Danıştay Kararı 8. Daire 2021/7675 E. 2023/429 K. 08.02.2023 T.

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2021/7675 E.  ,  2023/429 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/7675
Karar No : 2023/429

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı) : …

Karşı Taraf (Davalı) : … Kurulu Başkanlığı
Vekili : Av. …

İstemin Özeti : …İdare Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının hukuka aykırı olduğu öne sürülerek, 2577 sayılı Kanunun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : İstemin kabulü ile Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dava, Davacının Nisan 2014 döneminde Sağlık Bilimleri Temel Alanından yaptığı doçentlik başvurusu dosyasında yer alan eserleriyle ilgili olarak Yükseköğretim Kurulu Bilimsel Araştırma ve Yayın Etiği Yönergesi uyarınca oluşturulan Sağlık Bilimleri Bilimsel Araştırma ve Yayın Etiği Kurulunun …tarihli ve …no’lu toplantısında alınan ve …tarihli …sayılı işlemle davacıya bildirilen kararın; A4 ve A9 BS ve B6 numaralı çalışmaların aynı veriden yapılmış bir çalışmadan çoklu yayın yapma biçiminde, Yükseköğretim Kurulu Bilimsel Araştırma ve Yayın Etiği Yönergesinin 8. maddesine göre dilimleme eylemini gerçekleştirdiğine ve kararın ifası amacıyla davacının bağlı bulunduğu Adli Tıp Kurumuna gönderilmesine yönelik kısmının iptali istemiyle açılmıştır.
İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…; K:…sayılı kararıyla, davada iptali istenilen işlemlerin davacının subjektif hukuki durumunu etkileyen bir sonuç doğurmadığı ve idari dava konusu edilebilecek kesin ve yürütülmesi zorunlu nitelikte bulunmadığı gerekçesiyle istemin incelenmeksizin reddine karar verilmiştir.
Dairemizin 29/05/2019 tarih ve E:2016/10705; K:2019/5209 sayılı kararıyla; davaya konu işlemin davacının etik ihlalde bulunduğundan bahisle tesis edildiği görüldüğünden gerek disiplin hukuku yönünden gerekse idari yönden sonuçlarının olduğu ve bu sonuçların davacının menfaatini ve hukuki durumunu etkiler nitelikte olduğu açık olduğundan, dava konusu işlemin bu haliyle kesin ve yürütülmesi zorunlu bir işlem olduğu ve idari davaya konu edilebileceği gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozma kararına uyularak …tarih ve E:…; K:…sayılı kararıyla davanın esası yönünden inceleme yapılmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Anılan karar davacı tarafından temyiz edilerek kararın bozulması talep edilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ile Vergi Usul Kanununun Uygulanacağı Haller” başlığını taşıyan 31. maddesinde, bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda; … bilirkişi, keşif, delillerin tespiti, … işlemlerinde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı, ancak, davanın ihbarı ve bilirkişi seçiminin Danıştay, mahkeme veya hakim tarafından re’sen yapılacağı kurala bağlanmış olup,anılan hükümle atıfta bulunulan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Bilirkişiye Başvurulmasını Gerektiren Hâller” başlığını taşıyan 266. maddesinde, Mahkemenin, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar vereceği, hâkimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamayacağı, 282. maddesinde ise hâkimin, bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendireceği hükmüne yer verilmiştir.
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri uyarınca, çözümü hukuk dışında özel ya da teknik bilgiyi gerektirecek hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınacağı tartışmasız olup; bu kapsamda bilirkişilerce yapılacak olan değerlendirme, ancak uyuşmazlık konusu dava konusu üzerine teknik tespitler yapılarak hazırlanan bilimsel, objektif ve tarafsız raporun mahkemeye sunulmasından ibarettir. Bilirkişilerce yapılan teknik değerlendirmelerin ışığında hukuka uygunluk tespitinin Mahkemece yapılacağı tabiidir.
Olayda, uyuşmazlığın çözümünün teknik ve bilimsel bilgiyi gerektirir nitelikte olması nedeniyle Mahkemenin 22/09/2020 tarihli ara kararıyla dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, üç ayrı üniversitede Adli Tıp alanında profesör olarak görev yapan bilirkişilerden davacının doçentlik başvuru dosyasına eklemiş olduğu A4 ve A9, B5 ve B6 numaralı çalışmaların aynı veriden yapılmış bir çalışmadan çoklu yayın yapma biçiminde olduğundan bahisle Yükseköğretim Kurulu Bilimsel Araştırma ve Yayın Etiği Yönergesinin 8. maddesine göre dilimleme eylemini gerçekleştirip gerçekleştirmediği hususuna yönelik bilimsel rapor hazırlanması istenilmiş; hazırlanan rapor hükme esas alınmak suretiyle karar verilmiştir.
Ancak; davacı tarafından, Mahkemece oluşturulan bilirkişi heyetinde yer alan Prof Dr. …’ün aynı zamanda doçentlik sınav jürisinde de yer aldığı, bu durumun, bilirkişi heyetinin objektifliğini ve tarafsızlığını etkilediği ileri sürülmektedir.
Çözümü teknik bilgi gerektiren meselelerde, görüşüne başvurulacak bilirkişi heyetinin belirlenmesi konusu, bilirkişi heyetince Mahkemeye sunulacak olan, heyetin kanaatini içeren raporun sıhhati, güvenirliği, objektifliği ve tarafsızlığı itibariyle önem arz etmektedir.
Bilirkişi heyeti tespit edilirken objektif, tarafsız değerlendirme yapabilecek Mahkemeye sunulacak raporun güvenilirliğine ve sıhhatine gölge üşürmeyecek kişilerden belirlenmesi gerekmektedir.
Uyuşmazlığa konu olayda davacının doçentlik sınav jürisinde görev alan ve davacının eserleri hakkında rapor düzenleyen Prof. Dr. …’ün, Mahkemece oluşturulan bilirkişi heyetinde bulunmasının, bilirkişi heyetince oluşturulacak raporun objektifliğini ve tarafsızlığını etkileyeceği açık olup; Mahkemece oluşturulacak yeni bir bilirkişi heyetinden bilimsel görüş alınması gerekmektedir.
Mahkemece öncelikle davacının daha önce doçentlik ünvanı almak için başvurduğu dönemlerdeki jüri üyelerinin tespit edilmesi bunun yanı sıra Üniversitelerarası Kurul Başkanlığı’ndan davacının başvurduğu alanda bilirkişi olarak görev yapabilecek profesör ünvanlı kişilerin isim listesinin istenmesi, sonrasında davacı ile ortak yayını, çalışması olan ve davacı hakkında daha önce jüri olarak görev yapan akademisyenler dışında bir bilirkişi heyetinin tespit edilmesi gerekmektedir.
Dolayısıyla, Mahkemece tüm bu hususlar dikkate alınarak objektiflik konusunda tereddüte mahal vermeyecek şekilde bir bilirkişi heyetinin tespiti ile alınacak bilimsel rapor sonrasında yeniden bir karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle; …İdare Mahkemesinin temyize konu kararının bozulmasına, dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere anılan Mahkemeye gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 08/02/2023 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY :
(X)- İdare ve Vergi Mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenip bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesinin 1. fıkrasında yazılı nedenlerin bulunmasına bağlıdır.
Bölge İdare Mahkemesince verilen kararın dayandığı gerekçe usul ve yasaya uygun olup, bozulmasını gerektiren bir neden bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın onanması gerektiği oyu ile aksi yöndeki karara katılmıyoruz.