Danıştay Kararı 8. Daire 2019/8893 E. 2023/1062 K. 08.03.2023 T.

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2019/8893 E.  ,  2023/1062 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/8893
Karar No : 2023/1062

DAVACI : 1- … Derneği
2- … Derneği
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …

DAVANIN KONUSU :
05/09/2019 tarihli ve 30879 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitimi Kurumları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 11. maddesiyle Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim Kurumları Yönetmeliği’nin 25. maddesine eklenen 10. fıkrasının iptali istenilmektedir.

DAVACININ İDDİALARI :
Dava konusu edilen düzenlemenin öncelikle yetki yönünden hukuka aykırı olduğu, davalı idarenin yetki sahasına ilişkin hiçbir kanunda engelli bireylere sunulacak sağlık hizmetini organize etmek, esasları belirlemek ve bunu bizzat yapmak üzere yetkilendirilmediği, dava konusu düzenleme ile maddede belirtilen koşulları taşıyan engelli bireylerin bilimsel gereklere uygun uzman hekim, yardımcı personel, tıbbi cihaz vb. olanaklar olmaksızın evlerinde tıbbi rehabilitasyon almasının önünün açıldığı, Aylık Bireyselleştirilmiş Eğitim, Çalışma ve Rehabilitasyon Planı adıyla ifade edilen hizmetin bir ayağı eğitim iken diğer ayağının ise evde alınan rehabiltasyon hizmeti olduğu, rehabilitasyon hizmetinin özünde tıbbi bir uygulama ve sağlık hizmeti sunumu olduğu, fizyoterapistlerin bir sağlık personeli olarak istihdam edildikleri, 1219 sayılı Kanunda fizyoterapistin hasta olarak tanımlanan kişilerde mesleki uygulamalarını yapabilmesinin bu alanın uzmanı olan hekimler tarafından konulan tanı ve belirlenen tedavi programı doğrultusunda ve hekimin nezaretinde yapılma koşuluna bağlandığı, rehabilitasyon hizmeti verilmesi hedeflenen kitlenin özel eğitim kurumlarına gelemeyecek durumda olan en az %20 oranında engelli sayılan bireyler olduğu, bu seviyede engelli olan kişilerin tıbben 1219 sayılı Kanun uyarınca hasta kabul edilmesi gerektiği ileri sürülerek dava konusu düzenlemenin hukuka aykırı olduğu iddia edilmektedir.

DAVALI İDARENİN SAVUNMASI :
Özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde sunulan destek eğitim hizmetinin tıbbi rehabilitasyon hizmeti olmadığı, bu nedenle bedensel engelli bireylere sunulan destek eğitimde hekim, yardımcı personel ve tıbbi cihazlara ihtiyaç duyulmayacağı, evde destek eğitiminden yararlanmak isteyen engelli bireylerin sağlık kurulu tarafından düzenlenen raporu alması gerektiği, rapor alma sürecinde engelli bireyin tıbbi muayeneden geçmesi ve eğitim almasına ilişkin hususun rapor ile tespit olması gerektiği, ayrıca biri alandan olmak şartıyla üç hekim tarafından evde eğitim hizmetinin uygun görülmesi halinde engelli bireylere destek eğitim hizmetinin sunulduğu, 652 sayılı KHK’nın 43. maddesinin 1. fıkrasında Bakanlığın kanuni yetkilerinin açıkça belirtildiği, evde kameralı görüntüleme sisteminin olmaması açısından ise kurumlarda kişisel verilerin alınmasına ilişkin 652 sayılı KHK’nın 43/3 maddesi ile yetki alındığı ancak evde destek eğitimi almak zorunda olan kişilerin yaşadıkları stres ve psiko sosyal sorunlar ile evde destek eğitiminden yararlanabilecek birey sayısının azlığı dikkate alındığında evde destek eğitimi için kamera düzenlemesine ilişkin hüküm eklenmediği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ :…
DÜŞÜNCESİ :Davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI : …
DÜŞÜNCESİ : Dava; Türkiye Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Derneği ile Türkiye Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzman Hekimleri Derneği tarafından, 05/09/2019 tarihli ve 30879 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Yönetmeliğin 11. maddesiyle, Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim Kurumları Yönetmeliğinin 25. maddesine eklenen 10. fıkrasının iptali istemiyle açılmıştır.
