Danıştay Kararı 8. Daire 2019/9056 E. 2023/1533 K. 29.03.2023 T.

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2019/9056 E.  ,  2023/1533 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/9056
Karar No : 2023/1533

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Anonim Şirketi
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Adana ili, Pozantı İlçesi, …’de bulunan Sicil:… sayılı maden ruhsatı sahibi davacı şirket adına, 3213 sayılı Maden Kanunu uyarınca, 2012 yılı için 185.491,61 TL Devlet Hakkı (Hazine Payı ve Orman Payı) bedelinin tahsili amacıyla düzenlenen … gün ve … sayılı ödeme emrinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında; uyuşmazlığa konu ödeme emrinin düzenlenmesine dayanak teşkil eden Maden İşleri Genel Müdürlüğü’nün … gün ve … sayılı işleminin iptali istemiyle açılan davada … İdare Mahkemesi’nin … gün ve E:…, K:… sayılı kararı ile “davaya konu Devlet Hakkının tahsili için söz konusu maden ruhsatının devir ve tescil tarihi itibariyle 06/11/2010 tarih ve 27751 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Madencilik Faaliyetleri Uygulama Yönetmeliğinin “icra yolu ile satış” hükümlerinin yürürlükte olduğu ve ruhsat devrinden önce yerine getirilmesi gereken genel şartların Yönetmelikte sayıldığı, devirden önceki döneme ait ruhsat mali yükümlülüklerin devralan tarafından yerine getirileceğine dair bir hüküm bulunmadığı görülmekle davacının söz konusu ruhsatı devraldıktan sonra 21.09.2017 tarih ve 30187 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Yönetmeliğin 84/3.maddesi kapsamında değerlendirilerek ruhsata bağlı olarak 2012-2013-2014-2015 yıllarına ait devlet hakkının davacıdan istenilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka ve mevzuata uyarlık bulunmamıştır.” gerekçesiyle anılan işlemin iptaline karar verildiği, bu durumda, gerekçesine yer verilen Adana 1. İdare Mahkemesi’nin iptal kararından davaya konu ödeme emri içeriği kamu alacağının borçlusunun davacı şirket olmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle ödeme emrinin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı idare tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Mevzuat uyarınca icra yoluyla gerçekleştirilen satışa ilişkin, satıştan önceki dönemlere ait devlet hakkı ve orman payının maden sahasını icra yoluyla devralan davacı şirket tarafından ödenmesi gerektiği, devlet haklarının takibine 6183 sayılı Kanun uyarınca mükellefe tebliğ edilecek bir yazı ile 1 aylık süre verilmek suretiyle başlanıldığı, belirtilen sürede ödeme yapılmaması üzerine anılan borç tahakkuk ettirilerek dava konusu ödeme emrinin düzenlendiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile sonucu itibariyle usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dava, Adana ili, Pozantı İlçesi, …’de bulunan Sicil:… sayılı maden ruhsatı sahibi davacı şirket adına, 3213 sayılı Maden Kanunu uyarınca, 2012 yılı için 185.491,61 TL Devlet Hakkı (Hazine Payı ve Orman Payı) bedelinin tahsili amacıyla düzenlenen … gün ve … sayılı ödeme emrinin iptali iptali istemiyle açılmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 31. maddesinde atıfta bulunulan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Davaya son veren taraf işlemleri” başlıklı 307. maddesinde feragat, “davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi” olarak tanımlanmış, 311. maddesinde ise, feragat ve kabulün kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuracağı hükme bağlanmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 24/f maddesinde; yargılama giderleri ve hangi tarafa yükletildiğinin kararlarda bulunacak hususlardan olduğu öngörülmüş ve 31. maddesiyle göndermede bulunulan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 323. maddesinde vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekalet ücretleri, yargılama giderleri arasında sayılmış, 326. maddesinin 1. fıkrasında, kanunda yazılı haller dışında yargılama giderlerinin aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği hükme bağlanmıştır.
1136 sayılı Avukatlık Kanununun “Avukatlık Ücreti” başlıklı 164. maddesinin 1. fıkrasında, avukatlık ücretinin, avukatın hukuki yardımının karşılığı olan meblağı veya değeri ifade ettiği; 168. maddesinin son fıkrasında ise, avukatlık ücretinin takdirinde, hukuki yardımın tamamlandığı veya dava sonunda hüküm verildiği tarihte yürürlükte olan tarifenin esas alınacağı kurala bağlanmıştır.
