Danıştay Kararı 8. Daire 2022/1061 E. 2023/460 K. 08.02.2023 T.

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2022/1061 E.  ,  2023/460 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2022/1061
Karar No : 2023/460

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. ….

KARŞI TARAF (DAVALILAR) : 1- …Büyükşehir Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. ….

2- …Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin …tarih, E:…, K:…sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından; murisi …’a ait …plakalı ticari taksinin bağlı olduğu taksi durağının iptaline ilişkin Nazilli Belediye Encümenin …tarih ve …sayılı kararının, taksi hattının çalıştırılması talebinin reddine ilişkin …tarih ve …sayılı Nazilli Belediye Encümeni kararının ve ruhsatlandırma talebinin reddine ilişkin Aydın Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Koordinasyon Merkezi Kurulu’nun …tarih ve …(…) sayılı kararının iptaline karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …İdare Mahkemesince verilen …gün ve E:…, K:…sayılı kararda; davacının ikamet ettiği adreste …’a, dava konusu encümen kararlarının tarih, sayı ve içeriklerinin belirtildiği dava konusu …tarih ve …(…) sayılı kararın 11/05/2018 tarihte tebliğ edildiği, …’a tebliğ yapılan aynı evde ikamet eden davacı tarafından dava konusu kararların öğrenilmemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, 11/05/2018 tarihinde davacı tarafından dava konusu kararların öğrenildiği anlaşıldığından 11/05/2018 tarihinden itibaren 60 gün içerisinde dava açılması veya 11. madde uyarınca idareye başvuru yapılarak başvuru üzerinden 60 gün geçtikten sonra veya 11. madde uyarınca yapılan başvuruya verilen cevabın tebliğinden itibaren kalan dava açma süresi içerisinde dava açılması gerekirken bu süreler geçirildikten sonra dava açma süresini canlandırmayan 25/06/2019 tarihli başvuruya verilen cevap üzerine 21/08/2019 tarihinde açılan işbu davanın süresinde olmadığı görüldüğünden esasının incelenmesine olanak bulunmadığı gerekçesiyle davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu, ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, tebligatın amacının kişilerin yapılan işlemden haberdar olarak haklarının korunması için gereken girişimlerde bulunmasını sağlamak olduğu, usulüne uygun yapılmayan tebligatın bu amaca hizmet etmeyeceği, davacının …’a yapılan tebligattan ve tebligatın içeriğinden haberdar olmadığı, bu hususun aksinin davalı idarelerce ispatlanması gerektiği, varsayıma dayalı olarak verilen süre ret kararında hukuka uyarlık bulunmadığı belirtilerek temyize konu kararın bozulması gerektiği ileri sürülmüştür.

KARŞI TARAF SAVUNMALARI :
…Büyükşehir Belediye Başkanlığının Savunması: Davacı ve …’ın birlikte yasal mirasçılık sıfatına dayanarak taksi hattı çalıştırma talebinde bulundukları gözetildiğinde davacının birlikte yaşadığı …’a gönderilen dava konusu işlemlerden haberdar olmamasının mümkün olmadığı, Tebligat Kanununun 16. maddesinde yer verilen kural gereği işlemlerin bizzat davacıya tebliğ edilmiş olmasının ihtimal dahilinde olduğu belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

