Danıştay Kararı 8. Daire 2019/6501 E. 2023/2050 K. 13.04.2023 T.

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2019/6501 E.  ,  2023/2050 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/6501
Karar No : 2023/2050

TEMYİZ EDENLER : 1- (DAVACI) … İnş. Taah. Nak. San. Tic. A.Ş.
VEKİLİ : Av. …
2- (DAVALI) … Genel Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı uhdesinde bulunan … nolu II-A grup (kalker) işletme ruhsat sahasına ilişkin olarak, Devlet hakkına esas olan emsal ocak başı satış fiyatının hesaplanmasında satış bilgi formlarının revize edilmesi üzerine hesaplanan 2010, 2011, 2012, 2013, 2014, 2015, 2016 yıllarına ait Madenlerden Devlet Haklarına ilişkin tutarların tahakkuk ettirilerek yatırılması istemine dair … tarih ve … sayılı işlemin ”Madenlerden Devlet Hakkı tahakkuk ve tahsiline” ilişkin kısmının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: 2012, 2013 ve 2014 yılları için devlet hakkının usulüne uygun bir şekilde emsal belirlenmek sureti ile yapıldığı, yine 2015 ve 2016 yılları için de Maden İşleri Genel Müdürlüğü’nce Devlet Hakkı alacaklarının hesabına esas olmak üzere madenlerin ocak başı fiyatının belirlenerek ilan edildiği ve bu işleme karşı dava açılmadığı, dolayısı ile 2015 ve 2016 yılı devlet hakkının da bu işlem esas alınarak tesis edildiği görüldüğünden, davacının beyan ettiği fiyatın davalı idarece revize edilerek idare tarafından belirlenen devlet hakkı alacağının ödenmesinin davacıdan istenilmesine ilişkin dava konusu işlemin; 2012, 2013, 2014, 2015 ve 2016 yılları devlet hakkının istenilmesine ilişkin kısmında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşıldığı; dava konusu işlemin 2010 ve 2011 yıllarına ilişkin Devlet haklarının yatırılmasının istenilmesine ilişkin kısmı yönünden, 6183 sayılı Kanun’un 102. maddesi uyarınca vadesinin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren 5 yıl içinde tahsil edilmeyen amme alacağının zamanaşımına uğrayacağı, dava konusu işlemle istenilen 2010 ve 2011 yıllarına ilişkin Devlet haklarının vadelerinin 30/6/2011 ve 30/06/2012 olduğu, bu tarihlerden itibaren 5 yıllık zamanaşımı süreleri geçtikten sonra dava konusu işlemle istenilen 2010 ve 2011 yıllarına ilişkin Devlet haklarının zaman aşımına uğradığı anlaşıldığından, işlemin bu yıllara ilişkin kısımlarının ise zamanaşımı nedeniyle iptali gerektiği gerekçesiyle, işlemin 2010 ve 2011 yıllarına ilişkin Devlet haklarının yatırılmasının istenilmesine ilişkin kısım yönünden iptaline, davanın 2012, 2013, 2014, 2015 ve 2016 yıllarına ilişkin Devlet haklarının yatırılmasının istenilmesine ilişkin kısmının ise reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, davalı idarece emsal fiyat belirleme çalışmalarının usulüne uygun biçimde yapılmadığı, 2010, 2011, 2012 ve 2013 yıllarına ait Devlet haklarının da zamanaşımına uğradığı, temyize konu kararın bu sebeplerle bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
Davalı idare tarafından ise, devlet haklarına ilişkin eksikliklerin, 22.11.2017 tarihli olurla görevlendirilen mahallinde tetkik heyetince hazırlanan 26.12.2017 tarihli rapor ile tespit edildiği, bu durumda 2010 ve 2011 yıllarına ilişkin Devlet haklarının zamanaşımına uğrmadığı, temyize konu kararın bu yönden bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NIN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle,
1. Temyiz isteminin reddine,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, posta gideri avansından artan tutarın Mahkeme tarafından iadesine,
4. 2577 sayılı Kanunun 50. maddesi uyarınca onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen Bölge İdare Mahkemesine gönderilmesini teminen dosyanın İdare Mahkemesine gönderilmesine,
5. Kesin olarak, 13/04/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.