Danıştay Kararı 8. Daire 2020/7545 E. 2023/1569 K. 30.03.2023 T.

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2020/7545 E.  ,  2023/1569 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2020/7545
Karar No : 2023/1569

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …’ı Temsilen … Sendikası
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Üniversitesi
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Kastamonu Üniversitesi Öğretim Üyeliği’ne Yükseltilme ve Tayin Esasları Yönergesinde değişiklik yapıldığı, söz konusu değişikliğin Yükseköğretim Kurulunca 27.12.2018 tarihinde değiştirilerek kabul edilmesi üzerine 2018 yılı Aralık ayı içerisinde yayımlandığı, akabinde Kastamonu Ünivesitesi Meslek Yüksekokulu … bölümünde doçent olarak görev yapan davacı tarafından, 2018 yılı Aralık ayında yayımlanan Kastamonu Üniversitesi Öğretim Üyeliği’ne Yükseltilme ve Tayin Esasları Yönergesi’nin 6.7., 9. ve 10. maddelerinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; Yönergenin 6. maddesinin ilk cümlesinde, profesörlüğe atanma şartları bakımından 2547 sayılı Kanun ve alakalı yönetmelik hükümlerinin saklı olduğu ifade edilerek profesörlüğe atanma şartları hususunda Yönerge ile öncelikle 2547 sayılı Yasa veya Yönetmelik hükümlerinin uygulanacağının belirtildiği, bu durumun normlar hiyerarşisi ilkesine uygun olduğu, a) bendinde düzenlenen “doçentlik unvanını aldıktan sonra en az beş yıl, açık bulunan profesörlük kadrosu ile alakalı ilmi sahada çalışmış olmak” şartının Öğretim Üyeliğine Yükseltilme ve Atanma Yönetmeliği’nin 12. maddesinin 1. fıkrası ile aynı düzenlemeyi içerdiği bu yönüyle üst hukuk normuna aykırı olmadığı, (b) bendinde yer alan “Yayınlarından birini, müracaat dosyasında başlıca araştırma eseri olarak belirtmiş olmak” düzenlemesinin 2547 sayılı Yasanın 26.maddesinde aynı şekilde yer aldığı, (c) bendinde yer verilen” doçentlik unvanını aldığı tarihten itibaren, bu yönergenin madde 7.1′.deki doçentlik şartlarını bir kez daha sağlamış olmak” hükmünün akademik çalışmalarda sürekliliğin sağlanması ve bunun sonucu olarak söz konusu faaliyetlerin nitelik ve nicelik bakımından belli seviyeye ulaşması amacına yönelik olduğu, bu nedenle hukuka aykırı olmadığı, (d) bendinde yer alan ” Doçentlik unvanını sözlü sınav usulüne göre kazanmış olmak. Doçentlik unvanını sözlü sınavla