…Belediye Başkanlığının Savunması: Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY :
…’ın sağlığında kendi adına kayıtlı …ticari plakalı araçla Nazilli İlçesinde “…” durağında hat sahibi olarak çalışmakta iken 01.12.2005 tarihinde vefat etmesi üzerine taksi hattının bir süre oğlu …tarafından çalıştırıldığı, aracın vergi borçları sebebiyle Aydın İli Çine İlçesinde yediemin deposunda bulunduğu dönemde Nazilli Belediye Encümeninin …tarih ve …sayılı kararı ile 5393 sayılı Belediye Kanununun 15/p maddesi uyarınca konumları itibariyle görüntü kirliliği oluşturduğundan bahisle İstasyon Meydanında bulunan “…Taksi”, “…Taksi”, “…Taksi” ve “…Taksi” adı altında faaliyet gösteren dört adet taksi durağının iptaline, yeni taksi durağı alanının tahsisine ve kararda plaka ve isimleri bulunan mezkur durak sakini 12 kişinin “…Taksi” adı altında birleşmelerine karar verildiği, murisin mirasçılarından …’ın 03.07.2012 tarihli dilekçesiyle …plakalı aracın yediemin deposundan teslim alındığı belirtilerek hattın tekrar işletmeye açılmasına karar verilmesi talebinde bulunulduğu, bunun üzerine Nazilli Belediye Encümeninin …tarih ve …sayılı kararı ile …’ın 2009 yılından bu yana aidat ödemediği, Belediyeyi herhangi bir konuda haberdar etmediği gerekçesiyle talebinin reddine karar verildiği, bilahare … varisleri olarak …, ……ve …(…)’ın isimleri yazılarak sadece …tarafından imzalanmış Aydın Büyükşehir Belediye Başkanlığı Ulaşım Hizmetleri Daire Başkanlığı hitaplı 31.10.2017 evrak kayıt tarihl dilekçe ile …plakalı aracın çalışmaya hazır durumda bulunduğu belirtilerek tarafına çalışma izni verilmesi hususunda talepte bulunulduğu, Aydın Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Koordinasyon Merkezi Kurulu’nun …tarih ve …(…) sayılı kararı ile …plakalı aracın tescilinin 01.12.2005 tarihinde vefat eden … adına devam ettiği, Nazilli Belediye Encümeninin ilgili taksi durağının iptaline ilişkin kararına istinaden ilgili Emniyet Müdürlüğüne yazılacak yazı ile tescili devam eden …ticari plakanın trafik tescilinden silinmesine, ruhsatlandırma talebinin uygun olmadığına karar verildiği, bu kararın Aydın Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Dairesi Başkanlığının …tarih ve …sayılı yazısı ile …’a 11.05.2018 tarihinde taahhütlü mektupla bildirildiği, davacı …’ın ise Aydın Büyükşehir Belediye Başkanlığı Ulaşım Koordinasyon Merkezine hitaben düzenlediği 25.06.2019 tarihli dilekçesinde, murislerinin hattının 2007 yılında iptal edildiğini öğrendiği, Nazilli Belediyesinden bu hususta bilgi alamadığını belirterek murislerinden intikal eden …Taksi hattının hangi işlemle, hangi gerekçeye dayanılarak ve hangi tarihte iptal edildiği, iptal işleminin tarih ve sayı numarasının tarafına bildirilmesi istemiyle yapılan başvuru üzerine …tarih ve …sayılı yazı ile süreç hakkında bilgi paylaşılarak bahse konu UKOME kararının 09.05.2018 tarihli yazı ile …’a bildirildiğinin belirtilmesi üzerine dava konusu işlemlerin iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Dilekçeler üzerine ilk inceleme” başlığını taşıyan 14. maddesinin 3/e bendinde, dilekçelerin süre aşımı yönünden inceleneceği; ”İlk inceleme üzerine verilecek karar” başlığını taşıyan 15. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde, süre aşımı yönünden yapılan incelemede Kanuna aykırılık görülürse davanın reddine karar verileceği belirtilmiş; aynı Kanunun “Dava açma süresi” başlıklı 7. maddesinde, “Dava açma süresi, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştayda ve idare mahkemelerinde altmış ve vergi mahkemelerinde otuz gündür. Bu süreler; a) İdari uyuşmazlıklarda; yazılı bildirimin yapıldığı,
(…) tarihi izleyen günden başlar.”; “Sürelerle ilgili genel esaslar” başlıklı 8. maddesinde, “Süreler, tebliğ, yayın veya ilan tarihini izleyen günden itibaren işlemeye başlar. Tatil günleri sürelere dahildir. Şu kadarki, sürenin son günü tatil gününe rastlarsa, süre tatil gününü izleyen çalışma gününün bitimine kadar uzar. Bu Kanunda yazılı sürelerin bitmesi çalışmaya ara verme zamanına rastlarsa bu süreler, ara vermenin sona erdiği günü izleyen tarihten itibaren yedi gün uzamış sayılır.”; “İdari makamların sükutu” başlıklı 10. maddesinin işlem tarihinde yürürlükte bulunan halinde, “İlgililer, haklarında idari davaya konu olabilecek bir işlem veya eylemin yapılması için idari makamlara başvurabilirler. Altmış gün içinde bir cevap verilmezse istek reddedilmiş sayılır. İlgililer altmış günün bittiği tarihten itibaren dava açma süresi içinde, konusuna göre Danıştaya, idare ve vergi mahkemelerine dava açabilirler. Altmış günlük süre içinde idarece verilen cevap kesin değilse ilgili bu cevabı, isteminin reddi sayarak dava açabileceği gibi, kesin cevabı da bekleyebilir. Bu takdirde dava açma süresi işlemez. Ancak, bekleme süresi başvuru tarihinden itibaren altı ayı geçemez. Dava açılmaması veya davanın süreden reddi hallerinde, altmış günlük sürenin bitmesinden sonra yetkili idari makamlarca cevap verilirse, cevabın tebliğinden itibaren altmış gün içinde dava açabilirler.” hükmü yer almıştır.
