Danıştay Kararı 8. Daire 2019/6735 E. 2020/5892 K. 23.12.2020 T.

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2019/6735 E.  ,  2020/5892 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/6735
Karar No : 2020/5892

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …Başkanlığı …/ …
VEKİLİ : Av. …

DAVANIN KONUSU :
Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi öğrencisi olan davacı tarafından, 18.08.2012 gün ve 28388 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren, Yükseköğretim Kurumları Öğrenci Disiplin Yönetmeliği’nin,
1.4. maddesinin 1. fıkrasının (a), (b) ve (c) bendlerinin;
2. 5. maddesinin 1. fıkrasının (a), (c) ve (ç) bendlerinin;
3. 6. maddesinin 1. fıkrasının (b), (c), (ç), (e) ve (f) bendlerinin;
4. 7. maddesinin 1. fıkrasının (ç), (d) ve (f) bendlerinin;
5. 8. maddesinin 1. fıkrasının (ç), (e), (f) ve (g) bendlerinin;
6. 9. maddesinin 1. fıkrasının (b) ve (c) bendlerinin;
7. 10. maddesinin; 12. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendinin;
8. 13. maddesinin 1. fıkrasındaki “Soruşturmanın bu süre içerisinde bitirilememesi halinde soruşturmacı, gerekçeli olarak ek süre verilmesi talebinde bulunur. Soruşturma açmaya yetkili disiplin amiri, uygun bulduğu taktirde soruşturma süresini uzatabilir.” şeklindeki cümlelerin ve 3. fıkrasındaki, “Ancak, disiplin amir veya kurulunun, bir adli yargı hükmüne ihtiyaç duyduğu hallerde; zamanaşımı süresi adli yargı hükmünün kesinleştiği günden itibaren başlar. Söz konusu ihtiyaç, yetkili disiplin amir veya kurulunun alacağı bir karar ile tespit edilir.” şeklindeki cümlelerinin;
9. 15. maddesinin 2. fıkrasının “Yazılı savunma sunulduktan sonra soruşturmacı öğrenciye ek sorular yöneltebilir.” şeklindeki ikinci cümlesinin;
10. 16. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “ve alınan savunma” ibaresinin;
11. 18. maddesinin 2. fıkrasının; 4. fıkrasında yer alan “rektörlük tarafından yürütülen soruşturmalarda ise üniversite yönetim kurulu” ibaresinin ve 5. fıkrasındaki “rektör” ibaresinin;
12. 25. maddesinin 1. fıkrasında yer alan ” Disiplin cezası vermeye yetkili amir veya kurul kararlarında hangi tarihten itibaren uygulanacağı belirtilmediği takdirde” ibaresinin;
13. 26. maddesinin 2. fıkrasının “Red halinde, disiplin kurulu veya yetkili disiplin amiri red gerekçesini göz önünde bulundurarak itirazı karara bağlar.” şeklindeki son cümlesinin iptali istemidir.

DAVACININ İDDİALARI :
Anayasa’nın 38. maddesindeki kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesine, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 54. maddesine ve Anayasa Mahkemesi içtihatlarına aykırı olduğu, idarenin yönetmelikle disiplin suçları ihdas ettiği ileri sürülmektedir.

DAVALININ SAVUNMASI :
Davacı hakkında tesis edilmiş bir işlem olmadığından davanın öncelikle ehliyet yönünden reddi gerektiği, öğrenci disiplin işleriyle ilgili 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 54. maddesinde genel düzenleme yapıldığı ve aynı Yasanın 65. maddesinin (a) bendinin 9. alt bendinde, öğrencilerin disiplin işlemleri, disiplin amirlerinin yetkileri ve disiplin kurullarının teşkili ve çalışması ile ilgili hususların yönetmelikle düzenlenebileceğinin hükme bağlandığı, Yönetmeliğin daha özgürlükçü ve katılımcı bir yapıya izin veren, ifade ve örgütlenme hürriyetini yasaklamak yerine, sadece yükseköğretim kurumunun iç disiplinini sağlamayı hedefleyen bir bakış açısıyla hazırlandığı, keyfiliğe yol açabilecek ve yöneticiler tarafından istismar edilebilecek soyut hükümlerin ayıklanarak suç tiplerinin olabildiğince somutlaştırılmaya çalışıldığı, ağır cezaların hafifletildiği, özellikle çıkarma cezası ağır suç teşkil eden fiillerle sınırlandırıldığı belirtilerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanun uyarınca Danıştay dava dairelerinin ilk derece mahkemesi olarak verdiği kararların bozulması halinde ısrar hakkı bulunmadığından, İdari Dava Daireleri Kurulunun bozma kararında yer alan gerekçelerle, Yönetmeliğin 12. