Danıştay Kararı 8. Daire 2020/3638 E. 2023/1674 K. 06.04.2023 T.

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2020/3638 E.  ,  2023/1674 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2020/3638
Karar No : 2023/1674

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Üniversitesi
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: … Üniversitesi … Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Bölümünde 2547 sayılı Kanun’un 50/d maddesi kapsamında araştırma görevlisi olarak görev yapmakta iken, Rektörlüğün … Olur tarih ve … sayılı işlemi ile görev süresi uzatılmayan davacının, soruşturma sonucunda terör örgütüne veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti, iltisakı veya bunlarla irtibatı olmadığına karar verilmesi üzerine görevine iade edilmesi istemiyle yaptığı 07.08.2018 tarihli başvurunun zımnen reddi üzerine Rektörlüğün … Olur tarih ve … sayılı işleminin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; 2547 sayılı Kanun’un 33. maddesi uyarınca yapılacak atamalarda idarenin takdir yetkisinin bulunduğu, yükseköğretim kurumunda 2547 sayılı Kanun’un 50/d maddesi uyarınca istihdam edilen davacının, başvurusuna cevap verilmeyerek nihayetinde davacının atanmamasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka, kamu yararı ile hizmet gerekleri ilkelerine aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Soruşturma sonucu örgüt üyeliğinin bulunmadığının anlaşılmasına karşın, göreve iadesinin gerçekleştirilmemesinin çalışma hürriyetini zedelediği; görevinin sonlandırılmasının ve görev süresinin uzatılmamasının hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : İstemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Dava; … Üniversitesi … Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Bölümünde 2547 sayılı Kanun’un 50/d maddesi kapsamında araştırma görevlisi olarak görev yapmakta iken, Rektörlüğün … Olur tarih ve … sayılı işlemi ile görev süresi uzatılmayan davacının, soruşturma sonucunda terör örgütüne veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti, iltisakı veya bunlarla irtibatı olmadığına karar verilmesi üzerine görevine iade edilmesi istemiyle yaptığı 07.08.2018 tarihli başvurunun zımnen reddi üzerine Rektörlüğün … Olur tarih ve … sayılı işleminin iptali istemiyle açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usul Kanunu’nun ”İdari makamların sükutu” başlığını taşıyan 10. maddesinde; ”İlgililer, haklarında idari davaya konu olabilecek bir işlem veya eylemin yapılması için idari makamlara başvurabilirler.
Otuz gün içinde bir cevap verilmezse istek reddedilmiş sayılır. İlgililer otuz günün bittiği tarihten itibaren dava açma süresi içinde, konusuna göre Danıştaya, idare ve vergi mahkemelerine dava açabilirler. Otuz günlük süre içinde idarece verilen cevap kesin değilse ilgili bu cevabı, isteminin reddi sayarak dava açabileceği gibi, kesin cevabı da bekleyebilir. Bu takdirde dava açma süresi işlemez. Ancak, bekleme süresi başvuru tarihinden itibaren dört ayı geçemez. Dava açılmaması veya davanın süreden reddi hallerinde, otuz günlük sürenin bitmesinden sonra yetkili idari makamlarca cevap verilirse, cevabın tebliğinden itibaren altmış gün içinde dava açabilirler.” kuralı yer almış; aynı Kanun’un 24. maddesinde; kararlarda bulunacak hususlar tek tek sayılmış olup; maddenin (b) bendinde, davacının ileri sürdüğü olayların ve dayandığı hukuki sebeplerin özeti, istem sonucu ile davalının savunmasının özeti, (e) bendinde de kararın dayanağı hukuki sebepler ile gerekçesi ve hükmün kararlarda yer alacağı belirtilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yargılama hukukunda, uyuşmazlığı çözmekle görevli ve yetkili yargı yerinin, kararını oluştururken davacının istemini hiç bir tereddüte yer bırakmayacak şekilde açık ve net olarak ortaya koyması ve istem ile bağlı kalması gerekmektedir. Yargılama sırasında, dava konusu istem tam olarak belirlenmeksizin uyuşmazlığın karara bağlanması adil yargılanma hakkını ihlal edecektir.
Mahkemece, davacının isteminin tam olarak belirlenmemesi, adil yargılanma hakkı kapsamında mahkemeye erişim hakkını etkilediğinden; Mahkeme kararının Anayasanın 36. maddesi, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin adil yargılanmaya ilişkin kararları dikkate alınarak değerlendirilmesi gerekmektedir.
