Danıştay Kararı 8. Daire 2019/7153 E. 2023/2350 K. 18.04.2023 T.

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2019/7153 E.  ,  2023/2350 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/7153
Karar No : 2023/2350

TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) : 1- …
2- …
3- …
4- …
5- …
6- …
7- …
8- …
9- …
10- …
11- …
12- …
VEKİLLERİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: …, …, …, : …, …, …, : …, …, …, …, … ve … plakaların sahibi olan davacılar tarafından, Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi Ticari Taksi (T Plaka) ve Taksi Durakları Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 6. maddesinin onüçüncü fıkrası ile 7. maddesinin beşinci fıkrasının, yönetmelik eki T Plaka Araçlar Yaptırım Cetvelinin 29. maddesi ve … tarihli ve … sayılı Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi Meclis Kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; ulaşım hizmetlerinin kamu hizmeti olduğu, kamu hizmetinin en belirgin özelliklerinin başında süreklilik unsurunun geldiği dikkate alındığında, bahse konu Yönetmeliğin 7 maddesinin 5. fıkrasının kamu hizmetinin devamlılığını sağlama amacı ile hukuka uygun olarak tesis edildiği, yine, anılan yönetmeliğe … tarih ve … sayılı Tekirdağ Büyükşehir Belediye Meclisi kararıyla kabul edilen 6. maddenin 13 bendiyle getirilen hükmün, anılan yönetmeliğin 7. maddesi 5.fıkrasına paralel olmakla beraber anılan maddeki ”vize ettirmeyenlerin” ibaresine ilave olarak ”almayan ve yenilemeyenlerin durak hakkı” ibaresi getirildiği, iptali istenen her iki maddenin de yürürlükte olduğu, başka bir deyişle sonradan getirilen maddenin önceki maddeyi ilga etmediği, her iki maddeki düzenleme amacının da aynı olduğu ve yenilemeyen ibaresi ile vize ettirmeyenlerin kast edildiği, ayrıca, Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi Ticari Taksi (T Plaka) ve Taksi Durakları Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 10. maddesinin 1. bendinde, “Taksi durak hakkı olan T plaka hak sahipleri için durak hakkı ve T plaka bir bütündür. Taksi durak hakkı tek başına devir yapılamaz” hükmüne yer verildiği, söz konusu madde metninde T plaka hak sahipleri için taksi durak hakkının ve T plakanın bir bütün olduğunun, yani herhangi bir taksi durağına kayıt yaptırmaksızın sadece T plaka hakkına sahip olmak tek başına ticari faaliyette bulunma hakkı vermediğinin ve ayrıca taksi durak hakkının T plaka olmaksızın tek başına devrinin yapılamayacağının belirtildiği dikkate alındığında, T plakalı araçların belli bir durağa bağlı olmaksızın ticari faaliyette bulunmasının önüne geçilerek, ulaşım hizmetlerinin belirli bir kurala bağlanmak istendiğinin amaçlandığından ve T plaka hakkı ile durak hakkının bir bütün olduğu düşünüldüğünde, … tarih ve … sayılı Büyükşehir Belediyesi Meclis kararıyla eklenen 6/13 maddesindeki ”durak hakkı” ilavesinin herhangi bir hak kaybına sebebiyet vermediği, bahse konu yönetmeliğin 6. maddesinin 13. bendinin de, kamu hizmetinin devamlılığını sağlama amacı ile hukuka uygun olarak tesis edildiği, yine, anılan yönetmelik eki T Plaka Araçlar Yaptırım Cetvelinin 29. maddesinin de, anılan yönetmeliğin 7. maddesi 5. fıkrası ile … tarih ve … sayılı Tekirdağ Büyükşehir Belediye Meclisi kararıyla kabul edilen 6. maddenin 13 bendin karşılığı yaptırım olarak, aynı amaç için düzenlediği ve her iki madenin de Mahkemece hukuka aykırı bulunmadıkları dikkate alındığında, anılan yönetmelik eki T Plaka Araçlar Yaptırım Cetvelinin 29. maddesinde de hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi kararında; istinaf başvurusuna konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davacılar vekili tarafından, müvekkillerinin T plaka sahibi oldukları, kazanılmış haklarının bulunduğu, dava konusu düzenleyici işlemlerin yetki, sebep, konu, amaç ve şekil yönünden sakat olduğu, T plakaların iptali konusunda kanunda düzenleme bulunmadığı, Kanunda olmayan bir yaptırımın yönetmelikle getirilemeyeceği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’UN DÜŞÜNCESİ : Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 17. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davacıların duruşma istemi yerinde görülmeyerek, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle,
1. Temyiz istemlerinin reddine,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan … TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davacılara, posta gideri avansından varsa artan tutarın Mahkeme tarafından ilgili tarafa iadesine,
4. 2577 sayılı Kanunun 50. maddesi uyarınca onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen Bölge İdare Mahkemesine gönderilmesini teminen dosyanın İdare Mahkemesine gönderilmesine,
5. Kesin olarak, 18/04/2023 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY :
(X-) Hukuk düzeninde normlar hiyerarşisi, Anayasa, kanun, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi, yönetmelik ve adsız düzenleyici işlemler olarak sıralanmakta; daha altta yer alan bir norm, kendisinden üstte bulunan norma aykırı hükümler getiremeyeceği gibi bir düzenlemenin hiyerarşik sıralamada daha altta bulunan bir düzenleme ile değiştirilememesi ve kaldırılamaması gerekmektedir. İdare Hukukunun temel ilkeleri uyarınca, normlar hiyerarşisinde kanunlar ve Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinden sonra gelen ve idarelerin, takdir yetkisini kullanarak yaptıkları yönetmelik, genelge, tebliğ, talimat gibi düzenleyici işlemler, bir üst hukuk kuralının uygulanmasını göstermek amacıyla ve onlara aykırı hükümler içermemek şartıyla açıklayıcı hükümler taşıyan, dayanağı mevzuatta yer alan hükümlere aykırı düzenleme içermeyen genel düzenleyici işlemlerdir.
Anayasa’nın 38. maddesinin birinci fıkrasında, “Kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz.” denilerek “suçun kanuniliği” ilkesi; üçüncü fıkrasında da “Ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri ancak kanunla konulur.” ifadesine yer verilerek “cezanın kanuniliği” ilkesi getirilmiştir. Anayasa’nın 38. maddesinde yer alan “suçta ve cezada kanunilik” ilkesi uyarınca, hangi eylemlerin yasaklandığı ve bu yasak eylemlere verilecek cezaların hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak biçimde kanunda gösterilmesi, kuralın açık, anlaşılır ve sınırlarının belli olması gerekmektedir. Kişilerin yasak eylemleri önceden bilmeleri gerektiği düşüncesine dayanan bu ilkeyle temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alınması amaçlanmaktadır.
Bir fiilin idarî yaptırıma konu edilebilmesi için, bu fiil kanunda açıkça tanımlanmalı veya kanunun kapsam ve koşulları bakımından belirlediği çerçeve kuralın içeriği, idarenin genel ve düzenleyici işlemleriyle doldurularak bu fiilin idarî yaptırımı gerektirdiği ortaya konulmalı, bir fiil nedeniyle uygulanacak yaptırımın türü, süresi ve miktarı ise kanunla belirlenmelidir.
Belirli normların sadece kanunlarla düzenlenebileceğini öngören kanunilik ilkesi, ceza hukukunda olduğu gibi idarî yaptırımlarda da uygulanması zorunlu olan bir ilkedir. Hangi fiillerin idarî yaptırım gerektirdiğinin kanunda açıkça tanımlanması, bunun doğal sonucu olarak bir eyleme yaptırım uygulanabilmesi için yaptırım uygulanacak eylemin belirli olması ve kıyas yoluyla yaptırıma başvurulamaması gerekmektedir.
Dava konusu işlem idari yaptırım niteliğinde olduğundan Anayasa’nın 38. maddesinde düzenlenen “suçta ve cezada kanunilik” ilkesine ve Anayasa’nın 128. maddesinin ikinci fıkrasında hükme bağlanan “kanuni düzenleme” ilkesine aykırılık oluşturacağı gerekçesiyle bozulması gerektiği görüşü ile çoğunluk kararına katılmıyorum.

