Danıştay Kararı 8. Daire 2021/5969 E. 2023/1509 K. 28.03.2023 T.

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2021/5969 E.  ,  2023/1509 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/5969
Karar No : 2023/1509

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …

DİĞER DAVALI : … Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı bünyesinde memur kadrosunda görev yapmakta iken 16.03.2018 tarihinde 1 yıl süreyle aylıksız izin alıp avukatlık stajını tamamlayan davacı tarafından, Mersin Barosu Levhasına yazılma talebinin reddine dair Türkiye Barolar Birliği’nin … tarih ve … sayılı işlemi ile bu işleme yapmış olduğu itirazın reddine dair … tarih … sayılı işlemin iptaline karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; avukatlık mesleği ile birleşmeyen bir işte çalışmama şartının avukatlık mesleğini icra edebilmek için aranan bir şart olduğu, aksi bir düşüncenin kabulünün, avukatlık ruhsatnamesini aldıktan sonra herhangi bir nedenle baro levhasından kaydını sildirmek suretiyle avukatlık mesleğinden ayrılan ve başka bir işte çalışmaya başlayan kişilerin avukatlık ruhsatnamelerinin iptal edilmesi sonucunu doğuracağı, ancak ilgilinin baro levhasına yazılarak avukatlık ruhsatnamesi almasının memuriyetle birlikte avukatlık mesleğini yürüteceği anlamına gelmediği, diğer bir anlatımla, ilgili avukatlıkla bağdaşmayan memuriyet görevinden ayrılmadıkça baroya kayıtlı olarak avukatlık yapılamayacağı, bakılan davada, davalı idarece, davacının, avukatlıkla bağdaşmayan bir görevde bulunduğu ve stajının son 3 gününü rapor alarak yaptığı için bu süre zarfında avukatlık stajı yapacağı iddia edildiğinden uyuşmazlığın çözümünün davacının avukatlık stajını Kanuna uygun bir şekilde tamamlayıp tamamlayamadığının tespitine bağlı bulunduğu, Avukatlık Kanunu Staj Yönetmeliğinin 13/4 üncü maddesinde avukatlık stajının kesintisiz yapılması gerektiğine işaret edildiği, uyuşmazlıkta dosyaya sunulan bilgi ve belgelerden; davacının kurumundan bir yıl süreyle ücretsiz izne ayrıldığı, stajına 16.03.2018 tarihinde başladığı, stajın 19.03.2019 tarihinde sonlandığı, ilgilinin ücretsiz izninin 16.03.2019 tarihinde son bulduğu ve 17.03.2019 tarihinde memuriyet görevine başlaması gerektiği, fakat ilgili tarafından 17.03.2019 tarihinden itibaren 5 gün istirahat raporu alındığı ve kurumunda 21.03.2019 tarihinde işbaşı yaptığının görüldüğü, şu hâlde, ilgilinin stajının son bulduğu tarihten sonra çalışmaya başladığı anlaşıldığından stajın kesintiye uğradığından bahsedilmesine olanak bulunmadığı, bu durumda, usulüne uygun olarak avukatlık stajını tamamlayan ve staj bitim belgesi de geçerli kabul edilen davacıya avukatlık ruhsatnamesi düzenlenmesine yönelik kararda hukuka aykırılık bulunmadığından aksi yönde tesis edilen işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı idare tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı Adalet Bakanlığı tarafından, hukuka aykırı olan temyiz istemine konu Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin incelenmeksizin reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun “İstinaf” başlıklı 45. maddesinde, “1) İdare ve vergi mahkemelerinin kararlarına karşı, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi, mahkemenin bulunduğu yargı çevresindeki bölge idare mahkemesine, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde istinaf yoluna başvurulabilir. Ancak, konusu beş bin Türk lirasını geçmeyen vergi davaları, tam yargı davaları ve idari işlemlere karşı açılan iptal davaları hakkında idare ve vergi mahkemelerince verilen kararlar kesin olup, bunlara karşı istinaf yoluna başvurulamaz.
3) Bölge idare mahkemesi, yaptığı inceleme sonunda ilk derece mahkemesi kararını hukuka uygun bulursa istinaf başvurusunun reddine karar verir. Karardaki maddi yanlışlıkların düzeltilmesi mümkün ise gerekli düzeltmeyi yaparak aynı kararı verir.
6) Bölge idare mahkemelerinin 46 ncı maddeye göre temyize açık olmayan kararları kesindir.” hükmüne yer verilmiştir.