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendi; 18. maddesinin 2. fıkrası; aynı maddenin 4. fıkrasında geçen “rektörlük tarafından yürütülen soruşturmalarda ise üniversite yönetim kurulu” ibaresi ve 5.fıkrasındaki “rektör” ibaresi, 13. maddesinin 3. fıkrasının “…Ancak, disiplin amir veya kurulunun, bir adli yargı hükmüne ihtiyaç duyduğu hallerde; zamanaşımı süresi adli yargı hükmünün kesinleştiği günden itibaren başlar. Söz konusu ihtiyaç, yetkili disiplin amir veya kurulunun alacağı bir karar ile tespit edilir.” şeklindeki cümlelerine ilişkin kısmı yönünden iptal kararı verilemesi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI : …
DÜŞÜNCESİ : Dava; … Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi öğrencisi olan davacı tarafından, 18/08/2012 günlü, 28388 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren, Yükseköğretim Kurumları Öğrenci Disiplin Yönetmeliği’nin, 4. maddesinin 1. fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinin; 5. maddesinin 1. fıkrasının (a), (c) ve (ç) bentlerinin; 6. maddesinin 1. fıkrasının (b), (c), (ç), (e) ve (f) bentlerinin; 7. maddesinin 1. fıkrasının (ç), (d) ve (f) bentlerinin; 8. maddesinin 1. fıkrasının (ç), (e), (f) ve (g) bentlerinin; 9. maddesinin 1. fıkrasının (b) ve (c) bentlerinin; 10. maddesinin; 12. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendinin; 13. maddesinin 1. fıkrasındaki “Soruşturmanın bu süre içerisinde bitirilememesi halinde soruşturmacı, gerekçeli olarak ek süre verilmesi talebinde bulunur. Soruşturma açmaya yetkili disiplin amiri, uygun bulduğu taktirde soruşturma süresini uzatabilir.” cümlelerinin ve 3. fıkrasındaki, “Ancak, disiplin amir veya kurulunun, bir adli yargı hükmüne ihtiyaç duyduğu hallerde; zamanaşımı süresi adli yargı hükmünün kesinleştiği günden itibaren başlar. Söz konusu ihtiyaç, yetkili disiplin amir veya kurulunun alacağı bir karar ile tespit edilir.” şeklindeki cümlelerinin; 15. maddesinin 2. fıkrasının “Yazılı savunma sunulduktan sonra soruşturmacı öğrenciye ek sorular yöneltebilir.” şeklindeki ikinci cümlesinin; 16. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “ve alınan savunma” ibaresinin; 18. maddesinin 2. fıkrasının; 4. fıkrasında yer alan “rektörlük tarafından yürütülen soruşturmalarda ise üniversite yönetim kurulu” ibaresinin ve 5. fıkrasındaki “rektör” ibaresinin; 25. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “Disiplin cezası vermeye yetkili amir veya kurul kararlarında hangi tarihten itibaren uygulanacağı belirtilmediği takdirde” ibaresinin; 26. maddesinin 2. fıkrasının “Red halinde, disiplin kurulu veya yetkili disiplin amiri red gerekçesini göz önünde bulundurarak itirazı karara bağlar.” şeklindeki son cümlesinin iptali istemiyle açılmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 46’ncı maddesinin 1’inci fıkrasında; Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarına karşı Danıştayda temyiz yoluna başvurulabileceği, 49’uncu maddesinin 2’nci fıkrasında, temyiz incelemesi sonunda Danıştayın; görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması, hukuka aykırı karar verilmesi ve usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması, sebeplerinden dolayı incelenen kararı bozacağı; 4’üncü fıkrasında, Danıştayın ilk derece mahkemesi olarak baktığı davaların temyizen incelenmesinde bu madde ile ısrar hariç 50’nci madde hükümlerinin kıyasen uygulanacağı, hükme bağlandığından; ilk derece mahkemesi sıfatıyla bakılan davaların temyiz incelemesi sonucu ilgili dava daireleri kurulunca; usul veya esas bakımından yeninden bir araştırma, inceleme yapılmasını veya maddi ve hukuki olayın yeninden yorumlanmasını gerektirmeyecek şekilde verilen bozma kararlarına karşı, ilk kararı veren Danıştay dava dairesine “ısrar hakkı” tanınmamıştır. Dolayısıyla, kararı bozulan Danıştay dava dairesi, bozma kararına uymak zorundadır.
