Danıştay Kararı 8. Daire 2020/4968 E. 2020/5169 K. 18.11.2020 T.

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2020/4968 E.  ,  2020/5169 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2020/4968
Karar No : 2020/5169

TEMYİZ EDEN (DAVALI): … Odası Başkanlığı
VEKİLİ: Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI): …
VEKİLİ: Av. …

İSTEMİN KONUSU: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davalı idare bünyesinde veznedar olarak görev yapan davacı tarafından, hakkında yapılan soruşturma neticesinde 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125/E-g bendi uyarınca memuriyetten çıkarma cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin Ankara Ticaret Odası Yönetim Kurulu’nun … tarih ve … sayılı kararının iptaline karar verilmesi istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararında, idarî yargı yerlerinde açılabilen idarî davaların, bir tarafını idarenin teşkil ettiği ve bunların kamu hukukuna tâbi hukukî uyuşmazlıkları kapsadığı; buna karşın İş Kanunu’na tâbi iş sözleşmelerinin feshinden dolayı işveren ile işçi arasında ortaya çıkan özel hukuka tâbi hukukî uyuşmazlıkların çözüm yerinin iş mahkemeleri olduğu, davacının Ankara Ticaret Odası’nda 4857 sayılı İş Kanunu’na tâbi sözleşmeli personel olarak görev yaptığı ve uyuşmazlığın Oda Yönetim Kurulu Kararı ile iş akdinin feshi niteliğinde olduğu anlaşıldığından, davanın görüm ve çözümünde İş Mahkemesi (Adli Yargı)’nın görevli olduğu gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; kuruluş amaçları, kamu yararı; faaliyet konuları ise kamu hizmeti olup, özel hukuk tüzel kişilerine nazaran üstün ve ayrıcalıklı kamu gücüne sahip olan ve tek taraflı işlemlerle, yeni hukuki durum yarattıkları için personeli de kamu hukukuna tabi olan oda, borsa ve birliklerin kamu hizmeti görmek amacıyla 5590 sayılı Yasa’nın yürürlükte olduğu dönemde personeliyle yaptıkları sözleşmeler idari sözleşme niteliğinde olduğundan, bu sözleşmelerin feshine ilişkin veya bu kapsamdaki sözleşmeli personellerin disiplin cezaları ile disiplin cezaları nedeniyle göreve son verilmesine ilişkin uyuşmazlıkların görüm ve çözüm yerinin de idari yargı yeri olduğu, her ne kadar, 5174 Sayılı Yasa’nın yürürlüğe girmesinden sonra düzenlenen iş sözleşmelerinde İş Kanunu’na atıfta bulunulmuş ise de; bu sözleşmelerin, yeni işe girenlere yönelik düzenlenen “tip sözleşme” şeklinde olduğunun anlaşıldığı, bu durumun bahse konu sözleşmenin, idari sözleşme niteliğini etkilemeyeceği gibi, 01.06.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5174 sayılı Yasa’nın geçici 12. maddesine göre de bu Yasanın yürürlük tarihinden önce 09.03.2001 tarihinde statü hukukuna tabi olarak, istihdam edilmiş olan davacının mevcut statüsünü koruyacağı, buna göre, 5590 sayılı Yasa uyarınca 09.03.2001 tarihinde göreve başlayan ve 01.06.2004 tarihli ve 25479 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5174 sayılı Yasanın geçici 12. maddesiyle de mevcut statüsü korunan davacının, isnat edilen fiilleri nedeniyle hakkında yapılan soruşturma sonucunda Ankara Ticaret Odası Yönetim Kurulu’nun … tarih ve … sayılı kararı ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125/E-g maddesi uyarınca “memuriyetten çıkarma (görevine son verme)” cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin işlemin, davacının işe giriş tarihi esas alınmak suretiyle (idari sözleşme statüsü kapsamında sözleşmeli personel olduğu sonucuna varılması karşısında) yargısal denetiminin idari yargı yerlerinde yapılması gerektiği gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulüne, başvuruya konu mahkeme kararının kaldırılmasına, yeniden bir karar verilmek üzere dava dosyasının Mahkemesine iadesine, kesin olarak karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:
Davalı idare tarafından, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 46/1-c bendi uyarınca ilk derece mahkemelerinin göreve son vermeye ilişkin kararları hakkında istinaf kanun yolu aşamasında Bölge İdare Mahkemelerince verilen kararlar kesin olmadığı halde, temyize konu kararın kesin olarak verildiği,
Davacının Ankara Ticaret Odası’nda 14.03.2001 tarihinde özel hukuk hükümlerine tabi hizmet sözleşmesi ile işe başladığı, 2004 tarihinde yürürlüğe giren 5174 sayılı Kanunun 73. maddesi gereği taraflar arasında 4857 sayılı İş Kanunu hükümleri uyarınca iş sözleşmesinin imzalandığı, sözleşme içeriğinde, sözleşmeden doğacak ihtilafların çözümünde Ankara İş Mahkemelerinin yetkili olacağı belirtilerek taraflar arasında yetki sözleşmesi yapıldığı, Ankara Ticaret Odası’nda çalışan personelin 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na tabi olmadığı, Devlet Personel Başkanlığı’nın … tarih ve… sayılı yazısında da oda ve borsa personelinin İş Kanunu’na tabi çalıştığı yönünde görüş bildirildiği, 5590 sayılı Kanunda oda ve borsa personeli hakkında kullanılan “memur” ve “hizmetli” ifadelerinin, hukuki statüyü belirlemeye değil, yapılan işin niteliğine bağlı bir sınıflandırma olduğu,
Ankara Ticaret Odası Başkanlığı’nda 19.08.1997 tarihinde sözleşmeli hukuk müşaviri olarak işe başlayan ilgilinin, 28.02.2017 tarihli Yönetim Kurulu kararıyla yaş haddi nedeniyle görevinin sona erdirilmesine ilişkin karara karşı iş akdinin feshi işleminin geçersizliğinin tespiti ile ilgilinin işe iadesine, işe başlatılmaması halinde işe başlatmama tazminatının ve işe başlatılana kadar boşta geçen ücret ve sosyal hak ve alacaklarının davalıdan tahsili gerektiğinin tespitine karar verilmesi istemiyle adli yargı yerinde açılan davada, davalı Ankara Ticaret Odası’nın görev itirazı üzerine … İş Mahkemesi’nin E: … sayılı dosyasının 24.10.2017 tarihli oturumunda görev itirazının reddine karar verilmesi üzerine, Danıştay Başsavcılığınca, davacının iş akdinin feshine ilişkin işlemin işe giriş tarihi esas alınmak suretiyle yargısal denetiminin idari yargı yerinde yapılması gerektiği gerekçesiyle idari yargı lehine olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılan benzer bir davada, Uyuşmazlık Mahkemesi’nin … tarih ve E: … K: … sayılı kararıyla davacının Ankara Ticaret Odası’nda 4857 sayılı İş Kanunu’na tabi sözleşmeli personel olarak görev yaptığı, uyuşmazlığın da Oda Yönetim Kurulu kararıyla iş akdinin feshine ilişkin olduğu anlaşıldığından, davanın görüm ve çözümünde İş Mahkemesi (Adli Yargı)’nın görevli olduğuna karar verildiği,
Uyuşmazlık Mahkemesi’nin bahsi geçen kararı doğrultusunda son dönemde verilen yargı kararlarıyla, adli yargının görevli olduğu gerekçesiyle davaların görev yönünden reddine karar verildiği,
Bu nedenle, …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince verilen temyize konu kararın bozulmasına karar verilmesi gerektiği ileri sürülmüştür.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince verilen temyize konu kararın 2577 sayılı Kanunun 45/5. maddesi uyarınca kesin olduğu, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin incelenmeksizin reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:

İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Dilekçeler üzerine ilk inceleme” başlıklı 14. maddesinde, “Dilekçeler, Danıştayda daire başkanının görevlendireceği bir tetkik hakimi, idare ve vergi mahkemelerinde ise mahkeme başkanı veya görevlendireceği bir üye tarafından: a) Görev ve yetki, b) İdari merci tecavüzü, c) Ehliyet, d) İdari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olup olmadığı, e) Süre aşımı, f) Husumet, g) 3 ve 5 inci maddelere uygun olup olmadıkları, yönlerinden sırasıyla incelenir.” hükmü yer almış; “İstinaf” başlıklı 45. maddesinin 5. fıkrasında, “Bölge idare mahkemesi, ilk inceleme üzerine verilen kararlara karşı yapılan istinaf başvurusunu haklı bulduğu, davaya görevsiz veya yetkisiz mahkeme yahut reddedilmiş veya yasaklanmış hakim tarafından bakılmış olması hallerinde, istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vererek dosyayı ilgili mahkemeye gönderir. Bölge idare mahkemesinin bu fıkra uyarınca verilen kararları kesindir.” hükmüne yer verilmiş ve “Temyiz” başlıklı 46. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde ise, “Belli bir meslekten, kamu görevinden veya öğrencilik statüsünden çıkarılma sonucunu doğuran işlemlere karşı açılan iptal davaları” hakkında bölge idare mahkemelerince verilen kararların, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi Danıştayda, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde temyiz edilebileceği kuralına yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdare Mahkemesi’nin ilk inceleme üzerine verdiği davanın görev yönünden reddine ilişkin karara karşı yapılan istinaf başvurusu üzerine … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin istinaf başvurusunun kabulü ile İdare Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden bir karar verilmek üzere dava dosyasının Mahkemesine iadesine ilişkin kararının, 2577 sayılı Kanunun 45. maddesinin 5. fıkrası uyarınca kesin bir karar olup, uyuşmazlığın esasına ilişkin verilmiş bir karar olmadığı, dolayısıyla bu aşamada 2577 sayılı Kanunun 46/1-c bendi uyarınca Danıştay nezdinde temyizi kabil kararlar arasında yer almadığı anlaşıldığından, davalı idarenin temyiz isteminin incelenmeksizin reddine karar verilmesi gerekmektedir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle,
1. Davalı idarenin temyiz isteminin incelenmeksizin reddine,
2. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
3. Kullanılmayan … TL yürütmenin durdurulması harcının, istemi halinde davalı idareye iadesine,
4. Kesin olarak, 18/11/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.