Danıştay Kararı 8. Daire 2020/6020 E. 2023/660 K. 17.02.2023 T.

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2020/6020 E.  ,  2023/660 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2020/6020
Karar No : 2023/660

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Üniversitesi
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: … Üniversitesi doktora öğrencisi olan davacı tarafından, 29.05.2017 tarihinde yapılan başarısız sayılmasına ilişkin doktora yeterlilik sınav notunun iptali ile, Lojistik ve Tedarik Zinciri Yönetimi Doktora Programından ilişiğinin kesilmesine dair … tarih ve … sayılı işlemin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; 20.12.2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle “davacının sınav kağıdının başarılı olduğu, öğrenciye ucu açık sorular sorulduğunu, tedarik zinciri yönetimi alanında çalışan bir öğretim üyesi olarak sınav notu değerlendirildiğinde 100 tam puan alması gerektiği, davacının cevap verdiği altı sorunun tam puan yani 12,5 puan üzerinden hesaplanmasının uygun olduğu, programa uzun bir müddet ayıran, derslerini başarıyla tamamlayan öğrencinin öğrenci haklarından yaralanmasının yerinde olduğu” şeklinde değerlendirildiği yönünde tespit ve görüşlere yer verildiği, Mahkemelerince rapor uygun bulunarak verilecek karara dayanak alınmasına karar verildiği, bilirkişi raporunda yer alan açıklamalar ve dosyada yer alan diğer bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden dava konusu; davacının 2016-2017 güz döneminde girdiği doktora yeterlilik yazılı sınav notunda hukuka uyarlık bulunmadığı, davacının 2016-2017 güz döneminde girdiği doktora yeterlilik sınavında başarısız olduğu, görülmekte olan dava ile notunun iptalini istediği 2016-2017 bahar dönemi yeterlilik sınavında da başarısız olması sonucu iki kez başarısız olması nedeniyle … Üniversitesi Lisansüstü Eğitim ve Öğretim Yönetmeliği’nin 19. maddesinin 5. fıkrası uyarınca dava konusu işlem ile ilişiğinin kesildiği, Mahkemelerinin 14.12.2018 tarihli ara kararı ile davalı idareden davacının hangi tarih itibariyle doktora yeterlilik sınavına girmeye hak kazandığının sorulmasına karar verildiği, davalı idarenin 25.12.2018 tarihli ara karara cevap dilekçesinde davacının 2013-2014 güz döneminde doktora derslerini tamamlayarak 2013-2014 bahar döneminde doktora yeterlilik sınavına girmeye hak kazandığının bildirildiği, bu nedenle davacının doktora yeterlilik sınavına girmeye hak kazandığı dönemde yürürlükte olan 01.07.1996 tarihli mülga Lisansüstü Eğitim ve Öğretim Yönetmeliği’nde 06.02.2013 tarih ve 28551 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Lisansüstü Eğitim ve Öğretim Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 12. maddesi ile yapılan değişikliklik ile yeterlik sınavına iki kez girebilme sınırlamasının kaldırıldığı anlaşıldığından davacının iki kez başarısız bulunması nedeniyle ilişiğinin kesilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılarak dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti:İstinafa konu İlk Derece Mahkemesi kararının, davacının 29.05.2017 tarihinde yapılan doktora yeterlilik yazılı sınav notunun iptali istemine ilişkin kısmının incelenmesinden, sınavda sorulan sorulara verilen cevaplara yönelik olarak, farklı görüşlere yer vermek ve objektif bir değerlendirme yapılmasını temin etmek amacıyla, davacının cevapladığı soruları hazırlayan öğretim üyelerinin uzmanlık alanları dikkate alınarak en az üç kişilik bilirkişi heyeti belirlenmesi gerekirken, tek bilirkişi tarafından hazırlanan ve davacının sınav kağıdına ilişkin ayrıntılı irdeleme içermeyen rapor hükme esas alınarak verilen Mahkeme kararında hukuka uyarlık bulunmadığı, Lisansüstü Eğitim ve Öğretim Yönetmeliği’ne ilişkin hukuki süreç irdelendiğinde, 01.07.1996 tarihli ve 22683 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren mülga Lisansüstü Eğitim ve Öğretim Yönetmeliği’nin 21. maddesinde, “…e) Doktora yeterlik sınavı, yazılı ve sözlü olarak iki bölüm halinde yapılır…f) Yeterlik sınavında başarısız olan öğrenci, bir sonraki yarıyılda tekrar sınava