Aynı Kanun’un “Temyiz” başlıklı 46. maddesinin 1. fıkrasında; “Danıştay dava dairelerinin nihai kararları ile bölge idare mahkemelerinin aşağıda sayılan davalar hakkında verdikleri kararlar, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi Danıştayda, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde temyiz edilebilir:
a) Düzenleyici işlemlere karşı açılan iptal davaları.
b) Konusu yüz bin Türk lirasının aşan vergi davaları, tam yargı davaları ve idari işlemler hakkında açılan davalar.
c) Belli bir meslekten, kamu görevinden veya öğrencilik statüsünden çıkarılma sonucunu doğuran işlemlere karşı açılan iptal davaları.
d) Belli bir ticari faaliyetin icrasını süresiz veya otuz gün yahut daha uzun süreyle engelleyen işlemlere karşı açılan iptal davaları.
e) Müşterek kararnameyle yapılan atama, naklen atama ve görevden alma işlemleri ile daire başkanı ve daha üst düzey kamu görevlilerinin atama, naklen atama ve görevden alma işlemleri hakkında açılan iptal davaları.
f) İmar planları, parselasyon işlemlerinden kaynaklanan davalar.
g) Tabiat Varlıklarını Koruma Merkez Komisyonu ve Kültür Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulunca itiraz üzerine verilen kararlar ile 18/11/1983 tarihli ve 2960 sayılı Boğaziçi Kanununun uygulanmasından doğan davalar.
h) Maden, taşocakları, orman, jeotermal kaynaklar ve doğal mineralli sular ile ilgili mevzuatın uygulanmasına ilişkin işlemlere karşı açılan davalar.
ı) Ülke çapında uygulanan öğrenim ya da bir meslek veya sanatın icrası veyahut kamu hizmetine giriş amacıyla yapılan sınavlar hakkında açılan davalar.
i) Liman, kruvaziyer limanı, yat limanı, marina, iskele, rıhtım, akaryakıt ve sıvılaştırılmış petrol gazı boru hattı gibi kıyı tesislerine işletme izni verilmesine ilişkin mevzuatın uygulanmasından doğan davalar.
j) 8/6/1994 tarihli ve 3996 sayılı Bazı Yatırım ve Hizmetlerin Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanunun uygulanmasından ve 16/7/1997 tarihli ve 4283 sayılı Yap-İşlet Modeli ile Elektrik Enerjisi Üretim Tesislerinin Kurulması ve İşletilmesi ile Enerji Satışının Düzenlenmesi Hakkında Kanunun uygulanmasından doğan davalar.
k) 6/6/1985 tarihli ve 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanununun uygulanmasından doğan davalar.
l) 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun uygulanmasından doğan davalar.
m) Düzenleyici ve denetleyici kurullar tarafından görevli oldukları piyasa veya sektörle ilgili olarak alınan kararlara karşı açılan davalar.” hakkında verilen kararların Danıştay’da, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde temyiz edilebileceği kurala bağlanmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinin değerlendirilmesinden; İdare Mahkemelerinin konusu beş bin Türk lirasını geçmeyen tam yargı davaları ve idari işlemlere karşı açılan iptal davaları dışında kalan bütün kararlarına karşı mahkemenin bulunduğu yargı çevresindeki bölge idare mahkemesine istinaf başvurusunda bulunulabileceği, bölge idare mahkemesince istinaf incelemesi üzerine verilen kararlara karşı ise sadece 2577 sayılı Kanun’un 46. maddesinde yer alan konular ile sınırlı olarak Danıştay’a temyiz başvurusunda bulunulabileceği, bölge idare mahkemelerince istinaf incelemesi üzerine verilen ve 46. madde kapsamı dışında olan kararların ise kesin olduğu görülmektedir.
Buna göre,
temyiz istemine esas teşkil eden kararın Bölge İdare Mahkemesinin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunun 46. maddesine göre temyiz yolu açık olmayan “kesin” kararlarından olduğu sonucuna varılmakta olup temyiz isteminin incelenmesine yasal olanak bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1- TEMYİZ İSTEMİNİN İNCELENMEKSİZİN REDDİNE,
2- Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, kesin olarak, 28/03/2023 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY :
(X)- 2577 sayılı Kanun’un “Temyiz” başlıklı 46’ncı maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde; belli bir meslekten, kamu görevinden veya öğrencilik statüsünden çıkarılma sonucunu doğuran işlemlere karşı açılan iptal davaları hakkında bölge idare mahkemelerince verilen kararların Danıştay’da, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde temyiz edilebileceği kurala bağlanmıştır.