Dosyanın incelenmesinden, Yükseköğretim Kurumları Öğrenci Disiplin Yönetmeliği’nin yukarıda yer verilen maddelerinin iptali istemiyle açılan davada; Danıştay Sekizinci Dairesinin 09/05/2016 günlü, E:2012/9483, K:2016/4594 sayılı kararıyla; Yönetmeliğin 13. maddesinin 1. fıkrasının son cümlesi yönünden iptaline, dava konusu diğer maddeler yönünden ise reddine karar verildiği; bu kararın taraflarca karşılıklı olarak temyizi üzerine, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 19/04/2017 günlü ve E:2016/4019, K:2017/1660 sayılı kararıyla; dava konusu Yönetmeliğin 4. maddesinin 1. fıkrasının (a), (b), (c); 5. maddesinin 1. fıkrasının (a), (c), (ç); 6. maddesinin 1. fıkrasının (b), (c), (ç), (e), (f); 7. maddesinin 1. fıkrasının (ç), (d), (f); 8. maddesinin 1. fıkrasının (ç), (e), (f), (g); 9. maddesinin 1. fıkrasının (b), (c) bentleri, 10.maddesi, 13.maddesinin 1. fıkrasındaki “Soruşturmanın bu süre içerisinde bitirilememesi halinde soruşturmacı, gerekçeli olarak ek süre verilmesi talebinde bulunur. Soruşturma açmaya yetkili disiplin amiri, uygun bulduğu taktirde soruşturma süresini uzatabilir.” cümleleri, 15. maddesinin 2. fıkrasının “…Yazılı savunma sunulduktan sonra soruşturmacı öğrenciye ek sorular yöneltebilir.” şeklindeki ikinci cümlesi, 16.maddesinin 1.fıkrasında yer alan “… ve alınan savunma” ibaresi ve 25. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “Disiplin cezası vermeye yetkili amir veya kurul kararlarında hangi tarihten itibaren uygulanacağı belirtilmediği takdirde” ibaresine ilişkin kısımları ile 26. maddesinin 2. fıkrasının “Red halinde, disiplin kurulu veya yetkili disiplin amiri red gerekçesini göz önünde bulundurarak itirazı karara bağlar.” şeklindeki son cümlesi yönünden onandığı; Yönetmeliğin 12.maddesinin 1.fıkrasının (d) bendi; 18.maddesinin 2.fıkrası; aynı maddenin 4.fıkrasında geçen “rektörlük tarafından yürütülen soruşturmalarda ise üniversite yönetim kurulu” ibaresi ve 5.fıkrasındaki “rektör” ibaresi, 13.maddesinin 3.fıkrasının “…Ancak, disiplin amir veya kurulunun, bir adli yargı hükmüne ihtiyaç duyduğu hallerde; zamanaşımı süresi adli yargı hükmünün kesinleştiği günden itibaren başlar. Söz konusu ihtiyaç, yetkili disiplin amir veya kurulunun alacağı bir karar ile tespit edilir.” şeklindeki cümlelerine ilişkin kısmı yönünden bozulduğu; davalı idarenin kararın düzeltilmesi isteminin ise, Kurulun 15/05/2019 günlü ve E:2018/26, K:2019/2314 sayılı kararı ile reddedildiği anlaşılmaktadır.
