Danıştay Kararı 8. Daire 2019/6837 E. 2023/1608 K. 04.04.2023 T.

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2019/6837 E.  ,  2023/1608 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/6837
Karar No : 2023/1608

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Madencilik Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Genel Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: İstanbul İli, Şişli İlçesi sınırları dahilinde bulunun Sicil … sayılı II(a) grubu (kumtaşı) işletme ruhsat sahasında ocak faaliyetinde bulunan davacı şirketin; davalı idarenin, ocak alanının işletme projesine uygun hale getirilmesini ihtar eden yazının tebliğ edildiği 13/05/2016 tarihinde 6 ay içinde gereğini yerine getirmediğinden bahisle 3213 sayılı Maden Kanunu’nun 29.maddesinin birinci fıkrası uyarınca “üretim faaliyetinin durdurulmasına” ve 62.743,00.-TL para cezası ile cezalandırılmasına; ayrıca, 13/05/2016 tarihinde tebliğ edilen yazıdan itibaren iki aylık süre içerisinde revize 2010 yılı 29.madde belgelerinin Genel Müdürlüğe verilmediği sebebiyle 3213 sayılı Maden Kanunu’nun 10. maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca 2018 yılı yeniden değerleme oranına göre 25.098,00.-TL para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden İşleri Genel Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı işleminin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; işletme faaliyetini 6 aylık süre içerisinde işletme projesine uygun hale getirmediği anlaşılan davacı şirket tarafından işletilen ocakta 3213 sayılı Maden Kanunu’nun 29.maddesinin birinci fıkrası uyarınca “üretim faaliyetinin durdurulmasında” hukuka aykırılık görülmediği, işletme faaliyetini 6 aylık süre içerisinde işletme projesine uygun hale getirmediği anlaşılan davacı şirket adına 3213 sayılı Maden Kanunu’nun 29.maddesinin birinci fıkrası uyarınca 62.743,00.-TL para cezası ile cezalandırılmasında da hukuka aykırılık bulunmadığı, Davacıya 13/05/2016 tarihinde tebliğ edilen Maden İşleri Genel Müdürlüğü’nün … tarih ve E:… sayılı yazısında; “ayrıca S:73193 sıyılı ruhsat sahası için 2010 yılı FBF ve SBF’nun 2011 yılına devreden stoğun 100.000 ton olacak şekilde revize edilerek 2 (iki) ay içerisinde Genel Müdürlüğe verilmesi, aksi halde 3213 sayılı Maden Kanununun 10.maddesi gereğince işlem yapılacağı” hususunda davacı şirket uyarıldığı halde, tanınan iki aylık süre içerisinde talep edilen belgelerin Genel Müdürlüğe verilmediğinin anlaşıldığı, Her ne kadar, davacı tarafından, idarece talep edilen belgelerin 14/07/2016 tarihli dilekçe ekinde verildiği belirtilmekte ise de, davalı idarece 2010 yılına ilişkin belgeler talep edildiği halde davacı tarafından bahsi geçen dilekçe ekinde 2011 yılına ait belgelerin iki aylık süre geçirildikten sonra verildiği görüldüğünden, davacının, idarece talep edilen 2010 yılına ilişkin belgeleri sunmadığı açık olup, bu durumda; beyanlarındaki hata ve noksanlıkları idarece tanınan iki aylık sürede gidermeyen davacı şirket adına 3213 sayılı Maden Kanunu’nun 10.maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca kesilen 25.098,00.-TL para cezasında da hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, tespiti yapılan eksikliğin giderildiği, ancak zamanında tespit yapılmadığı, 2010 yılına dair devredden stoğun bulunmadığı, bu ibarenin FBF’ da dikkate alındığı ancak SBF’ da dikkate alınmadığı, FBF’ da sehven bunun yazıldığı kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davalı idare tarafından, can ve mal güvenliğine aykırı tehlike arz eden durumun tespiti üzerine mevzuat uyarınca tesis edilen işlemin hukuka uygun olduğu, güvenlik önlemlerini aldığını belirten davacının herhengi bir teknik belge sunmadığı belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 17. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davacının duruşma istemi yerinde görülmeyerek ve dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle,
1. Temyiz isteminin reddine,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, posta gideri avansından artan tutarın Mahkeme tarafından iadesine,
4. 2577 sayılı Kanunun 50. maddesi uyarınca onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen Bölge İdare Mahkemesine gönderilmesini teminen dosyanın İdare Mahkemesine gönderilmesine,
5. Kesin olarak, 04/04/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.