Danıştay Kararı 8. Daire 2020/6336 E. 2020/5018 K. 11.11.2020 T.

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2020/6336 E.  ,  2020/5018 K.

T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2020/6336
Karar No : 2020/5018

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Üniversitesi Rektörlüğü – …
VEKİLİ : Av. … – (Aynı adreste)

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … gün ve E: …, K: … sayılı kararı ve … tarih ve E: … sayılı temyiz isteminin reddine dair kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: … Üniversitesi Edebiyat Fakültesinde 06/09/2007 -07/08/2012 tarihleri arasında ve Turizm Fakültesinde 17/01/2013-30/01/2018 tarihleri arasında 2547 sayılı Kanun ve 2914 sayılı Kanun uyarınca yabancı uyruklu öğretim görevlisi olarak görev yapan davacı tarafından, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 200,00 TL kıdem tazminatı, 100,00 TL ihbar tazminatı, 100,00 TL yıllık izin alacağı ve 100,00 TL uçak bilet alacağı olmak üzere toplam 500,00’nin sözleşmesinin feshedildiği tarihten itibaren işlemek üzere ve yasal faizden düşük olmamak kaydıyla en yüksek banka mevduatı faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararında; iş mevzuatına tabi olmayan yabancı uyruklu öğretim elemanlarına kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti ödenebileceği yönünde mevzuatta bir düzenleme bulunmadığından, davacının, kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ücretinin ödenmesi istemiyle yaptığı başvurunun zımnen reddine ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı; uçak bilet bedeline ilişkin istemi yönünden ise; davalı idare ile davacı arasında akdedilen sözleşmenin 3/c maddesi dikkate alındığında; davacının eşinin üniversite personeli ve Türk vatandaşı olduğu, üniversite lojmanında ikamet ettikleri, sözleşmede öngörülen süre içinde davacının vatandaşı olduğu ABD’ye gitmediği anlaşıldığından, işlemde bu yönüyle de hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararında; uyuşmazlık konusu parasal miktarın 6.000,00 TL’den az olduğu görüldüğünden, 2577 sayılı Kanunun 45/1 maddesi uyarınca kararın verildiği tarih itibarıyla 6.000,00 TL’yi geçmeyen dava konusu uyuşmazlık hakkında İdare Mahkemesince verilen karar kesin olduğundan, istinaf başvurusunu inceleme olanağı bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun incelenmeksizin reddine karar verilmiştir.

Davacı tarafından, incelenmeksizin ret kararının temyizi üzerine verilen … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E: … sayılı kararında; davacının belirli bir parasal hak talebine yönelik açtığı davada talep edilen parasal miktarın temyiz sınırının (2020 için 176.000 TL) altında olması nedeniyle, uyuşmazlık hakkında istinaf incelemesi sonucunda verilen bölge idare mahkemesi kararı kesin olduğundan, bu karara karşı yapılan temyiz başvurusunun reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle, davacının temyiz başvurusunun 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 48. maddesinin 6. fıkrası uyarınca reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması suretiyle bakılan davanın açıldığı; kesinlik sınırının, 6100 sayılı Kanunun 341/3 sayılı maddesi uyarınca dava edilen miktara göre değil, alacağın tamamına göre belirlenmesi gerektiği, eksik inceleme ve değerlendirme sonucu verilen kararın hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’ın DÜŞÜNCESİ : 2577 sayılı Kanunun 31 maddesinde, bu Kanunda hüküm bulunmayan hangi hususlarda Hukuk Muhakemeleri Kanununun uygulanacağı açıkça kurala bağlanmış olup, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması durumunda kesinlik sınırı konusunda Hukuk Muhakemeleri Kanuna atıfta bulunulmamıştır.
2577 sayılı Kanunun 45. maddesinde ise konusu beş bin Türk lirasını geçmeyen vergi davaları, tam yargı davaları ve idari işlemlere karşı açılan iptal davaları hakkında idare ve vergi mahkemelerince verilen kararların kesin olduğu, bunlara karşı istinaf yoluna başvurulamayacağı kurala bağlanmıştır.
Olayda; her ne kadar fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla dava açılmışsa da, dava konusu edilen miktarın, karar tarihi itibarıyla belirlenen 6.000,00 TL’yi geçmediği yadsınamaz.
Bu durumda; fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması durumunda kesinlik sınırı konusunda, 2577 sayılı Kanunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununa atıfta bulunulmadığından, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun uygulanması, hukuk devleti ilkesinin bir unsuru olan kanunilik ilkesine aykırı olacağından, 2577 sayılı Kanunun 45. maddesi uyarınca istinaf başvurusunun incelenmeksizin reddine karar verilmesinin, usul hukukuna uygun olduğu düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
… Üniversitesi Edebiyat Fakültesinde 06/09/2007-07/08/2012 tarihleri arasında ve Turizm Fakültesinde 17/01/2013-30/01/2018 tarihleri arasında 2547 sayılı Kanun ve 2914 sayılı Kanun uyarınca yabancı uyruklu öğretim görevlisi olarak görev yapan davacı tarafından fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 200,00 TL kıdem tazminatı, 100,00 TL ihbar tazminatı, 100,00 TL yıllık izin alacağı ve 100,00 TL uçak bilet alacağı olmak üzere toplam 500,00’nin sözleşmesinin feshedildiği tarihten itibaren işlemek üzere ve yasal faizden düşük olmamak kaydıyla en yüksek banka mevduatı faizi ile birlikte ödenmesi istenilmiştir.
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı Kanunun 16. maddesinin 4. fıkrasında; tarafların, sürenin geçmesinden sonra verecekleri savunmalara veya ikinci dilekçelere dayanarak hak iddia edemeyecekleri; ancak, tam yargı davalarında dava dilekçesinde belirtilen miktarın, süre veya diğer usul kuralları gözetilmeksizin nihai karar verilinceye kadar, harcı ödenmek suretiyle bir defaya mahsus olmak üzere artırılabileceği ve miktarın artırılmasına ilişkin dilekçenin otuz gün içinde cevap verilmek üzere karşı tarafa tebliğ edileceği kurala bağlanmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ”İstinaf yoluna başvurulabilen kararlar” başlığını taşıyan 341. maddesinde; ilk derece mahkemelerinin hangi kararlarına karşı istinaf yoluna başvurulabileceği kurala bağlanmış olup; 3. fıkrasında, alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda üç bin Türk Liralık kesinlik sınırının alacağın tamamına göre belirleneği kurala bağlanmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunun 16. maddesinin 4. fıkrasında, tam yargı davalarında dava dilekçesinde belirtilen miktarın arttırılmasının mümkün kılındığı dikkate alındığında, 6100 sayılı Kanunun 341. maddesi gereği kesinlik sınırının alacağın tamamına göre belirlenmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
Bu durumda, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması suretiyle açılan ve alacağın tamamına göre kesinlik sınırını aşan davada, istinaf isteminin esasının incelenmesi gerektiğinden, temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararlarında hukuki isabet bulunmamıştır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … gün ve E: …, K:… sayılı kararı ve … tarih ve E: … sayılı kararının BOZULMASINA,
2. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi gönderilmesine, 11/11/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.