25/8/2011 tarihli 652 No’lu Özel Barınma Hizmeti Veren Kurumlar Ve Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin “Özel eğitim giderleri” başlıklı 43. Maddesinde, “(1) Engelliler için sağlık kurulu raporu düzenlemeye yetkili sağlık kurum veya kuruluşlarınca verilen Erişkinler İçin Engellilik Sağlık Kurulu Raporuyla asgari %20 oranında engelli olduğu, 18 yaş altı çocukların Çocuklar İçin Özel Gereksinim Raporu ile özel gereksinimi olduğu tespit edilen ve özel eğitim değerlendirme kurulları tarafından da eğitsel değerlendirme ve tanılamaları yapılarak 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu kapsamında açılan özel eğitim okulları ile özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde verilen destek eğitimini almaları uygun görülen görme, işitme, zihinsel, bedensel yetersizliği olan bireyler ile dil ve konuşma, özel öğrenme güçlüğü, otizm spektrum bozukluğu olan bireylerden ilgili destek eğitim programında belirtilen yaşlardaki Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı bireylerin eğitim giderlerinin her yıl Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirlenen tutarı, Bakanlık bütçesine bu amaçla konulan ödenekten karşılanır. Bu engelli bireylerin engel grupları ve dereceleri ile engelinin niteliğine göre eğitim programlarının kapsamı ve eğitim süreleri, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının görüşü alınmak suretiyle yönetmelikle belirlenir.” hükmü getirilmiştir.
30/5/1997 tarihli, 573 No’lu Özel Eğitim Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 14. Maddesinde, “Özel eğitim gerektiren bireylere, her tür ve kademedeki eğitim ortamlarında devam ettiği eğitim programlarının amaçlarını gerçekleştirmek üzere özel eğitim desteği verilir….
Herhangi bir eğitim kurumuna devam edecek durumda olmayan zorunlu eğitim çağındaki özel eğitim gerektiren bireylere yetersizlikten etkilenme düzeyine bakılmaksızın temel yaşam becerilerini geliştirme ve öğrenme ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik eğitim programları uygulanır.” hükmüne yer verilmiştir.
8/2/2007 tarihli, 5580 Sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu’nun 2 maddesinde “Özel eğitim ve rehabilitasyon merkezi: Özel eğitim gerektiren bireylerin konuşma ve dil gelişim güçlüğü, ses bozuklukları, zihinsel, fiziksel, duyusal, sosyal, duygusal veya davranış problemlerini ortadan kaldırmak ya da etkilerini en az seviyeye indirmek, yeteneklerini yeniden en üst seviyeye çıkarmak, temel öz bakım becerilerini ve bağımsız yaşam becerilerini geliştirmek ve topluma uyumlarını sağlamak amacıyla faaliyet gösteren özel öğretim kurumları” olarak tanımlanmıştır.
Yukarıda yer verilen Kanun hükümlerine dayanılarak hazırlanan ve 18.05.2012 tarih ve 28296 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Millî Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim Kurumları Yönetmeliği’nin 3. maddesinde, “f) Destek eğitim hizmeti: Özel eğitim değerlendirme kurulu kararı ile destek eğitim programlarından yararlanması uygun görülen bireylere verilen eğitim” tanımları yapılmış; 5. Maddesinde, “(1) Merkezin amacı, …
a) Engelli bireylerin Bakanlıkça belirlenmiş destek eğitim programları ile özel yöntem, personel, araç ve gereç kullanarak ilgileri, ihtiyaçları, yetenek ve yeterlilikleri doğrultusunda hayata hazırlanmasını,
b) Toplum içindeki rollerini gerçekleştiren, başkaları ile iyi ilişkiler kurabilen, iş birliği içinde çalışabilen ve çevresine uyum sağlayabilen üretici bireyler olarak yetişmelerini,
c) Dil ve konuşma güçlüğü ile zihinsel, fiziksel, duyusal, sosyal, duygusal ve davranış problemleri olan engelli bireylerin engellilik hâlinin ortadan kaldırılmasını ya da etkilerinin en az seviyeye indirilerek yeteneklerinin en üst seviyeye çıkarılması ve topluma uyumlarının sağlanması, temel öz bakım becerilerinin ve bağımsız yaşam becerilerinin geliştirilmesini, sağlamak için destek eğitimi çalışmaları yapmaktır.”; Uzman öğretici kadrosunda görev yapan fizyoterapistin görevleri başlıklı 11. Maddesinde, “1) Kurumda görevli fizyoterapistin görevleri şunlardır:
