Danıştay Kararı 8. Daire 2019/6812 E. 2023/754 K. 22.02.2023 T.

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2019/6812 E.  ,  2023/754 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/6812
Karar No : 2023/754

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Genel Müdürlüğü
VEKİLİ : …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLLERİ : Av. … – Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … gün ve E:… , K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Kırşehir Polis Meslek Eğitim Merkezi Müdürlüğü’nde öğrenim görmekte iken, kullandığı telefonunda bylock uygulaması bulunduğu gerekçesiyle ilişiği kesilen davacı tarafından, ilgili uygulamanın mor beyin vasıtası ile telefonuna indiğinden bahisle okula kaydının tekrar yapılması istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptali istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:… , K:… sayılı kararda; silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan davacı hakkında yürütülen soruşturma sonucu açılan davada … Ağır Ceza Mahkemesinin … tarihli ve E…. K…. sayılı kararı ile davacının beraatine karar verildiği, bu kararın 04/05/2018 tarihinde kesinleştiği görülmüş olup yukarıda anılan Yönetmelik maddesinde bahsolunan hakkında adli kovuşturma bulunmak halinin bu aşamada mevcut olmadığı dikkate alındığında, Polis Meslek Eğitim Merkezinde davacının kaydının yenilenmesi talebinin reddine ilişkin dava konusu işlemde mevzuata uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, dava konusu işlemin mevzuata uygun olarak tesis edildiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davacı tarafından, istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … ‘NIN DÜŞÜNCESİ : … Ağır Ceza Mahkemesinin … tarihli ve E…. K…. sayılı kararı ile davacının beraatine karar verildiği, bu kararın 04/05/2018 tarihinde kesinleştiği görülmüş olduğundan ve davacının davalı idareye yaptığı başvurunun yeni açılan bir sınava ilişkin başvuru olmayıp, beraat kararı nedeniyle hakkında tesis edilen işlemin iptal edilmesi talebine ilişkin olduğu anlaşıldığından, temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan … Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra ve dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY :
Kırşehir Polis Meslek Eğitim Merkezi Müdürlüğü’nde (POMEM) eğitim gören davacı, okulda eğitim görmekte iken “bylock” isimli uygulamayı telefonuna indirdiği gerekçesiyle gözaltına alınmıştır. Bunun üzerine davacı hakkında yapılan incelemede, “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan Kırşehir Cumhuriyet Başsavcılığı’nca soruşturma açıldığı tespit edilmiş ve Kırşehir Polis Meslek Eğitim Merkezi Müdürlüğü Yönetim Kurulu’nun … tarih ve … sayılı kararıyla davacının POMEM’den ilişiğinin kesilmesine karar verilmiştir. İlgili karar Polis Akademisi Başkanlığının 27/09/2017 tarihli Olur işlemi ile de kesinleşmiştir. … Ağır Ceza Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davacının anılan suçtan beraat etmesi üzerine, davacı tarafından 16/01/2018 tarihli dilekçe ile 27/09/2017 tarihli Polis Akademisi Başkanlığı işleminin iptal edilerek yeniden kaydının yapılması istemiyle yapılan başvurunun … tarih ve … sayılı Polis Akademisi Başkanlığı işlemi ile reddedilmesi üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

İLGİLİ MEVZUAT:
Özel Harekat Birimlerinde İstihdam Edilmek Üzere Polis Meslek Eğitim Merkezlerine Alınacak Öğrencilerin Giriş Şartları ve Eğitim Öğretimlerine İlişkin Usul ve Esaslar’ın “adaylarda aranılacak nitelikler” başlıklı 7. maddesinde ” (1) Özel harekat eğitimi verilen POMEM’lere başvuracak adaylarda.. e) 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile, adayın kendisinin ve evli ise eşinin;1) Kasten işlenen bir suçtan dolayı hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş olsa dahi bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına mahkûm olmamak, 2) Affa uğramış veya hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş olsa bile devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama, kaçakçılık veya cinsel dokunulmazlığa karşı suçlardan dolayı mahkûm olmamak veya bu suçlardan dolayı devam etmekte olan bir soruşturma veya kovuşturma bulunmamak veya kovuşturması uzlaşma ile neticelenmemiş olmak… i) Sağlık Yönetmeliği hükümleri hariç, polis eğitim kurumlarından çıkarılmamış olmak….”, “İntibak eğitimi” başlıklı 17. Maddesinde “(1) POMEM’lere geçici kaydı yapılan adaylar Başkanlığın belirleyeceği takvim doğrultusunda