Danıştay Kararı 8. Daire 2019/9052 E. 2023/1910 K. 11.04.2023 T.

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2019/9052 E.  ,  2023/1910 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/9052
Karar No : 2023/1910

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Sanayi Ticaret Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU :… Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirket tarafından, sahibi olduğu (S) plaka hakkı bulunan … numaralı plakayı, yeni araca takarak faaliyete geçirmek için tarafına izin verilmesi istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanlığı Ulaşım Koordinasyon Merkezinin … tarihli ve … sayılı işleminin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında; davacı şirket yetkilisinin kızının rahatsızlığı ve kendisinin 6 günlük istirahatinin mücbir sebep olarak değerlendirilebilecek nitelikte olmadığı, zira Yönetmelikte yatan hasta raporundan söz edildiği, yatan hastadan kastın günlük işlerini yürütemeyecek düzeyde yatış gerektiren tedavi olduğu, ayrıca davacı tarafın şirket olduğu ve basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğünün bulunduğu hususları dikkate alındığında, 180 günlük süre koşuluna istisna getiren haller arasında davacının ileri sürdüğü sebeplerinin bulunmadığı görüldüğünden, davalı idare tarafından davacı şirketin öne sürdüğü sebeplerin mücbir sebep kapsamında olmadığı gerekçesiyle başvurusunun reddine ilişkin tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu, ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, mücbir sebep bulunduğu ancak bunun dikkate alınmadığı, şirket yetkilisinin kızının kanser hastası olduğu bu nedenle istenen evrakları tamamlamada zorlandığı, 180 günlük süreyi 2 gün gibi kısa bir süre aşarak başvuru yapabildiği, 01.09.2017-07.09.2017 tarihleri arasında raporlu olduğu, 180 günlük sürenin bitim tarihi olan 05.09.2017 tarihinde de raporlu olduğu rapor süresi bitiminde başvuru yaptığı, S plakanın iptal edilmesinin ekonomik olarak mağdur ettiği, dava konusu işlemde kanun yolu ve başvuru sürelerinin gösterilmediği, kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davalı idare tarafından, istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NIN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 17. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davacının duruşma istemi yerinde görülmeyerek ve dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacı şirketin (S) plaka hakkı bulunan … plaka numaralı aracı için 10.03.2017 tarihinde trafikten çekme belgesi düzenlettiği, 07.09.2017 tarihinde davalı idareye başvurarak trafikten çekme yaptığı plakayı faaliyete geçirme talebinde bulunduğu, davalı idare tarafından … tarihli ve … sayılı yazı ile Yönetmeliğin 10. maddesinin 2. bendi hükümleri uyarınca davacı şirketin 180 günlük başvuru süresini aştığı, mücbir sebepleri bulunuyorsa bildirilmesinin davacı şirketten istendiği, davacı şirket tarafından davalı idareye sunulan 21.09.2017 tarihli dilekçe ile; 180 günlük sürenin önce kızının rahatsızlığı dolayısıyla, sonra ise kendisinin 6 gün istirahat aldığına ilişkin rapor ibraz etmek suretiyle 2 gün aşıldığı, davalı idare tarafından davacı şirketin öne sürdüğü sebeplerin mücbir sebep kapsamında olmadığı gerekçesiyle başvurusunun reddine ilişkin dava konusu işlemin tesis edildiği ve bu işlemin iptali istemiyle de bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

İLGİLİ MEVZUAT:
5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun “Büyükşehir ve ilçe belediyelerinin görev ve sorumlulukları” başlıklı 7. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde, büyükşehir ulaşım ana plânını yapmak veya yaptırmak ve uygulamak; ulaşım ve toplu taşıma hizmetlerini plânlamak ve koordinasyonu sağlamak; kara, deniz, su ve demiryolu üzerinde işletilen her türlü servis ve toplu taşıma araçları ile taksi sayılarını, bilet ücret ve tarifelerini, zaman ve güzergâhlarını belirlemek; durak yerleri ile karayolu, yol, cadde, sokak, meydan ve benzeri yerler üzerinde araç park yerlerini tespit etmek ve işletmek, işlettirmek veya kiraya vermek; kanunların belediyelere verdiği trafik düzenlemesinin gerektirdiği bütün işleri yürütmek büyükşehir belediyesinin görevleri arasında sayılmış; anılan Kanun’un “Ulaşım hizmetleri” başlıklı 9. maddesinin birinci fıkrasında, büyükşehir içindeki kara, deniz, su, göl ve demiryolu üzerinde her türlü taşımacılık hizmetlerinin koordinasyon içinde yürütülmesi amacıyla, büyükşehir belediye başkanı ya da görevlendirdiği kişinin başkanlığında, yönetmelikle belirlenecek kamu kurum ve kuruluşları ile, Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonunun görevlendireceği ilgili odanın temsilcisinin katılacağı Ulaşım Koordinasyon Merkezi kurulacağı; (…) ikinci fıkrasında, bu Kanun ile büyükşehir belediyesine verilen trafik hizmetlerini plânlama, koordinasyon ve güzergâh belirlemesi ile taksi, dolmuş ve servis araçlarının durak ve araç park yerleri ile sayısının tespitine ilişkin yetkiler ile büyükşehir sınırları dahilinde il trafik komisyonunun yetkilerinin ulaşım koordinasyon merkezi tarafından kullanılacağı; (…) altıncı fıkrasında, büyükşehir belediyelerine bu Kanun ile verilen görev ve yetkilerin uygulanmasında, 13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun bu Kanun’a aykırı hükümlerinin uygulanmayacağı hüküm altına alınmıştır.
