Danıştay Kararı 8. Daire 2022/1528 E. 2023/1477 K. 28.03.2023 T.

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2022/1528 E.  ,  2023/1477 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2022/1528
Karar No : 2023/1477

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Valiliği
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … gün ve E:… , K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, işletmekte olduğu Özel … (… ) Kız Öğrenci Yurdu’nun izinsiz olarak faaliyette bulunduğundan bahisle kapatılması ile öğrencilerin tahliyesine ayrıca idari para cezası verilmesine ilişkin … gün ve … sayılı işlemin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davacıya ait bulunan Özel … (…) Kız Öğrenci Yurdunda usule uygun alınmış bir ruhsat bulunmaksızın öğrenci barınma hizmeti verildiğine ve öğrenci yurdu olarak faaliyet gösterdiğine, aynı zamanda bu amaçlara özgülendiğine dair somut tespitler bulunduğu, öte yandan dava dilekçesinde davacının anılan yurt hakkında idarenin şartları nedeniyle ruhsat alamadığını kabul ettiği görüldüğünden tesis edilen işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, kararın hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Davacı tarafından, temyiz dilekçesinde; istinaf başvurusuna ilişkin dilekçesinin incelenmediği, gerekçesiz karar verildiği, hakkında tesis edilen idari para cezasına ilişkin işlemde Anayasa’nın 40. maddesi uyarınca kanun yolu gösterilmediği, bu durumun işlemi sakatladığı ileri sürülmektedir.
Anayasa’nın 36. maddesinin birinci fıkrasında herkesin adil yargılanma hakkına sahip olduğu belirtilmiş ancak gerekçeli karar hakkından açıkça söz edilmemiştir. Bununla birlikte Anayasa’nın 36. maddesine “…ile adil yargılanma” ibaresinin eklenmesine ilişkin gerekçede, Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerce de güvence altına alınan adil yargılama hakkının madde metnine dâhil edildiği vurgulanmıştır. Nitekim Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinin (1) numaralı fıkrasındaki hakkaniyete uygun yargılanma hakkının kapsamına gerekçeli karar hakkının da dâhil olduğu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin birçok kararında vurgulanmıştır. Dolayısıyla Anayasa’nın 36. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının gerekçeli karar hakkı güvencesini de kapsadığının kabul edilmesi gerekir (A.Y.M., B. No: 2014/8868, 19/4/2017, § 75).
Anayasa’nın 141. maddesinin üçüncü fıkrasında da “Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır.” denilerek mahkemelere kararlarını gerekçeli yazma yükümlülüğü yüklenmiştir. Anayasa’nın bütünlüğü ilkesi gereği anılan Anayasa kuralı da gerekçeli karar hakkının değerlendirilmesinde gözönünde bulundurulmalıdır. (A.Y.M., B. No: 2014/8868, 19/4/2017, § 76).
Gerekçeli karar hakkı, yargılamada ileri sürülen tüm iddialara ayrıntılı şekilde yanıt verilmesi gerektiği şeklinde anlaşılamaz. Bu nedenle gerekçe gösterme zorunluluğunun kapsamı kararın niteliğine göre değişebilir. (A.Y.M., B. No: 2013/2995, 20/2/2014, § 51).
Kanun yolu incelemesi yapan mercinin yargılamayı yapan mahkemeyle aynı sonuca ulaşması ve bunu aynı gerekçeyi kullanarak veya atıfla kararına yansıtması, kararın gerekçelendirilmiş olması bakımından yeterlidir A.Y.M. B. No: 2013/5486, 4/12/2013, § 57).
Yukarıda yer verilen Anayasa Mahkemesi kararlarında Mahkemece adil yargılanma hakkı kapsamında gerekçeli karar hakkı bağlamında uyulması gereken kriterlerin belirlendiği görülmekte olup; buna göre Mahkemelerce her iddiaya ayrıntılı bir cevap verilmesi beklenemeyeceği gibi ilk derece aşamasında kararda karşılanmayan iddiaların kanun yolu aşamalarında karşılanması halinde hak ihlalinden söz edilemeyecektir.
Yine, istinaf kanun yolu başvurusu veya temyiz başvurusu neticesinde başvuruyu inceleyen İstinaf ve Danıştay Daireleri, yargılamayı yapan mahkemeyle aynı sonuca ulaşması halinde aynı gerekçeyi kullanarak veya atıfla kararına yansıtması yeterlidir.
Her ne kadar; davacı tarafından, Anayasa’nın 40. maddesi uyarınca bütün işlemlerde kanun yolu ve başvuru sürelerinin gösterilmesinin anayasal bir zorunluluk olduğu, bu şartın eksikliğinin işlemi sakatladığı ileri sürülmekte ise de; Danıştay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 15/03/2022 tarih ve E:2021/2; K:2022/1 sayılı kararıyla; idarî işlemlerde dava açma süresinin belirtilmediği hallerde özel ve genel dava açma süresinin işletilmesi veya işletilmemesi konusunda Danıştay dava daireleri ile kurullarının kararları arasında var olan içtihat aykırılığının, içtihatların birleştirilmesi yoluyla bağlayıcı bir çözüme kavuşturulması ve içtihadın, “özel dava açma süresine tâbi bir idarî işlemde, dava açma süresinin gösterilmemiş olması durumunda, vergi mahkemelerinde 30, Danıştay ve idare mahkemelerinde 60 günlük genel dava açma süresinin uygulanması gerektiği; aynı şekilde genel dava açma süresine tâbi bir idarî işlemde dava açma süresi gösterilmemiş olsa da, 30 ve 60 günlük genel dava açma süresinin uygulanması gerektiği” yönünde birleştirilmesine karar verilmiş olup; görülmekte olan uyuşmazlıkta süre sorunu bulunmadığından davacının bu iddiasına itibar edilmemiştir.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle,
1. Temyiz isteminin reddine,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının yukarıda yer alan açıklama ile ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, posta gideri avansından artan tutarın Mahkeme tarafından iadesine,
4. 2577 sayılı Kanunun 50. maddesi uyarınca onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen Bölge İdare Mahkemesine gönderilmesini teminen dosyanın İdare Mahkemesine gönderilmesine,
5. Kesin olarak, 28/03/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.