Buna göre, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun yukarıda sözü edilen maddeleri uyarınca Danıştay dava dairelerinin ilk derece mahkemesi olarak verdiği kararların bozulması halinde ısrar olanağı bulunmadığından, İdari Dava Daireleri Kurulunun bozma kararında yer alan gerekçelerle, Yönetmeliğin 12.maddesinin 1.fıkrasının (d) bendi; 18.maddesinin 2.fıkrası; aynı maddenin 4.fıkrasında geçen “rektörlük tarafından yürütülen soruşturmalarda ise üniversite yönetim kurulu” ibaresi ve 5.fıkrasındaki “rektör” ibaresi, 13.maddesinin 3.fıkrasının “…Ancak, disiplin amir veya kurulunun, bir adli yargı hükmüne ihtiyaç duyduğu hallerde; zamanaşımı süresi adli yargı hükmünün kesinleştiği günden itibaren başlar. Söz konusu ihtiyaç, yetkili disiplin amir veya kurulunun alacağı bir karar ile tespit edilir.” şeklindeki cümlelerine ilişkin kısmı yönünden iptali gerekeceği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ SÜREÇ :
Uyuşmazlıkta; Dairemizce verilen 09.05.2016 gün ve E:2012/9483, K:2016/4594 sayılı karar, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 19.04.2017 gün ve E:2016/4019, K:2017/1660 sayılı kararı ile dava konusu Yönetmeliğin 4. maddesinin 1. fıkrasının (a), (b), (c); 5. maddesinin 1. fıkrasının (a), (c), (ç); 6. maddesinin 1. fıkrasının (b), (c), (ç), (e), (f); 7. maddesinin 1. fıkrasının (ç), (d), (f); 8. maddesinin 1. fıkrasının (ç), (e), (f), (g); 9. maddesinin 1. fıkrasının (b), (c) bentleri, 10.maddesi, 16.maddesinin 1.fıkrasında yer alan “… ve alınan savunma” ibaresi ve 25. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “Disiplin cezası vermeye yetkili amir veya kurul kararlarında hangi tarihten itibaren uygulanacağı belirtilmediği takdirde” ibaresine ilişkin kısımları yönünden davacının temyiz isteminin reddi ile anılan kısımlar yönünden Daire kararının onanmasına, Yönetmeliğin 10. maddesi yönünden oyçokluğu, diğer maddeler yönünden oybirliği ile; Yönetmeliğin 12.maddesinin 1.fıkrasının (d) bendi; 18.maddesinin 2.fıkrası; aynı maddenin 4.fıkrasında geçen “rektörlük tarafından yürütülen soruşturmalarda ise üniversite yönetim kurulu” ibaresi ve 5.fıkrasındaki “rektör” ibaresi, 13.maddesinin 3.fıkrasının “…Ancak, disiplin amir veya kurulunun, bir adli yargı hükmüne ihtiyaç duyduğu hallerde; zamanaşımı süresi adli yargı hükmünün kesinleştiği günden itibaren başlar. Söz konusu ihtiyaç, yetkili disiplin amir veya kurulunun alacağı bir karar ile tespit edilir.” şeklindeki cümlelerine ilişkin kısmı yönünden davacının temyiz isteminin kabulü ile belirtilen kısımlar yönünden Daire kararının bozulmasına oyçokluğu ile, Yönetmeliğin 15. maddesinin 2. fıkrasının “…Yazılı savunma sunulduktan sonra soruşturmacı öğrenciye ek sorular yöneltebilir.” şeklindeki ikinci cümlesi ile 26. maddesinin 2. fıkrasının “Red halinde, disiplin kurulu veya yetkili disiplin amiri red gerekçesini göz önünde bulundurarak itirazı karara bağlar.” şeklindeki son cümlesi yönünden davacının temyiz isteminin reddi ile bu kısımlar yönünden Daire kararının yukarıda belirtilen açıklamalarla onanmasına oybirliği ile, Yönetmeliğin 13.maddesinin 1. fıkrasındaki “Soruşturmanın bu süre içerisinde bitirilememesi halinde soruşturmacı, gerekçeli olarak ek süre verilmesi talebinde bulunur. Soruşturma açmaya yetkili disiplin amiri, uygun bulduğu taktirde soruşturma süresini uzatabilir.” cümlelerinin iptali yönünden; davalı idarenin temyiz isteminin reddi ile Daire kararının belirtilen kısım yönünden onanmasına karar verilmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 46. maddesinin 1. fıkrasında, Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının Danıştay’da temyiz edilebileceği; 2575 sayılı Kanunun 38. maddesinde, İdari Dava Daireleri Kurulunca idari dava dairelerinden ilk derece mahkemesi olarak verilen kararların temyizen inceleneceği; 2577 sayılı Kanunun 49. maddesinin 4. fıkrasında da, Danıştayın ilk derece mahkemesi olarak baktığı davaların temyizen incelenmesinde bu madde ile ısrar hariç 50. madde hükümlerinin kıyasen uygulanacağı kurala bağlanmıştır.
Bozma kararı gözönünde bulundurularak, yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.
Yönetmeliğin 12. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendi; 18. maddesinin 2. fıkrası; aynı maddenin 4. fıkrasında geçen “rektörlük tarafından yürütülen soruşturmalarda ise üniversite yönetim kurulu” ibaresi ve 5. fıkrasındaki “rektör” ibaresine yönelik kısmının incelenmesi;
2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 54. maddesinin (b) bendinde, “Bir fakülte, enstitü veya yüksekokulun içinde veya dışında öğrencilerin işlemiş oldukları disiplin suçlarından dolayı soruşturma yapmaya ve doğrudan gerekli cezayı vermeye veya disiplin kuruluna sevketmeye ilgili fakülte dekanı, enstitü veya yüksekokul müdürü yetkilidir.” hükmü yer almaktadır.
