Danıştay Kararı 8. Daire 2019/6783 E. 2023/685 K. 17.02.2023 T.

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2019/6783 E.  ,  2023/685 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/6783
Karar No : 2023/685

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av…

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Üniversitesi
VEKİLİ : Av…

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi …. İdari Dava Dairesinin … tarih ve E…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Yüzüncü Yıl Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü’nde 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 34. maddesi kapsamında sözleşmeli yabancı uyruklu öğretim elemanı olarak görev yapan davacı tarafından, 2017 yılında hizmet sözleşmesinin yenilenmemesine ilişkin … tarih ve … sayılı yazı ile bildirilen … tarih ve … sayılı Yüzüncü Yıl Üniversitesi Yönetim Kurulu kararının iptali ile işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal hakların yasal faiziyle birlikte ödenmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile; davacının, görev yaptığı Sosyoloji Bölüm Başkanlığı’nın “2017 yılı itibariyle gerek lisans gerek lisansüstü programlarımızda dersler sorunsuz yürütüldüğünden dolayı yabancı uyruklu statüde öğretim üyesi ihtiyacımız bulunmamaktadır.” şeklindeki … tarih ve …. sayılı görüş yazısı ile Edebiyat Fakültesi Yönetim Kurulu’nun davacının görev süresinin uzatılmaması yönünde … tarih ve … sayılı kararı ile getirilen teklif uyarınca, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Yönetim Kurulu’nun … tarih ve … sayılı kararı ile 2017 yılı için sözleşmesinin yenilenmemesine karar verildiği, ayrıca davacı hakkında terör örgütüne destek iddiasıyla başlatılan soruşturma sonucunda üniversite yönetim kurulu kararıyla davacının kamu görevinden çıkarıldığı, bu işlemin iptali istemiyle … İdare Mahkemesinin E:… sayılı dosyasında açılan davanın derdest olduğu, Yükseköğretim kurumlarında sözleşme ile yabancı uyruklu öğretim elemanları görevlendirilebileceği açık olup sözleşmeli çalışma ilişkisi kurulmasının amacının ise idareye personel seçiminde esneklik sağlanması olduğu, bu bağlamda idareye sözleşme imzalayacağı yabancı uyruklu öğretim elemanını seçmesi ve sözleşme süresinin bitiminde yenilenmesi hususlarında takdir yetkisi tanındığı, idarenin bu yetkiyi kadro ve ihtiyaç durumu ile öğretim elemanına ilişkin özel durumları değerlendirerek kullanabileceği, bunun yanında idarenin yeni dönem için yeniden sözleşme imzalamaya yargı kararı ile zorlanamayacağı, bu kapsamda davacının görev yaptığı bölümde 2017 yılı için hizmetine ihtiyaç duyulmadığı ve ayrıca davacının kamu görevinden çıkarılmasına karar verildiği hususları da göz önünde bulundurulduğunda, davacının 2017 yılı için hizmet sözleşmesinin yenilenmemesine ilişkin olarak tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı, davacı tarafından, daha önce sözleşmesinin yenilenmemesine ilişkin olarak açılan davada verilen iptal kararına rağmen, söz konusu mahkeme kararı uygulanmayarak sözleşmesinin yeniden yenilenmemesine karar verildiği ileri sürülmekte ise de; davacının sözleşmesinin yenilenmemesine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptali istemiyle Mahkemenin E:… sayılı dosyasında açılan davada, … tarih ve K:… sayılı karar ile söz konusu işlemin iptaline karar verildiği, ancak bahsi geçen işlemin davacının 2016 yılı için sözleşmesinin yenilenmemesine ilişkin olduğu, işbu davanın ise davacının 2017 yılı için sözleşmesinin yenilenmemesinden kaynaklandığı ve her sözleşme yılı bitiminde sözleşmenin yenilenip yenilenmeyeceği hususunun idare tarafından yeniden değerlendirileceği açık olduğundan, davacının bu iddiasına itibar edilmediği, dava konusu işlemin hukuka uygunluğunun ortaya konulmuş olması karşısında, davacının tazminat talebinin de reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, önceki mahkeme kararına rağmen göreve başlatılmadığı, yargı kararlarının uygulanmasının Anayasal ve yasal zorunluluk olduğu, kararın uygulanmamasının adil yargılanma hakkının ve mahkemeye erişim hakkının ihlali anlamına geldiği, Mahkemenin bir önceki davanın 2016 yılı için bu davanın ise 2017 yılı için açıldığı bu nedenle ayrı bir durum olduğu değerlendirmesinin hatalı olduğu, ilk mahkeme kararında davacının hizmetine ihtiyaç bulunduğunun belirtildiği, takdir hakkının kamu yararı ve hizmet gereklerine uygun olarak kullanılması gerektiği, göreve son verme işleminin hukuken meşru ve somut hiç bir sebebe dayanmadığı, kendisi hakkında soruşturma açılmadığı, disiplin cezası almadığı, savunmasının alınmadığı, kamu görevinden çıkarıldığını savunma dilekçesinden öğrendiği, buna karşı açılan davalarında derdest olduğu, ihtiyaç olmasına rağmen hizmete son vermenin sosyal devlet ilkesi ile de bağdaşmadığı, kamu hizmetinin sürekliliği ve düzenliliğinin korunmasının kamu görevlisine sağlanacak görev güvencesi ile gerçekleşebileceği, işlemin kamu hizmetinin devamlılığı ve bütünlüğü, kariyer ve liyakat ilkelerine aykırı olduğu, idarenin takdir yetkisini kötüye kullandığı ve hakkaniyete aykırı davrandığı, başarılı olmadığı ya da ihtiyaç olmadığına dair somut bilgi belge olmadığı, üniversite kadrosunda derslerini verebilecek başka bir hoca olmadığı, işlemin Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı olduğu, “Bu suça ortak olmayacağız” başlıklı bildiriyi imzalaması nedeni ile Anayasa Mahkemesi’ne başvurması sonucunda ifade özgürlüğü hakkının ihlal edildiğine karar verildiği ve sonrasında … Ağır Ceza Mahkemesince de beraat kararı verildiği ve kararın kesinleştiği, hukuki güvenlik ilkesi olduğu ve Anayasa Mahkemesi kararlarının bağlayıcı olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, ilk Mahkeme kararı üzerine davacının yoksun kaldığı parasal hakların kendisine ödendiği, davacının hizmetine ihtiyaç olmadığından görev süresinin uzatılmadığı, ilk Mahkeme kararının Danıştay tarafından bozulduğu ve ısrar kararı üzerine tekrar Danıştay’da olduğu, terör örgütüne destek dolayısıyla yürütülen soruşturma sonucunda davacının kamu görevinden çıkarıldığı ve görevine devam etme olanağının olmadığı, istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NİN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle,
1. Temyiz isteminin reddine,
2. … Bölge İdare Mahkemesi …. İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, posta gideri avansından artan tutarın Mahkeme tarafından iadesine,
4. 2577 sayılı Kanunun 50. maddesi uyarınca onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen Bölge İdare Mahkemesine gönderilmesini teminen dosyanın İdare Mahkemesine gönderilmesine,
5. Kesin olarak, 17/02/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.