Danıştay Kararı 8. Daire 2021/7498 E. 2023/1311 K. 21.03.2023 T.

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2021/7498 E.  ,  2023/1311 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/7498
Karar No : 2023/1311

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Valiliği
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Özel Öğrenci Barınma Hizmetleri Yönetmeliği’nin 40/A maddesinin (d)-7 bendi uyarınca “Görevine Son Verilerek 5 Yıl Süreyle Başka Kurumda Çalıştırılmama” cezası ile tecziyesine ilişkin Aksaray Valiliği İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün … tarih ve E… sayılı işleminin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:… K:… sayılı kararıyla; davacının sübut bulan eyleminin nitelik ve ağırlığı itibariyle karşılığı olarak öngörülen “Görevine Son Verilerek 5 Yıl Süreyle Başka Kurumda Çalıştırılmama” cezası ile tecziyesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından kararın hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 17. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davacının duruşma istemi yerinde görülmeyerek ve dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:

İLGİLİ MEVZUAT:
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın ”Genel ilkeler” başlığını taşıyan 128. maddesinde; Devletin, kamu iktisadî teşebbüsleri ve diğer kamu tüzelkişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği aslî ve sürekli görevlerin, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görüleceği, memurların ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işlerinin kanunla düzenleneceği kurala bağlanmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı” başlıklı 2. maddesinin birinci fıkrasında, idarî dava türlerinin a) İdarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, b) İdarî eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, c) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idarî sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar (…) olarak sayılmıştır.
5661 sayılı Kanun’un 1. maddesinin son fıkrasında öğrencilere barınma hizmeti veren öğrenci yurtları ve benzeri kurumlarda görevlendirilen personelin özlük, ödül, disiplin iş ve işlemlerine ilişkin hususların; personele işlediği fiil ve haller doğrultusunda; uyarma, kınama, aylıktan kesme, görevine son verme ve görevine son verilerek başka yurt ve benzeri kurumda çalıştırmama cezalarının verilebileceği, disiplin cezasının verilmesini gerektirecek fiil ve hallerin bu cezaların tanımının ve verilme usul ve esasları ile barınan öğrencilerin disiplinine ilişkin hususların yönetmelikle belirleneceği hüküm altına alınmıştır.
06/05/2017 günlü, 30058 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Özel Öğrenci Barınma Hizmetleri Yönetmeliği’nin 22/01/2018 tarihli ve 2018/11277 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla eklenen “Personel Disiplin İşleri” başlıklı 40/A maddesinin birinci fıkrasında “Personele, işlediği fiil ve haller doğrultusunda aşağıda belirtilen disiplin cezaları verileceği” , anılan fıkranın (d) bendinde “Görevine son verilerek başka kurumda çalıştırmama: Personelin cezanın verildiği tarihten itibaren beş yıl süreyle kurumlarda çalışamamasıdır. Görevine son verilerek başka kurumda çalıştırmama cezasını gerektiren fiil ve haller şunlardır: (…) 7) Görevin yerine getirilmesinde dil, ırk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep ayrımı yapmak, kişilerin yarar veya zararını hedef tutan davranışlarda bulunmak. (…)” hükmüne, 40/A maddesinin dördüncü fıkrasında “Disiplin cezaları sıralı disiplin amiri olan müdür, kurumun bağlı olduğu il veya ilçe millî eğitim müdürü ile kurumun bulunduğu mahallin mülki amiri ve vali tarafından aşağıda belirtildiği şekilde verilir. (…) b) (…); görevine son verilerek başka kurumda çalıştırmama cezası ise vali tarafından verilir. Sıralı disiplin amirleri alt cezaları da vermeye yetkilidir. Uyarma ve kınama cezaları, vermeye yetkili makam tarafından ilgilinin savunması alındıktan sonra resen, diğer cezalar ise disiplin soruşturması sonucunda getirilen teklife göre disiplin amirinin takdiri doğrultusunda verilir. İşlenen fiilin gerektirdiği disiplin cezasını vermeye Bakanlık da yetkilidir.” hükmüne yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bilindiği üzere İdari yargı yerlerinde dava konusu edilen işlemlerin, yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden hukuki denetime tabi tutulması ve bu denetim yapılırken, dava konusu edilen idari işlemlerin tesis edildikleri tarihteki duruma göre hukuka uygun olup olmadıklarının incelenmesi gerektiği ve iptal davalarının idarenin hukuka uygun davranmasını sağlayan en önemli araçlardan olduğu kuşkusuzdur.
