Danıştay Kararı 8. Daire 2020/4631 E. 2020/5632 K. 16.12.2020 T.

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2020/4631 E.  ,  2020/5632 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No: 2020/4631
Karar No: 2020/5632

Kararın Düzeltilmesi İsteminde Bulunanlar:
1- (Davalı) … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
Vekili: Av. …
2- (Davacı) … A.Ş.
Vekili: Av. …

İstemin Özeti: Danıştay Sekizinci Dairesinin 12/03/2020 tarih ve E:2019/7701, K:2020/1823 sayılı kararının hukuka aykırı olduğu öne sürülerek, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54. maddesi uyarınca düzeltilmesi istenilmektedir.

Savunmaların Özeti: Davacı tarafından istemin reddi gerektiği savunulmakta olup davalı idarece savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hâkimi: …
Düşüncesi: İstemin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince, dava dosyası tekemmül ettiğinden davacının yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilmeyerek işin gereği görüşüldü:
Danıştay dava daireleri ve İdari veya Vergi Dava Daireleri Kurulları tarafından verilen kararlar hakkında karar düzeltilmesi yoluna başvurulabilmesi 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54. maddesinde yazılı nedenlerin bulunmasına bağlıdır.
İstemde bulunanlar tarafından öne sürülen düzeltme nedenleri sözü edilen maddede belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymadığından tarafların karar düzeltme istemlerinin reddine, yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilmediğinden kullanılmayan ..,..-TL yürütmenin durdurulması harcının istemi halinde davacıya iadesine, karar düzeltme giderlerinin istemde bulunanlar üzerinde bırakılmasına, 16/12/2020 tarihinde esasta oybirliği, gerekçede oyçokluğu ile karar verildi.

GEREKÇEDE KARŞI OY :

(X)- Anayasa Mahkemesi’nin 01/10/2009 gün ve E:2006/129, K:2009/121 sayılı kararı ile 04/02/1924 gün ve 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanunu’nun 16/06/2004 gün ve 5189 sayılı Kanun’un 5. maddesiyle eklenen ek 35. maddesinin iptali yönündeki kararın gerekçesinde, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından verilmesi gerekli izin ruhsat ve sertifikalara yönelik yetki ile imar hukuku bakımından tanınan yetkilerin ayrı ve birbirini ortadan kaldırıcı nitelikte olmadığı belirtildiğinden sabit elektronik haberleşme cihaz ve tesisleri ile bu kapsamda değerlendirilen baz istasyonlarının imar hukuku yönünden denetime tabi tutulacağı, imar mevzuatına aykırılık durumunda yine imar mevzuatı gereğince idarelerce gerekli prosedürlerin yerine getirilerek işlemlerin yapılacağı sonucuna varılmaktadır.
Bu kapsamda, İmar Kanunu ile tanınan yetkileri kullanan mahalli idarelerce baz istasyonları ile ilgili imar mevzuatına aykırılık tespit edilmesi halinde Elektronik Haberleşme Kanunu hükümlerinde öngörülen baz istasyonlarının yer seçimi ve konumlandırılması hususlarının dışında ruhsatsız yapı söz konusu olduğunda 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 32. maddesi hükümlerinin işletileceği tabiidir.
3194 sayılı İmar Kanunu’nun 32. maddesi uyarınca ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı olarak başlayan yapılar hakkında ayrıntılı düzenlemeler hüküm altına alınmıştır. Anılan Kanun hükmünde ruhsatsız ve ruhsata aykırı yapıların belediye ve mücavir alanı sınırlar içerisinde belediye encümeni kararı ile anılan alanlar dışında il idare kurulunca yıkımına karar verileceği kurala bağlanmış olup; 3194 sayılı Kanun’un 32. maddesi uyarınca ruhsat ve eklerine aykırı yapılan yapıların yıktırılmasına karar verilebilmesi için, idarece düzenlenen yapı tatil tutanağının ruhsata aykırılıkları somut ve ayrıntılı olarak belirtecek şekilde düzenlenmesinin gerektiği, ruhsat ve eklerine aykırılıkların neler olduğu açık ve net bir şekilde ortaya konulmaksızın yıkım kararı verilemeyeceği kuşkusuzdur.
Bu durumda; ruhsatsız veya ruhsat eklerine aykırı olarak inşa edilen baz istasyonlarının, niteliği itibariyle 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 32. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, izinsiz kurulan baz istasyonlarının İmar Kanunu’na aykırı olan yönlerinin giderilmesi hususunda belediyelerin işlem tesis etmekte yetkili olduğu ancak, olayda davalı tarafından imara aykırı durumların ayrıntılı biçimde ortaya konulmadığı gerekçesiyle kararın baz istasyonunun 10 gün içinde kaldırılmasına ilişkin kısmının onanması gerektiğinden, gerekçe yönünden çoğunluk kararına katılmıyorum.