intibak eğitimine tabi tutulurlar. Bu süre içinde POMEM Müdürlükleri tarafından Sağlık Yönetmeliği hükümlerine göre sağlık kurulu raporları aldırılır. Ayrıca, intibak eğitimi başlangıcından itibaren adayların güvenlik soruşturmaları ve arşiv araştırmaları yaptırılır. Yapılan güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması ile ilgili sonuçlar Yüksekokul Yönetim Kurulunca değerlendirilerek karara bağlanır…”, “İntibak eğitimi döneminde POMEM’den çıkma veya çıkarılma” başlıklı 20. maddesinde “(1) Adaylar, intibak eğitiminin herhangi bir aşamasında POMEM Müdürlüğüne yazılı başvuruları ile yüksekokuldan çıkma isteklerini bildirerek ayrılabilirler. Çıkan adayların geri dönme istekleri kabul edilmez. Sağlık Yönetmeliği hükümleri hariç, POMEM’den çıkarılan adaylar bir daha POMEM giriş sınavlarına başvuruda bulunamazlar. Bu durum, çıkarılan adaylara yazılı olarak tebliğ edilir. (3) 7 inci maddede sayılan nitelikleri taşımadıkları anlaşılan adayların ilişikleri, POMEM Müdürünün teklifi ve Başkanın onayıyla kesilir…” düzenlemelerine yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Uyuşmazlık, Polis Meslek Eğitim Merkezinden çıkarılan davacının yargılandığı davada beraat ettiğinden bahisle okuldan çıkarma kararının iptal edilerek yeniden kaydının yapılması isteminden kaynaklanmaktadır.
Özel Harekat Birimlerinde İstihdam Edilmek Üzere Polis Meslek Eğitim Merkezlerine Alınacak Öğrencilerin Giriş Şartları ve Eğitim Öğretimlerine İlişkin Usul ve Esaslar’ın “adaylarda aranılacak nitelikler” başlıklı 7. maddesinde; “Sağlık Yönetmeliği hükümleri hariç, polis eğitim kurumlarından çıkarılmamış olmak” ve “İntibak eğitimi döneminde POMEM’den çıkma veya çıkarılma” başlıklı 20. maddesinde yer alan “Sağlık Yönetmeliği hükümleri hariç, POMEM’den çıkarılan adaylar bir daha POMEM giriş sınavlarına başvuruda bulunamazlar.” hükümleri bulunmaktadır.
Davacının ilişiğinin kesilmesine ilişkin 27/09/2017 tarihli Polis Akademisi Başkanlığı işlemine dava açmadığı ve anılan işlemin kesinleşmesi karşısında, davacının 16/01/2018 tarihli dilekçe ile 27/09/2017 tarihli Polis Akademisi Başkanlığı işleminin geri alınarak yeniden kaydının yapılması istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin isteme karşın dava açtığı açıktır.
Bu itibarla, yukarıda belirtilen mevzuat dikkate alındığında daha önce Polis Meslek Eğitim Merkezinden ilişiği kesilen davacının yeniden kaydının yapılmayacağı açık olup, dava konusu işlemde hukuka aykırılık, dava konusu işlemin iptaline yönelik Mahkeme kararını onayan Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesine uygun bulunan temyiz isteminin kabulüne,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın yukarıda belirtilen Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesine,
4. Kesin olarak 22/02/2023 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY :
(X)- Dava, Kırşehir Polis Meslek Eğitim Merkezi Müdürlüğü’nde öğrenim görmekte iken, kullandığı telefonunda bylock uygulaması bulunduğu gerekçesiyle ilişiği kesilen davacı tarafından, ilgili uygulamanın mor beyin vasıtası ile telefonuna indiğinden bahisle okula kaydının tekrar yapılması istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, Kırşehir Polis Meslek Eğitim Merkezi Müdürlüğü’nde (POMEM) eğitim gören davacı, okulda eğitim görmekte iken “bylock” isimli uygulamayı telefonuna indirdiği gerekçesiyle gözaltına alınmıştır. Bunun üzerine davacı hakkında yapılan incelemede, “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan Kırşehir Cumhuriyet Başsavcılığı’nca soruşturma açıldığı tespit edilmiş ve Kırşehir Polis Meslek Eğitim Merkezi Müdürlüğü Yönetim Kurulu’nun … tarih ve … sayılı kararıyla davacının POMEM’den ilişiğinin kesilmesine karar verilmiştir. İlgili karar Polis Akademisi Başkanlığı’nın 27/09/2017 tarihli Olur işlemi ile de kesinleşmiştir. … Ağır Ceza Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davacının anılan suçtan beraat etmesi üzerine, davacı tarafından 16/01/2018 tarihli dilekçe ile 27/09/2017 tarihli Polis Akademisi Başkanlığı işleminin iptal edilerek yeniden kaydının yapılması istemiyle yapılan başvurunun … tarih ve … sayılı Polis Akademisi Başkanlığı işlemi ile reddedilmesi üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Dava konusu uyuşmazlığın dayanağının ceza yargılaması ile bağlantısı olması nedeniyle uyuşmazlığın çözümlenebilmesi için özelde ceza yargılaması genelde hukukun temel ilkeleri açısından bazı kavramların irdelenerek açıklanması gerekmektedir.