7201 sayılı Tebligat Kanununun “Bilinen adreste tebligat” başlıklı 10. maddesinde, “Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Şu kadar ki; kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartiyle her yerde tebligat yapılması caizdir. (Ek 2. fıkra: 11.01.2011 – 6099 S.K/madde 3) Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.”; “Aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçiye tebligat” başlıklı 16. maddesinde, “Kendisine tebliğ yapılacak şahıs adresinde bulunmazsa tebliğ kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır.”; “Usulüne aykırı tebliğin hükmü” başlıklı 32. maddesinde, “Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur.” hükmü yer almıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Uyuşmazlıkta, …tarafından yapılan başvurularda tebligata elverişli adresin “…Mahallesi …St. …. Sk. …Blok K.… Nazilli/Aydın” şeklinde belirtildiği, Aydın Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Dairesi Başkanlığının …tarih ve …sayılı yazısının da 11.05.2018 tarihinde taahhütlü mektup ile aynı adrese gönderildiği, davacının 25.06.2019 tarihli başvuru dilekçesinde de yine tebligata elverişli adres olarak aynı adresin yer aldığı görülmektedir.
Tebligat, tebligata yetkili makamın belirli hukuki işlemlerden haberdar edilmek için o işlemin muhatabına belli usuller çerçevesinde bildirim yapılmasıdır. Tebligatın asıl amacı, belirli bir işlemden etkilenecek olan kimseye bu durumun bildirilmesidir.
Tebligatın kurucu unsurları, yazılı bildirim ve belgelendirmeden ibarettir. Tebliği çıkaran merciin muhataba bildirilmesi gereken evrakın, muhataba veya onun adına tebliği kabule yetkili kişilere verilmesi sonucu bilgilendirme unsuru; yazılı bildirimin kanunda öngörüldüğü şekilde yapıldığına dair tutanağın düzenlenmesi ile de belgelendirme unsuru gerçekleşmiş olur. Tebliğin unsurlarının birinin bulunmaması tebliğ yokluğu sonucunu doğururken, bu unsurların yanlış veya hatalı olması kanuna uygun olmayan bir tebliğ olduğundan usulsüz tebliğ sonucunu doğurmaktadır. (Güneş, Derya Belgin, “Tebliğ Yokluğu”; İÜHFM C. LXXIV, S.1, 2016, s.223)
İdare Mahkemesince davacının ikamet ettiği adreste …’a yapılan tebligatın davacı tarafından öğrenilmemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğundan bahisle dava açma süresinin 11.05.2018 tarihinden itibaren başlatılarak davanın süre aşımı sebebiyle reddine karar verildiği görülmekte ise de; 7201 sayılı Tebligat Kanununda tebliğin muhatabın bilinen en son adresinde yapılacağının kurala bağlandığı, …tarafından yapılan başvuru üzerine belirtilen adrese iletilen taahhütlü posta gönderisinin muhatabının davacı olmadığı, aynı Kanunun 16. maddesi gereği aynı konutta oturan kişilere tebliğin yapılması halinde ise tebliği muhatap adına alan kişinin tebligatın içeriğini öğrenme yükümlülüğü altında bulunmadığı, bu itibarla …adına çıkarılan taahhütlü posta gönderisinin içeriğinden salt aynı evde mukim olması hasebiyle davacının da haberdar olması gerektiği varsayımıyla dava açma süresinin 11.05.2018 tarihinden itibaren işletilmesinde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Kaldı ki 11.05.2018 tarihinde … adına belirtilen adrese iletilen bildirimin taahhütlü mektup yolu ile yapıldığı da dikkate alındığında 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılmış bir tebliğden de söz edilemeyeceği açıktır.
Buna göre, davacı tarafından dava dilekçesinde dava konusu işlemlerden 19.07.2019 tarihinde haberdar olduğu belirtildiğinden yasal 60 günlük dava açma süresi içinde 21.08.2019 tarihinde açılan işbu davada süre aşımı bulunmadığından işin esasının incelenerek bir karar verilmesi gerekmektedir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesine uygun bulunan temyiz isteminin kabulüne,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin …tarih, E:…, K:…sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın yukarıda belirtilen Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesine,
4. Kesin olarak 08/02/2023 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY :
(X)- Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Bu nedenle, temyiz isteminin reddi ile Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği görüşüyle aksi yöndeki çoğunluk kararına katılmıyorum.