Danıştay Kararı 8. Daire 2020/6131 E. 2023/1260 K. 16.03.2023 T.

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2020/6131 E.  ,  2023/1260 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2020/6131
Karar No : 2023/1260

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Üniversitesi
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: … Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Müdürlüğü … Anasanat Dalı’nda öğretim görevlisi olarak çalışan davacı tarafından, 27/09/2018 tarihi itibarıyla sözleşmesinin yenilenmeyerek görevine son verilmesine ilişkin işlemin iptali ile yoksun kaldığı parasal hakların yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K: … sayılı kararda; … Üniversitesi Sahne Sanatları Bölümü … Anasanat Dalı Başkanlığı’nın … tarih ve … sayılı yazısı, Sahne Sanatları Bölümü Başkanlığı’nın … tarih ve … sayılı yazısı, 15/08/2018 tarihli Komisyon Raporu, 2015-2016-2017 yıllarında alınan Yönetim Kurulu Kararları ile en son alınan 27/09/2018 tarihli Yönetim Kurulu Kararının ve dava dosyası içerisindeki tüm belge ve bilgilerin birlikte değerlendirilmesinden; öğretim görevlisi olan davacının gelişme göstermesi beklentisi ile son olarak 27/09/2017 tarihi itibariyle 1 yıl süre ile görev süresinin uzatılmasına rağmen, anılan sürede de piyano icrası konusunda yeterli gelişmeyi gösteremediği, mesleğin icrası konusunda beklentilerden uzakta kalmasının bölüm başkanlığının eğitim ve öğretim faaliyetlerini aksatıcı nitelikte bulunduğu, final, bütünleme ve giriş özel yetenek sınavlarında devamlı raporlu olması nedeniyle diğer öğretim elemanlarının iş yoğunluğunun arttığı gibi, diğer çalışanlarının moral motivasyonlarının da olumsuz etkilendiği hususları birlikte dikkate alındığında, davacının görev süresinin uzatılmamasında kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırılık bulunmadığı sonucuna varılarak, davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nda ilkokul yıllarından beri okuduğu, Lisans Diplomasını Konservatuvar’ın müzik bölümü piyano ana sanat dalından aldığı, yüksek lisans ve sanatta yeterliliğin de yine müzik ana bilim dalında bitirildiği, meslekle ilgili olarak 13 yıl boyunca icra, eğitimcilik ve yöneticilik yaptıktan, ön yeterlilik sahne sınavında bazı öğrencilere piyano ile eşlik edemediği gerekçesiyle piyano çalma hususunda yetersiz görülmesinin subjektif, iyi niyetli olmadığı, istirahat raporlarının sağlık sorunları nedeniyle devletin resmi hastanelerinden alındığı, kendisine verilen görevleri aksatmadığı, idari işleyişi bozmadığı ileri sürülerek istinaf kararının bozulması istenilmiştir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, davacının görev süresinin bir yıl uzatılmasına rağmen piyano icrası konusunda yeterli gelişmeyi gösteremediği, sürekli raporları olduğu, diğer çalışanların motivasyonunu bozduğu, idarenin iyi niyetli olarak görev süresinin her defasında uzatıldığı ileri sürülerek, istinaf kararının onanması, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince dosyanın tekemmül ettiği anlaşıldığından yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilmeyerek ve 2577 sayılı Yasanın 17. maddesi uyarınca davacının duruşma istemi kabul edilmeyerek işin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
… Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Müdürlüğü bünyesinde 2002 yılından itibaren ek ders ücreti karşılığı sözleşmeli olarak çalışmaya başlayan davacı, 02/08/2012 tarihinde Opera Anasanat Dalına alınmak üzere piyano alanında ilan edilen öğretim görevlisi kadrosuna 04/09/2012 tarihinde atanmış , davacının görev süresi ” adaylara piyano eşliği yapmak üzere görevlendirildiği 2015-2016 eğitim öğretim yılı giriş özel yetenek sınavının ikinci aşamasında adaylara piyano eşliği etmediği ve eşlik etmekten kaçındığı, eşlikte başarılı olamadığı, bu nedenle piyano icrasındaki yeterliliği konusunda tereddütlerin oluştuğu, bu tereddütlerin giderilmesi ve gelişme göstermesi beklentisi ile 27/06/2016 tarihine kadar uzatılmış, ” 2015-2016 ile 2016-2017 eğitim öğretim yılı özel yetenek giriş sınavlarında sınava giren adaylara piyano eşliği yapmak üzere görevlendirildiği, ancak davacının sadece iki parçaya eşlik ettiği ve diğer eserlerin zor olduğunu ve eşlikleri çalamayarak adayları zor durumda bırakmak istemediğini belirterek piyano çalmaktan kaçındığını beyan ettiği, davacının kendi enstrümanı olan piyano icrasındaki yeterliliği konusunda tereddütler oluştuğunun bildirildiği, bu nedenle davacının piyano icrası konusunda oluşan tereddütlerin giderilmesi ve gelişme göstermesi beklentisi kaydı ile görev süresi 27/09/2017 ve 27/09/2018 tarihine kadar bir yıl süre ile ve aynı gerekçelerle tekrar uzatılmış, ardından davaya konu … tarih ve … sayılı Yönetim Kurulu kararı ile de; 27/09/2/018 tarihi itibarıyla sözleşmesi yenilenmeyerek görevine son verilmiştir.
