Danıştay Kararı 8. Daire 2020/5533 E. 2023/1105 K. 09.03.2023 T.

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2020/5533 E.  ,  2023/1105 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2020/5533
Karar No : 2023/1105

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Üniversitesi
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:.., K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: … Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Fiziki Coğrafya Anabilim Dalı’nda araştırma görevlisi olarak görev yapmakta olan davacı tarafından, görev süresinin uzatılmayarak ilişiğinin kesilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı … Üniversitesi Rektörlüğü işleminin iptali ile yoksun kaldığı parasal hakların ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile; davacı hakkında Anabilim Dalı Başkanı, Bölüm Başkanı ve Edebiyat Fakültesi Dekan vekilinin; davacının akademik çalışmalarda zayıf ve yetersiz olduğu, iletişimin son derece zayıf, tutum ve davranışlarının nezaketsiz olduğu, asosyal bir görüntüsü ile bir araştırma görevlisinde olması gereken nitelikleri taşımadığı şeklindeki olumsuz görüşleri nedeniyle davacının görev süresinin uzatılmamasına ilişkin dava konusu işlem tesis edilmiş ise de; davacının akademik çalışmalarda yetersiz olduğu veya diğer iddialar ile ilgili olarak dava dosyasında, sunulmuş herhangi bir tutanağın veya bu hususa ilişkin bilgi-belgenin yer almadığı, yine davacı hakkında verilmiş adli veya disiplin cezasının bulunmadığı, kaldı ki davacının halihazırda yatay geçiş yaptığı … Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Coğrafya Anabilim Dalı’nda doktora eğitimine devam ettiği, bu durumda, davacının bilimsel açıdan yetersiz olduğu yolundaki iddianın dayanağının bulunmadığı, davacının sosyal ilişkilerinde yetersiz bulunduğu yolundaki savların ise soyut iddiadan ibaret olduğu, dolayısıyla ilgili mevzuat uyarınca davalı idareye verilen takdir yetkisinin kamu yararı ve hizmet gereklerine uygun kullanılmadığı, davacının görev süresinin yenilenmemesine ilişkin davalı idarece tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesi ile dava konusu işlemin iptaline ve Anayasa’nın 125. maddesinde, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu kurala bağlandığından, hukuka aykırılığı saptanan işlem nedeniyle davacının yoksun kaldığı parasal hakların davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile; 2547 sayılı Kanun’un 33/a maddesi kapsamında davalı idare bünyesinde araştırma görevlisi olarak çalışan davacının, 02/05/2019 tarihi itibariyle görevinin kendiliğinden son bulduğu, görev süresinin bitmesinin ardından Rektörlük makamınca yeniden atanabileceği mümkün olmakla birlikte, somut uyuşmazlıkta davalı idarece, davacı hakkında anabilim dalı başkanı, bölüm başkanı ve dekan vekilinin olumsuz görüşleri ve faaliyet raporunda olumsuz değerlendirmeler yer aldığı gerekçesiyle görev süresinin uzatılmamasına karar verildiği, davalı Üniversitenin eğitim kalitesinin arttırılması ve belirli bir düzeye getirilmesi amacıyla akademik personel olarak çalıştırılacak kişilerde bir takım özellikleri araması ve çalıştırmaya devam edeceği personele dair seçici davranması hususlarında takdir yetkisine sahip olduğu, takdir yetkisi kapsamında araştırma görevlilerinin üniversitece yapılacak bilimsel araştırma, inceleme ve deneylerde yardımcı olabilecek düzeyde akademik yeterliliğinin arandığı, bu çerçevede davacı hakkında birlikte çalıştığı anabilim dalı başkanı, bölüm başkanı ve dekan vekilinin olumsuz görüşleri ve