Danıştay Kararı 8. Daire 2019/7479 E. 2023/1609 K. 04.04.2023 T.

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2019/7479 E.  ,  2023/1609 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/7479
Karar No : 2023/1609

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Genel Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Mineral Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : .. Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Balıkesir İli, Manyas İlçesi sınırları içerisinde bulunan davacı şirkete ait ER:… SİCİL:… sayılı II(a) grubu maden işletme ruhsatının, “Maden Kanununun 13.maddesi uyarınca 17.02.2017 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere iptal edilmesine ve 2016 yılı ruhsat bedelinin %70’ine tekabül eden tutarın 14.781,00.-TL ve 2017 yılı ruhsat bedelinin %70’ine tekabül eden tutarın 15.347,00.-TL olarak tahakkuk ettirilmesine” ilişkin Maden İşleri Genel Müdürlüğünün … tarih ve E… sayılı işleminin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında; Olayda, dava konusu işlemin dayanağı olan “ilk uyarı yazısı niteliğindeki … tarih ve … sayılı yazının tebliğe çıkarılmasına rağmen tebliğinin gerçekleştirilememiş olması” gerekçesinin ileri sürüldüğü görülmekte ise de, dosyaya sunulan … barkod numaralı tebliğ alındısı incelendiğinde, kimden beyan alındığı belirtilmeksizin “tanınmıyor – iade” şerhiyle tebligatın iade edildiği, tebligat evrakında bunun dışında bir şerhin yer almadığı, ayrıca adresin kapalı olup olmadığı ya da adreste başka bir şirketin faaliyet gösterip göstermediğinin de kayıt altına alınmadığı görülmekte olup, mevzuatta öngörülen şekilde tüzel kişilere tebligat usulü uygulanmaksızın tebliğ mazbatası düzenlendiği, bu haliyle geçerli bir tebliğ işleminin varlığından söz edilemeyeceği gibi, anılan … tarih ve … sayılı ilk uyarı yazısının davacı şirkete ilanen tebligat yoluyla tebliğ edilebilmesi için gerekli prosedürlerin de tamamlanmadığı, “7201 sayılı Kanun’un 21. maddesi uyarınca tebligat yapılmasının mümkün olmaması, aynı Kanun’un 28/2. maddesi uyarınca yapılması gereken tahkikatlar sonucu davacının yeni adresinin de tespit edilememiş olması” durumunun olayda mevcut olmadığı, diğer bir ifadeyle “adres araştırması” ve “meçhul adres tespiti” yapılmaksızın ilanen tebligat yoluna gidildiği, ayrıca davacı şirketin adresinin meçhul olarak kabul edilmesi suretiyle yapılan tebligatın Kanun’un 29. maddesinde belirtildiği şekilde ilan edilmek suretiyle yapılması gerekirken, bu usule uyulmaksızın, sadece elektronik ortamda yayımlandığı açık olan ve bahsi geçen kriterlerinin tamamını karşılamayan “Resmi Gazete” aracılığıyla ilan edilmek suretiyle davacıya tebligat yapıldığı, Maden Kanunu uyarınca davacıya ait işletme ruhsatının, 2016 yılı ruhsat bedelinin yatırılmaması nedeniyle iptaline karar verilmiş ise de; davacıya ruhsat bedelini yatırmamış olmasının karşılığı olarak Kanunda belirlenen para cezasının verildiği dikkate alındığında, ruhsat bedelinin yatırılması için 3 aylık süre tanındığını belirtir ilk uyarı niteliğindeki işlemin davacıya usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği, dava konusu işlemin ruhsat iptaline ilişkin kısmında hukuka uyarlık bulunmadığı, her ne kadar dava konusu işlem öncesindeki ilk uyarı yazısı usulüne uygun olarak davacı şirkete tebliğ edilmemiş ise de, mevzuat gereğince her yıl Ocak ayı içerisinde Kanun gereği tahakkuk eden ve ödenmesi gereken ruhsat bedellerinin davacı şirketten tahsilinin zorunlu olduğu, müteakip işlemlerdeki tebliğ usulsüzlüğün de bu zorunluluğu ortadan kaldırmadığı, nitekim davacı şirket tarafından 2015 yılına kadar olan ruhsat harçlarından kaynaklı borçların Aksaray Vergi Dairesi nezdinde yapılandırıldığı, bu durumda, dava konusu işlem ile 2016 ve 2017 yılı ruhsat bedellerinden genel bütçeye gelir kaydedilecek olan %70’lik kısımların davacı şirketten tahsilinin öngörülmüş olmasında hukuka aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin, davacı şirketin maden ruhsatının iptaline ilişkin kısmı yönünden iptaline; “davacı şirketten 2016 ve 2017 yılı ruhsat bedellerinin genel bütçeye gelir kaydedilecek olan %70’lik kısımlarının tahsiline yönelik işlemlere” ilişkin kısmı yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf yoluyla kaldırılması istenilen İdare Mahkemesi kararında kanunda sayılan kaldırma nedenlerinin bulunmadığı belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından; S… sayılı ruhsat için 2016 yılı işletme ruhsat bedelinin yatırılmadığı, ruhsat bedelinini yatırılması gerektiğini belirten 29/06/2016 tarihli yazının ruhsat sahibi tarafından Genel Müdürlüğe beyan edilen adrese tebliğ edilememesi üzerine 09/11/2016 tarihli Resmi Gazetede yayımlandığı, yapılan tebligatın hukuka uygun olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davacı tarafından, işlemin iptaline dair Bölge İdare Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle,
1. Temyiz isteminin reddine,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, posta gideri avansından artan tutarın Mahkeme tarafından iadesine,
4. 2577 sayılı Kanunun 50. maddesi uyarınca onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen Bölge İdare Mahkemesine gönderilmesini teminen dosyanın İdare Mahkemesine gönderilmesine,
5. Kesin olarak, 04/04/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.