Danıştay Kararı 8. Daire 2019/9564 E. 2023/418 K. 07.02.2023 T.

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2019/9564 E.  ,  2023/418 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/9564
Karar No : 2023/418

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …

DAVALILAR : 1- … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …
2- … Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

DAVANIN KONUSU :
Jandarma Okulları Komutanlığınca hazırlanan 2004 Uzman Jandarma Okulu Giriş Sınavı Başvuru Kılavuzunda Açıköğretim lisesine yer verilmemesi ve buna dayalı olarak davacının başvurusunun kabul edilmeyerek sınava alınmamasına ilişkin işlemin yargı kararı neticesinde iptal edilmesi üzerine; fazlaya ilişkin maddi tazminat talebinin saklı kalması kaydıyla davacının uğramış olduğu zarar karşılık 500,00 TL maddi ve 75.000,00 TL manevi tazminat ödenmesi istenilmektedir.

DAVACININ İDDİALARI :
Onbeş yıllık bir yargılama sonucu haklı olduğunun ortaya çıktığı, ancak telafisi mümkün olmayan zararların oluştuğu, askerlik mesleğinin Jandarma olarak yapmayı çok istediği, bu alanda kurslara devam ederek para ve emek sarf ettiği, 02/11/2007 tarihinde sivil memur olarak Türk Silahlı Kuvvetlerinde göreve başladığı, hayatının dönüm noktası olacağı bir süreçte, hukuka aykırı şekilde anayasal hakkı olan kamu görevlerine girme hakkından mahrum kalmasının manevi olarak yıprattığı, hayatını adamak istediği meslekten başka bir şekilde kazanç sağlayarak hayatını idame ettirmesinin geri dönüşü olmayacak şekilde kaderini etkilediği, 2004 yılı Uzman Jandarma Okulu giriş sınavına alınmaması nedeniyle, sınavı kazanması halinde sağlayacağı kazancın, 2007 yılında memuriyete girmiş olması nedeniyle sağladığı kazançtan mahsup edilerek, mahrum kaldığı maddi gelirin tarafınca tespitinin mümkün olmaması nedeniyle; davalı idareden temin edilecek kayıtlar incelenerek hazırlanacak bilirkişi raporu ile yoksun kaldığı maddi gelirin tespitinden sonra arttırılmak kaydı ile şimdilik 500,00 TL maddi tazminat ile Jandarma Uzman Çavuşluk mesleğine girişinin engellenmesi nedeniyle uğramış olduğu acı ve üzüntünün bir nebze giderilmesi için 75.000,00 TL manevi tazminatın hizmet kusuru nedeniyle davalı idarelerce ödenmesi gerektiği ileri sürülmektedir.

