Danıştay Kararı 8. Daire 2021/168 E. 2023/1033 K. 07.03.2023 T.

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2021/168 E.  ,  2023/1033 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/168
Karar No : 2023/1033

TEMYİZ EDEN (DAVACILAR): 1- …
2- …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : .. Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … gün ve E:.., K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacıların oğlu …’ın Elazığ İli, …Caddesi, … meydanındaki köprülü kavşak inşaatında güvenlik önlemlerinin alınmaması nedeniyle 27.09.2017 tarihinde şantiye sahasında yüksekten düşerek hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan olayda davalı idarenin asıl işveren olarak projeyi üstlenen firmanın gerekli güvenlik önlemlerini alması hususunda denetim yükümlülüğünü yerine getirmediğinden bahisle olayın meydana gelmesinde kusurlu olduğu ileri sürülerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacı … için 5.000.-TL maddi, 100.000.-TL manevi ve davacı … için 5.000.-TL maddi, 100.000.-TL manevi olmak üzere toplam 10.000.-TL maddi ve 200.000.-TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tazminine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:.., K:… sayılı kararda; davacıların oğlu …’ın 27.09.2017 tarihinde Elazığ İli, … Caddesi, … meydanındaki …kavşak inşaatında güvenlik önlemlerinin alınmaması nedeniyle şantiye sahasında 9-10 metre yüksekliğindeki alt geçit duvarından düşerek hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan olayla ilgili olarak Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … sayılı dosyasında soruşturma başlatıldığı, soruşturma kapsamında yapılan keşif ve akabinde düzenlenen bilirkişi raporu ve ek raporlarda müteveffa …’ın 1. derecede asli kusurlu olduğu, şantiye şefi …’nun 2. derecede asli kusurlu olduğu, İş Güvenliği Uzmanı … ile işveren vekilleri … ve …’ın kusurlu olmadıklarının belirtildiği, anılan raporlarda davalı idareye yönelik herhangi bir kusur atfedilmediği, dolayısıyla eylemin idariliğinin sonradan öğrenilmesi gibi bir durumun söz konusu olmadığı, ayrıca Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde açılan davada görevsizlik kararı verilmiş olduğu dikkate alındığında, idare mahkemesinde dava açılmadan önce davacıların idari başvuru yapma zorunluluğunun bulunmadığı ve dava açma süresinin hesabında 2577 sayılı Kanun’un 9. maddesi hükmünün uygulanması gerektiği, bu durumda; davacılar tarafından dava konusu eylemin, ölüm olayının gerçekleştiği 27.09.2017 tarihinde öğrenildiği, bu tarihten sonra eylemin idariliğini ortaya koyan ve dava açma süresini ihya edecek yeni bir hukuki durumun da olmadığı dolayısıyla söz konusu olay nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebiyle açılacak olan tazminat davasının olay tarihinden itibaren 1 yıl içerisinde açılması gerektiği ancak bakılan davanın ilk olarak (davalı idare yönünden ayırma kararı verilmeden önce) … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … esasında 11.02.2019 tarihinde açıldığı görülmekle, görevsiz mahkemeye başvuru tarihi idari yargı merciine başvuru tarihi olarak kabul edileceğinden, 2577 sayılı Kanun’un 13. maddesinde belirtilen 1 yıllık süre geçtikten sonra açılan davada süre aşımı bulunduğundan davanın esasının incelenmesine hukuken olanak bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu, ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacılar tarafından, köprülü kavşak yapımında projeyi üstlenen firma … İnşaat Adi İş Ortaklığı ise de; asıl işverenin Elazığ Belediyesi olduğu, olay sebebiyle Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığınca açılan … sayılı soruşturma dosyasının derdest olduğu, idari davada süre aşımı hesaplanırken ceza soruşturmasına ilişkin sürecin de gözönünde bulundurulması gerektiği, tam yargı davalarında eylemin idariliğinin ortaya çıkması ile birlikte kanunen belirlenen sürenin başlaması gerektiği, bu sebeple Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından alınan 24.04.2018 tarihli bilirkişi raporu neticesinde idarenin sorumluluğu öğrenildiğinden, bu süreden itibaren 1 yıllık yasal süre içinde açılan davada süre aşımı bulunmadığı belirtilerek temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmüştür.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, olayla ilgili açılan soruşturma dosyasından aldırılan bilirkişi raporunda, belediyeye hiçbir kusur izafe edilmediği, bu sebeple idariliğin sonradan ortaya çıkması gibi bir durumun söz konusu olmadığı, davacılar tarafından kazanın gerçekleştiği tarihin üzerinden yaklaşık 2 yıl geçtikten sonra adli yargıda dava açtıkları görüldüğünden, davanın süre aşımı yönünden reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine yönelik temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacıların oğlu …’ın 27.09.2017 tarihinde Elazığ İli, … Caddesi, … meydanındaki … kavşak inşaatında güvenlik önlemlerinin alınmaması nedeniyle şantiye sahasında 9-10 metre yüksekliğindeki alt geçit duvarından düşerek hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan olayla ilgili olarak Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … sayılı dosyasında soruşturma başlatıldığı, soruşturma kapsamında yapılan keşif ve akabinde düzenlenen bilirkişi raporu ve ek raporlarda müteveffa …’ın 1. derecede asli kusurlu olduğu, şantiye şefi …’nun 2.derecede asli kusurlu olduğu, İş Güvenliği Uzmanı … ile işveren vekilleri … ve …’ın kusurlu olmadıklarının belirtildiği, anılan raporlarda davalı idareye yönelik herhangi bir kusur atfedilmediği, meydana gelen ölüm olayı nedeniyle davacılar tarafından maddi ve manevi tazminat istemiyle ilk olarak … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … esasında dava açıldığı, bu dosyada yapılan yargılamada davanın davalı Elazığ Belediyesi yönünden tefrikine karar verilerek aynı Mahkemenin … esasında kayda alındığı, Elazığ Belediyesi’ne karşı açılan davada Mahkemenin … tarihli, E:…, K:… sayılı kararıyla görev yönünden (yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle) davanın reddine karar verildiği, bu kararın istinaf incelemesi neticesinde … Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin … tarihli, E:…, K:… sayılı kararıyla onandığı, bu kararın davacılara 19.06.2019 tarihinde tebliğ edilmesi üzerine 24.06.2019 tarihinde bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun “Görevli olmayan yerlere başvurma” başlıklı 9. maddesinde, “1. Çözümlenmesi Danıştayın, idare ve vergi mahkemelerinin görevlerine girdiği halde, adli (…) yargı yerlerine açılmış bulunan davaların görev noktasından reddi halinde, bu husustaki kararların kesinleşmesini izleyen günden itibaren otuz gün içinde görevli mahkemede dava açılabilir. Görevsiz yargı merciine başvurma tarihi, Danıştaya, idare ve vergi mahkemelerine başvurma tarihi olarak kabul edilir.
