Danıştay Kararı 8. Daire 2020/5705 E. 2023/1891 K. 11.04.2023 T.

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2020/5705 E.  ,  2023/1891 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2020/5705
Karar No : 2023/1891

DAVACI : …

DAVALI : … Bakanlığı
VEKİLİ : I. Hukuk Müşaviri Yrd. V. …

DAVANIN ÖZETİ : Avukatlara Hususi Damgalı Pasaport Düzenlenmesine Dair Yönetmeliğin 4.maddesinin; yeşil pasaport alma hakkını sağlayan memuriyetten avukatlık mesleğine geçişlerde önceki mesleğin kıdem yılının hesaplamaya dahil edilmesinin hakkaniyete uygun olacağından bahisle eksik düzenleme nedeniyle iptali istemidir.

SAVUNMANIN ÖZETİ : 5682 sayılı Pasaport Kanunu’nun 14. maddesinin (A) bendinin 4. fıkrası ile avukatlık mesleğini icra eden avukatların hususi damgalı pasaport hakkından faydalanabilmelerine yönelik kanuni düzenleme yapıldığı ve baro levhasına yazılı olma şartı ile en az on beş yıl kıdemi bulunan avukatlara hususi damgalı pasaport düzenlenmesinin amaçlandığı, anılan Yönetmelik ile de kıdem hesabında kamu kurum ve kuruluşları ile kamu iktisadi teşebbüslerinde asli ve sürekli olarak avukatlık görevinde geçirilen sürenin de kıdem hesabında dikkate alınacağı hüküm altına alındığı, dava konusu düzenlemede hukuka aykırılık bulunmadığı ve davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : 2577 sayılı Kanunun 3. maddesine uygun bulunmayan dava dilekçesinin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci ve Onuncu Dairelerince 2575 sayılı Yasaya 3619 sayılı Yasayla eklenen Ek 1 maddesi hükmü uyarınca birlikte yapılan toplantıda işin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
USUL YÖNÜNDEN:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 3. maddesinde; idarî davaların, Danıştay, idare mahkemesi ve vergi mahkemesi başkanlıklarına hitaben yazılmış imzalı dilekçelerle açılacağı, dilekçelerde tarafların ve varsa vekillerinin veya temsilcilerinin ad ve soyadları veya unvanları ve adreslerinin, davanın konusu ve sebepleri ile dayandığı delillerin, davaya konu olan idarî işlemin yazılı bildirim tarihinin, tam yargı davalarında uyuşmazlık konusu miktarın gösterileceği, dava konusu kararın ve belgelerin asılları veya örneklerinin dava dilekçesine ekleneceği, dava dilekçelerinin ve bunlara ekli evrakın örneklerinin karşı taraf sayısından bir fazla olacağı; 14. maddesinin 3. fıkrasında dava dilekçelerinin, görev ve yetki, idarî merci tecavüzü, ehliyet, idarî davaya konu olabilecek kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olup olmadığı, süre aşımı, husumet ve 3. ve 5. maddelere uygun olup olmadıkları yönlerinden sırasıyla inceleneceği, aynı maddenin 6. fıkrasında, anılan hususların ilk incelemeden sonra tespit edilmesi halinde de davanın her safhasında 15. madde hükmü uygulanacağı belirtilmiş, 15. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendinde; dilekçelerde 14. maddenin 3/g bendine aykırılık görülmesi halinde otuz gün içinde 3. ve 5. maddelere uygun şekilde düzenlemek veya noksanları tamamlamak üzere dilekçenin reddine karar verileceği, aynı maddenin 5. fıkrasında, 1. fıkranın (d) bendine göre dilekçenin reddedilmesi üzerine yeniden verilen dilekçelerde aynı yanlışlıklar yapıldığı takdirde davanın reddedileceği hükme bağlanmıştır.
Aynı Kanun’un 7. maddesinin 1. fıkrasında, dava açma süresinin, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştay’da ve idare mahkemelerinde altmış ve vergi mahkemelerinde otuz gün olduğu; 4. fıkrasında ise, ilanı gereken düzenleyici işlemlerde dava açma süresinin ilan tarihini izleyen günden itibaren başlayacağı, ancak bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililerin düzenleyici işlem veya uygulanan işlem yahut her ikisi aleyhine birden dava açabilecekleri kuralına yer verilmiştir.
Öte yandan; 26/03/2020 tarih ve 31080 mükerrer sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7226 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un Geçici 1. maddesinin 1. fıkrasında; “Covid-19 salgın hastalığının ülkemizde görülmüş olması sebebiyle yargı alanındaki hak kayıplarının önlenmesi amacıyla; a) Dava açma, icra takibi başlatma, başvuru, şikâyet, itiraz, ihtar, bildirim, ibraz ve zamanaşımı süreleri, hak düşürücü süreler ve zorunlu idari başvuru süreleri de dâhil olmak üzere bir hakkın doğumu, kullanımı veya sona ermesine ilişkin tüm süreler; 6/1/1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu, 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile usul hükmü içeren diğer kanunlarda taraflar bakımından belirlenen süreler ve bu kapsamda hâkim tarafından tayin edilen süreler ile arabuluculuk ve uzlaştırma kurumlarındaki süreler 13/3/2020 (bu tarih dâhil) tarihinden, b) 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu ile takip hukukuna ilişkin diğer kanunlarda belirlenen süreler ve bu kapsamda hâkim veya icra ve iflas daireleri tarafından tayin edilen süreler; nafaka alacaklarına ilişkin icra takipleri hariç olmak üzere tüm icra ve iflas takipleri, taraf ve takip işlemleri, yeni icra ve iflas takip taleplerinin alınması, ihtiyati haciz kararlarının icra ve infazına ilişkin işlemler 22/3/2020 (bu tarih dâhil) tarihinden itibaren 30/4/2020 (bu tarih dâhil) tarihine kadar durur. Bu süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden itibaren işlemeye başlar. Durma süresinin başladığı tarih itibarıyla, bitimine on beş gün ve daha az kalmış olan süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden başlamak üzere on beş gün uzamış sayılır. Salgının devam etmesi halinde Cumhurbaşkanı durma süresini altı ayı geçmemek üzere bir kez uzatabilir ve bu döneme ilişkin kapsamı daraltabilir. Bu kararlar Resmî Gazete’de yayımlanır.” hükmüne yer verilmiş; 30/04/2020 tarihli ve 31114 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2480 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile de 7226 sayılı Kanun’un Geçici 1. maddesinin 1. fıkrasında düzenlenen durma süresi, 4734 sayılı Kamu İhale Kanununda öngörülen zorunlu idari başvuru yoluna ilişkin süreler hariç, 1/5/2020 (bu tarih dâhil) tarihinden 15/6/2020 (bu tarih dâhil) tarihine kadar uzatılmıştır.
Yukarıda yer alan mevzuat hükmü uyarınca düzenleyici işlemin uygulanması suretiyle tesis edilen ve dava açma süresine başlangıç oluşturabilecek herhangi bir uygulama işleminin bulunmadığı hallerde, düzenleyici işlemin Resmî Gazete’de yayımlandığı tarihi izleyen günden itibaren dava açma süresinin başlayacağının kabulü gerekmektedir.
Bununla birlikte, yargılama hukukunun temel ilkelerinden biri olan taleple bağlılık ilkesi uyarınca iptali istenen idarî işlemle sınırlı olarak yargı merciince inceleme yapılması gerekmekte olup, talebin incelemeye konu olabilecek nitelikte açık, belirli ve somut olması gerektiği kuşkusuzdur.
Dava dilekçesinin incelenmesinden; dilekçenin “konu” ve “netice ve talep” kısmında Avukatlara Hususi Damgalı Pasaport Düzenlenmesine Dair Yönetmeliğin 4. maddesinin iptali istemine yer verilmekle birlikte dilekçe içeriğinde 4. maddenin 3. fıkra hükmüne ve bu hükme yönelik hukuka aykırılık iddialarına yer verildiği, dolayısıyla yargısal denetimi yapılacak kural veya kurallar yönünden tereddüt hasıl olduğu; bununla birlikte dilekçe içeriğinde ve “netice ve talep” kısmında Yönetmelik hükmünün düzeltilmesine, değiştirilerek düzenlenmesine karar verilmesi istemine yer verilerek idari işlem niteliğinde yargı kararı verilmesinin talep edildiği; ayrıca, dava dilekçesinde Yönetmeliğin ilan tarihi 17/02/2020 olarak belirtilmiş ise de, dava konusu Yönetmeliğin 17/01/2020 tarihli ve 31011 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe girdiği, davanın ise 16/07/2020 tarihinde açıldığı anlaşıldığından, dava açma süresinin tespiti açısından dava konusu Yönetmeliğe dayalı bir uygulama işleminin bulunup bulunmadığı, uygulama işlemi var ise, bu işlemin tebliğ tarihinin belirtilmediği görülmektedir.
Bu haliyle, dava dilekçesinin 2577 sayılı Kanun’un 3. maddesine uygun biçimde düzenlenmediği sonucuna varılmaktadır.
Bu durumda, dava dilekçesinde dava konusu Yönetmeliğin hangi kısım veya kısımlarının dava konusu edildiği açıkça gösterilerek dilekçenin konu-sonuç ve içerik bölümlerinde çelişkili olmayacak şekilde açıklanması, dava konusu düzenleyici işlemin davacıya uygulanıp uygulanmadığı, uygulandı ise hangi tarihli işlemle uygulandığı ve uygulama işleminin tebliğ tarihinin belirtilmesi, davanın belirtilen eksiklikler giderilmek; ayrıca idari işlem niteliğinde bir istemde de bulunulmamak suretiyle 2577 sayılı Kanun’un 3. maddesine uygun olarak yenilenen, Danıştay Başkanlığına hitaben yazılmış açık ve anlaşılabilir bir dilekçeyle açılması gerekmektedir.
Öte yandan, dilekçenin yenilenmesi hâlinde İçişleri Bakanlığı ile birlikte Dışişleri Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı’nın da hasım olarak gösterilmesi gerektiği açıktır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanunun 3. maddesine uygun bulunmayan DAVA DİLEKÇESİNİN aynı Kanunun 15. maddesinin 1/d bendi uyarınca bu kararın tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içerisinde usulüne uygun biçimde düzenlenecek dilekçe ile yeniden dava açılabilmek üzere REDDİNE,
2. Yeniden açılacak dava için ayrıca harç alınmayacağının ve aynı yanlışlıklar yapıldığı takdirde davanın reddedileceğinin davacıya tebliğine,
3. Davanın yenilenmemesi durumunda posta gideri avansından artan miktarın istemi halinde davacıya iadesine,
11/04/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.