Danıştay Kararı 8. Daire 2021/1533 E. 2023/473 K. 09.02.2023 T.

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2021/1533 E.  ,  2023/473 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/1533
Karar No : 2023/473

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … İl Özel İdaresi
VEKİLİ : Av. …
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … gün ve E:…K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Bilecik İli, … Beldesi, … mevkiinde … sicil numaralı I (a) grubu (kum-çakıl) maden ruhsatı ile faaliyet gösteren davacı tarafından, ruhsat sınırı dışında maden üretimi yapıldığının saptandığından bahisle 3213 sayılı Maden Kanunu’nun 12. maddesi ile Maden Yönetmeliğinin 54. maddesi hükmü uyarınca ₺532,327,40 idari para cezası verilmesine ilişkin tesis edilen … tarih ve … sayılı Bilecik İl Özel İdaresi Çevre Koruma ve Kontrol Müdürlüğü idari yaptırım kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; şikayet üzerine yapılan denetimler neticesinde, el konulma imkânı ortadan kalkmış olan 19.759,74 m³’lük miktar üzerinden üretim yapıldığı hususunun her türlü şüpheden uzak, somut, kesin, yeterli ve inandırıcı delillerle ortaya konulamadığı görüldüğünden davacının 3213 sayılı Maden Kanunu’nun 12. maddesi ile Maden Yönetmeliğinin 54. maddesi hükmü uyarınca ₺532,327,40 idari para cezası ile tecziye edilmesine yönelik dava konusu … tarih ve … sayılı Bilecik İl Özel İdaresi Çevre Koruma ve Kontrol Müdürlüğü idari yaptırım kararında hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, keşif ve bilirkişi incelemesi yapılması gerektği, söz konusu alandan izinsiz olarak malzeme alındığının davacı tarafından ikrar edildiği, işlemin hukuka uygun olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya aykırı olan Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacı Bilecik İli, … Beldesi, … mevkiinde … sicil numaralı I (a) grubu (kum-çakıl) maden ruhsatı ile faaliyet göstermekte iken, aynı bölgede dava dışı başka bir şirket tarafından ve Devlet Su İşleri’nin himayesinde hidroelektrik santrali yapımı sürdüğü, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne yapılan şikayetler üzerine yapılan denetim sonucu düzenlenen 07/09/2017 tarihli tarihli çevre denetim tutanağında özetle “İl Müdürlüğümüze yapılan şifai şikayetler üzerine, 07/09/2017 tarihinde ilimiz merkez ilçe, … Beldesi, … mevkiinde bulunan … adına kayıtlı kum ocağına ve kum yıkama-eleme tesisine gelindi. Yapılan denetim ve incelemede; 1-…’e ait sallama kepçe ile (ED50 3 derecelik) Y=… ; X=… ; Y=… X=… koordinatlarında Sakarya Nehri içerisinden tüvenan kum-çakıl malzeme almı yapıldığı, 2-Alınan tüvenan malzemenin (ED50 3 derecelik) Y=… ; X=… koordinatında bulunan yıkama-kırma-eleme tesisine taşınarak elendiği tespit edilmiştir.” ifadelerine yer verildiği, yine 12/09/2017 tarihli tutanakta özetle “İdaremize yapılan şikayete istinaden ilimiz Merkez … Beldesi … boğazı mevkiinde faaliyet gösteren … adına kayıtlı … sicil numaralı I(a) grubu maden işletme ruhsat sahasına gelindi. Denetim tarihi ve saati itibariyle ruhsat sahasında faaliyet yapılmadığı, sallama kepçenin ruhsat sahası içinde bulunduğu tespit edilmiştir. Ancak ruhsat sahasından itibaren nehir akış yönünde HES doğrultusunda nehir içine dolgu yapılarak yol yapıldığı görülmüş olup sahanın koordinatları kayıt altına alınmıştır. Sahanın daimi nezaretçisi …’ün beyanında yapılan bu çalışmanın Devlet Su İşleri Bölge Müdürlüğü’nün bilgisi dahilinde HES