Danıştay Kararı 8. Daire 2021/6540 E. 2022/436 K. 01.02.2022 T.

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2021/6540 E.  ,  2022/436 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/6540
Karar No : 2022/436

DAVACI : … Sen
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … Başkanlığı
VEKİLİ : Av….

DAVANIN KONUSU :
Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı Yürütme Kurulu’nun … gün ve … sayılı kararında yer alan “ücretsiz izinli sayılmaları kaydıyla” ibaresinin iptali istenilmektedir.

DAVACININ İDDİALARI :
Davacı tarafından, söz konusu düzenlemenin Anayasa’nın 10. maddesi ile düzenlenen eşitlik ilkesine aykırı olduğu, ÖYP kapsamında atanarak, Kanunun 50. maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde belirtilen statüye dönüştürülmüş olan araştırma görevlileri yönünden 2547 sayılı Kanunun 39. maddesi ile öngörülmeyen bir kısıtlama getirildiği, işlemin 2547 sayılı Kanunun araştırma görevlilerinin yetiştirilmesi amacına uymadığı ileri sürülmektedir.

DAVALININ SAVUNMASI :
Davalı idare tarafından, 2547 sayılı Kanunun 39. maddesinde öğretim elemanlarının yurtdışında görevlendirilmeleri hususunda davalı idareye takdir yetkisinin verildiği, söz konusu işlemin bu takdir yetkisi çerçevesinde tesis edildiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : 2577 sayılı Yasanın 49. maddesinin 4. fıkrasında idare mahkemelerinin bozmaya uymayarak eski kararında ısrar edebileceği ancak Danıştay İdari ve Vergi Dava Daireleri Kurulları kararlarına uyulmasının zorunlu olduğu kurala bağlanmış; böylece Danıştay dava dairelerine, ilk derece mahkemesi olarak verdikleri kararların temyizen bozulması halinde ısrar olanağı tanınmamıştır. Bu nedenle bozmaya uyularak davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI : …
DÜŞÜNCESİ : Dava, Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı Yürütme Kurulunun … tarih ve … sayılı kararında yer alan “ücretsiz izinli sayılmaları kaydıyla” ibaresinin iptali istemiyle açılmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 46’ncı maddesinin 1’inci fıkrasında; Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarına karşı Danıştayda temyiz yoluna başvurulabileceği, 49’uncu maddesinin 2’nci fıkrasında, temyiz incelemesi sonunda Danıştayın; görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması, hukuka aykırı karar verilmesi ve usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması sebeplerinden dolayı incelenen kararı bozacağı; 4’üncü fıkrasında, Danıştayın ilk derece mahkemesi olarak baktığı davaların temyizen incelenmesinde bu madde ile ısrar hariç 50’nci madde hükümlerinin kıyasen uygulanacağı hükme bağlandığından; ilk derece mahkemesi sıfatıyla bakılan davaların temyiz incelemesi sonucu ilgili dava daireleri kurulunca; usul veya esas bakımından yeninden bir araştırma, inceleme yapılmasını veya maddi ve hukuki olayın yeninden yorumlanmasını gerektirmeyecek şekilde verilen bozma kararlarına karşı, ilk kararı veren Danıştay dava dairesine “ısrar hakkı” tanınmamıştır. Dolayısıyla, kararı bozulan Danıştay dava dairesi, bozma kararına uymak zorundadır.
Dosyanın incelenmesinden, Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı Yürütme Kurulunun … tarih ve … sayılı kararında yer alan “ücretsiz izinli sayılmaları kaydıyla” ibaresinin iptali istemiyle açılan davada, Danıştay Sekizinci Dairesi’nin 17/02/2020 tarih ve E:2018/766, K:2020/863 sayılı kararıyla; dava konusu düzenlemenin iptaline karar verildiği; bu kararın, davalı idare tarafından temyiz edilmesi üzerine, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 08/02/2021 günlü ve E:2020/1250, K:2021/212 sayılı kararıyla, Daire kararının bozulduğu anlaşılmaktadır.