Uyuşmazlığın temyize açık olup olmadığının belirlenebilmesi için 2577 sayılı Kanunun 46. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde belirtilen “belli bir meslek” ibaresinden ne anlaşılması gerektiğinin açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.
1136 sayılı Avukatlık Kanununun 3. maddesinde, avukatlık stajını tamamlayarak staj bitim belgesi almış bulunmanın avukatlığa kabul şartları arasında düzenlendiği, 9. maddesinin ikinci ve üçüncü fıkralarında, avukatlığa kabulün, ruhsatnamenin verildiği andan itibaren hüküm ifade edeceği, adayın böylece avukatlığa kabul edildikten sonra Avukat unvanını kullanma hakkını kazanacağı, 15. maddesinin birinci fıkrasında, avukatlık stajının bir yıl olduğu; 23. maddesinin birinci fıkrasında, stajın kesintisiz yapılacağı; aynı maddenin ikinci fıkrasında, stajyerin, avukatla birlikte duruşmalara girmek, avukatın mahkemeler ve idari makamlardaki işlerini yapmak, dava dosyaları ve yazışmaları düzenlemek, baroca düzenlenen eğitim çalışmalarına katılmak, baro yönetim kurulunca verilen ve yönetmelikte gösterilecek diğer ödevleri yerine getirmekle yükümlü olduğu, stajyerlerin, meslek kurallarına ve yönetmeliklerde belirlenen esaslara uymak zorunda oldukları; 66. maddesinde ise, her avukatın, bölgesi içinde sürekli olarak avukatlık edeceği yerin baro levhasına yazılmakla yükümlü olduğu kurala bağlanmıştır.
Buna göre, avukatlığa ait mesleki yetki ve unvanın kullanılabilmesi baro levhasına yazılmayı zorunlu kıldığı, levhaya yazılabilmek için de avukatlık stajının usulüne uygun olarak 1 yıl boyunca ve kesintisiz yapılması gerektiği, staj ile stajyerin avukatlık hukuku ve meslek kuralları bilgilerini edinebilmesi, soyut hukuk kurallarını somut olaylara uygulayabilme yetisinin geliştirilebilmesinin amaçlandığı, bu amaç çerçevesinde stajyerin avukat yanında staja başladıktan sonra, avukatın yazılı muvafakati ile ve onun gözetimi ve sorumluluğu altında, sulh hukuk mahkemeleri, sulh ceza mahkemeleri ile icra tetkik mercilerinde avukatın takip ettiği dava ve işlerle ilgili duruşmalara girebileceği ve icra müdürlüklerindeki işleri yürütebileceğinin belirtildiği (1136 sayılı Kanun m. 26/1); ayrıca stajyerlerin tıpkı avukatlar gibi meslek kurallarına da uymakla yükümlü tutuldukları dikkate alındığında staj aşamasının avukatlık mesleğinden bağımsız düşünülemeyeceği açıktır
Bu durumda, Yükseköğretim Kurulu Başkanlığında memur olarak görev yapmakta iken 16.03.2018 tarihinde ücretsiz izne ayrılarak 1 yıllık avukatlık stajını Mersin Barosu staj listesine yazılı olarak 16.03.2018-19.03.2019 tarihleri arasında tamamlayan ancak 17.03.2019 tarihinde ücretsiz izninin sona ermesi üzerine bu tarihten itibaren 5 gün sağlık raporu alarak stajına devam edip bitiren ve görevine 21.03.2019 tarihinde başlayan davacının stajının son 3 gününde aylık ve özlük haklarının korunduğundan bahisle Avukatlık Kanununun 11. maddesi uyarınca stajının geçersiz olduğuna yönelik Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü’nün … tarih ve … sayılı yazısına uyularak Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulunun … tarih ve … sayılı işlemi ile davacının levhaya yazılma talebinin reddine yönelik işlem ile bu işleme yapmış olduğu itirazın reddine dair … tarih … sayılı işlemin iptali istemiyle açılan işbu davada; davalı idarenin istinaf isteminin reddine ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince verilen kararın 2577 sayılı Kanunun 46/1-c bendi gereği temyiz edilebilen kararlardan olduğunun kabulü ile temyiz isteminin incelenmeksizin reddi yönünde oluşan çoğunluk kararına katılmıyoruz.