Danıştay Kararı 8. Daire 2020/6290 E. 2023/1589 K. 30.03.2023 T.

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2020/6290 E.  ,  2023/1589 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2020/6290
Karar No : 2023/1589

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Üniversitesi
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: … Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı Başkanlığı’nda 2547 sayılı Kanun’un 50/d maddesi uyarınca araştırma görevlisi olarak görev yapan davacı tarafından, doktora programını azami sürede bitiremediğinden bahisle ilişiğinin kesilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptali ile bu işlem nedeniyle mahrum kaldığı parasal hakların yasal faiziyle birlikte ödenmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile; 26/07/2013 tarihinden itibaren … Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı’nda doktora eğitimi gören ve aynı zamanda 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 50/d maddesi kapsamında araştırma görevlisi olarak görev yapmakta olan davacının, azami öğrenim süresini tamamladığından bahisle görev süresinin uzatılmayarak ilişiğinin kesildiği, 2547 sayılı Kanun’un Geçici 67. maddesinin yürürlüğe girdiği 26/11/2014 tarihinde doktora öğrencisi olduğu tartışmasız olan davacının, söz konusu düzenleme uyarınca doktora eğitimine ilişkin azami süresinin hesaplanmasında düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten önceki eğitim sürelerinin değerlendirme dışında bırakılması gerektiği, 2547 sayılı Kanun’un Geçici 67. maddesinin yürürlüğe girdiği 26/11/2014 tarihinden itibaren azami sürelerin en baştan işletilmesi gerektiğinden, davacının doktora eğitimini azami süreler içerisinde bitirmediğinden bahsedilmesine hukuken olanak bulunmadığı, bu durumda, azami süreler içerisinde doktora programını bitirmediği ileri sürülemeyecek olan davacının, bu gerekçe ile kadrosu ile ilişiğinin kesilmesine dair olarak tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı, hukuka aykırılığı yargı kararıyla saptanan işlem nedeniyle davacının uğradığı zararın tazmininin Anayasa’nın 125. maddesi gereğince zorunlu olduğu gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline ve işlem nedeniyle mahrum kalınan parasal hakların dava tarihi olan 16/09/2019 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı idare tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, azami sürenin sona erdiği, 10/10/2017 tarihli Yükseköğretim Yürütme Kurulu kararı uyarınca Geçici 67. maddenin öğrencilik süresinin hesaplanmasında uygulanabileceği, kadroda bulunma süresinde uygulanamayacağı, işlemin hukuka uygun olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NİN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
… Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı Başkanlığı’nda 2547 sayılı Kanun’un 50/d maddesi uyarınca araştırma görevlisi olarak görev yapan ve aynı yerde 26/07/2013 tarihinden itibaren doktora eğitimi gören davacı tarafından, doktora programını azami sürede bitiremediğinden bahisle ilişiğinin kesilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptali ile bu işlem nedeniyle mahrum kaldığı parasal hakların yasal faiziyle birlikte ödenmesi istemiyle bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun (dava konusu işlemin tesis edildiği tarihteki haliyle) ‘Tanımlar’ başlıklı 3. maddesinin (p) fıkrasında; öğretim yardımcıları, yükseköğretim kurumlarında, belirli süreler için görevlendirilen, araştırma görevlileri, uzmanlar, çeviriciler ve eğitim-öğretim planlamacıları olarak tanımlanmış olup ‘Lisans üstü öğretim’ başlıklı 50. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendinde; “Lisans üstü öğretim yapan öğrenciler, kendilerine tahsis edilebilecek burslardan yararlanabilecekleri gibi, her defasında bir yıl için olmak üzere öğretim yardımcılığı kadrolarından birine de atanabilirler.” hükmü, Geçici 67. maddesinde ise; “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte yükseköğretim kurumlarında kayıtlı olan öğrenciler bakımından azami sürelerin hesaplanmasında, daha önceki öğrenim süreleri dikkate alınmaz.” hükmü yer almıştır.
13/10/1984 tarih ve 18544 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Lisansüstü Öğrenim Görenlerden Öğretim Yardımcısı Kadrolarına Atanacakların Hak ve Yükümlülükleri ile Tıpta Uzmanlık Öğrencilerinin Giriş Sınavları Hakkında Yönetmeliğin ‘Kadroyu Boşaltma’ başlıklı 10. maddesinde; “2547 sayılı Kanun’un 50. maddesine göre öğretim yardımcılığı kadrolarına geçici olarak atanıp, yükseklisans, doktora, sanatta yeterlik ve tıpta uzmanlık öğrenimlerini başarı ile tamamlayarak yüksek lisans, doktora veya sanatta yeterlik diploması veya tıpta uzmanlık belgesi alanların kadro ile ilişkileri kendiliğinden kesilir…” düzenlemesine yer verilmiştir.