Buna göre, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun yukarıda sözü edilen maddeleri uyarınca Danıştay dava dairelerinin ilk derece mahkemesi olarak verdiği kararların bozulması halinde ısrar olanağı bulunmadığından, İdari Dava Daireleri Kurulunun bozma kararında yer alan gerekçelerle, davanın reddi gerekeceği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince; Dairemizin 17/02/2020 tarih ve E:2018/766, K:2020/863 sayılı kararının, İdari Dava Daireleri Kurulunun 08/02/2021 tarih ve E:2020/1250, K:2021/212 sayılı kararı ile bozulması üzerine, dosya yeniden incelenmek suretiyle gereği görüşüldü:

HUKUKİ SÜREÇ :
Anayasa’nın “Kanun önünde eşitlik” başlıklı 10. maddesinde; “Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür. Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz. Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.” kuralına yer verilmiştir.
2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 33. maddesinin (a) fıkrasında; “Araştırma görevlileri, yükseköğretim kurumlarında yapılan araştırma, inceleme ve deneylerde yardımcı olan ve yetkili organlarca verilen ilgili diğer görevleri yapan öğretim yardımcılarıdır. Bunlar ilgili anabilim veya anasanat dalı başkanlarının önerisi, Bölüm Başkanı, Dekan, enstitü, yüksekokul veya konservatuvar müdürünün olumlu görüşü üzerine rektörün onayı ile araştırma görevlisi kadrolarına en çok üç yıl süre ile atanırlar; atanma süresi sonunda görevleri kendiliğinden sona erer. Bunlar aynı usulle yeniden atanabilirler. Lisans üstü eğitim – öğretim için yurt dışına gönderilecek araştırma görevlileri ile ilk defa bu amaçla bu göreve atanacaklarda aranacak nitelikler ve diğer hususlar Yükseköğretim Kurulunca tespit edilir. Lisansüstü eğitim – öğretim için yurtdışına gönderilecek araştırma görevlileri hakkında yukarıdaki atama süresi ile ilgili hüküm uygulanmaz. Bu gibilerin öğrenim ücretleri ve yollukları dahil her çeşit sosyal ve diğer giderleri bağlı bulundukları üniversitelerin personel giderleri içerisinde açılacak özel tertipden ödenir. Lisansüstü eğitim – öğretim için yurt dışına gönderilen araştırma görevlileri kadrolarında bırakılırlar ve (Burslu gidenlerin biryılı aşan süreleri ile şahsen özel burs sağlayan ve bu burstan istifade etmesi için kurumlarınca kendilerine aylıksız izin verilmesi uygun görülenler hariç) aylık ve diğer her türlü ödemelerin kanuni kesintilerin sonra kalan net tutarının % 60’ını kurumlarından alırlar. Bunlardan kurumlarınca gönderilenlere, 1416 sayılı Ecnebi Memleketlere Gönderilecek Talebe Hakkında Kanun hükümlerine göre aynı ülkede bulunan öğrencilere verilen tahsisat tutarında ayrıca ödeme yapılır. Burslu gidenlerin aldıkları burs miktarları bu miktarın altında ise aradaki fark kurumlarınca kendilerine ayrıca ödenir. Bunların okul ücretleri ile eğitim ve öğretime başlayabilmeleri için zorunlu olan kurs ücretleri karşılanır. Kitap ve kırtasiye bedelleri ile diğer eğitim ve öğretim giderlerini karşılamak için her yıl Mart ve Eylül aylarında iki eşit taksitte ödenmek üzere birer aylıkları tutarında ek ödenek verilir.” hükmü,
Aynı Kanun’un 50. maddesinin birinci fıkrasının (d) fıkrasında; lisans üstü öğretim yapan öğrencilerin, kendilerine tahsis edilebilecek burslardan yararlanabilecekleri gibi, her defasında bir yıl için olmak üzere öğretim yardımcılığı kadrolarından birine de atanabilecekleri düzenlenmiş olup, aynı Kanun’a 15/08/2016 tarih ve 674 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 49. maddesi ile eklenen Ek 30. maddesinde ise; “Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı” kapsamında 33. maddenin (a) fıkrası uyarınca araştırma görevlisi kadrosuna atanarak, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte araştırma görevlisi kadrosunda bulunanların statülerinin herhangi bir işleme gerek kalmaksızın 50. maddenin birinci fıkrasının (d) bendinde belirtilen statüye dönüştürülmüş sayılacağı ve bunlar hakkında söz konusu (d) bendi hükümlerinin uygulanacağı düzenlenmiştir.