Ceza Muhakemesi Kanununun 2. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde; Sanık; kovuşturmanın başlamasından itibaren hükmün kesinleşmesine kadar suç şüphesi altında bulunan kişi; (f) bendinde de Kovuşturma; iddianamenin kabulüyle başlayıp hükmün kesinleşmesine kadar geçen evre olarak tanımlanmış devamı maddelerinde yargılamanın nasıl yapılacağına ilişkin ayrıntılı düzenlemeler yapılmıştır. Yargılamanın sonucunda hangi hallerde beraat kararı verileceği beraat kararlarının niteliğini de ortaya koyacak şekilde düzenlenmiştir.
Yerleşik yargı içtihatlarına göre ceza yargılamasının amacı, somut gerçeğin hiçbir şüpheye yer verilmeyecek şekilde saptanmasıdır.Bu doğrultuda sanığın suçluluğu yönündeki iddia araştırılarak suçlu ya da suçsuz olduğu ortaya konulmaktadır.
Ceza yargılamasını yönlendiren temel ilkelerden biri olan masumiyet karinesi, bir suçtan dolayı kovuşturulan kişinin suçluluğu yapılan yargılama sonucu verilen karar ile sabit bulunmadıkça suçlu sayılmaması anlamına gelmektedir.
Masumiyet karinesi, ülkemizinde taraf olduğu İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin 11/1. maddesi ile İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesinin 6/2. maddesinde adil yargılanma hakkının kapsamı içinde tanımı yapılmış bir haktır. Bu karine CMK da açıkça düzenlenmemiş olmakla birlikte Anayasamızda düzenleme altına alınmıştır.
Anayasamızda Temel Haklar ve Ödevlerin düzenlendiği İkinci Kısmın Birinci Bölümünün “Temel hak ve hürriyetlerin kullanımının durdurulması” başlıklı 15/2. maddesinde, savaş, seferberlik ve olağanüstü hallerde dahi durdurulması, ihlal edilmesi mümkün olmayan haklar arasında suçsuzluk karinesi de sayılmıştır. Yine aynı kısmın Kişinin Hakları ve Ödevlerini düzenleyen İkinci Bölümünün “Suç ve cezalara ilişkin esaslar ” başlıklı 38/4. maddesinde de; “suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar kimse suçlu sayılamaz” kuralına yer verilmiştir. Anayasada yer alış şekli ile bu karine, genel bir ilke olarak belirlenmiştir.
Anayasa Mahkemesi (Barış Baş, B. No: 2016/14253, 2/7/2020, § 49) kararında; “… Adil yargılanma hakkının bir unsuru olan masumiyet karinesinin sağladığı güvencenin iki boyutu bulunmaktadır. Güvencenin ilk boyutu kişi hakkındaki ceza yargılaması sonuçlanıncaya kadar geçen, bir başka ifadeyle kişinin ceza gerektiren bir suçla itham edildiği (suç isnadı altında olduğu) sürece ilişkin olup suçlu olduğuna dair hüküm tesis edilene kadar kişinin suçluluğu ve eylemleri hakkında erken açıklamalarda bulunulmasını yasaklar. Güvencenin bu boyutunun kapsamı sadece ceza yargılamasını yürüten mahkemeyle sınırlı değildir. Güvence aynı zamanda diğer tüm idari ve adli makamların da işlem ve kararlarında, suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar kişinin suçlu olduğu yönünde ima ya da açıklamalarda bulunmamasını gerekli kılar. Dolayısıyla sadece suç isnadına konu ceza yargılaması kapsamında değil ceza yargılaması ile eş zamanlı olarak yürütülen diğer hukuki süreç ve yargılamalarda da (idari, hukuk, disiplin gibi) masumiyet karinesinin ihlali söz konusu olabilir (Galip Şahin, B. No: 2015/6075, 11/6/2018, § 39). Güvencenin ikinci boyutu ise ceza yargılaması sonucunda mahkûmiyet dışında bir hüküm kurulduğunda devreye girer ve daha sonraki yargılamalarda ceza gerektiren suçla ilgili olarak kişinin masumiyetinden şüphe duyulmamasını, kamu makamlarının toplum nezdinde kişinin suçlu olduğu izlenimini uyandıracak işlem ve uygulamalardan kaçınmasını gerektirir…” değerlendirmesine yer vermiştir.
