Danıştay Kararı 8. Daire 2020/2882 E. 2020/6175 K. 30.12.2020 T.

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2020/2882 E.  ,  2020/6175 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2020/2882
Karar No : 2020/6175

Temyiz İsteminde Bulunanlar (Davalılar) : 1- … Bakanlığı

Vekili : Av. …
2- … Genel Müdürlüğü
Vekili : Av. …

Karşı Taraf (Davacı) : … Üniversitesi Rektörlüğü

Vekilleri : Av. …
Av. …

İstemin Özeti : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının hukuka aykırı olduğu öne sürülerek, 2577 sayılı Kanunun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi : …

Düşüncesi : İstemin açıklama ile reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince dosyanın tekemmül ettiği anlaşıldığından yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilmeyerek işin gereği görüşüldü:
Dava, Kartal Orman İşletme Şefliği sınırları dahilinde bulunan Sabancı Üniversitesi adına tahsisli 1.006.278,31 m² yüzölçümlü taşınmaz için 2009, 2010, 2011 ve 2012 yılı arazi tahsis bedeli, ağaçlandırma bedeli, ağaçlandırma ve erozyon kontrolü geliri, Or-Köy özel ödenek geliri ve teminat bedeli kalemleri ile gecikme zammından oluşan tutarın toplam 27.301.472,63-TL olarak belirlenmesine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
İdare Mahkemesince, dava konusu meblağın ödenmesine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin konusunu oluşturan ve aynı dönemlere ilişkin aynı alacak kalemlerini içeren … tarih ve … sayılı işlemin iptaline ilişkin Mahkemelerinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında ısrar edilerek dava konusu işlemin iptali yolunda verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 01/07/2019 tarih ve E:2018/3466, K:2019/3382 sayılı kararıyla onandığı; her ne kadar anılan dosya karar düzeltme aşamasında ise de, idari yargı kararlarının uygulanması için kesinleşme şartının aranmadığı dikkate alındığında, anılan iptal kararı ile işbu davaya konu işlemin konu unsurunun ortadan kalktığı; bu durumda, konu unsuru yargı kararıyla ortadan kalktığı anlaşılan dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varıldığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
15/09/2011 tarih ve 28055 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Orman Kanunu’nun 17 ve 18 inci Maddelerinin Uygulama Yönetmeliği”nin; “Bedellerin Tespiti” başlıklı 16. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde; “Arazi izin bedeli; (1) İzin süresince arazi iradından yoksun kalma ve izin bitiminden sonra yetiştirilecek meşcerenin hasılat düşüklüğünden doğan zararın karşılığı olarak Genel Müdürlükçe belirlenen birim bedel ile verilecek iznin bulunduğu arazinin yol ve yerleşim merkezlerine yakınlığı, civar arazilerinin rayiç değerleri ve talep alanındaki ormanın vasfı dikkate alınarak bölge müdürlüğünce tespit edilecek birim kullanma bedelinin toplamının izin alanı ile çarpımı sonucu, 2) Çevre ve Şehircilik Bakanlığının ve ilgili kurumların ait olduğu yılı birim fiyatları veya proforma faturaları üzerinden hesaplanan toplam proje bedelinin binde beşi (% 05) alınarak bulunur.” hükmü ile 6. fıkrasında, “Müteakip yıllara ait arazi izin bedelleri, Türkiye İstatistik Kurumunca artışın yapılacağı ayda yayımlanan bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde değişim oranına göre açıklanan yıllık ÜFE değişim oranında arttırılmak suretiyle tespit edilerek, bildirime gerek kalmaksızın izin başlangıç tarihinden itibaren en geç 1 ay içinde her yıl defaten tahsil edilir. Ancak ÜFE’nin negatif çıkması halinde bir önceki