Danıştay Kararı 8. Daire 2020/3542 E. 2022/8159 K. 27.12.2022 T.

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2020/3542 E.  ,  2022/8159 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2020/3542
Karar No : 2022/8159

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 2015 yılı Diş Hekimliği Uzmanlık Sınavı’na (DUS) girerek Akdeniz Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi “Protetik Diş Tedavisi” uzmanlığını kazanan davacı tarafından, uzmanlık eğitimini tamamlamasının ardından, hem Türk Vatandaşı hem Rus Vatandaşı olması sebebiyle T.C uyruklular için ayrılmış kontenjandan başvuru yapması gerektiğinden bahisle, uzmanlık tescilinin yapılmamasına ilişkin, Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün … tarih ve E:.. sayılı işleminin iptaline karar verilmesi istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; dosyadaki tüm bilgi ve belgelerle mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden, davacının aldığı uzmanlık eğitiminin idarenin hatasından kaynaklı olarak tescil edilmemesinin hakkaniyete ve kılavuza aykırı olduğu anlaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Türk vatandaşı diş hekiminin Türk vatandaşları ile aynı statüde yerleştirme işlemine tabi tutulacağını bilmeyeceğinin düşünülemeyeceği, idarenin sakat işlemlerini süreye bağlı olmaksızın geri alabileceği dava konusu işlemin hukuka ve mevzuata uygun olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin incelenmeksizin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra dosyanın tekemmül ettiği anlaşıldığından yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:

İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun “İstinaf” başlıklı 45. maddesinde, “1) İdare ve vergi mahkemelerinin kararlarına karşı, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi, mahkemenin bulunduğu yargı çevresindeki bölge idare mahkemesine, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde istinaf yoluna başvurulabilir.
3) Bölge idare mahkemesi, yaptığı inceleme sonunda ilk derece mahkemesi kararını hukuka uygun bulursa istinaf başvurusunun reddine karar verir. Karardaki maddi yanlışlıkların düzeltilmesi mümkün ise gerekli düzeltmeyi yaparak aynı kararı verir.
6) Bölge idare mahkemelerinin 46 ncı maddeye göre temyize açık olmayan kararları kesindir.” hükmüne yer verilmiştir.
Aynı Kanun’un “Temyiz” başlıklı 46. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde; Belli bir meslekten, kamu görevinden veya öğrencilik statüsünden çıkarılma sonucunu doğuran işlemlere karşı açılan iptal davaları hakkında verilen kararların Danıştay’da, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde temyiz edilebileceği kurala bağlanmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinin değerlendirilmesinden; İdare Mahkemelerinin tek hakim sınırı dışında kalan bütün kararlarına karşı mahkemenin bulunduğu yargı çevresindeki bölge idare mahkemesine istinaf başvurusunda bulunulabileceği, bölge idare mahkemesince istinaf incelemesi üzerine verilen kararlara karşı ise sadece 2577 sayılı Kanun’un 46. maddesinde yer alan konular ile sınırlı olarak Danıştay’a temyiz başvurusunda bulunulabileceği, bölge idare mahkemelerince istinaf incelemesi üzerine verilen ve 46. madde kapsamı dışında olan kararların ise kesin olduğu görülmektedir.
Bu durumda, temyiz istemine esas teşkil eden kararın Bölge İdare Mahkemesinin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunun 46. maddesine göre temyiz yolu açık olmayan “kesin” kararlarından olduğu anlaşıldığından temyiz isteminin incelenmesine yasal olanak bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1- TEMYİZ İSTEMİNİN İNCELENMEKSİZİN REDDİNE,
2- Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
Kesin olarak, 27/12/2022 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY :

(X)- Dava; 2015 yılı Diş Hekimliği Uzmanlık Sınavı’na (DUS) girerek Akdeniz Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi “Protetik Diş Tedavisi” uzmanlığını kazanan davacı tarafından, uzmanlık eğitimini tamamlamasının ardından, hem Türk Vatandaşı hem Rus Vatandaşı olması sebebiyle T.C uyruklular için ayrılmış kontenjandan başvuru yapması gerektiğinden bahisle, uzmanlık tescilinin yapılmamasına ilişkin Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün … tarih ve E:… sayılı işleminin iptali istemiyle açılmıştır.
1219 sayılı Tababet ve Şuabatı San’atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun’un 29. maddesinde; “Diş tabipliğinin herhangi bir dalında münhasıran uzman olmak ve o unvanı ilan edebilmek için diş hekimliği fakültelerinden veya Sağlık Bakanlığına bağlı eğitim kurumlarından alınmış bir uzmanlık belgesine sahip olmak şarttır.” hükmü yer almıştır.
26/04/2014 tarih ve 28983 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Tıpta ve Diş Hekimliğinde Uzmanlık Eğitimi Yönetmeliği’nin 13. maddesinde, uzmanlık eğitimine giriş sınavlarının sonuçları, yerleştirme ve uzmanlık eğitimine başlama; 14. maddesinde, yabancı uyrukluların uzmanlık eğitimi konularında düzenlemeler yapılmış olup ‘Uzmanlık yetkisinin kullanılması’ başlıklı 27. maddesinde ise; “Bu Yönetmelik hükümlerine göre uzmanlık belgesi almayanlar, hiçbir yerde ve şekilde uzmanlık unvan ve yetkisini kullanamazlar.” hükmü düzenlenmiştir.
Anılan mevzuat hükümleri uyarınca diş hekimliğinde uzmanlık unvanını kullanma yetkisi kazanmış olanların, bu unvan ve yetkiyi kullanabilmeleri için zorunlu olan uzmanlık tescil belgesinin verilmemesi yolunda tesis edilen işlemin, ilgililerin uzmanlaştıkları dalda çalışmalarını engelleyeceği açıktır.
Bu durumda; ilgililerin aldıkları uzmanlık eğitimi doğrultusunda ”uzman unvan ve yetkisini’ süresiz olarak kullanma/kullanamama sonucunu doğuran işlemin, bu unvan ve yetkiyle mesleğini icra etme hususunda belirleyici olduğu anlaşıldığından, dava konusu işlemin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 46. maddesi kapsamında olduğu, dolayısıyla temyiz isteminin esastan incelenerek karar verilmesi gerektiği oyu ile aksi yöndeki çoğunluk kararına katılmıyorum.