alınır. Bu sınavda da başarısız olan öğrencinin doktora programı ile ilişiği kesilir.” hükmü yer almakta iken 06.02.2013 tarihli ve 28551 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Lisansüstü Eğitim ve Öğretim Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 12. maddesi ile anılan Yönetmeliğin (f) bendi “Yeterlik sınavında başarısız olan öğrenci, bir sonraki yarıyılda tekrar sınava alınır.” şeklinde yeniden düzenlenmiş, 2016 yılında yürürlüğe giren Yönetmelik hükmü ile tekrar yeterlik sınavına en fazla iki kez girebilme imkanı tanındığı, Kanunlarda/düzenleyici işlemlerde yapılan değişikliklerin, Kanun’un/düzenleyici işlemin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren hüküm ve sonuç doğuracağı, düzenleyici işlemlerde değişiklik yapılması durumunda anılan değişikliklerden etkilenen kişilerin yeni kural tasarrufa göre oluşan statüde yerini alacağı bu nedenle bir statüye bağlı olarak ileriye dönük, beklenen hakların kazanılmış hak kapsamında değerlendirilemeyeceği uyuşmazlık özelinde ise, dahil olunan eğitim programına alınma, bitirme ve sonlandırılmasına ilişkin koşulların sonradan değiştirilebileceği ancak son olarak programı bitirme aşaması da geçtikten sonra yürürlüğe giren mevzuatın geçmişe etkili olarak sonuç doğurmayacağı ve yürürlüğünden sonra halen programa devam eden öğrenciler için geçerli olacağı, söz konusu programın süresi boyunca yürürlükte bulunan mevzuatın statüye dahil olan kişiler için uygulanacağı, bu kapsamda, uyuşmazlığın 20.04.2016 tarihli ve 29690 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Lisansüstü Eğitim ve Öğretim Yönetmeliği hükümleri çerçevesinde çözümlenmesi gerektiği, sonuç ve kanaatine varılarak, istinaf başvurusunun kabulüne, … İdare Mahkemesinin … tarihli ve E:…, K:… sayılı kararının kaldırılmasına, yukarıda belirtilen gerekçe dikkate alınarak yeniden bir karar verilmek üzere dava dosyasının mahkemesine gönderilmesine, karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, İstinaf Mahkemesinin kararı ile dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesinin hatalı olduğu, bilirkişi incelemesinin kural olarak tek kişi tarafından yapılması gerektiği, bilirkişinin rapor verebilecek yetkinlikte olduğu, aleyhine olan yeni düzenlemelerin kendisine uygulanamayacağı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, bilirkişi raporunun yetersiz olduğu, kural işlemlerin nitelikleri itibariyle her zaman değiştirilebileceği, bireyin de bu bağlamda oluşan yeni statüde yerini alarak değişen kurallara bağlı olacağı belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : İstinaf Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
… Üniversitesi Lojistik ve Tedarik Zinciri Bölümünde 2013 yılında doktoraya başlayan davacının, 2012-2013 yılı bahar dönemi ve 2013-2014 güz dönemlerinde derslerini vermesi akabinde 2013-2014 bahar döneminden itibaren defalarca doktora yeterlilik yazılı sınavına girmesine rağmen her seferinde başarısız bulunmasından sonra, 29.05.2017 tarihinde yapılan doktora yeterlilik sınavında davalı idare tarafından başarısız sayılmasına karar verilmiş, akabinde davacının not ortalamasının 3,38 olduğu, doktora öğrenim süresince iki adet makale hazırlayıp yayınladığı, 2016-2017 güz döneminde girdiği doktora yeterlilik yazılı sınavında başarısız sayılmasından dolayı … tarih ve … sayılı işlem ile doktora programı ile ilişiği kesilmesine karar verilmiştir.
Bunun üzerine davacı tarafından doktora yeterlilik sınav notunun ve doktora ile ilişiğinin kesilmesine ilişkin davalı idare işlemlerinin hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun İstinaf başlıklı 45. maddesinin 4. bendi; Bölge idare mahkemesi, ilk derece mahkemesi kararını hukuka uygun bulmadığı takdirde istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verir. Bu hâlde bölge idare mahkemesi işin esası hakkında yeniden bir karar verir. İnceleme sırasında ihtiyaç duyulması hâlinde kararı veren mahkeme veya başka bir yer idare ya da vergi mahkemesi istinabe olunabilir. İstinabe olunan mahkeme gerekli işlemleri öncelikle ve ivedilikle yerine getirir.