Bunun üzerine bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
2547 sayılı yükseköğretim Kanunu’nun ”Tanımlar” başlıklı 3. maddesinde; ”Öğretim Görevlisi: Yükseköğretim kurumlarında okutulan dersleri vermek, uygulama yapmak veya yaptırmakla yükümlü olan öğretim elemanıdır.” olarak tanımlanmış, ”Öğretim görevlileri” başlıklı 31. maddesinde; ”Öğretim görevlileri; üniversitelerde ve bağlı birimlerinde bu Kanun uyarınca atanmış öğretim üyesi bulunmayan dersler veya herhangi bir dersin özel bilgi ve uzmanlık isteyen konularının eğitim-öğretim ve uygulamaları için, kendi uzmanlık alanlarındaki çalışma ve eserleri ile tanınmış kişiler, süreli veya ders saati ücreti ile görevlendirilebilirler. Öğretim görevlileri, ilgili yönetim kurullarının görüşleri alınarak fakültelerde dekanların, rektörlüğe bağlı bölümlerde bölüm başkanlarının önerileri üzerine ve rektörün onayı ile öğretim üyesi, öğretim üye yardımcısı ve öğretim görevlisi kadrolarına atanabilirler veya kadro şartı aranmaksızın ders saati ücreti veya sözleşmeli olarak istihdam edilebilirler. Öğretim üyesi kadrolarına öğretim görevlileri en çok iki yıl süre ile atanabilirler; bu süre sonunda işgal ettikleri kadroya başvuran öğretim üyesi bulunmadığı ve görevlerine devamda yarar görüldüğü takdirde aynı usulle yeniden atanabilirler. Atanma süresi sonunda görevleri kendiliğinden sona erer. Bunların yeniden atanmaları mümkündür. Bu takdirde ilk atama usulü uygulanır. Konservatuvarlar ile meslek yüksekokullarına gerektiğinde sürekli olarak öğretim görevlisi atanabilir.
” hükmü yer almaktadır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Anayasa ve İdari Yargılama Usulü Kanununda yer alan, idarenin takdir yetkisini kaldıracak şekilde yargı kararı verilemeyeceği kuralı, takdir yetkisine dayanılarak yapılan işlemlerin yargı denetimi dışında kalacağı anlamına gelmemektedir. Bu sebeple, idarenin takdir yetkisinin hukuka uygun kullanılıp kullanılmadığı, idari yargı mercilerince denetlenmektedir.
İdarelere takdir yetkisi tanınan hallerde idarenin bu konuda yargı kararı ile zorlanamayacağı, diğer bir ifadeyle idari işlem niteliğinde yargı kararı verilemeyeceği, ancak bu takdir yetkisinin de mutlak olmayıp, kamu yararı ve hizmet gerekleriyle sınırlı olduğu, takdire dayanan işlemlerin sebep ve maksat bakımından yargı denetimine bağlı bulunduğu hususu açık ise de, idarenin bu takdir yetkisinin denetiminde; görevin niteliği, hizmet alanı, gizliliği, özel durumu gibi şartların kamu yararı da gözetilerek değerlendirileceği tartışmasızdır.