2577 sayılı Kanunun “Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar” başlıklı 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde ise “temyiz incelemesi sonunda kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa Danıştay’ın kararı düzelterek onayacağı” hükme bağlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden; davacı şirketin, Adana ili, Pozantı İlçesi, … Mevkiinde bulunan maden sahasına ait Sicil:… sayılı maden ruhsatını, … İcra Müdürlüğü’nün … Talimat sayılı dosyası üzerinden gerçekleştirilen satış sonucu edindiği ve ruhsatın 14/04/2017 günü davacı şirket adına tescilinin yapıldığı, söz konusu madenle ilgili olarak 2012-2013-2014-2015 yıllarına ait Devlet hakkı borçlarının ödenmediği hususunun tespit edildiğinden bahisle anılan dönemlere ilişkin devlet hakkı borçlarının davacı şirketten tahsiline yönelik Maden İşleri Genel Müdürlüğünce … gün ve … sayılı işleminin tesis edildiği, … gün ve … sayılı yazı ile de anılan yıllara ait devlet hakkı borçlarının gecikme cezaları ile birlikte 6183 sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde tahsili için davalı idareye bildirimde bulunulduğu, 2012 yılına ait 185.491,61 TL Devlet Hakkı (Hazine Payı ve Orman Payı) bedelinin tahsili amacıyla … gün ve … sayılı ödeme emrinin düzenlenmesi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlıkta, dava dilekçesinin talep kısmında “feragat nedeniyle yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına ve vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmesi” ibaresinin bulunduğu, … İdare Mahkemesi kaydına 21/03/2018 tarihinde girdiği görülen davacı şirket avukatının “Vekalet ücreti yargılama gideri ile ilgili izahat” konulu dilekçesinde, dava dilekçesinin talep kısmında yer alan ibarenin davadan feragat anlamında değil vekalet ücreti ve yargılama giderinden feragat olarak yazıldığı hususunun belirtildiği, … İdare Mahkemesi tarafından verilen 27/11/2018 tarihli “işlemin iptaline” ilişkin kararda “aşağıda dökümü yapılan 361,60 TL yargılama gideri ile Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 1.660,00 TL vekalet ücretinin davalı idare tarafından davacıya ödenmesine” şeklinde hüküm kurulduğu görülmektedir.
Mahkeme kararı uyarınca davacı taraf açısından, yargılama giderleri ve vekalet ücreti alacağının ilama bağlı kişisel bir alacak haline dönüştüğü, kural olarak kararın kesinleşmesi beklenilmeden icraya konulabilecek para alacağı niteliğinde olduğundan ve hak sahibinin alacak hakkı açısından dilediği gibi tasarrufta bulunabileceği, bu itibarla, 6100 sayılı Kanunda “talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçme” olarak tanımlanan feragat müessesinin, davacının dava dilekçesindeki taleplerinden olan ve yargılama neticesinde ilama bağlanan ”vekalet ücreti ve yargılama giderleri” açısından da uygulanabileceği sonucuna ulaşıldığından, Mahkemenin ödeme emrinin iptaline ilişkin kararında sonucu itibarıyla hukuki isabetsizlik bulunmamakla birlikte, davacı şirketin dava dilekçesinde ve 21/03/2018 tarihli dilekçesinde açık olarak lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi ve yargılama giderlerinin de kendi üzerinde bırakılması yönündeki talepleri dikkate alınmak suretiyle hüküm kurulması gerektiği açıktır.
Bu nedenle, … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın hüküm fıkrasının; “aşağıda dökümü yapılan 361,60 TL yargılama gideri ile Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 1.660,00 TL vekalet ücretinin davalı idare tarafından davacıya ödenmesine” ilişkin kısmının, vekalet ücretine hükmedilmeksizin “aşağıda dökümü yapılan 361,60 TL yargılama giderinin davacı üzerine bırakılmasına” şeklinde düzeltilmesi gerekmektedir.
İdare ve vergi mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenip bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1. fıkrasında yazılı nedenlerin bulunmasına bağlı olup, İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf talebini inceleyen temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında sonucu itibariyle hukuki isabetsizlik bulunmadığından yukarıda açıklanan şekilde hüküm kurulması sonuç ve kanaatine varılmıştır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle,
1. Temyiz isteminin reddine,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının düzeltilerek ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, posta gideri avansından artan tutarın Mahkeme tarafından iadesine,
4. Kesin olarak, 29/03/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.