Bu açıklamalardan anlaşılacağı üzere masumiyet karinesi, sanığın, soruşturma/kovuşturma sonucunda suçu kanıtlanmadan suçlu kabul edilmesini önleyerek suçsuz olduğu varsayımı ile hareket edilmesini sağlayan, korunması gereken dokunulmaz temel bir hak olarak Anayasamızda güvence altına alınmıştır.
Bu açıklamalar karşısında masumiyet karinesinin, hukukun genel bir ilkesi olmasının yanı sıra hukuk devletinin doğal ve zorunlu bir sonucu olduğu ve insan haklarına saygı prensibine dayandığı açıktır.
Gerek tarafı olduğumuz sözleşmelerde gerek Anayasamızda korunması gerekli temel bir hak olarak belirlenmiş olan masumiyet karinesi, yargılama organları dışında tüm resmi makamları ve üçüncü kişileri de bağlayan temel bir ilkedir. Bu bakımdan henüz soruşturma/kovuşturması devam eden bir kişi açısından adil yargılanma hakkı kapsamında masumiyet karinesi olarak tanınmış bir hakkı ihlal eden, onu suçlu gösteren ya da suçlu gibi işlem görmesine neden olan her türlü işlem ve eylemin hukuken kabul edilemez olduğu tartışmasızdır.
Nitekim, davacı hakkında polis meslek eğitim merkezi öğrencisi olmasına engel bir suçtan dolayı ceza soruşturması devam ettiğinden bahisle okuldan ilişiğinin kesilmesine karar verildiği, ancak daha sonra yapılan yargılama sonucu … Ağır Ceza Mahkemesi’nin … tarih ve E:… K:… sayılı kararı ile davacının son güncellenen “bylock” listesinde adına kayıtlı telefon numarasının “bylock” programına kaydının bulunmadığı üzerine atılı suçu işlemediği tespit edilerek beraatine karar verildiği görülmüştür. Bu nedenle davacı hakkında tesis edilen Polis Meslek Eğitim Merkezinden ilişiğinin kesilmesine dair işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Öte yandan, Özel Harekat Birimlerinde İstihdam Edilmek Üzere Polis Meslek Eğitim Merkezlerine Alınacak Öğrencilerin Giriş Şartları ve Eğitim Öğretimlerine İlişkin Usul ve Esaslar’ın “adaylarda aranılacak nitelikler” başlıklı 7. maddesinde; “Sağlık Yönetmeliği hükümleri hariç, polis eğitim kurumlarından çıkarılmamış olmak” ve “İntibak eğitimi döneminde POMEM’den çıkma veya çıkarılma” başlıklı 20. maddesinde yer alan “Sağlık Yönetmeliği hükümleri hariç, POMEM’den çıkarılan adaylar bir daha POMEM giriş sınavlarına başvuruda bulunamazlar.” hükümleri bulunmaktadır.
Aktarılan hükümler, Polis Meslek Eğitim Merkezlerince açılan sınavlar üzerine yeniden başvuru yapacaklar adaylarda aranılacak şartlara ilişkin olup, davacı tarafından yapılan başvurunun ise, yeni açılan bir sınava ilişkin başvuru olmayıp, beraat kararı nedeniyle hakkında tesis edilen işlemin iptal edilmesi talebine ilişkin olduğu anlaşıldığından oluşan yeni hukuki durum nedeniyle yapılan başvurunun yukarıda aktarılan mevzuat hükümleri kapsamında değerlendirilemeyeceği açıktır.
Aksi bir yorumun ise, … Ağır Ceza Mahkemesi’nin … tarih ve E:… K:… sayılı kararında da belirtildiği üzere atılı suçu işlemediği ve aleyhine başka bir delil bulunmayan davacı hakkında tesis edilen ve açıkça hukuka aykırı olan işlem nedeniyle ortaya çıkan hukuka aykırılığın giderilememesi sonucunu doğuracağı da izahtan varestedir. Ayrıca ilk derece mahkemesi kararı üzerine davacı eğitimine devam etmiş ve eğitim sonu mülakat sınavından başarılı olarak polis memuru olarak atanmıştır.
Bu durumda temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi kararının yukarıda belirtilen gerekçe ile onanması gerektiği oyu ile çoğunluk kararına katılmıyoruz.