Üniversitelerde sözleşmeli olarak çalışan akademik personelin, görev süresinin uzatılmamasına ilişkin işlemlerin gerekçelerinin davalı idarece açıkça ortaya konulması gerekmektedir. Sözleşme uzatım taleplerinin değerlendirilmesi aşamasında, akademik personelin görev yaptığı dönemlerde göstermiş olduğu akademik başarısı ve mesleki yeterliliğinin yanında, varsa disiplin cezalarının da göz önüne alınacağı kuşkusuzdur.
Dosyada yer alan ve davalı idarece gönderilen bilgi ve belgelerin bir bütün olarak incelenmesinden; görev süresinin uzatılmaması işleminin ”Şan Anasanat Dalı Başkanlığı’nın … tarih ve … sayılı yazısında, davacının 2015, 2016 ve 2017 yılı görev sürelerinin kendini geliştirme beklentisi ile uzatıldığının, 23/01/2017 tarihinde Şan ve Eşlik bütünleme sınavında davacının eserlere hakim olamaması sebebiyle piyano eşliği çalmakta zorlandığı ve öğrencilerin şan performanslarını olumsuz etkilediği yönünde tutanak tutulduğunun, 2017-2018 eğitim-öğretim giriş yılı sınavlarında istirahat raporu alarak diğer öğretim elemanları üzerinde büyük bir yük oluşturduğunun, 2017-2018 eğitim-öğretim yılı final ve bütünleme sınavlarında istirahat raporları alarak bu sınavlarda yer almadığının, çok önemli olan bu sınavlarda görevli bulunan davacının istirahat raporları sebebiyle görev almamasının diğer öğretim elemanlarının iş yükünü arttırdığının ve akademik akışın bozulmasına neden olduğunun ve bu nedenle görev süresinin uzatılması hakkında olumsuz görüş bildirildiğinin belirtildiği, Sahne Sanatları Bölüm Başkanlığı’nın 27/09/2018 tarih ve 1582 sayılı yazısında, görev süresinin uzatılmamasının uygun olacağının belirtildiği, 15/08/2018 tarihli komisyon raporunda, davacının gelişme kaydedemediğinin, sanatsal bir performans sergileyemediğinin, geçmiş yönetimler tarafından yetersizliğinin idare edildiğinin, sorumluluklarını yerine getiremediğinin, alanında yetersiz olduğunun belirtildiği, davacının … Çağdaş Sanat Fuarı kapsamındaki görevlendirmesini kabul etmediği, ciddi bir çalışma ve eserinin bulunmadığı, mesleğini icra konusunda yetersiz olduğu, kendisine gelişme gösterme beklentisi ile görev süresi uzatılmasına rağmen 2017-2018 yılı giriş sınavlarında ve 2017-2018 yılı final ve bütünleme sınavlarında istirahat raporları alarak bu görevlere katılmamasının özverili ve istekli olmadığını gösterdiği ve davacının görev süresinin uzatılmasında kamu yararının bulunmadığı” gerekçesiyle tesis edildiği anlaşılmaktadır.
