Danıştay Kararı 8. Daire 2019/8627 E. 2020/4644 K. 22.10.2020 T.

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2019/8627 E.  ,  2020/4644 K.

T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/8627
Karar No : 2020/4644

DAVACI : …
DAVALILAR : 1- … Başkanlığı – …/…
VEKİLİ : Av. … – (Aynı adreste)

2- … Üniversitesi Rektörlüğü – …/…
VEKİLİ : Av. … – (Aynı adreste)

DAVANIN KONUSU :
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi … Anabilim Dalı’nda 2547 sayılı Kanun’un 50/d maddesi uyarınca araştırma görevlisi kadrosunda görev yapan davacının doktora eğitimine ilişkin azami süreyi tamamlayamadığından bahisle kadro ile ilişiğinin kesilmesine ilişkin İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü’nün … gün ve … sayılı işlemi ile … gün ve … sayılı Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı Yürütme Kurulu kararının iptali istenilmektedir.

DAVACININ İDDİALARI :
İşlem tarihinde yürürlükte bulunan 2547 sayılı Kanun’un 44. maddesinin (c) fıkrasında, öğrenim süresi sınırının kaldırıldığı, ek süre ve kayıt dondurma dahil azami yasal öğrenim süresinin 29/03/2013 tarihi olduğu, sağlık kurulu tarafından verilen sağlık raporlarının azami yasal süreye eklenmesi gerektiği iddia edilmektedir.

DAVALILARIN SAVUNMASI :
Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı’nın Savunmasının Özeti : 2547 sayılı Kanun’un 44. maddesinin (c) fıkrasında, kayıt olduğu programa ilişkin derslerin verildiği dönemden başlamak üzere, her dönem için kayıt yaptırıp yaptırmadığına bakılmaksızın doktora programını azami altı yıl içinde başarı ile tamamlayarak mezun olamayanların, ilgili döneme ait öğrenci katkı payı ve öğrenim ücretlerini ödemek koşulu ile öğrenimlerine devam etmek için kayıt yaptırabileceği, bu durumda, ders ve sınavlara katılma ile tez hazırlama hariç, öğrencilere tanınan diğer haklardan yararlandırılmaksızın öğrencilik statülerinin devam edeceği hükmüne yer verildiği, söz konusu hükümde ders ve sınavlara katılma ile tez hazırlama için süresiz devam hakkı tanındığı, dolayısıyla bu haklar dışında öğrencilere tanınan diğer haklardan yararlanma hakkı verilmediği, 2547 sayılı Yasa’nın 50/d maddesi uyarınca araştırma görevlisi kadrosunda görev yapmanın da, doktora programını azami altı yıl içinde başarı ile tamamlayarak mezun olamayanların yararlanacağı haklardan biri
olmadığı, bu nedenle, 2547 sayılı Yasa’nın 50/d maddesi uyarınca araştırma görevlisi kadrosunda görev yapanların azami yasal süre sonunda eğitimlerini 18/12/2012 gün ve 15788 sayılı Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı Yürütme Kurulu kararında hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.

İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü’nün Savunmasının Özeti : İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü’nün … gün ve … sayılı yazısında ek süre ve kayıt dondurma dahil azami yasal öğrenim süresinin 15/12/2012 tarihi olduğunun belirtildiği, azami yasal süre içerisinde doktora tezini tamamlayamayan davacı hakkında tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı, kaldı ki, davacının savunma tarihi itibariyle de doktora tezini idareye teslim etmediği, davacının farklı rahatsızlıklar sebebiyle sürekli rapor alarak sınavların denetimi noktasında idareyi müşkül durumda bıraktığı, kamu kaynaklarının etkin kullanılması bağlamında davacının araştırma görevliliği statüsünün sona erdirilmesi işleminde idarenin takdir yetkisinin bulunduğu, idari işlem yerine geçecek şekilde karar verilemeyeceği ileri sürülerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 46. maddesinin 1. fıkrasında, Danıştay Dava Daireleri kararlarına karşı Danıştay’da temyiz yoluna başvurulabileceği; 2575 sayılı Danıştay Kanunu’nun 38. maddesinde, İdari Dava Dairelerinden ilk derece mahkemesi olarak verilen kararların İdari Dava Daireleri Kurulunca temyizen inceleneceği; 2577 sayılı Yasanın 49. maddesinin 4. fıkrasında da idare mahkemelerinin bozmaya uymayarak eski kararında ısrar edebileceği ancak Danıştay İdari ve Vergi Dava Daireleri Kurulları kararlarına uyulmasının zorunlu olduğu kurala bağlanmış; böylece Danıştay dava dairelerine, ilk derece mahkemesi olarak verdikleri kararların temyizen bozulması halinde ısrar olanağı tanınmamıştır.
Bu nedenle, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun bozma kararına uyulmak suretiyle davacının doktora eğitimine ilişkin azami süreyi tamamladığından bahisle kadro ile ilişiğinin kesilmesine ilişkin İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü’nün 27/12/2012 gün ve 9143 sayılı işlemi yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI : …
DÜŞÜNCESİ : İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi … Anabilim Dalında 2547 sayılı Kanun’un 50/d maddesi uyarınca araştırma görevlisi kadrosunda görev yapan davacının doktora eğitimine ilişkin azami süreyi tamamlayamadığından bahisle kadro ile ilişiğinin kesilmesine ilişkin İstanbul Üniversitesi Rektörlüğünün … tarih ve … sayılı işlemi ile … tarih ve … sayılı Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı Yürütme Kurulu kararının iptali istemiyle açılan davada, Yükseköğretim Yürütme Kurulu Kararına yönelik davanın reddi, davacının kadro ile ilişiğinin kesilmesine ilişkin işlemin iptali yolunda
Danıştay Sekizinci Dairesince verilen 05/06/2017 tarih ve E:2013/1374, K:2017/4633 sayılı kararın işlemin iptaline ilişkin kısmı, temyiz incelemesi sonucunda Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 11/02/2019 tarih ve E:2017/3404, K:2019/518 sayılı kararıyla ”Uyuşmazlıkta, davacının aldığı sağlık kurulu raporları üzerine, raporlu olarak geçirilen sürelerin öğrenim süresine eklenerek azami yasal öğrenim süresinin uzatılmış olmasının, davacının kadrosundaki görev süresinin de buna bağlı olarak uzatılması sonucunu doğurmayacağı sonucuna ulaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmemiştir.” gerekçesiyle bozulmuştur.
2575 sayılı Danıştay Kanunu’nun 38. maddesinde, İdari Dava Daireleri Kurulunun, idari dava dairelerinden ilk derece mahkemesi olarak verilen kararları temyizen inceleyeceği, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 46. maddesinin 1. fıkrasında, Danıştay Dava Dairelerinin nihai kararlarının Danıştay’da temyiz edilebileceği, 49. maddesinin 4. fıkrasında ise Danıştayın ilk derece mahkemesi olarak baktığı davaların temyizen incelenmesinde bu madde ile ısrar hariç 50’nci madde hükümlerinin kıyasen uygulanacağı öngörülmüştür. 2577 sayılı Yasanın 49. maddesinin 4. fıkrasında yer alan düzenleme ile Danıştay Dava Dairelerine, ilk derecede bakılan davalarla ilgili bozma kararlarına karşı eski kararlarında ısrar edebilme yetkisi tanınmamıştır.
Açıklanan nedenlerle İstanbul Üniversitesi Rektörlüğünün … tarih ve … sayılı işlemine yönelik olarak davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Dairemizin 05/06/2017 gün ve E:2013/1374, K:2017/4633 sayılı kararının Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 11/02/2019 gün ve E:2017/3404, K:2019/518 sayılı kararı ile bozulması üzerine, dosya yeniden incelenmek suretiyle gereği görüşüldü:

HUKUKİ SÜREÇ :
Dava, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi … Anabilim Dalı’nda 2547 sayılı Kanun’un 50/d maddesi uyarınca araştırma görevlisi kadrosunda görev yapan davacının doktora eğitimine ilişkin azami süreyi tamamlayamadığından bahisle kadro ile ilişiğinin kesilmesine ilişkin İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü’nün … gün ve … sayılı işlemi ile … gün ve … sayılı Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı Yürütme Kurulu kararının iptali istemiyle açılmıştır.
Dairemizce, … gün ve … sayılı Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı Yürütme Kurulu kararı yönünden davanın reddine, davacının doktora eğitimine ilişkin azami süreyi tamamladığından bahisle kadro ile ilişiğinin kesilmesine ilişkin İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü’nün … gün ve … sayılı işlemi yönünden dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Dairemizce verilen kararın; davacının doktora eğitimine ilişkin azami süreyi tamamladığından bahisle kadro ile ilişiğinin kesilmesine ilişkin İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü’nün … gün ve … sayılı işleminin iptaline ilişkin kısmının davalı İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü’nce temyizi üzerine Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 11/02/2019 gün ve E:2017/3404, K:2019/518 sayılı kararı ile bozulmasına karar verilmiştir.
Bu nedenle, bozma kararı gözönünde bulundurularak, yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.