faaliyet raporunda yer alan olumsuz değerlendirmeler ile davacının davalı Üniversite’deki doktora eğitiminden ayrılarak yatay geçiş yoluyla başka bir üniversitede eğitimine devam ettiği, dolayısıyla da davalı üniversitedeki araştırma görevlisi kadrosunun gerektirdiği bilimsel araştırma, inceleme ve deneylerde yardımcı olma bakımından davalı üniversiteye katkısının olamayacağı dikkate alındığında, davalı idarece davacı hakkında görev süresinin uzatılmaması yönünde tesis edilen işlemde kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırılık bulunmadığı, takdir hakkının hukuka uygun olarak kullanıldığı, dava konusu işlemde hukuka aykırılık olmadığı gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun kabulü ile başvuruya konu mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, göreve başladığından beri mobbing yapıldığı, bölüm başkanının kendisine kişisel husumeti olduğu, verilen görevleri layıkıyla yerine getirdiği halde dava konusu işlemin tesis edildiği, kadrodan ilişiği kesildikten sonra doktora eğitimine devam etmemesi için önüne engeller çıkarıldığı, doktora yeterlilik sınavında sıkıntılar yaşadığı, bu nedenle davalı üniversiteden … Üniversitesi’ne yatay geçiş yaptığı, geçişi sırasında uzmanlık alanı ve anabilim dalını değiştirmediği, mevzuatta bir araştırma görevlisinin kadrosunun bulunduğu üniversite dışında doktora eğitimi alamayacağına ilişkin herhangi bir düzenlemenin olmadığı, akademik hayatında başarılı çalışmalarının olduğu, yeterli bulunmamasının hiçbir somut dayanağı olmadığı, idare tarafından takdir yetkisinin keyfi kullanıldığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, kararın hukuka uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NİN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
15/05/2017 tarihinde … Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Fiziki Coğrafya Anabilim Dalı’nda araştırma görevlisi olarak göreve başlayan davacının, 02/05/2019 tarihinde sona erecek olan görev süresinin Edebiyat Fakültesi Yönetim Kurulu’nun … tarih ve … sayılı kararıyla anabilim dalı başkanı, bölüm başkanı ve dekan vekilinin olumsuz görüşleri dikkate alınarak uzatılmamasına karar verildiği, karar doğrultusunda … Üniversitesi Rektörlüğü’nün … tarih ve … sayılı oluru ile davacının görev süresinin uzatılmaması üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

İLGİLİ MEVZUAT:
2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 33. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde, “Araştırma görevlileri, yükseköğretim kurumlarında yapılan araştırma, inceleme ve deneylerde yardımcı olan ve yetkili organlarca verilen ilgili diğer görevleri yapan öğretim yardımcılarıdır. Bunlar ilgili anabilim veya anasanat dalı başkanlarının önerisi, Bölüm Başkanı, Dekan, enstitü, yüksekokul veya konservatuvar müdürünün olumlu görüşü üzerine rektörün onayı ile araştırma görevlisi kadrolarına en çok üç yıl süre ile atanırlar; atanma süresi sonunda görevleri kendiliğinden sona erer. Bunlar aynı usulle yeniden atanabilirler. ” hükmü bulunmaktadır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda verilen mevzuat hükmünden, idarenin öğretim yardımcısı statüsünde olan ve 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 33/a maddesi uyarınca ataması yapılan araştırma görevlilerinin görev sürelerini uzatıp uzatmama konusunda takdir yetkisine sahip bulunduğu açık olup, takdir yetkisine dayanan her idari işlemde olduğu gibi bu takdir yetkisini kamu yararı ve hizmet gereklerini göz önünde bulundurarak kullanması gerekeceği şüphesizdir.