a) Bireyselleştirilmiş eğitim programının hazırlanmasında BEP geliştirme birimi ile işbirliği yapmak,
b) BEP’te alanıyla ilgili uygulama ve değerlendirme yapmak,
c) Engelli bireylerin eğitim performanslarını ve yetersizlik türünü dikkate alarak eğitimleri sırasında kullanılmak üzere alanıyla ilgili gerekli materyalleri hazırlamak, BEP’te belirlenen eğitimi vermek,
ç) Engelli bireylerin ortez ya da yardımcı cihazının tayininde bireyi ve aileyi bilgilendirmek,
d) Fiziksel rehabilitasyona alınan engelli bireylerdeki gelişimleri takip etmek ve gelişim raporu hazırlamak,
e) Engelli bireyin gelişen aşamalarından ve doktor kontrollerinden okul/eğitim kurumu müdürünü ve aileyi bilgilendirmek,
f) Aile eğitimi ve danışmanlığı programlarında alanı ile ilgili konularda yer almak ve uygulamaya katılmak”; “Günlük çalışma saatleri ve devam devamsızlık takibi” başlıklı 25. Maddesine 5/9/2019-30879 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yönetmelik ile eklenen dava konusu 10. Fıkrasında “Yetkili sağlık kurum veya kuruluşlarınca verilen sağlık kurulu raporuyla en az % 20 oranında bedensel engeli olduğu ve özel eğitim değerlendirme kurullarınca destek eğitimi almak üzere 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu kapsamındaki kurumlara gidemeyecek durumda olduğu tespit edilenlere evde verilecek destek eğitimi için kamera kaydı aranmaz. Aylık olarak düzenlenen “Aylık Bireyselleştirilmiş Eğitim, Çalışma ve Rehabilitasyon Planı” bu bireyler için eğitimin verildiği ayı takip eden ayın ilk on iş günü içerisinde il/ilçe millî eğitim müdürlüğüne teslim edilir. Ayrıca bir örneği inceleme/soruşturma/denetimlerde gösterilmek üzere kurumda saklanır.” hükmüne yer verilmiştir.

07.07.2018 tarih ve 30471 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan, Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliğinin 4. Maddesinin (ç) bendinde, “Bedensel engelli birey: Kas, iskelet ve sinir sistemindeki bozukluklar nedeniyle özel eğitim ve destek eğitim hizmetine ihtiyacı olan birey”; (g) bendinde, “Bireyselleştirilmiş eğitim programı: Özel eğitim ihtiyacı olan bireylerin takip ettikleri program esas alınarak gelişim özellikleri, eğitim ihtiyaçları ve performansları doğrultusunda hedeflenen amaçlara ulaşmaya yönelik hazırlanan ve bu bireylere verilecek destek eğitim hizmetlerini de içeren özel eğitim programı”; (j) bendinde, “Destek eğitim programı: Genel zihinsel yetenek alanından tanılanan öğrencilerin tüm alan ve disiplinlerle ilişkilendirilerek alındıkları eğitim programı; jj bendinde, Fizyoterapist: Üniversitelerin fizyoterapi ve rehabilitasyon alanında lisans eğitimi almış, rehberlik ve araştırma merkezlerinde bireylerin yetersizliklerinden kaynaklı ağrıyı, engeli ve yeteneklerini özel ölçme, değerlendirme ve inceleme yöntemleri ile belirleyerek hekimin tanısına göre, fonksiyonun ve fonksiyonel kapasitenin geliştirilmesine yönelik fizyoterapi ve rehabilitasyon programını planlayan, uygulayan ve tekrar değerlendirerek rapor eden personel” olarak tanımlanmıştır.
MEB internet sitesinde yer alan bilgilere göre; yukarıda tanımına yer verilen Destek Eğitim Programının; Bedensel Yetersizliği Olan Bireyler İçin, Dil ve Konuşma Bozukluğu Olan Bireyler İçin, Görme Yetersizliği Olan Bireyler İçin, İşitme Yetersizliği Olan Bireyler İçin, Öğrenme Güçlüğü Olan Bireyler İçin, Otizm Spektrum Bozukluğu Olan Bireyler İçin, Zihinsel Yetersizliği Olan Bireyler İçin olmak üzere ayrı ayrı belirlendiği ve dava konusu değişikliğin sadece bedensel engellileri kapsadığı; destek programının amacının ise tıbbi bir tedavi kapsamında olmayıp, hekim tanısına göre belirlenecek programın fizyoterapist tarafından uygulanmak suretiyle, engelli bireyin eğitim görebilmesini sağlamak olduğu görülmektedir.