2. Adli (…) yargı yerlerine açılan ve görevsizlik sebebiyle reddedilen davalarda, görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra birinci fıkrada yazılı otuz günlük süre geçirilmiş olsa dahi, idari dava açılması için öngörülen süre henüz dolmamış ise bu süre içinde idari dava açılabilir.”;
“Doğrudan doğruya tam yargı davası açılması” başlıklı 13. maddesinde, “1. İdari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların idari dava açmadan önce, bu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka suretle öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde ilgili idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri gereklidir. Bu isteklerin kısmen veya tamamen reddi halinde, bu konudaki işlemin tebliğini izleyen günden itibaren veya istek hakkında otuz gün içinde cevap verilmediği takdirde bu sürenin bittiği tarihten itibaren, dava süresi içinde dava açılabilir.
2. Görevli olmayan adli (…) yargı mercilerine açılan tam yargı davasının görev yönünden reddi halinde sonradan idari yargı mercilerine açılacak davalarda, birinci fıkrada öngörülen idareye başvurma şartı aranmaz.” hükmü yer almıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdari eylem nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemiyle tam yargı davası açılabilmesi için; maddi olayın, zarara sebep olan eylemin idariliğinin ve yol açtığı zararın kesin olarak ortaya konulması zorunludur.
İdari eylem, idarenin işlevi sırasında bir hareketi, bir davranışı, bir tutumu veya hareketsizliği; idari karar ve işlemle ilgisi olmayan, başka bir deyişle öncesinde, temelinde bir idari karar veya işlem olmayan salt maddi tasarrufları ifade etmektedir. Dolayısıyla zarara sebep olan eylemin idariliği ve yol açtığı zarar bazen eylemin yapılmasıyla veya olayın gerçekleşmesiyle birlikte ortaya çıkarken, bazen de çok sonra, değişik araştırma, inceleme, ceza soruşturma ve kovuşturması veya kesin sağlık raporları sonucu ortaya çıkabilmektedir.
Esasen, idari eylemin bütün unsurlarıyla öğrenildiği ve zararın tam olarak ortaya çıktığı tarih dikkate alınmadan 2577 sayılı Kanun’un 13. maddesinde öngörülen bir ve beş yıllık sürenin hesaplanması, bazı hallerde dava açma hakkının kullanılamaması sonucunu doğuracaktır. Eylemin idariliğinin ve/veya zararın ortaya çıkmasıyla kullanılması mümkün olan dava açma hakkını ortadan kaldırır biçimde süre hesabı yapılmasının ise hak arama özgürlüğüyle bağdaşmayacağı açıktır.
Uyuşmazlıkta, davacılar tarafından Elazığ Belediyesine dava konusu olay ile ilgili olarak herhangi bir idari başvurunun yapılmadığı, bununla birlikte davalı idare yönünden görevli olmayan … Asliye Hukuk Mahkemesinin … esasına kayden davanın açıldığı 11.02.2019 tarihi itibarıyla olayla ilgili Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen (Soruşturma No: …) ceza soruşturmasının halen derdest olduğu görülmektedir.
Bu durumda, davacıların oğlu …’ın Elazığ İli, … Caddesi, …meydanındaki … kavşak inşaatında güvenlik önlemlerinin alınmaması nedeniyle şantiye sahasında 9-10 metre yüksekliğindeki alt geçit duvarından düşerek hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan olayla ilgili olarak maddi gerçeğin ortaya çıkarılması amacıyla yürütülen ceza soruşturmasının dava açıldığı tarih itibarıyla halen devam ettiği, meydana gelen ölüm olayında idari bir eylem/eylemsizliğin (eylemin idariliğinin) ya da idarenin sorumluluk sebebinin bulunup bulunmadığının bu tarih itibarıyla henüz ortaya konulamadığı, dolayısıyla adli yargı merciine dava açıldığı tarih itibarıyla söz konusu olayın bütün unsurlarıyla birlikte davacılar tarafından öğrenilemediği anlaşıldığından, Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığınca yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu hazırlanan raporda davalı idareye yönelik herhangi bir kusur atfedilmediğinden bahisle dava açma süresinin, ölüm olayının gerçekleştiği 27.09.2017 tarihinden itibaren başlayacağının kabulüne hukuki olanak bulunmamaktadır.
Buna göre; İdare Mahkemesince, aksi yöndeki gerekçeyle davanın süre aşımı nedeniyle reddi yolunda verilen karara karşı yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesine uygun bulunan temyiz isteminin kabulüne,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesine,
4. Kesin olarak 07/03/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.