Danıştay Kararı 8. Daire 2020/7217 E. 2023/2012 K. 12.04.2023 T.

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2020/7217 E.  ,  2023/2012 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2020/7217
Karar No : 2023/2012

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Üniversitesi – …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: İstanbul Üniversitesi … Enstitüsü … Fakültesi’nde 2547 sayılı Kanunun 35. maddesi hükmü kapsamında araştırma görevlisi olarak görev yapan davacı tarafından, İşletme Fakültesi Dekanlığı’nın … tarih ve … sayılı yazısı ile tebliğ edilen, Rektörlük Makamının … tarih ve … sayılı Olur’u ile 14/10/2019 tarihinden itibaren Üniversiteden ilişiğinin kesilmesine ilişkin işlemin; hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek iptali ile yoksun kalınan parasal haklarının işlem tarihinden başlamak üzere yasal faiziyle birlikte ödenmesi ve özlük haklarının iadesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; 2547 Yükseköğretim Kanunu’nun 44. maddesinin (c) fıkrasına dayanılarak hazırlanan Lisansüstü Eğitim ve Öğretim Yönetmeliği’nin 7. maddesinin birinci fıkrasında yüksek lisans programının azami altı yarıyıl, 17. maddesinin birinci fıkrasında ise doktora programının azami on iki yarı yıl olduğu, herne kadar 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’na 26/11/2014 tarih ve 29187 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6569 sayılı Kanunun 32. maddesi ile eklenen Geçici 67. maddesinde; “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte yükseköğretim kurumlarında kayıtlı olan öğrenciler bakımından azami sürelerin hesaplanmasında, daha önceki öğrenim süreleri dikkate alınmaz.” yönünde hükümlere yer verilmekle birlikte Yükseköğretim Kurumu Yürütme Kurulu’nun 10/10/2017 tarihli toplantısında, 2547 sayılı Kanunun Geçici 67. maddesinin, 2547 sayılı Kanunun 50. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendi kapsamında atanan araştırma görevlileri ile ÖYP kapsamında araştırma görevlisi kadrosunda bulunanların araştırma görevlisi kadrolarında azami bulunma sürelerinin hesaplanmasında uygulanmamasına karar verilmesi karşısında doktora öğrenim programına kayıt olduğu 02/09/2013 tarihinden itibaren öngörülen azami öğrenim süresi içerisinde tamamlayamayan davacının 14/10/2019 tarihinden itibaren ilişiğinin kesilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı, öte yandan; dava konusu işlemin hukuka uygun olması nedeniyle davacının mali ve özlük haklarına yönelik talebinin de karşılanması olanağının bulunmadığı sonucuna varılarak davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, azami öğrenim süresinin doldurulduğu gerekçesiyle akademik hayatına son verildiği, 20/04/2016 tarihli Lisansüstü Eğitim ve Öğretim Yönetmeliği’nin geçici 1. maddesine göre, belirlenmiş sürelerin yönetmeliğin yürülüğe girdiği tarihten itibaren başlayacağı, lisansüstü eğitim alan bir kişinin kadro hakkının öğrencilik için öngörülen azami süre boyunca devam etmesi gerektiği, kadro hakkı ile öğrencilik hakkının birbirinden ayrı düşünülemeyeceği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle,
1. Temyiz isteminin reddine,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, posta gideri avansından artan tutarın Mahkeme tarafından iadesine,
4. 2577 sayılı Kanunun 50. maddesi uyarınca onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen Bölge İdare Mahkemesine gönderilmesini teminen dosyanın İdare Mahkemesine gönderilmesine,
5. Kesin olarak, 12/04/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.