DAVALILARIN SAVUNMALARI :
… BAKANLIĞININ SAVUNMASI: Öncelikle davanın süresi içerisinde açılıp açılmadığının re’sen tetkiki ile süresi içerisinde açılmadığının tespiti halinde davanın süre yönünden reddi gerektiği, davacı tarafından talep edilen manevi tazminat miktarının fahiş bir miktar olduğu, davacının farazi olarak ileri sürdüğü iddialarının bir varsayımdan ibaret olduğu, kazanılmış değil kazanılması muhtemel bir gelirin kaybedildiği farz edilerek bir zarar oluştuğu iddiası ile bir dava açıldığı, ancak hukukun farazi iddialar ve varsayımlarla değil somut ve objektif verilerle hareket ettiği, dolayısıyla davacının iddiaları açısından herhangi bir tutarlılık mevcut olmadığı için herhangi bir maddi veya manevi zarardan da söz edilmesi imkanının bulunmadığı, davanın reddedilmesi gerektiği savunulmuştur.
… BAŞKANLIĞININ SAVUNMASI: 2577 sayılı Kanunun 13. maddesi uyarınca Başkanlığa yapılmış herhangi bir başvurunun bulunmaması nedeniyle idari merci tecavüzünün olduğu, davanın süresinde açılmadığı, Uzman Jandarma Okuluna Giriş Sınavına ilişkin başvuru koşullarının belirlenmesinde ilgilerinin bulunmadığı, maddi ve manevi zararların idarece karşılanabilmesi için idari işlemdeki sakatlığın doğrudan doğruya idarenin ağır bir kusurundan kaynaklanmış olması gerektiği, dava konusu işlemde kusurlu bir davranışın söz konusu olmadığı, maddi ve manevi tazminatla sorumlu tutabilecek gerekli hukuki koşulların oluşmadığından davacının tazminat isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI : …
DÜŞÜNCESİ : Dava; 2004 Yılı Uzman Jandarma Okulu Giriş Sınavı Başvuru Kılavuzunda Açıköğretim Lisesine yer verilmemesi ve buna dayalı olarak sınava alınmaması işlemi Danıştay Sekizinci Dairesince iptal edilen davacı tarafından, bu işlemler nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen zararların giderilmesi için fazlaya ilişkin hakkı saklı olmak kaydıyla 500,00 TL maddi, 75.000,00 TL manevi tazminat ödenmesi istemiyle açılmıştır.
İşbu davanın dayanağı olan “iptal davası” süreci incelendiğinde;
Bahse konu işlemlerin iptali istemiyle idare mahkemesinde açılan davanın; … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı “Görev Ret” kararı sonrasında Danıştay Sekizinci Dairesinin E:2004/4680 nolu esasında görülmeye başlanarak 08.11.2004 tarihli “Yürütmenin Durdurulması” kararı verildi ise de; Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 14.07.2005 tarih ve 2004/696 sayılı kararı ile “YD Kabul” kararının kaldırılmasından sonra; Danıştay 8. Dairesinin E:2004/4680, K:2006/692 sayılı kararıyla “davanın reddedildiği”, bu kez itiraz üzerine Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu tarafından “ret” kararının bozulması üzerine (05/11/2009 günlü, E:2006/1599, K:2009/2131 sayılı karar) bozmaya uyularak Sekizinci Dairenin 19/11/2014 günlü, E:2014/4606, K:2014/8874 sayılı kararıyla işlemlerin “iptal” edildiği, devamında, davalı idarelerin temyiz istemleri reddedilerek, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 25/12/2017 tarih ve E:2015/656, K:2017/4561 sayılı kararı ile “iptal” kararının onandığı, yine aynı Kurulun 11/06/2019 E:2018/2136, K:2019/2893 sayılı kararı ile “kararın düzeltilmesi isteminin” reddedilerek “iptal” kararının kesinleştiği ve son kararın 09.10.2019 tarihinde tebliği üzerine yasal süre içinde 29.11.2019 tarihinde bakılan davanın açıldığı; süreç içinde sınava giremeyen davacının, 02.11.2007 tarihinde Türk Silahlı Kuvvetlerinde sivil memur olarak göreve başladığı ve halen de Eskişehir’de görevine devam ettiği anlaşılmaktadır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 12. maddesinde, ilgililerin haklarını ihlal eden bir idari işlem dolayısıyla Danıştaya ve idare ve vergi mahkemelerine doğrudan doğruya tam yargı davası veya iptal ve tam yargı davalarını birlikte açabilecekleri gibi ilk önce iptal davası açarak bu davanın karara bağlanması üzerine, bu husustaki kararın veya kanun yollarına başvurulması halinde verilecek kararın tebliğ tarihinden itibaren dava süresi içinde tam yargı davası açabilecekleri hükme bağlanmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 125. maddesinin son fıkrası uyarınca idare, eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür.
Davacının Maddi Tazminat istemi incelendiğinde;
Maddi zarar; malvarlığının zarar verici olay gerçekleştiği andaki durumu ile bu olay gerçekleşmeseydi olacağı durum arasındaki fark olup azalma bu şekilde tespit edilmektedir.
Maddi zarar kapsamında meydana gelen bu zararlar, malvarlığının fiilen azalması şeklinde olabileceği gibi malvarlığının artmasının engellenmesi şeklinde de olabilir
İdarenin mali sorumluluğunun doğabilmesi için öncelikle bir zararın var olması, bu zararın bilfiil gerçekleşmiş ya da gelecekte gerçekleşmesinin kesin olması gerekmektedir.
Doğması muhtemel zararlar; gelecekte gerçekleşmesi kesin olmayan sadece bu konuda bir ihtimal barındıran ve zararın kesinliği şartını taşımayan zararlardır.
Dolayısıyla; bu zararlar, idarenin mali sorumluluğuna yol açmayacaktır.
Bu ilkelere göre olayı değerlendirdiğimizde; davacının açtığı davada verilen “iptal” kararı, davacının doğrudan Uzman Jandarma Okuluna girmesini ve asker olmasını sağlayacak bir karar olmayıp; sadece bahse konu sınava girmesini sağlayacak bir karardır. Davacının şayet girmiş olsaydı o sınavı kazanıp kazanamayacağı belli değildir. Dolayısıyla gerçekleşmiş yada ilerde gerçekleşmesi kesin olacak bir zararın varlığından söz etme imkanı bulunmamaktadır.
Bu durumda; ihtimale dayanan müstakbel zararların tazmin imkanı bulunmamakta olup; davacının maddi tazminat ödenmesi isteminin hukuken kabul edilmesinin mümkün olmadığı sonucuna ulaşılmıştır..
Davacının Manevi Tazminat istemine gelince;
Manevi tazminat, patrimuanda meydana gelen bir eksilmeyi karşılamaya yönelik bir tazmin aracı olmayıp, manevi tatmin aracıdır. Başka türlü giderim yollarının bulunmayışı veya yetersiz kalışı, manevi tazminatın parasal olarak belirlenmesini zorunlu hale getirmektedir.
Manevi tazminata hükmedilmesi için kişinin fizik yapısını zedeleyen, yaşama ve kazanma gücünün azalması sonucunu doğuran olayların meydana gelmesi veya idarenin hukuka aykırı bir işlem veya eylemi sonucunda ağır bir elem ve üzüntünün duyulmuş olması veya şeref ve haysiyetinin rencide edilmiş bulunması gerekmektedir.
Bir kamu hizmetinin yürütülmesi sırasında, idarece hukuk kurallarına uyulmaması ve bu nedenle kişi haklarının zedelenmiş olması, hizmeti yürüten idarenin ağır hizmet kusurunu gösterir ve bu durum idarenin tazmin sorumluluğunu doğurur.
Diğer taraftan; yargı kararını uygulamada olanaksızlık varsa ve bu nedenle yargı kararının gerekleri yerine getirilemiyorsa ve uygulamama işlemi hukuka aykırı değilse, ilgilinin iptal kararından elde edebileceği tek yarar tazminat olacaktır.
İptal kararlarının gereklerinin yerine getirilememesinin nedenlerinden biri “zaman”dır. İşlemin tesis tarihi ile “iptal” tarihinin arası ne kadar çok açılırsa, iptal kararının geri yürümesi, işlemin yapılmamış sayılması ve hukuka aykırı olmayan bir duruma dönülmesi de o ölçüde güçleşecek ve belki de olanaksızlaşacaktır
Olayda; davalı idarelerin ağır hizmet kusurundan bahsetmek imkanı olmayıp, dava konusu işlemlerin yorum farkı sonucu ortaya çıktığının açık olduğu ve hatta yargılama sürecinde verilen farklı kararlarda da aynı yorum farklılığının yer aldığı görülmektedir.
Diğer yandan; işbu davanın kaynağı olan “iptal” davasında, çeşitli hukuki süreçler nedeniyle, işlemin tesisinden uzun süre geçtikten sonra “iptal” kararı verilmiş olması; kararın uygulanamaması sonucunu ortaya çıkarmış olup; dava konusu işlemler nedeniyle ve devamında da kararın uygulanamaması sebebiyle elem ve üzüntü duymak suretiyle manevi zarara uğradığı anlaşılan davacının, manevi tazminat isteminin kısmen kabul edilerek takdiren 10.000 TL ödenmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle; davacının manevi tazminat isteminin kısmen kabul edilerek 10.000 TL ödenmesine; manevi tazminatın kalan kısmı ile maddi tazminat istemi yönünden ise davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

