adalet Bakanlığı’nın … tarih ve … sayılı onayı ile verilen uyarma cezasının iptali istenilmektedir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Dava konusu uyuşmazlık, 2575 sayılı Yasanın 24. maddesi kapsamında Danıştay’ın ilk derece Mahkemesi sıfatı ile bakacağı uyuşmazlıklar arasında bulunmadığından, davanın görev yönünden reddi ve dosyanın davaya bakmakla görevli ve yetkili Ankara İdare Mahkemesine gönderilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 14. maddesi uyarınca dava dosyası incelenerek işin gereği görüşüldü:
Dava, Manisa … Noteri olarak görev yapan davacı tarafından, Adalet Bakanlığı’nın … tarih ve … sayılı onayı ile re’sen verilen uyarma cezasının iptaline karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunun 5. maddesinde; idare mahkemelerinin, vergi mahkemelerinin görevine giren davalarla, ilk derecede Danıştayda çözümlenecek olanlar dışındaki davalara bakacağı hükme bağlanmış ve 2575 sayılı Danıştay Kanununun 4575 sayılı Kanunla değişik 24. maddesinin (c) bendinde bakanlıklar ile kamu kuruluşları veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarınca çıkarılan ve ülke çapında uygulanacak düzenleyici işlemlere karşı açılacak davaların ilk derece mahkemesi olarak Danıştay’da çözümleneceği düzenlemesine yer verilmiştir.
2577 sayılı Kanunun 32. maddesinde ise; göreve ilişkin hükümler saklı kalmak şartıyla bu Kanunda veya özel kanunlarda yetkili idare mahkemesinin gösterilmemiş olması halinde, yetkili idare mahkemesinin, dava konusu olan idari işlemi veya idari sözleşmeyi yapan idari merciin bulunduğu yerdeki idare mahkemesi olduğu belirtilmiştir.
1512 sayılı Noterlik Kanunu’nun “İtirazı inceleme mercii ve kararların onayı” başlıklı 141. maddesinde, “Türkiye Noterler Birliği Disiplin Kurulu, itiraz süresi sonunda, dosyanın tamamını Adalet Bakanlığına yollar; Kurul kararına itiraz edilmiş ise, itiraz dilekçesi de Bakanlığa gönderilir. Karar Adalet Bakanlığının onayı ile kesinleşir. Bakanlık, yukarıki fıkralara göre vereceği kararları, ilgilisine ve Türkiye Noterler Birliğine tebliğ eder ve dosyayı derhal Türkiye Noterler Birliğine gönderir. Bakanlık kararlarına karşı ilgili veya Türkiye Noterler Birliği Danıştaya başvurabilirler. Kurul, Bakanlığın bozma kararına uymak zorundadır. Bozma üzerine verilecek karardan sonra da birinci ve ikinci fıkralar hükümleri uygulanır. Kurulun Bakanlığın bozması üzerine eski kararında ısrar niteliğinde bir karar vermesi halinde, Bakanlık gerekli disiplin kararını resen verir. Bu karar kesindir. Şu kadar ki, dördüncü fıkrada gösterilenler karara karşı Danıştaya başvurabilirler. 164 üncü madde hükmü saklıdır. Bakanlık gerekli gördüğü hallerde disiplin dosyalarını Türkiye Noterler Birliğinden getirterek inceleyebilir.” hükmüne yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, uyuşmazlığın noter olan davacının re’sen uyarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Adalet Bakanlığı işleminin iptali isteminden kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
Davanın Noterlik Kanunu’nun 141. maddesinin beşinci fıkrasındaki düzenleme nedeniyle Danıştay’a ilk derece dava olarak açıldığı görülmekte ise de; Noterlik Kanunu’nun 05.02.1972 tarihli 14090 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdiği, bu tarihte ilk derece davalarda genel yetkili idare mahkemelerinin mevcut olmaması nedeniyle anılan Kanunda Danıştaya dava açma yolunun öngörüldüğü; ancak idare ve vergi mahkemelerinin kurulmasına ilişkin 20.01.1982 tarihli 17580 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanunu ile idare mahkemelerinin kurulduğu, anılan Kanunun ‘İdare Mahkemelerinin Görevleri’ başlıklı 5. maddesinde, İdare mahkemeleri, vergi mahkemelerinin görevine giren davalarla ilk derecede Danıştayda çözümlenecek olanlar dışındaki, iptal davalarını, tam yargı davalarını, tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklardan hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan idarî sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davaları, diğer kanunlarla verilen işleri, çözümleyeceği, özel kanunlarda Danıştayın görevli olduğu belirtilen ve İdari Yargılama Usulü Kanunu ile idare mahkemelerinin görevli kılınmış bulunduğu davaları çözümleyeceğinin düzenlendiği görüldüğünden, 2575 sayılı Danıştay Kanununda Danıştay’ın ilk derece mahkemesi sıfatıyla bakacağı dava türlerinin tahdidi olarak sayıldığı, bakılan davanın da bu türlerin içinde yer almadığı dikkate alındığında, davada 2575 ve 2576 sayılı Kanundaki yetki kuralları uygulanarak, dosyanın davalı Adalet Bakanlığı’nın bulunduğu yer idare mahkemesi olan Ankara İdare Mahkemesi’ne gönderilmesi gerekmektedir.
Bu durumda, dava konusu işleme ilişkin uyuşmazlığın görüm ve çözümü görevi, işlemi tesis eden Adalet Bakanlığı’nın bulunduğu yer idare mahkemesi olan Ankara İdare Mahkemesine ait bulunmaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davanın 2577 sayılı Kanunun 15. maddesinin 1/a bendi uyarınca görev yönünden reddine ve dosyanın görevli ve yetkili olan Ankara İdare Mahkemesine gönderilmesine, 27/01/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.