Davacı hakkında Anabilim Dalı Başkanı, Bölüm Başkanı ve Edebiyat Fakültesi Dekan vekilinin; davacının akademik çalışmalarda zayıf ve yetersiz olduğu, iletişimin son derece zayıf, tutum ve davranışlarının nezaketsiz olduğu, asosyal bir görüntüsü ile bir araştırma görevlisinde olması gereken nitelikleri taşımadığı şeklindeki olumsuz görüşleri nedeniyle davacının görev süresinin uzatılmamasına ilişkin dava konusu işlem tesis edilmiş ise de; davacının akademik çalışmalarda yetersiz olduğu veya diğer iddialar ile ilgili olarak dava dosyasında, sunulmuş herhangi bir tutanağın veya bu hususa ilişkin bilgi-belgenin yer almadığı, davacı hakkında verilmiş bir adli veya disiplin cezasının bulunmadığı, davacının halihazırda yatay geçiş yaptığı Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Coğrafya Anabilim Dalı’nda doktora eğitimine devam ettiği görülmektedir.
Bu durumda, davacının bilimsel açıdan yetersiz olduğu yolundaki iddianın dayanağının bulunmadığı, davacının hakkındaki diğer iddiaların ise soyut olduğu, dolayısıyla ilgili mevzuat uyarınca davalı idareye verilen takdir yetkisinin kamu yararı ve hizmet gereklerine uygun kullanılmadığı sonucuna varıldığından davacının görev süresinin yenilenmemesine ilişkin davalı idarece tesis edilen işlemde hukuka uyarlık görülmemiştir.
Bu itibarla, davanın dava konusu işlemin iptali ile davacının yoksun kaldığı parasal hakların davacıya ödenmesine yönündeki … İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf isteminin kabulü ile davanın reddine ilişkin temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesine uygun bulunan temyiz isteminin kabulüne,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Kullanılmayan … TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davacıya iadesine,
4. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın yukarıda belirtilen Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesine,
5. Kesin olarak, 09/03/2023 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY :
(X)- İdareye; personel çalıştırıp çalıştırmama veya görevi sona eren bir personelin görev süresini uzatıp, uzatmama hususunda takdir hakkı tanındığında tartışma bulunmamakta, takdir hakkının kamu yararı ve hizmet gerekleri doğrultusunda kullanılacağı hususu ise yargısal içtihatlarla istikrarlı şekilde gözetilmektedir. Kimi hukuk yazınında ve yargı kararlarında; idarenin görev süresini uzatmama yönünde tesis ettiği işlemler ile devam eden bir görevin sona erdirilmesine yönelik işlemler arasındaki nitelik farkı gözetilmeksizin, görev süresini uzatmama işlemlerinde de idarenin kullandığı takdir yetkisinin kamu yararı ve hizmet gereklerine uygun kullanıldığının, idarece ispat edilmesi yani somut delillerle ortaya konulması gerektiği ifade edilmektedir. Oysa süresi devam eden bir görevin sona erdirilmesinde idarenin, göreve son vermenin haklılığını ispat etmek diğer bir anlatımla göreve niçin son verildiğini somut gerekçelerle ortaya koymak zorunluluğu bulunmasına karşın, süresi bitmiş bir görevin uzatılmaması konusunda idareye ispat külfeti yüklemek yani görev süresinin niçin uzatılmadığını somut gerekçelerle ortaya konulmasını beklemek ya da mahkeme kararlarıyla idareyi görev süresini uzatmaya zorlamak, kanun koyucunun idareye tanıdığı takdir yetkisini büsbütün ortadan kaldırma, her nasılsa bir defa kamu hizmetine şu veya bu statüde dahil olan bir kişinin disipliner sonuç doğuran bir eylemde bulunmadığı ve bu eylemin soruşturma raporuyla tespit edilmediği sürece mütemadiyen kamu hizmetinde kalma sonucunu doğuracaktır.
Öte yandan, süreli görevlerde görevlendirmenin başlangıcında ilgililer tarafından görevlendirmenin süreli olduğu ve sürenin bitiminde kendiliğinden sona ereceği bilinmekte olup, görevlendirmenin devamı konusunda haklı bir beklenti oluştuğundan da söz edilemez.
Yapılan açıklamalar çerçevesinde, davacının süresi biten görevlendirmesinin uzatılmayacağı yönünde tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık görmediğimden aksi yönde oluşan çoğunluk kararına katılmıyorum.