İlgili Mevzuat:
2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 33/a maddesinde; araştırma görevlilerinin yüksek öğretim kurumlarında yapılan araştırma, inceleme ve deneylerde yardımcı olan ve yetkili organlarca verilen ilgili diğer görevleri yapan öğretim yardımcıları olduğu, bunların ilgili anabilim veya ana sanat dalı başkanlarının önerisi, Bölüm Başkanı, Dekan, enstitüsü, yüksekokul veya konservatuar müdürünün olumlu görüşü üzerine, rektörün onayı ile araştırma görevlisi kadrolarına en çok üç yıl süre ile atanacakları, atanma süresi sonunda görevlerinin kendiliğinden sona ereceği belirtilmiş; 50. maddesinin (d) fıkrasında ise, lisansüstü öğretim yapan öğrencilerin kendilerine tahsis edilecek burslardan yararlanabilecekleri gibi, her defasında bir yıl için olmak üzere öğretim yardımcılığı kadrolarından birine atanabilecekleri hükme bağlanmıştır.
Anılan Kanunun dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan ve 25/02/2011 tarih ve 27857 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 13/02/2011 tarih ve 6111 sayılı Kanun’un 171. maddesi ile değişik “Diploma alma, ders kredilerinin hesaplanması, öğrencilik haklarından yararlanma ve sınavlar” başlıklı 44. maddesinin (c) fıkrasında; “Bir yıl süreli yabancı dil hazırlık sınıfı hariç, kayıt olduğu programa ilişkin derslerin verildiği dönemden başlamak üzere, her dönem için kayıt yaptırıp yaptırmadığına bakılmaksızın önlisans programlarını azami dört yıl, lisans programlarını azami yedi yıl, lisans ve yüksek lisans derecesini birlikte veren programları azami dokuz yıl, yüksek lisans programını azami üç yıl, doktora programını ise azami altı yıl içinde başarı ile tamamlayarak mezun olamayanlar, bu Kanunun 46 ncı maddesinde belirtilen koşullara göre ilgili döneme ait öğrenci katkı payı veya öğrenim ücretlerini ödemek koşulu ile öğrenimlerine devam etmek için kayıt yaptırabilir. Bu durumda, ders ve sınavlara katılma ile tez hazırlama hariç, öğrencilere tanınan diğer haklardan yararlandırılmaksızın öğrencilik statüleri devam eder.” hükmü yer almıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Davacının doktora eğitimine ilişkin azami süreyi tamamladığından bahisle kadro ile ilişiğinin kesilmesine ilişkin İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü’nün … gün ve … sayılı işleme ilişkin kısmın incelenmesi;
Dosyanın incelenmesinden, 31/12/2003 tarihinde göreve başlayan davacının görev süresinin 31/12/2012 tarihinde, 03/10/2006 tarihinde başladığı doktora programının azami yasal öğrenim süresinin ise 30/09/2012 tarihinde sona erdiği; davacının Kağıthane Devlet Hastanesi’nden almış olduğu 45 günlük sağlık kurulu raporu üzerine, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü tarafından, rapor süresince kaydının dondurulmasına ve geçen sürenin öğrenim süresine eklenmesine karar verilerek azami yasal öğrenim süresinin 15/12/2012 tarihine uzatıldığı; daha sonra yine aynı hastaneden aldığı 45 günlük sağlık kurulu raporu üzerine bu tarihin 29/01/2013 olarak belirlendiği; ardından aynı hastaneden aldığı 60 günlük sağlık kurulu raporu üzerine azami yasal öğrenim süresinin 29/03/2013 tarihine uzatıldığı görülmektedir.
2547 sayılı Kanun’un yukarıda yer verilen 50/d maddesinde lisansüstü öğretim yapan öğrencilerin her defasında bir yıl için olmak üzere öğretim yardımcılığı kadrolarından birine atanabilecekleri hükme bağlanmış olup, anılan maddeye göre yapılan atamalarla burs verilmeyen lisansüstü öğrencilerinin mali yönden desteklenmeleri amaçlanmıştır.
Öte yandan, 2547 sayılı Kanun’un 44. maddesinde 13/02/2011 tarihli ve 6111 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle, doktora programının azami altı yıl içinde başarı ile tamamlanması gerektiği belirtilmiştir.
Söz konusu düzenlemelerin değerlendirilmesinden; 2547 sayılı Kanun’un 50/d maddesi kapsamında 1 (bir) yıllık süreyle atanan lisansüstü öğretim yapan öğrencilerin, araştırma görevlisi kadrosundaki görev süresi ile lisansüstü öğretimdeki azami yasal süresinin birbirinden farklı olduğu anlaşılmaktadır.
Buna göre, lisansüstü öğretim süresi devam ederken araştırma görevlisi kadrosundaki görev süresi sona eren bir öğrencinin yeniden kadroya atanıp atanmamaları konusunda idarelerin takdir hakkı bulunduğunun, bu nedenle, ilgililerin kadroya atanması hususunda idarenin yargı kararı ile zorlanmasına hukuken olanak bulunmadığının kabulü gerekmektedir.
Uyuşmazlıkta, davacının aldığı sağlık kurulu raporları üzerine, raporlu olarak geçirilen sürelerin öğrenim süresine eklenerek azami yasal öğrenim süresinin uzatılmış olmasının, davacının kadrosundaki görev süresinin de buna bağlı olarak uzatılması sonucunu doğurmayacağı sonucuna ulaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmemiştir.
Bu itibarla, davacının kadro ile ilişiğinin kesilmesine ilişkin işlemin iptali yolundaki Daire kararının bu kısmında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının doktora eğitimine ilişkin azami süreyi tamamladığından bahisle kadro ile ilişiğinin kesilmesine ilişkin İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü’nün … gün ve … sayılı işlem yönünden de DAVANIN REDDİNE,
2. Dava, ret hükmü ile sonuçlandığından, ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam … TL yargılama giderinin davanın ret ile sonuçlanması nedeniyle davacı üzerinde bırakılmasına, temyiz aşamasında davalı İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü’nce yatırılan posta avansından kullanılan … TL’nin davacıdan alınarak, anılan idareye verilmesine,
3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca … TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idarelere verilmesine,
4. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra istemi halinde davacıya iadesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay Dava Daireleri Kurulu’na temyiz yolu açık olmak üzere,
22/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.