Danıştay Kararı 8. Daire 2019/7149 E. 2020/3851 K. 29.09.2020 T.

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2019/7149 E.  ,  2020/3851 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/7149
Karar No : 2020/3851

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Üniversitesi Rektörlüğü – …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Manisa Celal Bayar Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü … Anabilim Dalı doktora öğrencisi iken, Enstitüsü Yönetim Kurulunun … tarih, … sayılı kararı ile doktora öğrencilik kaydı silinerek üniversite ile ilişiği kesilen davacının, doktora öğrenciliğine iadesi yönünde yaptığı 23/11/2017 tarihli başvurunun zımnen reddedilmesine ilişkin işlemin iptaline karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında; 18.08.2012 tarih ve 28388 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Yükseköğretim Kurumları Öğrenci Disiplin Yönetmeliği’nin 9. maddesinin (a) bendinde; “Mahkeme kararıyla kesinleşmiş olmak kaydıyla, suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, böyle bir örgütü yönetmek veya bu amaçla kurulan örgüte üye olmak, üye olmamakla birlikte örgüt adına faaliyette bulunmak veya yardım etmek” fiilinin yükseköğretim kurumundan çıkarma cezasını gerektiren disiplin suçları arasında sayıldığı, yukarıda aktarılan mevzuat hükümlerine göre, herhangi bir öğrencinin, suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, böyle bir örgütü yönetmek veya bu amaçla kurulan örgüte üye olmak, üye olmamakla birlikte örgüt adına faaliyette bulunmak veya yardım etmek fiillerini işlediğinin kesinleşmiş Mahkeme kararıyla ortaya konulması durumunda yükseköğretim kurumundan çıkarma cezası ile cezalandırılabileceği, davacı hakkında dava konusu işlemin sebebini oluşturan terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğuna yönelik kesinleşmiş mahkeme kararı bulunmadığı, bundan bahisle davacının doktora öğrenciliğinin sonlandırılmasına ilişkin işlemde hukuka uygunluk görülmediği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI :Davalı idare tarafından, davacının FETÖ/PDY terör örgütü ile olan bağlantısından dolayı yükseköğretim kurumundan çıkarıldığı, davacı hakkındaki işlemin kesinleştiği, kesinleşen işlemdeki gerekçeyi ortadan kaldıracak nitelikte bilgi belge içermeyen öğrenciliğe iade isteminin reddine ilişkin işlemin hukuka uygun olduğu ve temyiz isteminin kabulü gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğu, FETÖ/PDY yapılanması ile bağlantısının olmadığı, bylock kullanıcısı olmadığının savcılık soruşturması ile ortaya çıktığı, 30/10/2017 tarihinde tahliye olduğu, öğrencilikle ilişiğinin kesilmesine dayanak yapılan gerekçenin ortadan kalktığı belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
18.08.2012 tarihli ve 28388 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Yükseköğretim Kurumları Öğrenci Disiplin Yönetmeliğinin “Yükseköğretim Kurumundan Çıkarma Cezasını Gerektiren Disiplin Suçları” başlıklı 9/1-a maddesinde; “mahkeme kararıyla kesinleşmiş olmak kaydıyla, suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, böyle bir örgütü yönetmek veya bu amaçla kurulan örgüte üye olmak, üye olmamakla birlikte örgüt adına faaliyette bulunmak veya yardım etmek” fiilinin yükseköğretim kurumundan çıkarma cezası gerektirdiği düzenlemesine yer verilmiştir.
Yukarıda aktarılan mevzuat hükümlerine göre, herhangi bir öğrencinin, suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, böyle bir örgütü yönetmek veya bu amaçla kurulan örgüte üye olmak, üye olmamakla birlikte örgüt adına faaliyette bulunmak veya yardım etmek fiillerini işlediğinin Mahkeme kararıyla ortaya konulması ve söz konusu kararın kesinleşmesi durumunda yükseköğretim kurumundan çıkarma cezası ile cezalandırılabileceği açıktır.
Bu durumda, davacının suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, böyle bir örgütü yönetmek veya bu amaçla kurulan örgüte üye olmak, üye olmamakla birlikte örgüt adına faaliyette bulunmak veya yardım etmek fiillerinden herhangi biri ya da hepsini işlediğine veya bu yönde eylemde/faaliyette bulunduğuna dair adli yargı mahkemelerince verilen kesinleşmiş bir karar bulunmadığı, dolayısıyla ortada Yönetmeliğin 9/1-a maddesi uyarınca verilmiş böyle bir karar olmadan yükseköğretim kurumundan çıkarma cezası verilemeyeceği sonucuna ulaşılmıştır.
Diğer yandan, davacı hakkında Yükseköğretim Kurumları Öğrenci Disiplin Yönetmeliğinin 9/1-a maddesi uyarınca suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, böyle bir örgütü yönetmek veya bu amaçla kurulan örgüte üye olmak, üye olmamakla birlikte örgüt adına faaliyette bulunmak veya yardım etmek fiillerinden dolayı mahkumiyet hükmü kurulması ve söz konusu hükmün kesinleşmesi durumunda, idarece yeniden işlem tesis edilebileceği de açıktır.
