Danıştay Kararı 8. Daire 2021/6968 E. 2023/258 K. 01.02.2023 T.

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2021/6968 E.  ,  2023/258 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/6968
Karar No : 2023/258

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …Çimento Sanayii Türk Anonim Şirketi
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Genel Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU :… Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Denizli İli, Pamukkale İlçesi, … Mahallesi mevkiinde … sicil nolu, II-a grubu maden işletme ruhsatı bulunan davacı şirket tarafından, “Açık işletme alanı ve tesis alanları” izin talebinin reddine ilişkin işlem sonrasında tesis edilen … tarihli ve … sayılı idari para cezası işleminin iptali ile 01.03.2021 tarihinde ödenen 105.281,00 TL bedelin iadesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında; dava dilekçesi ve ekinde tebliğ belgesine yahut tebliğ tarihine ilişkin bir beyana rastlanılmadığı, yalnızca dava konusu işlemin tarih ve sayısı ile ödeme tarihinin gösterildiğinin görüldüğü, bunun üzerine Mahkemelerinin 13.04.2021 tarihli ara kararı ile davacı vekilinden dava konusu işlem ile işlemin tebliğine ilişkin belgenin istenildiği, davacı vekili tarafından dava konusu işlemin 18.02.2021 tarihinde tebliğ edildiği ancak ihtirazi kayıt koyarak ve her türlü yasal hakkının saklı kaldığının belirtilmesi suretiyle 01.03.2021 tarihinde ödeme yapıldığı, bu nedenle dava açma süresinin durduğunun belirtildiği görülmekte ise de; 3213 sayılı Maden Kanununda idari para cezasının iptalinin otuz gün içerisinde istenebileceği, Kanun’da ihtirazi kayıtla yargılama sürelerinin durmasına ilişkin bir hüküm bulunmadığı gibi ihtirazi kayıt konularak ödeme yapılmasının 2577 sayılı Kanun’un 11. maddesi kapsamında üst makama başvurma şeklinde nitelendirilemeyeceği de açık olduğundan, 30 günlük dava açma süresinin geçirilmesi suretiyle açılan işbu davanın esasının, süre aşımı nedeniyle incelenmesine olanak bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu, ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, davaya konu idari para cezasının ihtirazi kayıt ile ödenmesi üzerine dava açma süresinin durduğu, aksi yönde yapılan değerlendirme ile verilen süre ret kararında hukuki isabet bulunmadığından kararın bozulması gerektiği ileri sürülmüştür.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Dilekçeler üzerine ilk inceleme” başlığını taşıyan 14. maddesinin 3/e bendinde, dilekçelerin süre aşımı yönünden inceleneceği; ”İlk inceleme üzerine verilecek karar” başlığını taşıyan 15. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde, süre aşımı yönünden yapılan incelemede Kanuna aykırılık görülürse davanın reddine karar verileceği belirtilmiş; aynı Kanunun “Dava açma süresi” başlıklı 7. maddesinde, “Dava açma süresi, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştayda ve idare mahkemelerinde altmış ve vergi mahkemelerinde otuz gündür. Bu süreler; a) İdari uyuşmazlıklarda; yazılı bildirimin yapıldığı, (…) tarihi izleyen günden başlar.”; “Sürelerle ilgili genel esaslar” başlıklı 8. maddesinde, ” Süreler, tebliğ, yayın veya ilan tarihini izleyen günden itibaren işlemeye başlar. Tatil günleri sürelere dahildir. Şu kadarki, sürenin son günü tatil gününe rastlarsa, süre tatil gününü izleyen çalışma gününün bitimine kadar uzar. Bu Kanunda yazılı sürelerin bitmesi çalışmaya ara verme zamanına rastlarsa bu süreler, ara vermenin sona erdiği günü izleyen tarihten itibaren yedi gün uzamış sayılır.”; “Üst makamlara başvurma” başlıklı 11. maddesinin işlem tarihinde yürürlükte olan halinde, “İlgililer tarafından idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde istenebilir. Bu başvurma, işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durdurur. Altmış gün içinde bir cevap verilmezse istek reddedilmiş sayılır. İsteğin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması halinde dava açma süresi yeniden işlemeye başlar ve başvurma tarihine kadar geçmiş süre de hesaba katılır.” hükmü yer almıştır.
