Danıştay Kararı 8. Daire 2019/9060 E. 2023/652 K. 17.02.2023 T.

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2019/9060 E.  ,  2023/652 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/9060
Karar No : 2023/652

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Üniversitesi
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: … Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesinde öğretim üyesi olarak görev yapan davacı tarafından, … tarih ve … sayılı yazı ile bildirilen görev süresinin uzatılmamasına ilişkin işlemin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K: … sayılı kararı ile; davacı hakkında 05/12/2017, 06/12/2017, 12/12/2017, 20/12/2017, 25/12/2017 ve 20/02/2018 tarihlerinde muhtelif zamanlarda görev mahalinde olmadığına dair 6 adet tutanak, 28/12/2017, 04/01/2018, 08/01/2018, 09/01/2018, 15/01/2018, 16/01/2018, 18/01/2018, 23/01/2018, 25/01/2018, 29/01/2018, 30/01/2018, 31/01/2018, 01/02/2018, 12/02/2018, 14/02/2018, 15/02/2018, 19/02/2018 ve 20/02/2018 tarihlerinde kendisine randevusu olan hastaların tedavilerini reddettiğine dair 18 adet tutanak olduğu ve davacı hakkında 28/12/2017, 31/01/2018, 12/02/2018 tarihli 3 adet farklı hasta şikayet dilekçesinin idareye sunulması üzerine davacı hakkında idari soruşturma başlatıldığı, hazırlanan 02/04/2018 tarihli soruşturma raporu ile davacının kurumundan izin almadan görev yerini terk ettiği, mesai saatlerine uymadığı, verilen görevleri zamanında yapmadığının tespit edilmesi üzerine uyarma cezası ile tecziye edildiği, bu işlemin iptali için açılan davada, … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K:… sayılı kararıyla “davanın reddine” karar verildiği, idarenin, görev mahalinde bulunması gereken saatlerde görev yerinde olmayan ve bu şekilde mesai saatlerine uymayan, randevu verilen ve randevu saatinde hazır bulunan hastalara tedavi uygulamayı reddettiği sabit olan davacı hakkında görev süresinin uzatılmaması yönünde tesis ettiği dava konusu işlemde kamu yararı ve hizmet gerekleri yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, Diş Hekimliği Fakültesinde Yardımcı Doçent olarak çalıştığı, görev süresinin gerekçe gösterilmeden uzatılmadığı, dekan Prof. Dr. … ile aralarında husumet olduğu, … Asliye Hukuk Mahkemesinin E:… sayılı dosyasında mobbing davası, … İdare Mahkemesinin E:… sayılı dosyasında ise disiplin cezasının iptali için dava açtığı ve halen derdest olduğu, kararın keyfi olduğu ve husumeti gösterdiği, dolgusuz kanal tedavisinin en az 45 dakika sürmesine rağmen dekan tarafından kasten verilen emir ve talimatlarla saat 13.00’da hastaya randevu verildiği, ancak 13.30’da da randevusu olduğundan bu tedaviyi uygulamanın hukuken, tıbben ve fiilen uygulamanın mümkün olmadığı, buna rağmen aynı hastalara tekrar aynı randevu saatinin verildiği, amacın hasta şikayetlerini artırmak olduğu, hasta programının davacının akademik faaliyetlerini engelleyecek şekilde düzenlendiği, yeniden atama için 30 puan yeterli iken kendisinin 105,75 puanı olduğu, YÖK tarafından teşvik başarı ödülü aldığı, performansının birinci sırada olduğu, idarenin takdir yetkisinin mutlak ve sınırsız olmadığı, işlemin tıbbi, hukuki ve bilimsel temele dayanmadığı ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, davacı hakkında yapılan soruşturma sonucu düzenlenen soruşturma raporu ile, izinsiz olarak görev yerini terk ettiği, mesai saatlerine uymadığı ve verilen görevleri zamanında yapmadığının ortaya konulduğu, davacının görev ve sorumluluklarına riayet etmemesi ve mesai arkadaşlarıyla uyum içerisinde çalışmaması nedeniyle tesis edilen dava konusu işlemde hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmadığı belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NİN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
… Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesinde öğretim üyesi olarak görev yapan ve 28/07/2018 tarihinde görev süresi sona eren davacı tarafından, 14/06/2018 tarihli dilekçe ile görev süresinin uzatılması için “öğretim elemanı görev uzatma formu(A-1)” ve gerekli evraklarla başvurulduğu, 19/06/2018 tarihli dilekçe ile “doktor öğretim üyesi için görev süresi uzatma başvuru formunun” başvuru dosyasına ilave edilmesini istediği ve aynı gün davalı idareye faks çektiği, aynı zamanda PTT Kargo aracılığı ile anılan belgeyi gönderdiği ve 21/06/2018 tarihinde davalı idareye teslim edildiği, Dekan Prof. … imzalı yazıda davacının asgari koşulları puan açısından sağladığı ancak doktor öğretim üyesi için görev süresi uzatma başvuru formunun olmadığının belirtildiği; 21/06/2018 tarihli Doktor Öğretim Üyesi Atama ve Görev Süresi Uzatımı Ön Değerlendirme Komisyonu raporunda, “davacının başvuru dosyasında doktor öğretim üyesi için görev süresi uzatma başvuru formunun olmaması ve davacının görev yaptığı Klinik Bilimler Bölüm Başkanlığı’nın … tarih … sayılı yazısı üzerine durumun değerlendirildiği ve başvuru dosyasının Komisyonca uygun bulunmadığı”nın belirtildiği; … tarih … sayılı Klinik Bilimler Bölüm Başkanlığı yazısında, “davacının mesai saatlerine riayet etmediği, randevulu hastaların tedavilerini reddettiği yönünde 47 hastanın yazılı ve sözlü şikayeti olduğu, bu nedenle kendisine uyarı yapıldığı ancak düzelme olmadığı, mesai saatlerine uymaması üzerine hakkında soruşturma açıldığı, soruşturma raporunda daha önce disiplin cezası olmadığından uyarma cezasının bir alt cezasının verilmesinin teklif edildiği, 26/02/2018 tarihinde aynı nedenle yeni bir soruşturma açıldığı ve uyarma cezası verildiği, bu olay sonrası davacı tarafından mobbing davası açıldığı, klinik çalışma koşullarının uygunsuz olduğu yönünde şikayeti üzerine diğer çalışanlardan da görüş istendiği ve koşullar ve personelin uygun olduğunun bildirildiği, bölüm arkadaşı Dr. … İle arasında tartışma yaşandığı, şikayet hakkını kötüye kullandığı, çalıştığı kişileri psikolojik baskı altına alarak çalışma barışını bozduğu, toplu istifa edileceğine dair yalan ve kirli bir suçlamada bulunduğu belirtilerek Kurumun itibarı, ilgili Anabilim Dalı’nın geleceği, Fakültenin işleyişi ve çalışma barışının sağlanabilmesi açısından davacının sözleşmesinin uzatılması görüşünün olumsuz olduğu”nun belirtildiği; Fakülte Yönetim Kurulu’nun … tarih, … sayılı kararı ile, “Klinik Bilimler Bölüm Başkanlığı’nın … tarih … sayılı yazısı ile Doktor Öğretim Üyesi Atama ve Görev Süresi Uzatımı Ön Değerlendirme Komisyonu raporu gereğince davacının görev süresinin uzatılmamasına” karar verildiği, 25/06/2018 tarihinde Rektör tarafından uygun görüldüğü, bunun üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

İLGİLİ MEVZUAT:
2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun “Tanımlar” başlıklı 3. maddesinin (l) bendine; “Öğretim Elemanları: Yükseköğretim kurumlarında görevli öğretim üyeleri, öğretim görevlileri, okutmanlar ile öğretim yardımcılarıdır.” hükmüne (p) bendinde; ”Öğretim Yardımcıları: Yükseköğretim kurumlarında, belirli süreler için görevlendirilen, araştırma görevlileri, uzmanlar, çeviriciler ve eğitim – öğretim planlamacılarıdır.” hükmü; “Doktor Öğretim Üyesi” başlıklı 23. maddesinde “a) Yükseköğretim kurumlarında açık bulunan doktor öğretim üyesi kadroları rektörlükçe ilan edilir. İlan edilen bu kadrolara fakültelerde dekan; diğer birimlerde müdürler, biri o birimin yöneticisi biri de o yükseköğretim kurumunun dışından olmak üzere üç profesör veya doçent tespit ederek bunlardan adayların her biri hakkında yazılı mütalaa isterler. Dekan veya ilgili müdür yönetim kurullarının görüşünü aldıktan sonra önerilerini rektöre sunar. Atama rektör tarafından en çok dört yıl süre ile yapılır. Her atama süresinin sonunda görev kendiliğinden sona erer. Görev süresi sona erenler yeniden atanabilirler. b) Doktor öğretim üyeliğine atanabilmek için, doktora ile tıpta, diş hekimliğinde, eczacılıkta ve veteriner hekimlikte uzmanlık unvanını veya Üniversitelerarası Kurulun önerisi üzerine Yükseköğretim Kurulunca tespit edilen belli sanat dallarının birinde yeterlik kazanmış olmak gerekir. c) Yükseköğretim kurumları, doktor öğretim üyesi kadrosuna atama için Yükseköğretim Kurulunun onayını almak suretiyle, münhasıran bilimsel kaliteyi artırmak amacına yönelik olarak, bilim disiplinleri arasındaki farklılıkları da göz önünde bulundurarak, objektif ve denetlenebilir nitelikte ek koşullar belirleyebilirler.” hükmü bulunmaktadır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Olayda, dava konusu işlemde, davacının görev süresinin uzatılmamasına gerekçe olarak Fakülte Yönetim Kurulu’nun … tarih, … sayılı kararı ile Klinik Bilimler Bölüm Başkanlığı’nın … tarih … sayılı yazısı ve Doktor Öğretim Üyesi Atama ve Görev Süresi Uzatımı Ön Değerlendirme Komisyonu raporu gösterilmişse de; Görev Süresi Uzatımı Ön Değerlendirme Komisyonu raporunda eksik olduğu belirtilen belgenin davacı tarafından davalı idareye gönderildiği anlaşılmaktadır.
