Danıştay 8. Daire Başkanlığı 2020/5444 E. , 2020/5322 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2020/5444
Karar No : 2020/5322
Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı) : …
Vekili : Av. …
Karşı Taraf (Davalı) : … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
Vekili : Av. …
İstemin Özeti : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kesin kararının ve … tarih E:…, K:… T:… sayılı temyiz talebinin incelenmeksizin reddi kararının hukuka aykırı olduğu öne sürülerek, 2577 sayılı Kanunun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin temyiz talebinin incelenmeksizin reddi kararının kaldırılması ve davacının temyiz isteminin reddedilerek istinaf kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Temyiz” başlıklı 46’ncı maddesinin 1. fıkrasının (d) bendinde yer alan “Belli bir ticari faaliyetin icrasını süresiz veya otuz gün yahut daha uzun süreyle engelleyen işlemlere karşı açılan iptal davaları” hükmü gereğince … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih E:…, K:… T:… sayılı temyiz talebinin incelenmeksizin reddi kararının kaldırılarak ve dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeyerek işin gereği görüşüldü:
Dava Aydın İli, Söke İlçesi’nde S.S. … Kooperatifi üyesi olarak “…” plaka ile ticari yolcu taşımacılığı yapan davacı tarafından, “M” plakalı aracının çalışma ruhsatının onaylanması, güzergah izin belgesi verilmesi, 2018 yılı Aralık ayı itibariyle çalıştığı hat ve güzergahta ticari faaliyete devam etmesine izin verilmesi, kazanılmış hakları gereğince faaliyetinin engellenmemesi için idari karar alınması istemiyle yapılan … tarih ve … kayıt numaralı başvurunun zımnen reddine ilişkin işlemin iptali istemi ile açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesinde görülen davada;
İdare Mahkemesince, Aydın İli, Söke İlçesi yönünden alınmış plaka tahdidi kararı bulunmadığı, davacının “M” harf grubunu içeren plakasının bahsedilen Bakanlar Kurulu Kararı çerçevesinde verilmediği, anılan plakanın verilmesine dayanak teşkil eden idari işlemin Söke Kaymakamlığı İlçe Trafik Komisyonu’nun 11.11.2002 tarihli, 2002/06 sayılı ve “ticari minibüs ile midibüslere M harf grubu plaka verilmesi” konulu kararı olduğu, Söke Şoförler ve Otomobilciler Odası’nın 22.09.2003 tarih ve 2003/60 sayılı genelgesinde de belirtildiği üzere bu komisyon kararının; diğer araçlardan ayırıcı olması ve korsan araçların engellenmesi bakımından Söke İlçesi’ndeki hatlı ticari minibüslere “M” harf grubu plaka verilmesinden ibaret olduğu, bir başka deyişle Söke İlçesi’nde toplu taşımacılık yapılabilecek plaka sayısını sınırlamayan ve bu nitelikteki plakaları belirlemeyen, sadece toplu taşıma araçlarının takibinin ve denetiminin kolaylaşması, korsan taşımacılığın engellenmesi amacıyla ticari minibüslere “M” harf grubu verilmesi yönünde alınan söz konusu komisyon kararının tahditli plaka değil, tahsisli plaka uygulaması niteliğinde olduğu, davacının üyesi olduğu kooperatife toplu taşımacılık faaliyeti yürütmek üzere toplam 14 adet hat verilmesine ilişkin yukarıda bahsedilen komisyon kararlarının da tahditli plaka uygulaması olmadığı, ayrıca davacıya ait aracın ruhsatında tahditli plaka sahibi olduğunu gösteren hiçbir açıklamanın yer almadığı dikkate alındığında davacının “M” harf grubunu içeren plakasının tahditli plaka değil, tahsisli plaka olduğu, o halde, yukarıda açıklandığı üzere davacının “M” harf grubunu içeren plakasının tahditli plaka değil, tahsisli plaka olduğu, bahsedilen kooperatifin (davacının da aralarında yer aldığı) üyeleri tarafından Söke İlçesi’nde işletilen toplam 50 adet hattın 34’üne ilişkin il ve ilçe trafik komisyonu kararı bulunmadığı, bu hatların belli bir süreyle sınırlı olan hat kiralama sözleşmelerine istinaden işletildiği, diğer 14 adet hattın işletme hakkı ilk olarak yukarıda bahsedilen trafik komisyonu kararlarıyla davacının üyesi olduğu kooperatife verilmiş ise de yukarıda açıklandığı üzere tahditli plaka uygulaması bulunmadığı müddetçe “M” plakayla toplu taşımacılık yapılmasının tek başına kazanılmış hak