5. bendi; Bölge idare mahkemesi, ilk inceleme üzerine verilen kararlara karşı yapılan istinaf başvurusunu haklı bulduğu, davaya görevsiz veya yetkisiz mahkeme yahut reddedilmiş veya yasaklanmış hâkim tarafından bakılmış olması hâllerinde, istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vererek dosyayı ilgili mahkemeye gönderir. Bölge idare mahkemesinin bu fıkra uyarınca verilen kararları kesindir. Düzenlemesini getirmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ile Vergi Usul Kanununun uygulanacağı haller” başlıklı 31. maddesinde; “1. Bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda; hakimin davaya bakmaktan memnuiyeti ve reddi, ehliyet, üçüncü şahısların davaya katılması, davanın ihbarı, tarafların vekilleri, feragat ve kabul, teminat, mukabil dava, bilirkişi, keşif, delillerin tespiti, yargılama giderleri, adli yardım hallerinde ve duruşma sırasında tarafların mahkemenin sukünunu ve inzibatını bozacak hareketlerine karşı yapılacak işlemler ile elektronik işlemlerde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümleri uygulanır. (Ek cümle: 5/4/1990 – 3622/11 md.; Değişik:10/6/1994-4001/14 md.) Ancak, davanın ihbarı (…) (2) Danıştay, mahkeme veya hakim tarafından re’sen yapılır. (Ek cümle: 3/11/2016-6754/22 md.) Bilirkişiler, bilirkişilik bölge kurulları tarafından hazırlanan listelerden seçilir ve bilirkişiler hakkında Bilirkişilik Kanunu ve 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun ilgili hükümleri uygulanır. ” düzenlemesine yer verilmiştir.
2577 sayılı Kanununun 31. maddesiyle atıf yapılan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Bilirkişiye başvurulmasını gerektiren hâller” başlıklı 266. maddesinde; ” (1) Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. (Değişik cümle: 3/11/2016-6754/49 md.) Ancak genel bilgi veya tecrübeyle ya da hâkimlik mesleğinin gerektirdiği hukukî bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz. (Ek cümle: 3/11/2016-6754/49 md.) Hukuk öğrenimi görmüş kişiler, hukuk alanı dışında ayrı bir uzmanlığa sahip olduğunu belgelendirmedikçe, bilirkişi olarak görevlendirilemez.”, “Bilirkişi sayısının belirlenmesi” başlıklı 267. maddesinde; “(1) Mahkeme, bilirkişi olarak, yalnızca bir kişiyi görevlendirebilir. Ancak, gerekçesi açıkça gösterilmek suretiyle, tek sayıda, birden fazla kişiden oluşacak bir kurulun bilirkişi olarak görevlendirilmesi de mümkündür.” hükmüne, “Bilirkişi açıklamalarının tespiti ve rapor” başlıklı 279. maddesinde ” (1) Mahkeme, bilirkişinin oy ve görüşünü yazılı veya sözlü olarak bildirmesine karar verir. (2) Raporda, tarafların ad ve soyadları, bilirkişinin görevlendirildiği hususlar, gözlem ve inceleme konusu yapılan maddi vakıalar, gerekçe ve varılan sonuçlarla, bilirkişiler arasında görüş ayrılığı varsa, bunun sebebi, düzenlenme tarihi ve bilirkişi ya da bilirkişilerin imzalarının bulunması gerekir. Azınlıkta kalan bilirkişi, oy ve görüşünü ayrı bir rapor hâlinde de mahkemeye sunabilir.”hükmüne yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dava dosyasının incelenmesinden, ilk derece Mahkemesi tarafından resen …Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç Dr. …’ın bilirkişi olarak seçildiği, davacı vekilinin , seçilen bilirkişinin davalı … Üniversitesi’nin ilgili doktora bölüm başkanı olan … ile birlikte konferans düzenledikleri, her iki eğitimcinin de İTÜ ekolünden olmaları nedeniyle tanışıklık içinde oldukları gerekçesiyle bilirkişiye itiraz ettiği, bunun üzerine Mahkemece İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü ve Kültür Üniversitesi’ne müzekkere yazılarak Lojistik ve Tedarik Zinciri Yönetimi Programı alanında bilirkişilik yapabilecek Prof. Dr. Unvanlı öğretim üyelerinin bildirilmesini istediği, Kültür Üniversitesi’nin cevaben ilgili alanda öğretim üyelerinin bulunmadığı, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nün ise Prof. Dr. …’ı bilirkişi olarak bildirdiği, 15/10 2018 tarihli bilirkişi raporunda; özetle davacının not ortalamasının 3.38 olduğu bu başarının akademik