Diğer yandan, dava konusu düzenlemenin; en az %20 engeli olan tüm bedensel engelli bireyler için değil, mevcut bedensel engeli nedeniyle 5580 sayılı Kanun kapsamındaki kurumlara gidemeyecek durumda olduğu tespit edilenlerin; temel düzeydeki ihtiyaçlarının giderilmesi, iletişiminin artırılması ve evden çıkamaması nedeniyle eğitim ortamından uzak kalmasının engellemesine yönelik olduğu, başka bir deyişle; temel yaşam becerilerini geliştirme ve öğrenme ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik eğitim programları olduğu ve özel eğitim kurumunda, bedensel engelliye uygulanacak programın, evde de aynı şekilde uygulanmasına yönelik olduğu anlaşılmaktadır.
Bu halde; özel eğitim desteği verilmesi gerekli gereken bedensel engelli bireyler için özel kurumda görevli uzman eğitici kadrosunda hangi uzmanlar var ise; evde verilecek programı da aynı uzmanların uygulayacağı anlaşılmakta olup; dava konusu kısımda üst hukuk normlarına aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince duruşma için taraflara önceden bildirilen 08.03.2023 tarihinde, davacı vekili Av. …’nın ve davalı idare vekili Av….’nin geldiği, Danıştay Savcısının hazır olduğu görülmekle, açık duruşmaya başlandı. Taraflara usulüne uygun olarak söz verilerek dinlendikten ve Danıştay Savcısının düşüncesi alındıktan sonra taraflara son kez söz verilip, duruşma tamamlandı. Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ SÜREÇ :
Dava; 5580 sayılı Özel Eğitim Kurumları Kanununa dayanılarak 05/09/2019 tarihli ve 30879 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ve yürürlüğe giren Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitimi Kurumları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 11. maddesiyle Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim Kurumları Yönetmeliği’nin 25. maddesine eklenen 10. fıkrasının iptali istemiyle açılmıştır.

İNCELEME VE GEREKÇE:

İlgili Mevzuat:
652 sayılı Özel Barınma Hizmeti Veren Kurumlar ve Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin “Özel eğitim giderleri” başlıklı 43. maddesinde, “(1) Engelliler için sağlık kurulu raporu düzenlemeye yetkili sağlık kurum veya kuruluşlarınca verilen Erişkinler İçin Engellilik Sağlık Kurulu Raporuyla asgari %20 oranında engelli olduğu, 18 yaş altı çocukların Çocuklar İçin Özel Gereksinim Raporu ile özel gereksinimi olduğu tespit edilen ve özel eğitim değerlendirme kurulları tarafından da eğitsel değerlendirme ve tanılamaları yapılarak 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu kapsamında açılan özel eğitim okulları ile özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde verilen destek eğitimini almaları uygun görülen görme, işitme, zihinsel, bedensel yetersizliği olan bireyler ile dil ve konuşma, özel öğrenme güçlüğü, otizm spektrum bozukluğu olan bireylerden ilgili destek eğitim programında belirtilen yaşlardaki Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı bireylerin eğitim giderlerinin her yıl Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirlenen tutarı, Bakanlık bütçesine bu amaçla konulan ödenekten karşılanır. Bu engelli bireylerin engel grupları ve dereceleri ile engelinin niteliğine göre eğitim programlarının kapsamı ve eğitim süreleri, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının görüşü alınmak suretiyle yönetmelikle belirlenir.
(2) Birinci fıkrada belirtilen eğitim hizmetini sunan veya yararlananların gerçek dışı beyanda bulunmak suretiyle fazladan ödemeye sebebiyet vermeleri durumunda bu tutarlar, iki katı ve kanunî faiziyle birlikte ilgililerden müteselsilen tahsil edilir. Bu fiillerin özel eğitim okulları ile özel eğitim ve rehabilitasyon merkezleri tarafından tekrarı hâlinde, ayrıca kurum açma izinleri iptal edilir.” hükmü yer almaktadır.