Dava konusu işlem tarihinde yürürlükte olduğu haliyle Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanlığı Personel Servis Araçları (S Plaka) Hizmet Yönetmeliğinin “Amaç” başlıklı 1. maddesinde, “Bu Yönetmelik Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi sınırları içinde UKOME tarafından belirlenen güzergâhlarda yolcu taşıma izni verilen (S plaka) servis araçlarının çalışma koşul ve esaslarını, bunların işleticileri ile verilen hizmetten yararlanan kuruluşlar arasındaki ilişkileri, uygulamayı yürütecek ve denetleyecek olan kuruluş ve organların yetki ve sorumluluk alanlarını belirlemek amacıyla hazırlanmıştır.” düzenlemesine; “Çalışma İzin Belgeli “S” Plaka Araçların Trafikten Çekme Yapılması Durumunda Uygulanacak Kurallar” başlıklı 10. maddesinde,
“10.1-Aracını satış yapanlar ile hususiye çevirenler “S” Plakası uhdesinde kalabilmesi için Ek-1 Form Çekme Belgesi ile Belediye Başkanlığı’na dilekçe ile başvuru yapmak zorundadır.
10.2- (Değişik:02/04/2016) Trafikten çekme belgesi yapan “S” plakalı araç sahipleri 180 (yüzseksen) takvim günü içinde Ulaşım Dairesi Başkanlığına, 9’uncu madde de model değişiklik işlemleri ile ilgili istenen evraklar ile birlikte başvurmak zorundadır. (hak sahibi ve üçüncü dereceye kadar (üçüncü derece dahil) yakının ölümü, iflas kararının alınmış olması, borç ödemeden aciz belgesinin alınmış olması, kaza, yangın ve çalıntı hallerinde 180 günün sonuna; tutukluluk, gözaltı ve yatan hasta raporları durumunda engelin kalktığı tarihten itibaren 90 gün ilave süre verilir.). Aksi takdirde UKOME kararıyla S plaka hakkı iptal edilir. Trafik Tescilden ticari plakaların seriden plakaya çevrilip boşa çıkarılması için yazı yazılır.
(Yönetmeliğin 02.04.2016 tarihinde değiştirilen 10. maddesinin 2. bendinin değişiklikten önceki hali; ”Trafikten çekme belgesi yapan “S” plakalı araç sahipleri 180 (yüzseksen) takvim günü içinde mevcut plakasını yeni aracına takarak faaliyete geçirmek zorundadır ( Mücbir sebepler; ölüm, iflas, raporlu hastalık, tutukluluk, kaza, çalınma, yangın vb. haller dışında). Aksi takdirde UKOME kararıyla S plaka hakkı iptal edilir. Trafik Tescilden ticari plakaların seriden plakaya çevrilip boşa çıkarılması için yazı yazılır.” şeklindedir.)