kapsamında yol yapıldığı beyan edilmiştir.” ifade edildiği ve 14/09/2017 tarihli tutanakta özetle “İlimiz, merkez … Beldesi … mevkiinde … adına kayıtlı bulunan … sicil numaralı I(a) grubu maden işletme ruhsat sahasında idaremiz personelince tutulan 12/09/2017 tarihli tutunak ile sahanın daimi nezaretçisi …’ün beyanında ruhsat sahası dışında yapılan yol dolgusunun DSİ müteahhiti bilgisinde yapıldığı beyan edilmiştir. Yapılan dolgunun Devlet Su İşleri’ne yazı yazılacak olup yazının cevabı gelene kadar ruhsat dışında yapılan dolgu faaliyetlerinin durdurulması, ruhsat dışında herhangi bir faaliyet yapılmaması ruhsat sahibi …’e işbu tutanak ile tebliğ edilmiştir.” ifadelerine yer verildiği, Bilecik İl Özel İdaresi’nin 25/09/2017 tarihli dilekçesi ile Orman ve Su İşleri Bakanlığı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’ne Merkez … Beldesi … boğazı mevkiinde nehir akış yönünde HES doğrultusunda dolgu yapılarak yol çalışmasının yapıldığı belirtilerek bu çalışmadan DSİ 3. Bölge Mdürülüğü’nün bilgisinin olup olmadığı sorulmuş ve verilen 17/10/2017 tarihli cevabi yazıda Bölge Müdürlüğü’nün yazılı ya da sözlü herhangi bir bilgisinin bulunmadığı bildirilmiş olup, … tarih ve … sayılı Bilecik İl Özel İdaresi Çevre Koruma ve Kontrol Müdürlüğü işlemi ile ruhsat sahasında teknik personelce tutulan 12/09/2017 tarih ve 14/09/2017 tarihli tutanaklara istinaden 3213 sayılı Maden Kanunu’nun 12. maddesi gereğince idari para cezası işlemine esas olacak ruhsat sahası dışında üretilen tüvenan kum-çakıl malzeme miktarının belirlenmesi amacıyla oluşturulan tespit komisyonu tarafından hazırlanan 26/04/2018 tarihli tespit komisyonu raporunda özetle 28/03/2018 tarihinde söz konusu saha alanına gidildi. Sahada yapılan gözlemsel incelemede, bahse konu dosyada belirtilen ruhsat dışı dolgunun yapıldığı alanda Sakarya Nehri’nin su seviyesinin yüksek olduğu ve dosyada bahsedilen dolgu alanının bir kısmının ise sular altında kaldığı komisyonumuzca görülmüştür. 04/04/2018 tarihinde söz konusu alana yeniden gidilerek ruhsat dışı alanın su altında kalmayan baş kısmında tüvenen kum-çakıl malzeme kalınlığının belirlenmesi amacıyla idaremiz iş makinesi vasıtasıyla alanda alüvyon istifin ortalama tabaka kalınlığı ölçülmüş, dosyada mevcut olan ruhsat dışı dolgu yapılan sahanın kum- çakıl dolgusunun yüz ölçümü 13.173,16 m², komsiyonumuzca sahada yapılan çalışma sonucunda ölçülebilen ortalama dolgu derinliği 1,5 metre, dolgu hacminin 1,173,16 m² x 1,5 metre =19.759,75 m³’tür. Buna göre 3213 sayılı Maden Kanunu hükümlerince uygulanacak para cezasına esas olacak ruhsat dışından üretilen tüvenan malzeme miktarı 19.759,74 m³ olarak hesaplanması üzerine bu miktar esas alınarak 19.759,74 m³x13,47 tl/m³x2:₺532.327,40 tutarında idari para cezası verilmesine yönelik dava konusu işlemin tesis edildiği, davacı tarafından bu işlemin iptali istemiyle açıldığı anlaşılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
6592 sayılı Kanun’un 8. maddesiyle değişik 3213 sayılı Maden Kanunu’nun 12/5. maddesinde “Ruhsatı olmadan veya başkasına ait ruhsat alanı içerisinde üretim yapıldığının tespiti hâlinde faaliyetler durdurularak üretilen madene mülki idare tarafından el konulur. Bu fiili işleyenlere, ödenmesi gereken Devlet hakkına ilaveten bu fıkra kapsamında üretilmiş olup el konulan ve/veya el konulma imkânı ortadan kalkmış olan tüm madenin ocak başı satış bedelinin iki katı tutarında idari para cezası uygulanır.” hükmü yer almaktadır.