5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu’nun “Tanımlar” başlıklı 2. maddesinde; “k) Özel eğitim ve rehabilitasyon merkezi: Özel eğitim gerektiren bireylerin konuşma ve dil gelişim güçlüğü, ses bozuklukları, zihinsel, fiziksel, duyusal, sosyal, duygusal veya davranış problemlerini ortadan kaldırmak ya da etkilerini en az seviyeye indirmek, yeteneklerini yeniden en üst seviyeye çıkarmak, temel öz bakım becerilerini ve bağımsız yaşam becerilerini geliştirmek ve topluma uyumlarını sağlamak amacıyla faaliyet gösteren özel öğretim kurumlarını” hükmüne yer verilmiştir.
18.05.2012 günlü, 28296 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Millî Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim Kurumları Yönetmeliği’nin 3. maddesinde, “f) Destek eğitim hizmeti: Özel eğitim değerlendirme kurulu kararı ile destek eğitim programlarından yararlanması uygun görülen bireylere verilen eğitim” olarak tanımlanmış; 5. maddesinde,
“(1) Merkezin amacı, …
a) Engelli bireylerin Bakanlıkça belirlenmiş destek eğitim programları ile özel yöntem, personel, araç ve gereç kullanarak ilgileri, ihtiyaçları, yetenek ve yeterlilikleri doğrultusunda hayata hazırlanmasını,
b) Toplum içindeki rollerini gerçekleştiren, başkaları ile iyi ilişkiler kurabilen, iş birliği içinde çalışabilen ve çevresine uyum sağlayabilen üretici bireyler olarak yetişmelerini,
c) Dil ve konuşma güçlüğü ile zihinsel, fiziksel, duyusal, sosyal, duygusal ve davranış problemleri olan engelli bireylerin engellilik hâlinin ortadan kaldırılmasını ya da etkilerinin en az seviyeye indirilerek yeteneklerinin en üst seviyeye çıkarılması ve topluma uyumlarının sağlanması, temel öz bakım becerilerinin ve bağımsız yaşam becerilerinin geliştirilmesini, sağlamak için destek eğitimi çalışmaları yapmaktır.”;
Uzman öğretici kadrosunda görev yapan fizyoterapistin görevleri başlıklı 11. maddesinde, “1) Kurumda görevli fizyoterapistin görevleri şunlardır:
a) Bireyselleştirilmiş eğitim programının hazırlanmasında BEP geliştirme birimi ile işbirliği yapmak,
b) BEP’te alanıyla ilgili uygulama ve değerlendirme yapmak,
c) Engelli bireylerin eğitim performanslarını ve yetersizlik türünü dikkate alarak eğitimleri sırasında kullanılmak üzere alanıyla ilgili gerekli materyalleri hazırlamak, BEP’te belirlenen eğitimi vermek,
ç) Engelli bireylerin ortez ya da yardımcı cihazının tayininde bireyi ve aileyi bilgilendirmek,
d) Fiziksel rehabilitasyona alınan engelli bireylerdeki gelişimleri takip etmek ve gelişim raporu hazırlamak,
e) Engelli bireyin gelişen aşamalarından ve doktor kontrollerinden okul/eğitim kurumu müdürünü ve aileyi bilgilendirmek,
f) Aile eğitimi ve danışmanlığı programlarında alanı ile ilgili konularda yer almak ve uygulamaya katılmak” hükmü yer almıştır.
07.07.2018 günlü, 30471 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan, Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliğinin 4. maddesinin (ç) bendinde, “Bedensel engelli birey: Kas, iskelet ve sinir sistemindeki bozukluklar nedeniyle özel eğitim ve destek eğitim hizmetine ihtiyacı olan birey”; (g) bendinde, “Bireyselleştirilmiş eğitim programı: Özel eğitim ihtiyacı olan bireylerin takip ettikleri program esas alınarak gelişim özellikleri, eğitim ihtiyaçları ve performansları doğrultusunda hedeflenen amaçlara ulaşmaya yönelik hazırlanan ve bu bireylere verilecek destek eğitim hizmetlerini de içeren özel eğitim programı”; (j) bendinde, “Destek eğitim programı: Genel zihinsel yetenek alanından tanılanan öğrencilerin tüm alan ve disiplinlerle ilişkilendirilerek alındıkları eğitim programı; jj bendinde, Fizyoterapist: Üniversitelerin fizyoterapi ve rehabilitasyon alanında lisans eğitimi almış, rehberlik ve araştırma merkezlerinde bireylerin yetersizliklerinden kaynaklı ağrıyı, engeli ve yeteneklerini özel ölçme, değerlendirme ve inceleme yöntemleri ile belirleyerek hekimin tanısına göre, fonksiyonun ve fonksiyonel kapasitenin geliştirilmesine yönelik fizyoterapi ve rehabilitasyon programını planlayan, uygulayan ve tekrar değerlendirerek rapor eden personel” olarak tanımlanmıştır.