20/04/2016 tarih ve 29690 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Lisansüstü Eğitim ve Öğretim Yönetmeliği’nin doktora programını düzenleyen kısmının ‘Süre’ başlıklı 17. maddesinin 1. fıkrasında; “Doktora programı, bilimsel hazırlıkta geçen süre hariç tezli yüksek lisans derecesi ile kabul edilenler için kayıt olduğu programa ilişkin derslerin verildiği dönemden başlamak üzere, her dönem için kayıt yaptırıp yaptırmadığına bakılmaksızın sekiz yarıyıl olup azami tamamlama süresi on iki yarıyıl; lisans derecesi ile kabul edilenler için on yarıyıl olup azami tamamlama süresi on dört yarıyıldır.” düzenlemesi mevcuttur.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun Geçici 67. maddesinde yer alan “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte yükseköğretim kurumlarında kayıtlı olan öğrenciler bakımından azami sürelerin hesaplanmasında, daha önceki öğrenim süreleri dikkate alınmaz.” hükmünün halen ÖYP, 50. maddenin 1. fıkrasının (d) bendi ve 2547 sayılı Kanun’un 35. maddesi kapsamındaki araştırma görevlisi kadrolarında bulunanların lisansüstü eğitim sürelerinin hesaplanmasında uygulanmamasına ilişkin 29/07/2015 tarihli Yükseköğretim Yürütme Kurulu kararının iptali istemiyle açılan davada, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 26/04/2017 tarih ve YD İtiraz No: 2017/231 sayılı kararıyla, anılan kararın yürütmesinin durdurulmasına karar verilmiş; yürütmeyi durdurma kararının yerine getirilmesini teminen Yükseköğretim Yürütme Kurulu’nun 29/07/2015 tarihli kararı değiştirilerek, 2547 sayılı Kanun’un Geçici 67. maddesinin, 2547 sayılı Kanun’un 50. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendi kapsamında atanan araştırma görevlileri ile ÖYP kapsamında araştırma görevlisi kadrosunda bulunanların araştırma görevlisi kadrolarında azami bulunma sürelerinin hesaplanmasında uygulanmamasına, bu kapsamda yer alan araştırma görevlilerinin lisansüstü eğitim öğrencilik statülerinin hesaplanmasında ise uygulanmasına ilişkin Yükseköğretim Yürütme Kurulunca 10/10/2017 tarihli karar alınmış olup, bu kararın iptali istemiyle açılan davada Dairemizin 10/02/2021 tarih ve E:2017/7164, K:2021/748 sayılı kararıyla davanın reddine karar verilmiştir.
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri ile YÖK Yürütme Kurulu kararları ve anılan kararlar hakkında verilen yargı kararlarının birlikte değerlendirilmesi neticesinde; 2547 sayılı Kanun’un 50. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendi kapsamında, Tıpta Uzmanlık Sınavını kazanan öğrencilerle, yüksek lisans, sanatta yeterlilik ve doktora öğrencilerinin, öğrenim süreleri ile sınırlı olmak üzere araştırma görevlisi kadrosuna atanabileceği, Lisansüstü Öğrenim Görenlerden Öğretim Yardımcısı Kadrolarına Atanacakların Hak ve Yükümlülükleri ile Tıpta Uzmanlık Öğrencileri Hakkında Yönetmeliğin 10. maddesi gereği, 2547 sayılı Kanunun 50. maddesine göre öğretim yardımcılığı kadrolarına geçici olarak atanıp, yüksek lisans, doktora, sanatta yeterlik ve tıpta uzmanlık öğrenimlerini başarı ile tamamlayarak yüksek lisans, doktora veya sanatta yeterlik diploması veya tıpta uzmanlık belgesi alanların kadro ile ilişkilerinin kendiliğinden kesileceği, Yükseköğretim kurumlarında lisansüstü eğitim yapmak isteyenlerin, 2547 sayılı Kanunun 50. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendi ve ÖYP kapsamında, araştırma görevlisi kadrosunda azami bulunma sürelerine ilişkin kurallar koyan düzenlemelerin, araştırma görevlisi kadrolarının amacı dışında uzun sürelerle kullanılmasının engellenerek, kaynaklardan etkin ve verimli şekilde faydalanılması amacını taşıdığı, aksinin kabul edilmesi durumunda bu kapsamdaki araştırma görevlilerinin, lisansüstü eğitimde başarısızlıklarının ödüllendirilmesine yol açacağı anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan; araştırma görevlilerinin, kadrolarında azami bulunma süreleri ile lisansüstü eğitim nedeniyle öğrencilikte azami bulunma sürelerinin farklı şekilde değerlendirilmesi gerekmekte olup, 2547 sayılı Kanun’un 50. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendi ve ÖYP kapsamında atanan araştırma görevlilerinin, lisansüstü eğitim öğrencilik statülerinin hesaplanmasında Geçici 67. maddeden yararlanmalarını engelleyen ya da sınırlandıran bir düzenleme bulunmadığı anlaşılmakla birlikte davacının azami sürede eğitimini tamamlayamadığı açıktır.
Bu durumda; 2547 sayılı Kanun’un Geçici 67. maddesi, yükseköğretim kurumlarında kayıtlı olan öğrenciler bakımından azami sürelerin hesaplanması için öngörülen bir düzenleme olup, araştırma görevlisi kadrolarında azami bulunma sürelerinin hesaplanmasında uygulanması mümkün olmadığından, tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık, aksi yöndeki dava konusu işlemi iptal eden ve davacının mahrum kaldığı parasal hakların yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar veren İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunu reddeden temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmadığı sonucuna ulaşılmaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesine uygun bulunan temyiz isteminin kabulüne,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın yukarıda belirtilen Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesine,
4. Kesin olarak, 30/03/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.