USUL YÖNÜNDEN:
Davalı idarelerin usule ilişkin itirazları yerinde görülmeyerek işin esasına geçildi.

ESAS YÖNÜNDEN:
Davacının maddi tazminat isteminin incelenmesi:
Jandarma Okulları Komutanlığınca hazırlanan 2004 Yılı Uzman Jandarma Okulu Giriş Sınavı Başvuru Kılavuzunda Açıköğretim Lisesine yer verilmemesi ve buna dayalı olarak davacının başvurusunun kabul edilmeyerek sınava alınmamasına ilişkin işlemin iptali istemiyle Dairemizin E:2004/4680 esasına kayıtlı davanın açıldığı, Dairemizin 22/02/2006 tarih ve E:2004/4680, K:2006/692 sayılı kararıyla davanın reddine karar verildiği, davacı tarafından anılan kararın temyiz edilmesi üzerine Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 05/11/2009 tarih ve E:2006/1599, K:2009/2131 sayılı kararıyla Dairemiz kararının bozulmasına karar verildiği, Dairemizin 19/11/2014 tarih ve E:2014/4606, K:2014/8874 sayılı kararıyla bozma kararına uyularak dava konusu işlemin iptaline karar verildiği, anılan kararın Davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 25/12/2017 tarih ve E:2015/656, K:2017/4561 sayılı kararıyla temyiz isteminin reddine karar verildiği, anılan kararın düzeltilmesi isteminin ise anılan Kurulun 11/06/2019 tarih ve E:2018/2136, K:2019/2893 sayılı kararı ile reddedilmesi üzerine davacı tarafından fazlaya ilişkin maddi tazminat talebinin saklı kalması kaydıyla uğramış olduğu zarara karşılık 500,00 TL maddi ve 75.000,00 TL manevi tazminatın ödenmesi istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık konusu olayda 2004 yılı Uzman Jandarma Okulu Giriş Sınavı Başvuru Kılavuzunda Açıköğretim Lisesine yer verilmemesi ve buna dayalı olarak davacının başvurusunun kabul edilmeyerek sınava alınmamasına ilişkin işlemin iptali istemiyle davanın açıldığı, anılan işlemlerin iptal edilmesinin davacının anılan okula doğrudan girmesini sağlayacak nitelikte olmadığı, anılan okulun sınavlarına girebilme hakkını verdiği görülmekte olup, davacının ilgili sınavı kazanacağı konusu belirsizdir.
Bu durumda anılan işlemlerin iptalinin davacının anılan kadroya doğrudan atanması anlamına gelmediğinden, gerçekleşmiş ya da ilerde gerçekleşmesi kesin olacak bir zararın varlığından söz etme imkanı bulunmadığı, davacının tazminat istemine dayanak yaptığı zararların muhtemel zarar niteliğinde olduğu, somut ve kanıtlanabilir bir maddi zarar ortaya konulamadığından maddi tazminat isteminin reddi gerekmektedir.