28 Şubat 2019 tarih ve 30700 Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7164 sayılı Kanun’un 12. maddesiyle değişik 3213 sayılı Maden Kanunu’nun 12/5. maddesinde “Ruhsatı olmadan veya başkasına ait ruhsat alanı içerisinde üretim yapıldığının tespiti hâlinde faaliyetler durdurularak üretilen madene mülki idare tarafından el konulur. Bu fiili işleyenlere, ödenmesi gereken Devlet hakkına ilaveten bu fıkra kapsamında üretilmiş olup el konulan ve/veya el konulma imkânı ortadan kalkmış olan tüm madenin ocak başı satış bedelinin beş katı tutarında idari para cezası uygulanır.” hükmü yer almaktadır.
21/09/2017 tarih ve 30187 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Maden Yönetmeliği’nin 54.maddesinde” Ruhsatı olmadan, başkasına ait ruhsat alanı içerisinde, ruhsata konu olmayan maden üretimi veya grubu dışında üretim yapıldığının Genel Müdürlükçe, il özel idaresince veya mülki amirlerin yetkilendirdiği kişiler tarafından tespit edilmesi halinde, durum bir tutanak ile tespit edilir. Bu tutanakta üretimin yapıldığı yer, üretimi yapanın adı ve adresi, maden cinsi ve miktarı gibi bilgiler yer alır. Üretilen madene mülki idare amirliğince el konulur. Bu kişilere, bu fıkra kapsamında üretilmiş olup el konulan ve/veya el konulma imkânı ortadan kalkmış olan tüm madenin, ocak başı satış bedelinin iki katı tutarında idari para cezası uygulanır. El konulan madenler, mülki idare amirliklerince satılarak bedeli büyükşehir olan illerde ilgili muhasebe birimi hesabına, diğer illerde il özel idaresi hesabına aktarılır.” düzenlemesinin yer aldığı görülmüştür.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri uyarınca, ruhsatsız sahada üretimde bulunulması halinde faaliyetin durdurularak üretilen madene el konulacağı ve el konulan veya el konulma imkânı ortadan kalkmış olan tüm madenin ocak başı satış bedelinin iki katı tutarında idari para cezası uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.
Uyuşmazlıkta; davacının uhdesindeki maden sahasının daimi nezaretçisi ve davacının kendisi tarafından imzalanan 12/09/2017 tarih ve 14/09/2017 tarihli tutanaklarla davacı tarafından idari para cezasına konu ruhsat sahası dışında maden üretiminde bulunma fiilinin gerçekleştiğinin ikrar edildiği, 17/10/2017 tarihli yazıda söz konusu faaliyetten DSİ 3. Bölge Müdürlüğü’nün yazılı ya da sözlü herhangi bir bilgisinin bulunmadığının beyan edildiği görülmüştür.
Bu durumda idari para cezasına konu fiilin davacının kendisi tarafından gerçekleştirildiğinin açık ve net olarak ortaya konulduğu görüldüğünden tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık; İdare Mahkemesinin dava konusu işlemin iptali yönündeki kararına yönelik istinaf isteminin reddine ilişkin temyize konu Bölge Mahkemesi kararında ise hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesine uygun bulunan temyiz isteminin kabulüne,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … gün ve E:… K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Kullanılmayan … TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davalı idareye iadesine,
4. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın yukarıda belirtilen Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesine,
5. Kesin olarak 09/02/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.