Hukuka uygunluk şartlarından olan yetki, kamu gücü kullanılarak, tek yanlı irade beyanı ile idari işlem yapabilme iktidarıdır ve her bir idari makam için, kendi görev alanını gösteren mevzuatında belirlenir.
İdare Hukuku’nda ‘yetki’, idareye Anayasa ve yasalarla tanınmış olan karar alma gücünü ifade eder ve idari işlemlerin en temel öğesini oluşturur. Bir kamu düzeni sorunu olan yetki, yasa koyucu tarafından hangi makam veya merciye verilmiş ise, ancak o makam veya merci tarafından kullanılabilir. Bu bakımdan, yasanın açık izni olmadıkça yetkili makam veya mercinin yetkisini devretmesi olanaklı değildir. Aktarılan nitelikleri gereği, idare hukukunda yetkisizlik kural, yetkili olmak istisnadır. Bu itibarla, yetki hükümlerinin sınır ve çerçevesinin yasayla açıkça çizilmesi gerekir ve genişletici yoruma tabi tutulamaz.
Anayasa, yürütme görev ve yetkisinin, yasalar çerçevesinde yerine getirileceğini açıklamakla yetinmeyip; idare kuruluşunun her bir öğesinin de yasayla düzenlenmesini emretmektedir. İdare teşkilatı ile görev ve yetkilerinin yasayla düzenlenmesi öngörüldüğü gibi; ajanlara, vergilere ve mallara ilişkin statülerin de yasal nitelikte olması gerekmektedir. Bu bakımdan, idare onu yetkili kılan ‘Yasa’ya dayanarak hizmette bulunabilir. Bu nedenledir ki, idare hukukunda yetkisizlik kural, yetkili olmak istisnadır. Dolayısıyla, yetki devri de istisnai niteliktedir. (A.Y.M. 08/11/2012 tarih ve E:2012/27, K:2012/173)
Öte yandan; yetki kurallarının kamu düzeninden sayılmasının, bu çerçevede istisnai nitelik taşıyıp genişletici yoruma tabi tutulamamasının en pratik sonucu da; idari işlemin yetki unsuru üzerinde idarenin takdir yetkisine sahip olmamasında görülmektedir. Bu sebepledir ki; Kanun hükmü ile bir işi yapmaya yetkili kılınan idarenin kanunda açıkça öngörülmediği sürece bu yetkisinin başka bir idareye devredilmesi söz konusu olamaz.
Yukarıda yer alan mevzuat hükümlerinden anlaşıldığı üzere; -işlem tarihi itibariyle- öğrencilere yönelik barınma hizmeti veren kurumlarda görev yapan personele işlediği fiil ve haller doğrultusunda verilen disiplin cezalarından görevine son verilerek başka kurumda çalıştırmama cezasının verilmesi Mülga Özel Öğrenci Barınma Hizmetleri Yönetmeliği uyarınca “vali” yetkilidir.
Uyuşmazlıkta; davacı hakkında tanzim edilen soruşturma raporu doğrultusunda Özel Öğrenci Barınma Hizmetleri Yönetmeliği’nin 40/A maddesinin (d)-7 bendi uyarınca “Görevine Son Verilerek 5 Yıl Süreyle Başka Kurumda Çalıştırılmama” cezasının tecziyesine ilişkin Aksaray Valiliği İl Milli Eğitim müdürlüğü işleminin Vali adına Vali yardımcısı tarafından imzalandığı görülmektedir.
Bu durumda; Özel Öğrenci Barınma Hizmetleri Yönetmeliği’nin “Personel Disiplin İşleri” başlıklı 40/A maddesinin dördüncü fıkrasının b bendinde yer alan “görevine son verilerek başka kurumda çalıştırmama cezasının vali tarafından verileceği” kuralı karşısında Vali adına Vali Yardımcısı tarafından tesis edilen tesis edilen işlemde yetki unsuru yönünden hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Bu itibarla; yetki yönünden hukuka aykırı olan işlemin esası yönünden değerlendirme yapmak suretiyle verilen Mahkeme kararınına karşı yapılan istinaf kanun yolu başvurusunun reddine ilişkin Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesine uygun bulunan temyiz isteminin kabulüne,
2. Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Kullanılmayan … TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davacıya iadesine,
4. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın yukarıda belirtilen Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesine,
5. Kesin olarak 21/03/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.