Davacının manevi tazminat isteminin incelenmesi:
Uyuşmazlık konusu olay, 2004 yılı Uzman Jandarma Okulu Giriş Sınavı Başvuru Kılavuzunda Açıköğretim Lisesine yer verilmemesi ve buna dayalı olarak davacının başvurusunun kabul edilmeyerek sınava alınmamasına ilişkin işlemin iptalinden kaynaklanmaktadır.
Manevi tazminat, patrimuanda meydana gelen bir eksilmeyi karşılamaya yönelik bir tazmin aracı olmayıp, tatmin aracıdır. Olay nedeniyle duyulan elem ve ıstırabı kısmen de olsa hafifletmeyi amaçlar. Belirtilen niteliği gereği takdir edilecek manevi tazminat miktarının duyulan elem ve ıstırabı giderecek bir oranda olması ve idarenin sorumluluk sebebi gözetilerek hakkaniyetli bir tutarı aşmaması gerekmektedir.
Somut olayda davacının 2004 yılı Uzman Jandarma Okulu Giriş Sınavına girmek için başvuru yapmaya çalıştığı, anılan okula giriş Klavuzunda Açıköğretim Lisesine yer verilmemesi nedeniyle başvuru yapamadığı, anılan Klavuz hükmü ve başvuru yapamama işlemine karşı 2004 yılında açılan davada, anılan Klavuz ve başvuru yapamama işleminin iptaline karar verildiği ve kararın 2019 yılında kesinleştiğinin görüldüğü, aradan geçen süre neticesinde ilgili iptal kararının davacı açısından uygulanma imkanının kalmadığı görülmektedir.
Bu durumda dava konusu işlemler nedeniyle ve devamında da kararın uygulanamaması sebebiyle elem ve üzüntü duymak suretiyle manevi zarara uğradığı anlaşılan davacının, manevi tazminat isteminin kısmen kabul edilerek takdiren 20.000,00 TL’nin davacıya ödenmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının maddi tazminat istemi yönünden davanın REDDİNE,
2. Davacının manevi tazminat istemi yönünden davanın KISMEN KABULÜNE, … TL manevi tazminatın davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin REDDİNE,
3. Hükmedilen tazminat tutarı üzerinden hesaplanan … TL nispi karar harcından dava açılırken yatırılan … TL maktu karar harcı düşüldükten sonra kalan … TL’nin (dava açılırken dörtte birlik kısmı peşin yatırılmadığından) davacıya tamamlattırılmasına,
4. Hesaplanan … TL tutarındaki nispi karar harcının davalı idarelerden alınarak davacıya verilmesine,
5. Davadaki haklılık oranına göre ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam … TL yargılama giderinin yarısı olan … TL’nin davalı idarelerden alınarak davacıya verilmesine, diğer yarısı olan … TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
6. Reddedilen maddi tazminat istemi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/4 maddesi uyarınca … TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idarelere verilmesine,
7. Kısmen kabul edilen manevi tazminat istemi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10. maddesi uyarınca … TL vekâlet ücretinin davalı idarelerden alınarak davacıya verilmesine, kısmen reddedilen manevi tazminat istemi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10. maddesi uyarınca … TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idarelere verilmesine,
8. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra istemi halinde davacıya iadesine,
9. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere,
07/02/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.