KARŞI OY :
(XX)- Dava konusu işlem tarihinde yürürlükte olduğu haliyle 3011 sayılı Resmi Gazetede Yayımlanacak Olan Yönetmelikler Hakkında Kanunun 2. maddesinde, “Mahalli idarelerce düzenlenen ve bu idarelerin yetki ve görev alanlarına giren yönetmelikler, mahallinde çıkan gazete veya diğer yayın yolları ile ilan olunur.” düzenlemesine yer verildiği, davalı idare olan Tekirdağ Büyükşehir Belediyesinin 30/03/2014 tarihi itibariyle kurulduğu, sonrasında ulaşım işlerine yönelik düzenleme ve güncelleme çalışmalarına başladığı, dava konusu işleminde dayanağı olan Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi Ticari Taksi (T Plaka) ve Taksi Durakları Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliği çıkararak yerel gazetede yayımladığı anlaşılmaktadır. Ancak davalı idarenin ulaşım işlerine yönelik yeni düzenlemeler getirmesi sebebiyle daha öncesinde Büyükşehir Belediye sınırları içerisinde aktif olarak yolcu taşımacılığı yapan şoför esnafının mülkiyet gibi anayasal haklarını ilgilendiren söz konusu Yönetmeliğin, Resmi Gazetede Yayımlanacak Olan Yönetmelikler Hakkında Kanunun 2. maddesinde yer alan mahallinde çıkan gazete veya diğer yayın yolları hükmü uyarınca ilgili taraflara, yerel gazete ilanının yanında diğer yayın yolları ile de duyurulması, yeni düzenleme hakkında ticari yolcu taşımacılığı yapan kişilere ve meslek odalarına bilgilendirme yapılması gerektiği gerekçesiyle kararın bozulması görüşüyle çoğunluk kararına katılmıyorum.