Dava Konusu Yönetmelik hükmünün İncelenmesi:
İptali istenen düzenleme ile Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitimi Kurumları Yönetmeliği’nin 25 nci maddesine eklenen 10. fıkrası:
“(10) Yetkili sağlık kurum veya kuruluşlarınca verilen sağlık kurulu raporuyla en az % 20 oranında bedensel engeli olduğu ve özel eğitim değerlendirme kurullarınca destek eğitimi almak üzere 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu kapsamındaki kurumlara gidemeyecek durumda olduğu tespit edilenlere evde verilecek destek eğitimi için kamera kaydı aranmaz. Aylık olarak düzenlenen “Aylık Bireyselleştirilmiş Eğitim, Çalışma ve Rehabilitasyon Planı” bu bireyler için eğitimin verildiği ayı takip eden ayın ilk on iş günü içerisinde il/ilçe millî eğitim müdürlüğüne teslim edilir. Ayrıca bir örneği inceleme/soruşturma/denetimlerde gösterilmek üzere kurumda saklanır.” şekilde düzenlenmiştir.
Dava konusu düzenleme ile özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde eğitim alamayacak engelli bireylere evde destek hizmeti verilebileceği, bu hizmet için kamera kaydı aranmayacağı ve de aylık olarak verilen eğitimin il/ilçe milli eğitim müdürlüğüne teslim edileceği hususları düzenlenirken; kas, iskelet ve sinir sistemindeki bozukluklar nedeniyle özel eğitim ve destek eğitim hizmetine ihtiyacı olan bireylerin gelişim özellikleri, eğitim ihtiyaçları ve performansları doğrultusunda evde eğitim hizmeti gerekliliğinin ortaya koyan kriterlerin belirlenmediği, görülmektedir.
Özel eğitimin teknik ve spesifik bir alan olduğu göz önünde bulundurulduğunda, bireyin engel durumunun, bireyin alacağı eğitimin niteliğini etkileyeceği de göz önünde bulundurulduğunda, idarece engel oranı belirlenirken hangi kriterlerin esas alındığı, hangi durumlarda bu eğitimin verileceği, kullanılacak araç ve gereçlerin neler olduğu hususunun belirsiz olması nedeniyle dava konusu Yönetmelik hükmünde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Dava konusu Yönetmelik hükmünün İPTALİNE
2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam ….-TL yargılama giderinin davalı idareden alınarak davacılara verilmesine,
3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca duruşmalı işlerinin belirlenen … TL vekâlet ücretinin davalı idareden alınarak davacılara verilmesine,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra istemi halinde davacıya iadesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere,
08/03/2023 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY :
X- (X) Dava; 05/09/2019 tarihli ve 30879 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitimi Kurumları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 11. maddesiyle Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim Kurumları Yönetmeliği’nin 25. maddesine eklenen 10. fıkrasının iptali istemiyle açılmıştır.
Dava konusu düzenleme, en az %20 engeli olan tüm bedensel engelli bireyler için değil, mevcut bedensel engeli nedeniyle 5580 sayılı Kanun kapsamındaki kurumlara gidemeyecek durumda olduğu tespit edilenlerin; temel düzeydeki ihtiyaçlarının giderilmesi, iletişiminin artırılması ve evden çıkamaması nedeniyle eğitim ortamından uzak kalmasının engellemesine yöneliktir ve devletin vatandaşları için getirdiği bir imkandır.
Üst hukuk normlarına aykırı olmadığı gibi sosyal devlet ilkesinin uygulamaya geçirilmesine hizmet eden dava konusu işlemin iptali talebiyle açılan davanın reddi gerektiği oyu ile aksi yönde oluşan çoğunluk kararına katılmıyoruz.