Anayasa’nın ”Hak Arama Hürriyeti” başlığını taşıyan 36. maddesinin birinci fıkrasında; herkesin yargı organları önünde davacı veya davalı olarak iddiada bulunma, savunma ve adil yargılanma hakkı güvence altına alınmış; ikinci fıkrasında ise hiçbir mahkemenin, görev ve yetkisi içindeki davaya bakmaktan kaçınamayacağı belirtilmiştir.
Bu bakımdan; Anayasa’da güvence altına alınan adil yargılanma hakkının kapsam ve içeriğinin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin “Adil yargılanma hakkı” başlığını taşıyan 6. maddesi çerçevesinde değerlendirilmesi sonucu; adil yargılanma hakkı kapsamında mahkemeye erişim hakkının, kişilere davanın görüldüğü mahkemeden uyuşmazlığa ilişkin bir karar verilmesini isteme konusunda güvence sağladığı kabul edilmiştir (Anayasa Mahkemesi, Filiz Fırat, Başvuru No: 2014/10305, 05.12.2017). Mahkemeye erişim hakkı, bağlayıcı bir karar verme amacıyla önüne getirilen bir çekişme açısından, esas ve hukuk incelemesi yapma görevine sahip bir mahkemeden talepte bulunma hakkını teşkil etmektedir (Le Compte, Van Leuven And De Meyere Belçika Başvuru No: 6878/75; 7238/75, 23.06.1981).
Olayda; dava dilekçesinin davanın konusu kısmında, görev süresi uzatılmayan davacının, görevine iadesinin istenildiği; sonuç kısmında ise davacının görev süresinin uzatılmayarak, 31.08.2017 tarihinden itibaren görevinden alınmasına ilişkin Rektörlüğün … Olur tarih ve … sayılı işleminin iptali isteminde bulunulduğu anlaşılmıştır.
Öte yandan; … Üniversitesi … Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Bölümünde 28.03.2017 tarihinde başladığı yüksek lisans eğitimi devam eden davacının, 2547 sayılı Kanun’un 50/d maddesi kapsamında araştırma görevlisi olarak görev yapmakta iken, Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Bölüm Kurulunun … tarih ve … sayılı kararı ile 2547 sayılı Kanun’un 50/d maddesi uyarınca görev süresi bir yıl uzatılmasına karar verilmesine karşın, Rektörlüğün … tarih ve … sayılı kararı ile terör örgütüne veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti, iltisakı veya bunlarla irtibatı olduğundan bahisle 25.08.2017 tarihinde görevden uzaklaştırıldığı, hakkında soruşturma açıldığı ve görev süresinin uzatılmadığı anlaşılmıştır. Soruşturma sonucu, davacının terör örgütüne veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti, iltisakı veya bunlarla irtibatı olmadığının 17.07.2018 tarihli soruşturma raporu ile ortaya konularak, 23.07.2018 tarihli işlemle davacıya bildirilmiştir. Bu çerçevede; davacının davaya konu 07.08.2018 tarihli başvurusunun, 2577 sayılı Kanun’un 10. maddesi kapsamında bir başvuru olduğu tartışmasızdır.
Bu bakımdan; dava konusu işlemin, davacının görev süresinin uzatılmayarak, 31.08.2017 tarihinden itibaren görevinden alınmasına ilişkin Rektörlüğün … Olur tarih ve … sayılı işlemi mi yoksa; güvenlik soruşturması sonucu görevine iade edilmesi istemiyle yaptığı 07.08.2018 tarihli başvurunun zımnen reddine ilişkin işlem mi olduğu gerekirse dilekçe ret kararı verilerek netleştirilmesi ve bunun sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, dava konusu netleştirilmeden, davacının 2547 sayılı Kanun’un 33. maddesi kapsamında atanma istemi bulunmamasına karşın, 2547 sayılı Kanun’un 33. maddesi uyarınca yapılacak atamalarda idarenin takdir yetkisinin bulunduğu gerekçesine yer verilerek, davayı reddeden Mahkeme kararının usul hukukuna aykırı olduğu ve Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamında mahkemeye erişim hakkını ihlal ettiği anlaşıldığından, Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesine uygun bulunan temyiz isteminin kabulüne,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın yukarıda belirtilen Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesine,
4. Kesin olarak 06/04/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.