hayatta sıklıkla karşılaşılan bir durum olmadığı, sınava katılan tüm öğrencilerin sınav kağıtlarının mukayeseli incelendiği, soru ve cevap anahtarlarının hayli ucu açık olduğu, davacının cevaplarının tutarlı ve doğru kabul edilmesinin gerektiği, öğrencinin sınavda başarılı olduğu kanaatine varıldığının bildirildiği, 14.12.2018 tarihli ara kararı ile bilirkişiden ek rapor aldırılmasına ve davalı idareden davacının hangi tarih itibariyle doktora yeterlilik sınavına girmeye hak kazandığının sorulmasına karar verildiği, bilirkişi tarafından Mahkemeye sunulan 20.12.2018 tarihli ek raporda özetle “davacının sınav kağıdının başarılı olduğu, öğrenciye ucu açık sorular sorulduğunu, tedarik zinciri yönetimi alanında çalışan bir öğretim üyesi olarak sınav notu değerlendirildiğinde 100 tam puan alması gerektiği, davacının cevap verdiği altı sorunun tam puan yani 12,5 puan üzerinden hesaplanmasının uygun olduğu, programa uzun bir müddet ayıran, derslerini başarıyla tamamlayan öğrencinin öğrenci haklarından yaralanmasının yerinde olduğu” şeklinde değerlendirildiği yönünde tespit ve görüşlere yer verildiği, 25.12.208 tarihinde Mahkeme kayıtlarına giren davalı idarenin ara karara verdiği cevapta, ”… davacıya ait transkripten de anlaşılacağı üzer davacı 2013-2014 güz döneminde doktora derslerini tamamlayarak 2013-2014 bahar dönemi itibariyle sınava girmeye hak kazanmıştır…” bilgisinin verildiği, söz konusu bilirkişi raporunda yer alan analiz ile ulaşılan sonuçlar Mahkemece de uygun bulunarak verilecek karara dayanak alındığı, davacının 2016-2017 güz döneminde girdiği doktora yerlilik yazılı sınav notunda ve doktora programından ilişiğinin kesilmesine ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılarak dava konusu işlemlerin iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 282. maddesinde; “Hakim, bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir.” hükmü yer aldığından; sunulan bilirkişi raporunun hükme esas alınabilecek yeterlikte olmaması veya taraflarca yapılan itirazları karşılamaması halinde bilirkişilerden ek rapor istenilebileceği veya yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılabileceği gibi verilen rapor dikkate alınmadan uyuşmazlığın çözümüne engel bir düzenlemenin bulunmadığı açıktır.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 267. maddesinde hüküm altına alındığı üzere, bilirkişi olarak bir kişinin görevlendirileceği, gereken hallerde gerekçesi belirtilmek üzere birden fazla ve tek sayıda olmak üzere bilirkişi kurulununda görevlendirilebileceği açıktır.
Dava konusunun Lojistik ve Tedarik Zinciri Yönetimi Doktora Programı yazılı sınav notunun iptali olduğu dikkate alındığında, İlk derece Mahkemesince bir kişinin bilirkişi olarak belirlenmesinde mevzuata aykırılık olmadığı, bilirkişi olarak görevlendirilen … Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tedarik Zinciri Yönetimi Ana Bilim Dalı Başkanı olarak görev yapan Prof. Dr. …’ın konusunda yetkin, sunulan rapor ve ek raporunda sınav soru ve cevaplarının değerlendirilmesinde karara esas alınabilecek nitelikte olduğu sonucuna ulaşılmaktadır.
Bu itibarla, dava konusu işlemlerin iptaline dair karara yönelik istinaf isteminin kabulü, kararın kaldırılması ve yeniden bir karar verilmek üzere dava dosyasının mahkemesine gönderilmesine ilişkin İstinaf mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Öte taraftan, istinafa konu ilk derece mahkemesi kararı, ilk inceleme üzerine verilen kararlardan olmadığından, bilirkişi incelemesinin yetersiz bulunması halinde bölge idare mahkemesince bilirkişi incelemesi yaptırılması gerekmekte olup; 2577 sayılı Kanun’un 45/4-5. maddeleri gereğince, dosyanın mahkemesine gönderilmeden, istem hakkında istinaf mahkemesi tarafından karar verilmesi gerektiği açıktır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesine uygun bulunan temyiz isteminin kabulüne,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesine,
5. Kesin olarak 17/02/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.