yıl arazi izin bedeli, o yılın arazi izin bedeli olarak tahsil edilir.” hükmü; “Mevcut İzinlerin Devamı” başlıklı Geçici 1. maddesinin 3. fıkrasında ise; “Bu Yönetmeliğin yürürlüğe girmesinden önce verilmiş izinlerde arazi izin bedellerinin arttırılması için uygulanan “Deflatör” artış oranı yerine, bu Yönetmeliğin yürürlüğe girmesi ile bu Yönetmelikte belirtilen “ÜFE” değişim oranı uygulanır, bildirime gerek kalmaksızın izin başlangıç tarihinden itibaren en geç bir ay içinde her yıl defaten tahsil edilir.” kuralı yer almaktadır.
Dosyanın incelenmesinden, Kanlıca Orman İşletme Müdürlüğü, Kartal İşletme Şefliği sınırları dahilinde Sabancı Üniversitesi yapılması için Milli Eğitim Bakanlığı adına Orman Bakanlığının … tarih ve … sayılı, … tarih ve … sayılı Oluru ile toplam 1.006.278,31 m²’ik ormanlık alanda verilen bedelsiz kesin iznin, … tarih ve … sayılı Orman ve Su İşleri Bakanı (Çevre ve Orman Bakanlığı) Oluru ile 04/05/2009 tarihinden itibaren bedelli izne dönüştürüldüğü; bunun üzerine davalı idarece, orman mevzuatı gereğince alınması gereken izin bedellerinin belirlenmesi amacıyla esas alınan proje maliyet bedelinin 200.727.924,65-TL olarak hesaplandığı; 2009, 2010, 2011 ve 2012 yılı arazi tahsis bedeli, ağaçlandırma bedeli, ağaçlandırma ve erozyon kontrolü geliri, Or-Köy özel ödenek geliri ve teminat bedeli kalemlerinden ve gecikme zammından oluşan toplam 27.301.472,63-TL meblağın ödenmesine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin tesis edilmesi nedeniyle anılan işlemin iptali istemiyle işbu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Dava konusu taşınmaz için 2009, 2010, 2011 ve 2012 yılı arazi tahsis bedeli, ağaçlandırma bedeli, ağaçlandırma ve erozyon kontrolü geliri, Or-köy özel ödenek geliri ve teminat bedeli kalemleri ile gecikme zammı olarak toplam 27.301.472,63-TL meblağın belirlenmesine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptali istemiyle açılan başka bir davada; … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla, Dairemizin 07/10/2015 tarih ve E:2014/4771, K:2015/8074 sayılı bozma kararında yer verilen gerekçelere uygun şekilde, işlemde yer alan her bir bedel hakkında hukuki bir değerlendirme yapıldıktan sonra bu değerlendirmeler dikkate alınarak bir işlem tesis edilmesi gerektiği gerekçesiyle, dava konusu işlemin iptali yolundaki kararında ısrar edilmiştir. Bu karar, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 01/07/2019 tarih ve E:2018/3466, K:2019/3382 sayılı kararıyla, gerek temyize konu İdare Mahkemesi (ısrar, iptal) kararı gerekse de Dairemizin 07/10/2015 tarih ve E:2014/4771, K:2015/8074 sayılı bozma kararında yer verilen gerekçeler doğrultusunda yeni bir işlem tesis edilmesi gerektiği açıklamasıyla onanmış olup; 24/09/2020 tarih ve E:2019/3319, K:2020/1619 sayılı kararla, karar düzeltme istemi reddedilerek anılan karar kesinleşmiştir.
Buradan hareketle, yukarıda anılan ve ısrar kararının onanması yolunda İdari Dava Daireleri Kurulunca verilen 01/07/2019 tarih ve E:2018/3466, K:2019/3382 sayılı karar dikkate alındığında; … tarih ve … sayılı işlem ile aynı alacak kalemlerini içeren dava konusu işlem yönünden de Dairemizin 07/10/2015 tarih ve E:2014/4771, K:2015/8074 sayılı bozma kararında yer verilen gerekçeler doğrultusunda idarece yeni bir işlem tesis edilmesi gerektiği açıktır.