10.3-Yönetmelik gereği iptal edilen S plaka ve/veya Çalışma İzin Belgesi ile ilgili hak sahipleri hiç bir hak, zarar, ziyan ve benzeri tazminat talebinde bulunamazlar.” düzenlemelerine yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Davacı şirketin (S) plaka hakkı bulunan … plaka numaralı aracı için 10.03.2017 tarihinde trafikten çekme belgesi düzenlettiği, 07.09.2017 tarihinde davalı idareye başvurarak trafikten çekme yaptığı plakayı faaliyete geçirme talebinde bulunduğu, davalı idare tarafından … tarihli ve … sayılı yazı ile Yönetmeliğin 10. maddesinin 2. bendi hükümleri uyarınca davacı şirketin 180 günlük başvuru süresini aştığı, mücbir sebepleri bulunuyorsa bildirilmesinin davacı şirketten istenildiği, bu yazı üzerine, davacı şirket yetkilisi tarafından davalı idareye sunulan 21.09.2017 tarihli dilekçede, şirketin araç alım, satım ve ticari plaka yetkilisi olduğu, çekme yapılan … plakayı yeni aldığı araca takmak için 07.09.2017 tarihinde müracaat ettiğini, kızının akciğer kanseri nedeniyle ameliyat olduğunu, tedavisi ve kontrollerinin devam ettiği, bu olaylar sebebiyle çekme tarihi ve müracaat tarihini süreye dahil etmeyerek yanlış hesaplama yaptığı, süreyi geçirdiği, mağduriyetinin giderilmesi ve S plaka hakkının geri verilmesi talebinde bulunduğu, bunun üzerine … tarih ve … sayılı UKOME kararıyla, davacının başvurusunun Personel Servis Araçları (S Plaka) Hizmet Yönetmeliğinin 10/2 maddesi mücbir sebepleri kapsamadığı gerekçesiyle S plaka hakkının iptal edilmesine ve plaka kaydının silinmesine karar verildiği, bu kararın davacıya bildirilmesi üzerine davacı şirket temsilcisi tarafından 09.01.2018 tarihinde verilen dilekçe ile daha önceki başvurusunda kızının raporlarının yeterli olacağı düşüncesi ile kendisine ait raporları sunmadığını belirterek, kendisine ait Çorlu Devlet Hastanesinin 07.09.2017 rapor bitim tarihli raporunun mücbir sebep kapsamında değerlendirilerek mağduriyetinin giderilmesi ve konunun UKOME gündemine yeniden alınması talepli başvurusu üzerine, dava konusu UKOME kararıyla sunulmuş olan raporun Yönetmeliğin 10/2 maddesinden geçen mücbir sebepleri kapsamadığı belirtilerek talebin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Davalı idare tarafından, davacı şirketin öne sürdüğü sebeplerin mücbir sebep kapsamında olmadığı gerekçesiyle başvurusunun reddine ilişkin dava konusu işlem tesis edilmiş ise de, başvurunun yönetmelikte belirtilen sürenin dolmasının hemen akabinde yapıldığı, davacı şirketin araç alım, satım ve ticari plaka yetkilisinin kızının hastalığı dikkate alındığında, Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanlığı Personel Servis Araçları (S Plaka) Hizmet Yönetmeliğinin 10/2 maddesinde sayılan mücbir sebepler kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, öte yandan davacının trafikten çekme süresinin bitim tarihinde raporlu olduğu ve raporun bitim tarihi olan 07.09.2017 tarihinde başvuruda bulunduğu da dikkate alındığında davacının süresinde başvuruda bulunduğunun kabulü gerekmektedir.

Bu durumda, dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığından temyize konu istinaf kararının bozulması gerekmektedir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesine uygun bulunan temyiz isteminin kabulüne,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Kullanılmayan … TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davacıya iadesine,
4. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın yukarıda belirtilen Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesine,
5. Kesin olarak 11/04/2023 tarihinde esasta oybirliği gerekçede oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY :
(X-) Hukuk düzeninde normlar hiyerarşisi, Anayasa, kanun, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi, yönetmelik ve adsız düzenleyici işlemler olarak sıralanmakta; daha altta yer alan bir norm, kendisinden üstte bulunan norma aykırı hükümler getiremeyeceği gibi bir düzenlemenin hiyerarşik sıralamada daha altta bulunan bir düzenleme ile değiştirilememesi ve kaldırılamaması gerekmektedir. İdare Hukukunun temel ilkeleri uyarınca, normlar hiyerarşisinde kanunlar ve Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinden sonra gelen ve idarelerin, takdir yetkisini kullanarak yaptıkları yönetmelik, genelge, tebliğ, talimat gibi düzenleyici işlemler, bir üst hukuk kuralının uygulanmasını göstermek amacıyla ve onlara aykırı hükümler içermemek şartıyla açıklayıcı hükümler taşıyan, dayanağı mevzuatta yer alan hükümlere aykırı düzenleme içermeyen genel düzenleyici işlemlerdir.