Anılan Kanun’un “Yurt içinde ve yurt dışında görevlendirme” başlıklı 39. maddesinde; “…Öğretim elemanları birinci fıkrada ve bu Kanunun 33. maddesinde sayılan yurt dışına gönderilme halleri dışında mesleklerine ait hizmetlerde yetiştirilmek, eğitilmek, bilgilerini artırmak veya staj yapmak için Cumhurbaşkanınca üniversiteler itibariyle bir yılı geçmeyecek şekilde her yıl belirlenecek kontenjan ve süreler dahilinde yurt dışına gönderilebilecekleri gibi aynı amaçlarla dış burslara dayanılarak da gönderilebilirler. Belirlenen kontenjanların üniversiteye bağlı birimler arasında dağıtımı üniversite yönetim kurulunun kararı ve rektörün onayı, gönderilme ise ilgili yönetim kurulunun kararı ve rektörün onayı ile olur. Zorunlu hallerde yurt dışında kalma süresi ilgili yönetim kurulunun kararı ve rektörün onayı ile yarısına kadar uzatılabilir. Bunlar hak ve yükümlülükleri bakımından 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na göre aynı amaçla yurt dışına gönderilenlerin tabi oldukları hükümlere tabi olurlar. Ancak, bunlara yapılacak ödemenin miktarı Devlet memurlarına yapılacak ödemeyi geçmemek üzere üniversite yönetim kurulunca daha düşük olarak tespit edilebilir. Öğretim elemanlarından kendilerine yurt dışı kuruluşlarınca burs veya ücret sağlananlar, görev yapacakları sürece Yükseköğretim Kurulunun belirleyeceği esaslara göre üniversite yönetim kurulunun kararı ile aylıklı veya aylıksız izinli de sayılabilirler.” hükmü yer almaktadır.
2547 sayılı Kanun’un 39. maddesine dayanılarak çıkarılan 07/11/1983 tarih ve 18214 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yurtiçinde ve Dışında Görevlendirmelerde Uyulacak Esaslara İlişkin Yönetmeliğin 2. maddesinin (b) bendinde; uzun süreli görevlendirme, öğretim elemanları için inceleme, araştırma ve uygulama yapmak üzere üç aydan fazla bir süre ile ilgili yönetim kurullarınca onaylanacak bir çalışma programına göre yapılan görevlendirme olarak tanımlanmış, dava konusu düzenleme tarihinde yürürlükte olan 5. maddesinin (d) fıkrasında, “Araştırma görevlisi veya bu kadrolara atanmış öğretim elemanları üniversitede en az bir yıl görev yapmış olmak ve genel hükümlere göre mecburi hizmet yüklenmek şartıyla yurtdışında iki yıla kadar görevlendirilebilirler. Bunların görevleri beş yıla kadar uzatılabilir. ” hükmüne yer verilmiştir.