Bununla birlikte; Dairemizin 07/10/2015 tarih ve E:2014/4771, K:2015/8074 sayılı bozma kararından sonra Mahkemece bozmaya uyularak verilen karara karşı temyiz isteminde bulunulması nedeniyle anılan dosya son olarak Dairemizin E:2018/3270 esasına ve ardından karar düzeltme isteminde bulunulması nedeniyle Dairemizin E:2019/5531 esasına kaydedilmiştir. Söz konusu dosyada, temyiz ve karar düzeltme aşamasında verilen kararların birlikte incelenmesi neticesinde; 2009, 2010 yılı arazi tahsis bedeli (gecikme zamları dahil), orman köylüleri kalkındırma geliri, ağaçlandırma ve erozyon kontrolü geliri kalemlerinden oluşan kısımda hukuki isabet bulunmadığı gerekçesiyle Mahkemece verilen iptal kararının onanmasına ve karar düzeltme isteminin reddine; 2011 yılı arazi tahsis bedelinin 1.056.856,76 TL + 190.234,22 TL (%18 KDV) olmak üzere 1.247.090,98 TL’lik kısmı ile 6.000,00 TL teminat bedeline ilişkin kısımda hukuka aykırılık, 2011 yılı arazi tahsis bedelinin 973.589,68 TL’lik kısmında hukuki isabet bulunmadığı gerekçesiyle Mahkemece verilen kısmen iptal, kısmen ret kararının onanmasına ve karar düzeltme isteminin reddine karar verilerek anılan kalemler yönünden kararın kesinleştiği; 2011 yılı arazi tahsis bedeli (KDV hariç) üzerinden hesaplanacak gecikme zammının, 27/07/2011 tarih ve 1255 sayılı işlemin tebliğ tarihi olan 05/08/2011 tarihinden itibaren hesaplanması gerektiğinden Mahkemece verilen iptal kararının bozulmasına ve karar düzeltme isteminin reddine; dava konusu işlemde 816.936,99 TL olarak hesaplanan ağaçlandırma bedelinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle de Mahkemece verilen iptal kararının bozulmasına ve karar düzeltme isteminin reddine karar verildiği görülmektedir.
Bu itibarla, uyuşmazlık konusu işlem yönünden, Dairemizin E:2014/4771 sayılı dosyasının devamı niteliğinde olan ve yukarıda ayrıntısına yer verilen kararlar sonucunda hukuka uygun veya aykırı görülen ve kesinleşen alacak kalemlerinin göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Zira dava konusu işlem ile Dairemizin E:2019/5531 sayılı dosyasına konu işlemin, 2012 yılı arazi tahsis bedeli hariç olmak üzere diğer alacak kalemleri yönünden ortak olduğu görülmektedir.
Öte yandan, yukarıda yer verilen mevzuatın değerlendirilmesinden, arazi tahsis bedelinin her yıl alınan bir bedel olduğu; dolayısıyla 2012 yılı arazi tahsis bedelinin, 2011 yılı arazi tahsis bedelinin belirlenmesinden sonra, söz konusu bedelin (2011 yılı arazi tahsis bedelinin) Türkiye İstatistik Kurumunca artışın yapılacağı ayda yayımlanan bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde değişim oranına göre açıklanan yıllık ÜFE değişim oranında arttırılmak suretiyle tespit edilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Bu durumda, İdare Mahkemesince verilen iptal kararı üzerine davalı idare tarafından yeniden bir işlem tesis edilmeden önce, yukarıda sözü edilen Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca ve Dairemizce verilen kararlar ile bu kararlarda hukuka uygunluğu ve aykırılığı ortaya konulan alacak kalemlerinin dikkate alınması; ayrıca 2012 yılı arazi tahsis bedelinin ise, yine Dairemiz kararında tespit edilen 2011 yılı arazi tahsis bedeli üzerinden hesaplanması gerekmektedir.
İdare ve vergi mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenip bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinin 1. fıkrasında yazılı nedenlerin bulunmasına bağlıdır.
İdare Mahkemesince verilen karar ve dayandığı gerekçe usul ve kanuna uygun olup, bozulmasını gerektiren bir neden bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın yukarıda yer verilen açıklama ile onanmasına ve temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 30/12/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.