Davacının 2001 yılında Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Müzik Bölümü Piyano Ana Sanat Dalı programından lisans diploması, 2007 yılında Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müzik Ana Bilim Dalından yüksek lisans diploması aldığı, aynı üniversitenin Müzik Ana Bilim dalında sanatta yeterlilik programında eğitim hayatının devam ettiği, ”Konser Piyanoları Açılış Konseri” organizasyonunu başarılı bir şeklide gerçekleştirdiği için kendisine görev yaptığı Ankara Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Müdürlüğü’nün 12/11/2014 tarihli teşekkür yazısı, aynı müdürlüğün 22/09/2014 tarihli yazı ile 15-17/09/2014 tarihlerinde gerçekleşen ”Üniversite Yaşamına Uygun Programı” dersinin planlama, organizasyon ve yürütme aşamalarında gösterdiği özverili ve titiz çalışmalarından dolayı taltif edildiği, verilen görevler ve yapılan çalışmalar noktasında çeşitli olumlu referans mektupları yazıldığı, görevlendirme ile Ankara Üniversitesi Kalecik Meslek Yüksekokul’ unda verdiği piyano konseri nedeniyle meslek yüksek okulu müdürü tarafından 28/06/2016 tarihli teşekkür belgesi verildiği görülmüş, buna karşılık 23/01/2017 tarihinde yapılan Opera Ana Sanat Dalı Şan ve Eşlik bütünleme sınavında öğrencilere eşlik etmede zorlandığı, öğrencilerin şan performanslarını olumsuz etkilediği yönünde dört isimli üç imzalı tutanak tutulduğu, 15/08/2018 tarihli komisyon raporunda; davacının 2015-2016 eğitim öğretim yılı özel yetenek giriş sınavlarında adaylara eşlik edemediği hususunun juri üyeleri tarfından gözlemlendiği, 16-19/03/2017 tarihleri arasında Ankara …’ da düzenlenen etkinlikte 18/03/2017 saat 10:00-20:00 arasında görevlendirildiği halde görev kabul etmediği gibi üstüne mesai dışı olduğu gerekçesiyle fazla çalışma ücreti ya da izin talebinde bulunduğu hususlarının belirtildiği, davacının aldığı istirahat raporlarının Başkent Üniversitesi Ankara Hastanesi, Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi tarafından verildiği anlaşılmıştır.
Üniversitelerde sözleşme kapsamında görev yapan öğretim üyelerinin, görevleri esnasında disipline aykırı fiillerinin bulunması durumunda, bu fiiller ile ilgili disiplin mevzuatına uygun olarak işlem tesis edilmesi gerektiği tartışmasızdır. Sözleşme uzatılırken de bu hususlar göz önüne alınacağı tabidir. Aksi takdirde disiplin soruşturması açılmayıp iddiaların araştırılmaması durumunda, sözleşme uzatım gerekçesinin de somut bir şekilde ortaya konulamayacağı açıktır.
Davalı idarece, davacının sözleşmesinin uzatılmamasına ilişkin olarak ileri sürülen gerekçelerin değerlendirilmesinden, davacının özel yetenek sınavında aday öğrencilere eşlik edemediği iddiası ile ilgili olarak jüri üyelerinin beyanı olduğu ileri sürülmesine rağmen bu konuda tutanak tutulmadığı gibi jüri üyelerinin piyano konusunda akademik yeterlilikleri ile ilgili olarak dosyada belge olmadığı, bütünleme sınavında eşlik edemediği hususunda tutulan tutanağın eksik imzalı ve imza sahiplerinin piyano akademik yeterliliklerinin dosyaya eklenmediği, davacının piyano ile eşlik edemediği hususunda öğrenci şikayeti bulunmadığı, resmi kurumlardan alınan sağlık istirahat raporlarının şekli ve fenni olarak aksinin ispat edilemediği, söz konusu işlemin gerekçesi olan fillere ilişkin olarak disiplin soruşturması açılmadığı ve herhangi bir disiplin cezasının verilmediği, 2002 yılında ders ücreti karşılığı göreve başlayan davacının çalışmaları hakkında 2015′ yılına kadar herhangi bir olumsuz durum olmamasına rağmen, 2015’ten sonra yukarıda açıklanan bir takım idari sorunların yaşanmaya başlandığı görülmektedir.
Bu durumda; davalı idarece davacının sözleşmesinin uzatılmamasına gerekçe olarak gösterilen hususların somut olarak ortaya konulmadığı sonucuna varıldığından, sözleşmesinin uzatılmamasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Bu itibarla, davanın reddi yönündeki karara yönelik istinaf isteminin reddine ilişkin temyize konu Bölge Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Öte taraftan, yoksun kalınan parasal hakların yasal faiziyle birlikte tazmini istemi yönünden, davacının devam eden bir sözleşmesi bulunmadığından bu aşamada karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmektedir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesine uygun bulunan temyiz isteminin kabulüne,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Kullanılmayan …- TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davacıya iadesine,
4. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın yukarıda belirtilen Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesine,
5. Kesin olarak 16/03/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.