kazanmayanların profesör kadrosuna müracaatları halinde“Öğretim Üyeliğine Yükseltilme ve Atanma Yönetmeliği” hükümleri gereğince doçentlik sözlü sınav yaptırılır.” düzenlemesinin, doçentlik kadrosuna sözlü sınav sonucu atanan akademisyenler ile sözlü sınav olmaksızın atanan personel arasındaki eşitsizliği gidermeye yönelik olduğu, bu bakımdan eşitlik ilkesine uygun olduğundan hukuka aykırı olmadığı,
Yönerge’nin 7. maddesinin incelenmesinden;
İlgili maddesinin 1. fıkrasında doçentliğe atanma şartları bakımından 2547 Sayılı Kanun ve alakalı yönetmelik hükümlerinin saklı olduğu ifade edilerek doçent olarak atanma şartları hususunda Yönerge ile öncelikle 2547 sayılı Yasa veya Yönetmelik hükümlerinin uygulanacağının belirtildiği, bu durumun normlar hiyerarşisi ilkesine uygun olduğu, yine 1. fıkranın devamında bilim alanları bakımından farklı ek koşullar getirildiği, değişen ihtiyaçlar dikkate alınarak bilimsel kaliteyi arttırmak amacıyla Yönerge hükümleri değiştirilmesnin idarenin kanunla tanınan yetkisi dahilinde bulunduğu, yukarıda yer verilen mevzuat hükmü uyarınca, yükseköğretim kurumlarının münhasıran bilimsel kaliteyi artırmak amacına yönelik olarak, bilim disiplinleri arasındaki farklılıkları da göz önünde bulundurarak, objektif ve denetlenebilir nitelikte yeni koşullar belirleyebilecekleri, getirilen düzenleme hükümlerinin doktor öğretim üyesi kadrolarında görev yapacak personelin bilimsel yayın ve eserlerinin belli düzeyde olması, akademik yetkinliğin artırılması ve eğitim kalitesinin yükseltilmesi amacına yönelik olduğu, bu bakımdan, yönetmelik değişikliği ile getirilen ek koşulların objektif denetlenebilir herkese eşit şekilde uygulanabilecek nitelikte olduğu anlaşıldığından Yönergenin söz konusu kısmında hukuka aykırılık bulunmadığı, Yönetmeliğin 10. maddesinin 1. fıkrası uyarınca doçentliğe atanırken ilgili Üniversite tarafından ek koşul olarak sözlü sınavın getirilebileceği düzenlemesi yer aldığından dava konusu Yönergenin 2. fıkrasında yer alan ” Üniversitelerarası Kurul tarafından yapılacak sözlü sınavdan başarılı olmak” ek koşulunun hukuka aykırı olmadığı,
Yönergenin 9. maddesinin incelenmesinden; maddenin ilk cümlesi ile yeniden doktor öğretim üyeliğine atanacaklarda aranacak şartlar ile ilgili 2547 Sayılı Kanun ve alakalı yönetmelik hükümlerinin saklı olduğu ifade edilerek bu konuda söz konusu Yönerge ile öncelikle 2547 sayılı Yasa veya Yönetmelik hükümlerinin uygulanacağının belirtildiği, bu durumun normlar hiyerarşisi ilkesine uygun olduğu, (a) bendinde yer alan “Doktor öğretim üyeliğine yeniden tayin işlemi alakalı Yönetim Kurulunun uygun görüşü üzerine Rektör tarafından yapılabilir” düzenlemesinin doktor öğretim üyeliğine yeniden atama yetkisinin kim tarafından kullanılacağına ilişkin olduğu ve Öğretim Üyeliğine Yükseltilme ve Atama Yönetmeliği’nin 7. maddesinin 2. fıkrasının aynı içerikte bulunduğu bu yönüyle üst hukuk normuna aykırı olmadığı, b) bendinde yer alan “aşağıdaki şartları sağlamak: Doktor öğretim üyeliğine daha önceki tayinlerde puanlamaya tabi çalışmaları hariç olmamak üzere.” hükmünün akademik çalışmalarda sürekliliğin sağlanması ve bunun sonucu olarak söz konusu faaliyetlerin nitelik ve nicelik bakımından belli seviyeye ulaşması amacına yönelik olduğu, bu nedenle hukuka aykırı olmadığı, (b) bendinde yer alan “Fen ve Matematik,
Mühendislik, Hayat Bilimleri ve Sağlık Bilimlerinde, en az 100 puanı, Puanlama Cetvelinin A.l maddesinden olmak şartıyla toplam en az 300 puan almış olmak.
Eğitim ve Spor Bilimlerinde, en az bir tanesi Puanlama Cetvelinin A.l veya A2*’inci maddesinde izah edilen faaliyetlerden olmak şartıyla toplam en az 300 puan almış olmak (Yalnızca tanımlanan saha indeksleri dâhilindeki yayınları kapsar*).
Güzel Sanatlarda, Puanlama Cetvelinin en az 50 puanı A maddesinden, en az 150 puanı C maddesindeki sahasıyla alakalı uygulama faaliyetlerinden olmak şartıyla toplam en az 300 puan almış olmak.
Sosyal, Beşeri ve idari Bilimler, ilahiyat, Filoloji, Hukuk Alanlarında, en az 150 puanı Puanlama Cetvelinin A.l – A.3 veB maddesinde sahası ile alakalı faaliyetlerden olması şartıyla toplam en az 300 puan almış olmak (A2**Yalnızca tanımlanan saha indeksleri dâhilindeki yayınları kapsar).” düzenlemesi açısından; değişen ihtiyaçlar dikkate alınarak bilimsel kaliteyi arttırmak amacıyla Yönerge hükümlerinin değiştirilmesinin idarenin kanunla tanınan yetkisi dahilinde bulunduğu, yukarıda yer verilen mevzuat hükmü uyarınca, yükseköğretim kurumlarının münhasıran bilimsel kaliteyi artırmak amacına yönelik olarak, bilim disiplinleri arasındaki farklılıkları da göz önünde bulundurarak, objektif ve denetlenebilir nitelikte yeni koşullar belirleyebilecekleri, getirilen düzenleme hükümlerinin doktor öğretim üyesi kadrolarında görev yapacak personelin bilimsel yayın ve eserlerinin belli düzeyde olması, akademik yetkinliğin artırılması ve eğitim kalitesinin yükseltilmesi amacına yönelik oldğu, bu bakımdan, yönetmelik değişikliği ile getirilen ek koşulların objektif denetlenebilir herkese eşit şekilde uygulanebilecek nitelikte olduğu anlaşıldığından Yönergenin söz konusu kısmında hukuka aykırılık bulunmadığı,
Yönerge’nin 10. maddesinin incelenmesinden;
Gerek Anayasada, gerekse 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununda, vakıf ve Devlet üniversitelerinin kamu tüzelkişisi olduğunun belirtildiği, üniversitelerin 2547 sayılı Yasa ve ilgili yönetmeliklerin verdiği yetkiye dayanarak üniversitenin eğitim, öğretim, sınav siteminde, eğitimin kalitesini ve verimini artırmak amacıyla her zaman düzenleme yapabileceği, bu düzenlemenin tüm ilgilileri kapsayacağı ve uygulamasına engel bir durum yoksa, derhal uygulamaya geçileceği dikkate alındığında, davaya konu değişikliğe ilişkin yürütme maddesinin hukuka uygun olduğu sonucuna varılarak, davanın karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, Yönerge ile yasada ve ilgili Yönetmelik’te olmayan ağırlıkta şartlar getirildiği, açıkça hukuka aykır olduğu, getirilen kriter
ve şartların hukuki gerekçesinin ortaya konulamadığı, kamu hizmetinin devamlılığı ve bütünlüğü ile kariyer ve liyakat ilkelerine aykırı hareket edildiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle,
1. Temyiz isteminin reddine,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, posta gideri avansından artan tutarın Mahkeme tarafından iadesine,
4. 2577 sayılı Kanunun 50. maddesi uyarınca onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen Bölge İdare Mahkemesine gönderilmesini teminen dosyanın İdare Mahkemesine gönderilmesine,
5. Kesin olarak, 30/03/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.