Kanunda yer alan bu düzenlemede, yükseköğretim öğrencileri ile ilgili disiplin soruşturması açmaya ve disiplin cezası vermeye ya da disiplin kuruluna sevketmeye yetkili olanların, fakülte dekanı, enstitü veya yüksekokul müdürü olarak belirlendiği, bunların arasında üniversite rektörlerinin sayılmadığı görülmektedir.
Bu bağlamda, müşterek alan veya mekanlarda toplu öğrenci eylemleri ile ilgili olarak disiplin soruşturması açmaya ve uyarma, kınama ve yükseköğretim kurumlarından bir aya kadar uzaklaştırma cezası vermeye yetkili amir olarak üniversite rektörlerinin sayılmasına, ayrıca rektörlük tarafından yürütülen soruşturmalarda üniversite yönetim kurulunun disiplin kurulu olarak görev yapmasına ilişkin hükümler içeren anılan düzenlemeler, üst hukuk normu olan 2547 sayılı Kanun’un 54. maddesinin (b) bendine aykırı olduğu anlaşılmıştır.
Yönetmeliğin 13. maddesinin 3. fıkrasının “…Ancak, disiplin amir veya kurulunun, bir adli yargı hükmüne ihtiyaç duyduğu hallerde; zamanaşımı süresi adli yargı hükmünün kesinleştiği günden itibaren başlar. Söz konusu ihtiyaç, yetkili disiplin amir veya kurulunun alacağı bir karar ile tespit edilir.” cümlelerine yönelik kısmının incelenmesi;
Davacı tarafından, 13. maddenin 3. fıkrasında yer alan hükmün, keyfi uygulamalara imkan verecek bir düzenlenme olduğu, idareye geniş takdir yetkisi tanıdığı, ceza mahkemesi kararının kesinleşmesinin çok uzun sürdüğü, düzenlemenin, Yönetmeliğin 17. maddesinde yer alan “Aynı olaydan dolayı, öğrenci hakkında ceza kovuşturmasının başlamış olması, disiplin soruşturmasını geciktirmez. Öğrenci hakkında ceza kovuşturması açılmış olması, kanuna göre mahkûm olması veya olmaması disiplin cezasının verilmesine engel teşkil etmez.” hükmü ile çeliştiği ileri sürülmektedir.
Dava konusu bu kural ile, kamu düzeninden olan zamanaşımı süresinin işlemeye başlaması, bir adli yargı hükmünün kesinleşmesine bağlanmakta ve buna karar verme yetkisi de, yetkili disiplin amir veya kuruluna verilmektedir. Hangi olaylarda adli yargı hükmünün kesinleşmesinin bekleneceğine ilişkin herhangi bir kriter de bulunmayıp, bu konu tamamen yetkili disiplin amiri veya kurulunun takdirine bırakılmıştır.

Bu durumda, dava konusu kural, kamu yararına aykırılık teşkil etmekte ve aynı zamanda Yönetmeliğin yukarıda anılan 17. maddesi ile de çelişmekte olduğundan, hukuka aykırı olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
18.08.2012 gün ve 28388 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren, Yükseköğretim Kurumları Öğrenci Disiplin Yönetmeliği’nin,
1. 12. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendinin İPTALİNE,
2. 18. maddesinin 2. fıkrası; aynı maddenin 4. fıkrasında geçen “rektörlük tarafından yürütülen soruşturmalarda ise üniversite yönetim kurulu” ibaresi ve 5. fıkrasındaki “rektör” ibaresinin İPTALİNE,
3. 13. maddesinin 3. fıkrasında yer alan “…Ancak, disiplin amir veya kurulunun, bir adli yargı hükmüne ihtiyaç duyduğu hallerde; zamanaşımı süresi adli yargı hükmünün kesinleştiği günden itibaren başlar. Söz konusu ihtiyaç, yetkili disiplin amir veya kurulunun alacağı bir karar ile tespit edilir.” cümlesinin İPTALİNE,
4. Davada, kısmen iptal, kısmen de davanın reddine karar verildiğinden, aşağıda dökümü yapılan … TL yargılama giderinin … TL kısmının davacı üzerinde bırakılmasına ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca duruşmalı dosyalar için öngörülen … TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine, yargılama giderlerinin diğer kısmı olan …. TL’nin ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca … TL vekalet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine,
5. Temyiz aşamasında, davacı ve davalı Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerilerinde bırakılmasına,
6. Kararın düzeltilmesi aşamasında davalı tarafından yapılan … TL yargılama giderinin davalının üzerinde bırakılmasına,
7. Posta gideri avansından artan tutarın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra istemi halinde davacıya iadesine,
8. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere,
23/12/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.