Klinik Bilimler Bölüm Başkanlığının anılan yazısına ilişkin olarak ise;
Davacı hakkında mesai saatlerine uymadığına ilişkin bir çok tutanağın olduğu ve mesai saatlerine uymaması üzerine verilen uyarma cezasının iptali için açılan davada ret kararı verildiği görülmekle beraber, davacının bir gün öncesinden Mikrobiyoloji sunumu gibi akademik çalışmalara katılmak için Bölüm Başkanı Prof. Dr. …’den izin talepleri olmasına rağmen mesaide olmadığına dair tutanaklar tutulduğu, randevusu olan hastalara (… adlı kişi) bilgi verip daha sonra tedavisini yaptığı, ayrıca 07/07/2017 tarihinde davacı ile birlikte 9 kişinin mesai konusunda uyarıldığı görülmüştür.
Randevulu hastaların tedavilerini reddettiği yönünde yazılı ve sözlü şikayetler olduğu iddiasına ilişkin olarak, Türk Endodonti Derneği verilerine göre kanal tedavisinin 43 dakikadan 115 dakikaya kadar değişebileceği, yapılan şikayetlerin tamamının 13:00 randevularından kaynaklandığı, 13:30’a da randevu verildiği, bu nedenle iki randevunun çakışabildiği, nitekim mobbing davasında tanık olan ve davacı hakkında şikayette bulunan … tarafından da randevu saatinde içeride hasta olduğunun görüldüğü ve davacının yeni bir randevu verilmesini söylediğini belirttiği anlaşılmaktadır.
Davacının şikayet hakkını kötüye kullandığı iddiasına ilişkin olarak; davacının 20/04/2018 tarihli dilekçesi ile Klinik 3’de çalışan personelin sayıca yetersiz olduğu ve eğitim ile desteklenmeleri gerektiği, klinik yardımcısının eline ünite temizliği sırasında hastanın enjektörünün battığı belirtilerek, düzeltici ve destekleyici önlemlerin alınmasının istendiği, daha önceden davacı tarafından verilen 01/03/2018 ve 19/04/2018 tarihli dilekçelerde de aynı hususların vurgulandığı ve “klinikte tek çalışmaya maruz bırakılarak kendisine mobbing yapıldığı, bu nedenle randevunun geciktiği, bu durumun hasta, hekim ve yardımcı personelin can güvenliğini tehdit ettiği” belirtilmiş olup; davacının Anayasa ile güvence altına alınan dilekçe hakkı kapsamında rahatsızlıklarını ifade ettiği, çalışma barışı ve huzuru bozacak herhangi bir beyanda bulunmadığı anlaşılmıştır.
Bölüm arkadaşı Dr. … İle arasında tartışma yaşandığı, çalıştığı kişileri psikolojik baskı altına alarak çalışma barışını bozduğu iddiasına ilişkin olarak; bu konu hakkında davacı hakkında idari soruşturma açılmadığı ve disiplin cezası verilmediği açıktır.

Davacının mobbing davası açtığı iddiasına ilişkin olarak da; davacı tarafından Dekan Prof. Dr. … aleyhine … Asliye Hukuk Mahkemesinin E:… sayılı dosyasında mobbing davası açıldığı, davalı Prof. Dr. … tarafından da kişilik haklarına saldırı olduğu gerekçesi ile maddi manevi tazminat istemli karşılık dava açıldığı, Mahkemece … tarih, K:… sayılı karar ile sübut bulmadığından her iki davanın reddine karar verildiği anlaşılmakla hak arama özgürlüğü çerçevesinde bu hususun davacıyı kusurlandırmayacağı tabidir.
Bütün bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde; davacının akademik başarı ve yeterliliği, klinik performansı, baktığı hasta sayısı ve performansının diğer doktorlardan düşük olduğu yolunda bir iddianın olmadığı davacının görevinde yetersiz ve başarısız olduğu yönünde sebep gösterilmediği, mesai konusunda da davacı ile birlikte 9 kişinin uyarıldığı, uyarma cezasına konu fiilin sözleşmenin yenilenmemesini gerektirecek nitelik ve ağırlıkta olmadığı anlaşıldığından dava konusu işlemde hukuka uygunluk görülmemiştir.
Bu itibarla, davanın reddi yönündeki … İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf isteminin reddine ilişkin temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesine uygun bulunan temyiz isteminin kabulüne,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Kullanılmayan … TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davacıya iadesine,
4. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın yukarıda belirtilen Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesine,
5. Kesin olarak 17/02/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.