Danıştay Kararı 8. Daire 2019/9908 E. 2022/8321 K. 28.12.2022 T.

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2019/9908 E.  ,  2022/8321 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/9908
Karar No : 2022/8321

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Defterdarlığı
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, Antalya İli, Kepez İlçesi, … Mahallesi … ada … parsel (eski … parsel) sayılı taşınmazın 6292 sayılı Kanun gereğince iadesi istemiyle yapılan başvurunun bahse konu Kanun kapsamında iade edilebilecek taşınmazlardan olmadığı gerekçesiyle reddine ilişkin tesis olunan … tarih ve … sayılı işlemin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında; davacı tarafından dava konusu edilen alanın Hazine adına Orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğu iddia edilmiş ise de, 6292 sayılı Kanunun 7. maddesinde, bedelsiz olarak iade edilecek taşınmazların nitelikleri açıkça ifade edilmiş ve Kanunun lafzından “hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle Hazine tarafından açılan davalar sonucunda tapuları iptal edilen ve 2/a veya 2/b niteliğinde Hazine adına tescil edilen taşınmazların” iade kapsamında olduğu belirtildiği hususu ile gerek … tarih ve …,…,… sayılı inceleme raporunda anılan alanın makilik alan olduğun belirtilmesi gerekse davacının başvurusu üzerine yeniden başlatılan inceleme sonucu düzenlenen ve esasen bir önceki rapordaki bilgilerin tekrar edilmek suretiyle teyit edildiği … tarih ve … sayılı rapor birlikte değerlendirildiğinde, yukarıda alıntısına yer verilen mevzuat çerçevesinde davacının iadesini istediği taşınmazın; orman vasfı ve toprak muhafaza niteliği taşımayan makilik alanların Orman Kanunu’nun 2/B maddesinin uygulama alanı değil, 1/J maddesinin uygulama alanı olduğu değerlendirilmekle, 6292 sayılı Kanunun 7. maddesinde belirtilen şartları taşımayan taşınmazın, davacıya bedelsiz iade edilmesine yönelik gerçekleştirilen başvurunun reddine ilişkin tesis olunan dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu kararın sonucu itibariyle hukuka ve usule uygun olduğu, davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediğinden; uyuşmazlık konusu taşınmazın gerçekten 2/B vasfında olup olmadığının belirlenmesi noktasında yetkili idarenin orman idaresi olduğu, davalı idarece bu hususta orman idaresinden de görüş sorularak ilgili belgelerin temin edildiği, dosyada mevcut bu belgelerden de anlaşıldığı üzere, bir taşınmazın 2/B kapsamına alınabilmesi için öncelikle geçmişinde kadastro çalışmalarında orman olarak tescil edilmesinin gerektiği, hâlbuki taşınmazın 1980 öncesindeki çalışmalarda makilik olarak tespit edildiği, dolayısıyla evveliyatı maki olan bir taşınmazın 2/B kapsamında değerlendirilemeyeceği, davacının iade talebinin de en başta bu nedenle kabul edilemeyeceği, öte yandan yukarıda aktarılan 6292 sayılı Yasanın 7. maddesine göre iade talebinin ancak iki şekilde mümkün olabileceği, bunlardan anılan maddenin 1. fıkrasının (a) bendine göre iade talebinin kabulü için, taşınmazın daha önce (kadastro çalışmaları veya mahkeme kararı ile) özel kişiler adına tapu kaydının oluşturulması fakat sonrasında (örneğin bir yargı kararı sonucunda) Hazine adına tescil edilmiş olmasının gerekeceği, davacının talebinin buna uymadığı, zira uyuşmazlık konusu taşınmazda daha önce davacı adına bir tescil yapılmadığı anlaşılmakta olup, 6292 sayılı Yasanın 7. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi ise daha önce Hazinece özel kanunlara göre (örneğin mülga 2924 sayılı Yasa) satışı ve tescili yapılan taşınmazlarda sonradan 2/B şerhi konulan veya bu yönde Hazine adına tescil edilen taşınmazların iadesine yönelik olup, davacının iade talebi bu bent kapsamında değerlendirildiğinde ise; uyuşmazlık konusu taşınmazın daha önce 2001 yılında mülga 2924 sayılı Yasa hükümleri kapsamında davacıya ve diğer ilgililere satılmasına karar verildiği, fakat sonra idaresince yapılan incelemeler neticesinde bu satışların iptaline karar verildiği ve taşınmazın tapuda devir-tescil işlemlerinin de yapılmadığı, dolayısıyla hâlihazırda ortada hukuken geçerli ve yürürlükte bulunan bir satış işlemi ve buna dayalı olarak davacı adına yapılmış bir tescil kaydı bulunmadığı için davacının iade talebinin bu fıkra kapsamında da kabulüne hukuken olanak bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, taşınmazın daha önce bedelini ödediği için temlik alma şartlarını taşıdığını, hak sahipliğinin iptal edilmediği gibi bedelin de geri ödenmediği, maki olmasının orman olmadığı anlamına gelmediği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle,
1. Temyiz isteminin reddine,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…., K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, posta gideri avansından artan tutarın Mahkeme tarafından iadesine,
4. Kesin olarak, 28/12/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.