Anayasa’nın 38. maddesinin birinci fıkrasında, “Kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz.” denilerek “suçun kanuniliği” ilkesi; üçüncü fıkrasında da “Ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri ancak kanunla konulur.” ifadesine yer verilerek “cezanın kanuniliği” ilkesi getirilmiştir. Anayasa’nın 38. maddesinde yer alan “suçta ve cezada kanunilik” ilkesi uyarınca, hangi eylemlerin yasaklandığı ve bu yasak eylemlere verilecek cezaların hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak biçimde kanunda gösterilmesi, kuralın açık, anlaşılır ve sınırlarının belli olması gerekmektedir. Kişilerin yasak eylemleri önceden bilmeleri gerektiği düşüncesine dayanan bu ilkeyle temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alınması amaçlanmaktadır.
Bir fiilin idarî yaptırıma konu edilebilmesi için, bu fiil kanunda açıkça tanımlanmalı veya kanunun kapsam ve koşulları bakımından belirlediği çerçeve kuralın içeriği, idarenin genel ve düzenleyici işlemleriyle doldurularak bu fiilin idarî yaptırımı gerektirdiği ortaya konulmalı, bir fiil nedeniyle uygulanacak yaptırımın türü, süresi ve miktarı ise kanunla belirlenmelidir.
Belirli normların sadece kanunlarla düzenlenebileceğini öngören kanunilik ilkesi, ceza hukukunda olduğu gibi idarî yaptırımlarda da uygulanması zorunlu olan bir ilkedir. Hangi fiillerin idarî yaptırım gerektirdiğinin kanunda açıkça tanımlanması, bunun doğal sonucu olarak bir eyleme yaptırım uygulanabilmesi için yaptırım uygulanacak eylemin belirli olması ve kıyas yoluyla yaptırıma başvurulamaması gerekmektedir.
Dava konusu işlem idari yaptırım niteliğinde olduğundan Anayasa’nın 38. maddesinde düzenlenen “suçta ve cezada kanunilik” ilkesine ve Anayasa’nın 128. maddesinin ikinci fıkrasında hükme bağlanan “kanuni düzenleme” ilkesine aykırılık oluşturacağından iptali gerektiği görüşü ile çoğunluk kararına gerekçe yönünden katılmıyorum.

KARŞI OY :
(XX-) Dava konusu işlem tarihinde yürürlükte olduğu haliyle 3011 sayılı Resmi Gazetede Yayımlanacak Olan Yönetmelikler Hakkında Kanunun 2. maddesinde, “Mahalli idarelerce düzenlenen ve bu idarelerin yetki ve görev alanlarına giren yönetmelikler, mahallinde çıkan gazete veya diğer yayın yolları ile ilan olunur.” düzenlemesine yer verildiği, davalı idare olan Tekirdağ Büyükşehir Belediyesinin 30/03/2014 tarihi itibariyle kurulduğu, sonrasında ulaşım işlerine yönelik düzenleme ve güncelleme çalışmalarına başladığı, dava konusu işlemin de dayanağı olan Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanlığı Personel Servis Araçları (S Plaka) Hizmet Yönetmeliğini çıkararak yerel gazetede yayımladığı anlaşılmaktadır. Ancak davalı idarenin ulaşım işlerine yönelik yeni düzenlemeler getirmesi sebebiyle daha öncesinde Büyükşehir Belediye sınırları içerisinde aktif olarak yolcu taşımacılığı yapan şoför esnafının mülkiyet gibi anayasal haklarını ilgilendiren söz konusu Yönetmeliğin, Resmi Gazetede Yayımlanacak Olan Yönetmelikler Hakkında Kanunun 2. maddesinde yer alan mahallinde çıkan gazete veya diğer yayın yolları hükmü uyarınca ilgili taraflara, yerel gazete ilanının yanında diğer yayın yolları ile de duyurulması, yeni düzenleme hakkında ticari yolcu taşımacılığı yapan kişilere ve meslek odalarına bilgilendirme yapılması gerektiğinden kararın bu gerekçeyle bozulması gerektiği görüşüyle çoğunluk kararına gerekçe yönünden katılmıyorum.