3213 sayılı Maden Kanununun “Ruhsat bedeli, cezalar ve diğer yaptırımlar” başlıklı 13. maddesinin 3. fıkrasında, “Bu Kanuna göre verilen idari para cezaları tebliğinden itibaren bir ay içinde Genel Müdürlüğün muhasebe birimi hesabına ödenir. İdari para cezalarına karşı otuz gün içinde idare mahkemelerinde dava açılabilir. Verilen idari para cezalarına karşı yargı yoluna başvurulması takip ve tahsilatı durdurmaz. Genel Müdürlük genel bütçeye gelir kaydedilmek üzere ilgili bedeli en geç on beş iş günü içerisinde Hazine hesabına aktarır. Tahakkuk eden ve ödenmeyen Devlet hakları 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre takip ve tahsil edilmek üzere ilgili tahsil dairesine bildirilir. İlgili tahsil dairesi idari para cezası tamamen tahsil edildikten itibaren en geç bir ay içerisinde durumu Genel Müdürlüğe bildirir.” hükmü; 09.07.2018 tarih ve 30473 (3. Mükerrer) sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 118. maddesiyle eklenen 3213 sayılı Maden Kanununun Ek 18. maddesinin birinci fıkrasında, “MAPEG görev alanına giren konulara ilişkin her türlü tebligatı, kayıtlı elektronik posta adresi (KEP) veya kurumsal elektronik tebligat sistemi (e-Tebligat) yoluyla ilgilisine tebliğ edebilir. Bu yollarla yapılan tebligatlar 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu uyarınca tebliğ edilmiş sayılır.” hükmüne yer verilmiştir.
7201 sayılı Tebligat Kanununun “Elektronik tebligat” başlıklı 7/a maddesinde, “Aşağıda belirtilen gerçek ve tüzel kişilere tebligatın elektronik yolla yapılması zorunludur. (…) 7. Kanunla kurulanlar da dahil olmak üzere tüm özel hukuk tüzel kişileri. (…) Birinci fıkra kapsamı dışında kalan gerçek ve tüzel kişilere, talepleri halinde elektronik tebligat adresi verilir. Bu durumda bu kişilere tebligatın elektronik yolla yapılması zorunludur. Birinci ve ikinci fıkra hükümlerine göre elektronik yolla tebligatın zorunlu bir sebeple yapılamaması halinde bu Kanunda belirtilen diğer usullerle tebligat yapılır. Elektronik yolla tebligat, muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılır. (…) hükmü yer almıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dairemizin 22.11.2022 tarih ve E:2021/6968 sayılı ara kararı ile davacı ve davalı idareden, dava konusu işlem ile bu işlemin davacıya tebliğine ilişkin tebellüğ belgesinin onaylı bir örneğinin gönderilmesi istenilmiş olup dosyaya sunulan bilgi ve belgelerin incelenmesinden, Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı davaya konu edilen işleminde, davacının uhdesinde bulunan II (a) grubu işletme ruhsatının 22.05.2015 tarihinde yürürlüğe girdiği, 7. madde izinleri kapsamında ÇED olumlu belgesinin 27.10.2016 tarihinde alındığı, diğer izinlerle ilgili süreçte ise orman izin başvurusunun 15.05.2020 tarihinde yapılmasına karşın Pamukkale Orman İşletme Şefliği tarafından 24.12.2020 tarihinde bölgedeki tarım arazilerinin olumsuz etkileneceği gerekçesiyle orman izin başvurusunun olumsuz sonuçlandığı, bu nedenle 3213 sayılı Kanunun 24/11. maddesi uyarınca 22.05.2015-22.05.2018 tarihleri arasındaki dönem için 62.743,00 TL; 22.05.2018-22.05.2019 tarihleri arasındaki dönem için 77.632,00 TL olmak üzere toplam 140.375,00 TL idari para cezası uygulanmasının uygun bulunduğu, bu cezaya karşı 3213 sayılı Kanunun 13. maddesi uyarınca 30 gün içinde idare mahkemelerinde başvuru hakkının bulunduğunun dava konusu işlemde açıkça belirtildiği görülmektedir.
Öte yandan söz konusu işlemin davacı şirketin UETS adresine 17.02.2021 tarihinde iletildiği, aynı tarihte okunduğu ve 7201 sayılı Kanunun 7/a maddesi gereği 22.02.2021 tarihinde tebliğ edilmiş sayıldığı anlaşılmaktadır.
Buna göre, dava konusu işlemin tebliğ edilmiş sayıldığı 22.02.2021 tarihinden itibaren 3213 sayılı Kanunun 13/3. maddesinde yer verilen 30 günlük dava açma süresi içinde ve en geç 24.03.2021 Çarşamba gününe kadar (bu tarih dahil) dava açılması veya 2577 sayılı Kanunun 11. maddesi uyarınca idari işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması istemiyle idareye başvurulması gerekirken bu süre geçirildikten sonra 29.03.2021 tarihinde açılan davada süre aşımı bulunduğu sonucuna varılmaktadır.
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle,
1. Temyiz isteminin reddine,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının yukarıda belirtilen açıklama ile ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, posta gideri avansından artan tutarın Mahkeme tarafından iadesine,
4. Kesin olarak, 01/02/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.