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar sonucu itibarıyla sonucu itibarıyla usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle,
1. Temyiz isteminin reddine,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının yukarıda belirtilen açıklama ile ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 29/09/2020 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY:
(X)-Dava, Manisa Celal Bayar Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü … Anabilim Dalı doktora öğrencisi iken, FETÖ/PDY Terör Örgütünün kendi aralarında İletişim sağladıkları özel şifreli mesaj içeren yazılım programı Bylock kırmızı kullanıcısı olduğundan bahisle başlatılan disiplin soruşturması sonucunda Enstitü Yönetim Kurulu’nun … tarih, … sayılı kararı ile doktora öğrencilik kaydı silinerek üniversite ile ilişiği kesilen davacının, doktora öğrenciliğine iadesi yönünde yaptığı 23.11.2017 tarihli başvurunun zımnen reddine ilişkin işlemin iptaline karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
Dava dosyasının incelenmesinden; davacının Celal Bayar Universitesi Fen Bilimleri Enstitüsü … Anabilim Dalı doktora öğrenciliği ile ilişiğinin kesilmesine ilişkin … tarih, … sayılı Enstitü Yönetim Kurulu kararının … tarih ve … sayılı yazı ile davacıya bildirildiği, Yükseköğretim Kurumları Öğrenci Disiplin Yönetmeliği 26.maddede belirtilen 15 günlük süre içinde karara itiraz edilmediği, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 7. maddesinde düzenlenen yasal süre içinde dava açılmadığı; davacının vekili aracılığıyla 27.03.2017 tarihinde Enstitü kayıtlarına giren 20.02.2017 tarihli dilekçesi ile işlemin iptal edilmesi yönündeki başvurusunun …tarihli … sayılı yazı ile reddedildiği, bu kez davacının 13.09.2017 tarihinde Enstitü kayıtlarına giren 25.08.2017 tarihli dilekçesi ile kararın tekrar gözden geçirilmesini istediği, … tarihli … sayılı yazı ile kararın kaldırılmasını gerektiren bir durumun bulunmadığının davacıya bildirildiği, bunun üzerine davacının doktora öğrenciliğine geri döndürülmesi istemli 06.09.2017 tarihli dava dilekçesi ile açtığı davada … İdare Mahkemesi’nin … tarih, E:…, … sayılı karar ile dilekçe ret kararı verildiği, kararın 24.10.2017 tarihinde davacıya tebliğ edilmesine rağmen süresi içinde dilekçenin yenilenmediği, bu nedenle davanın reddine karar verildiği, kararın temyiz edilmeyerek kesinleştiği; son olarak davacının vekili aracılığıyla … tarih ve … sayı ile davalı idare kayıtlarına giren dilekçe ile hakkındaki tutuklama kararının … Sulh Ceza Hakimliği’nin … tarih … DİŞ sayılı kararı ile kaldırılarak tahliye edildiğinden bahisle doktora öğrenciliğine iadesine karar verilmesi istemiyle davalı idareye başvurduğu, başvurusunun zımnen reddi üzerine bu işlemin iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Davacının, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 10. maddesi uyarınca yeni oluşan hukuki duruma göre her zaman yeni bir başvuru yaparak başvurusu üzerine tesis edilen işleme karşı süresi içinde dava açma imkanı bulunmakla birlikte, artık bu davada kesinleşen ilk ilişik kesme işleminin irdelenmesi ve bu işlemin hukuka aykırılığına dayalı olarak değerlendirme yapılmasının mümkün olmadığı, bu davada yalnızca yeni oluşan hukuki durumun değerlendirilerek bu hukuki durumdan doğan bir hukuka uygunluk sebebi olması halinde işlemin iptaline karar verilmesi gerektiği açıktır. Aksi düşüncenin, tesis edildiği tarihte hukuka uygun olan veya dava açılmayarak kesinleşen işlemlerin süresiz şekilde iptal davası tehdidi altında bırakılmasına ve hukuki güvenliğin ortadan kaldırılmasına yol açacağı kuşkusuzdur.
Bakılan uyuşmazlıkta; davacının, doktora öğrencilik kaydı silinerek üniversite ile ilişiğinin kesilmesi işleminin süresinde dava açılmayarak kesinleştiği görülmektedir. Davacının, hakkındaki adli kontrol şartlı tahliye kararı üzerine öğrenciliğe iadesi istemi ile yaptığı 23.11.2017 tarihli başvurunun zımnen reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmayıp, kesinleşen ilk işlem değerlendirilmek suretiyle işlemin hukuka aykırı olduğundan bahisle verilen iptal yönündeki mahkeme kararında ise hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Bu nedenle, istemin zımnen reddine ilişkin dava konusu işlem hukuka uygun olduğundan işlemin iptali yönündeki mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunun reddine ilişkin temyiz istemine konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, … sayılı kararında hukuka uyarlık bulunmadığından kararın bozulması gerektiği görüşüyle çoğunluk kararına katılmıyorum.