2547 sayılı Kanun’a 11/05/2018 tarihinde eklenen Geçici 78. maddesinde; “Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı kapsamında 33. maddenin (a) fıkrası uyarınca araştırma görevlisi kadrosuna atanmış olup statüleri 50. maddenin birinci fıkrasının (d) bendinde belirtilen statüye dönüştürülmüş sayılan ve Ek 30. madde uyarınca 33. maddenin (a) fıkrasına göre yeniden ataması yapılmayanlardan bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte; a) Başarısızlık ile Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı kapsamında süresi içinde lisansüstü eğitimlerini tamamlayamama veya terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olmaları nedeniyle araştırma görevlisi kadrosuyla ilişiği kesilenler hariç olmak üzere, Devlet yükseköğretim kurumlarının öğretim elemanı kadrolarında bulunmayan ancak doktora veya sanatta yeterlik eğitimini tamamlayanlar bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir ay içerisinde, b) Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı kapsamında lisansüstü eğitimine devam eden araştırma görevlilerinin maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir ay içerisinde, kadrosunun bulunduğu yükseköğretim kurumuna müracaat etmeleri hâlinde 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 48. maddesinde belirtilen genel şartları taşımaları kaydıyla ilgili üniversite tarafından 33. maddenin (a) fıkrası kapsamında yeniden atamaları yapılır. ” düzenlemesine yer verilmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 46. maddesinin 1. fıkrasında, Danıştay Dava Daireleri kararlarına karşı Danıştay’da temyiz yoluna başvurulabileceği; 2575 sayılı Danıştay Kanunu’nun 38. maddesinde, İdari Dava Dairelerinden ilk derece mahkemesi olarak verilen kararların İdari Dava Daireleri Kurulunca temyizen inceleneceği; 2577 sayılı Yasanın 49. maddesinin 4. fıkrasında da idare mahkemelerinin bozmaya uymayarak eski kararında ısrar edebileceği ancak Danıştay İdari ve Vergi Dava Daireleri Kurulları kararlarına uyulmasının zorunlu olduğu kurala bağlanmış; böylece Danıştay dava dairelerine, ilk derece mahkemesi olarak verdikleri kararların temyizen bozulması halinde ısrar olanağı tanınmamıştır.
Bu nedenle, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun bozma kararı üzerine yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri uyarınca, öğretim elemanlarının yurt dışında görevlendirilmelerinin; Cumhurbaşkanınca her yıl belirlenecek kontenjan ve süreler dahilinde, yurt dışına gönderilme ya da dış burslara dayanılarak gönderilme şeklinde yapılması düzenlenmiştir.
2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 50. maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan araştırma görevliliği kadrosunun, süreklilik arz eden nitelikte bir kadro olmadığı, 33. maddesinin (a) bendi kapsamında araştırma görevlisi kadrosunda bulunanların üç yıllığına söz konusu kadroya atandıkları, dolayısıyla bir yıldan uzun süreli yurt dışına gidebilme imkanları var iken, Kanun’un Ek 30. maddesi ile getirilen düzenleme sonucu, söz konusu kişilerin artık daha kısa süreli olarak araştırma görevlisi kadrosunda bulunacak olmaları nedeniyle, daha önce söz konusu kadroda olup uzun süreli yurt dışına gidenlerle, halihazırda gitmeyenler arasında bir ayrım yapılmaması için anılan düzenlemenin getirildiği, diğer bir ifadeyle, daha önce Kanun’un 33. maddesinin (a) bendi kapsamında olup da daha sonra kadrosu 50. maddenin birinci fıkrasının (d) bendi kapsamına dönüşenlerin de, belirli şartlarda yurt dışında uzun süreli görevlendirilmeleri imkanının sağlandığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, bu kapsamdaki araştırma görevlilerinin yeterli kriterleri sağlamaları ve burs bulmaları halinde, uzun süreli yurtdışında görevlendirme imkanı getirilerek ilgililer lehine düzenleme yapıldığı anlaşıldığından, dava konusu Kurul kararında hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVANIN REDDİNE,
2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam …-TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, temyiz aşamasında davalı idarenin yaptığı …-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine
3. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir edilen …-TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,
4. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra istemi halinde davacıya iadesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’na temyiz yolu açık olmak üzere, 01/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.