teşkil etmeyeceği, dolayısıyla bahsi geçen komisyon kararlarının söz konusu 14 adet hattın sürekli şekilde adı geçen kooperatif tarafından işletilmesi sonucunu doğurmayacağı, kaldı ki bahsi geçen 14 adet hattın da diğer 36 adet hat gibi en son durumda ilgili kooperatif ile Söke Belediye Başkanlığı arasında 01.01.2009 tarihinden itibaren 10 yıl süreyle geçerli olmak üzere 30.12.2008 tarihinde imzalanan hat kiralama sözleşmesine istinaden işletildiği, buna göre hem tahditli plaka bulunmadığından hem de hatlarda ticari yolcu taşımacılığı yapma hakkı bahsi geçen sözleşme süresiyle sınırlı olduğundan adı geçen kooperatifin ve bunun bir sonucu olarak davacının kazanılmış hakkının bulunmadığı, bu durumda, yukarıda açıklandığı üzerine bahsi geçen 50 adet hatla ilgili olarak söz konusu kooperatifin ve bunun bir sonucu olarak davacının kazanılmış hakkının bulunmadığı, davacının üyesi olduğu kooperatif ile Söke Belediye Başkanlığı arasında imzalanan hat kiralama sözleşmesinin 31.12.2018 tarihinde sona ermesiyle birlikte ilgili kooperatifin ve davacının bahsi geçen hatlarda faaliyet gösterme hakkının son bulduğu, söz konusu toplu taşıma hatlarını işletme hakkının sona ermesi nedeniyle davacının faaliyetine devam etmesine izin verilmesinin ve davacı adına çalışma ruhsatı ile güzergah izin belgesi düzenlenmesinin (yeni bir ihaleyle ilgili hatlarda ticari yolcu taşımacılığı yapma hakkı elde edilmedikçe) mümkün olmadığı dikkate alındığında dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
İstinaf Kanun Yolu İncelemesinde;
İdare Mahkemesi kararının dayandığı gerekçenin usul ve yasaya uygun olduğu, kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığı gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun reddine kesin olarak karar verilmiştir
Davacı tarafından, Bölge İdare Mahkemesinin kesin olarak verdiği kararın temyiz edilmesi üzerine, … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince verilen … tarih E:…, K:… T:… sayılı kararıyla temyiz isteminin incelenmeksizin reddine hükmedilmiştir.
Davacı tarafından, … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin temyiz isteminin incelenmeksizin reddine ilişkin kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun “Temyiz” başlıklı 46. maddesinin 1. fıkrasında; “a) Düzenleyici işlemlere karşı açılan iptal davaları. b) Konusu yüz bin Türk lirasının aşan vergi davaları, tam yargı davaları ve idari işlemler hakkında açılan davalar. c) Belli bir meslekten, kamu görevinden veya öğrencilik statüsünden çıkarılma sonucunu doğuran işlemlere karşı açılan iptal davaları. d) Belli bir ticari faaliyetin icrasını süresiz veya otuz gün yahut daha uzun süreyle engelleyen işlemlere karşı açılan iptal davaları…” hakkında açılan davalara yönelik olarak bölge idare mahkemelerince verilen kararların Danıştay’da, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde temyiz edilebileceği kurala bağlanmıştır.
Uyuşmazlığa konu olayın belli bir ticari faaliyetin icrasını süresiz veya otuz gün yahut daha uzun süreyle engelleyen işlemden kaynaklandığı anlaşıldığından, … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih E:…, K:… T:… sayılı temyize konu temyiz talebinin incelenmeksizin reddi kararının kaldırılması gerektiği kanaatine varılmıştır.
… Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı istinaf isteminin reddi kararına ilişkin olarak ise;
Bölge İdare mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenip bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde yer alan yazılı nedenlerin bulunmasına bağlıdır.
Bölge İdare Mahkemesince verilen karar ve dayandığı gerekçe usul ve kanuna uygun olup, bozulmasını gerektiren bir neden bulunmadığından, davacının temyiz isteminin reddi ile … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın onanmasına, yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilmediğinden kullanılmayan … TL harcın istemi halinde davacıya iadesine ve temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesine gönderilmesine, kesin olarak 19/11/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.