Danıştay Kararı 8. Daire 2019/6330 E. 2023/73 K. 20.01.2023 T.

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2019/6330 E.  ,  2023/73 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/6330
Karar No : 2023/73

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALILAR : 1- … Bakanlığı
VEKİLİ : …
2- … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …
3- … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. ..
4- … Bakanlığı
VEKİLİ : …
5- … Valiliği
VEKİLİ : Av. …
6- … Kaymakamlığı
VEKİLİ : Av. …

DAVANIN KONUSU :
1. Servis şoförü olan davacı tarafından, servis şoförlüğü yapmasının yasaklanmasına ilişkin … tarih ve … sayılı Muratpaşa İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü işleminin, bu işlem uyarınca servis şoförlüğü yapmasının mümkün olmadığı hususunun bildirilmesine ilişkin bila tarih ve… sayılı Başöğretmen Atatürk Ortaokulu Müdürlüğü işleminin ve bu işlemin kaldırılmasına yönelik itirazın reddine ilişkin … tarih ve … sayılı Muratpaşa İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü işleminin,
2. Anılan işlemlere dayanak oluşturan ve 25/10/2017 tarih ve 30221 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Okul Servis Araçları Yönetmeliği’nin 9/1-b bendinin iptali istenilmektedir.

DAVACININ İDDİALARI :
Davacı tarafından; dava konusu edilen bireysel işlemler öncesinde 12.11.2018 tarihinde … Asliye Ceza Mahkemesince yasaklanmış hakların geri verilmesine karar verildiği ve sabıka kaydının silindiği, dava konusu edilen Yönetmeliğin dayanağı olan yasal hükümlerde affa uğramış olsa bile veya memnu hakların iadesine karar verilmiş olsa bile Yönetmelik’te yer alan mahkumiyet kararlarının servis şoförlüğüne engel olacağına dair düzenlemeye yer verilmediği ve anılan Yönetmelik hükmünün temel hak ve özgürlüklerin ancak Kanun ile sınırlandırılabileceğine ilişkin Anayasal hükme aykırılık teşkil ettiği ileri sürülmektedir.

DAVALI İDARELERİN SAVUNMALARI :
DAVALI … BAKANLIĞI’NIN SAVUNMASI : Okul servis aracı şoförlerinin taşıdığı öğrencilerin yaş grubu dikkate alındığında güvenli ve düzenli taşıma faaliyeti yapılabilmesi için okul servis aracı şoförlüğü yapacaklar yönünden özel ve istisnai düzenlemeler getirilmesinde kamu yararı ve hizmet gereklerinin gözetildiği ve anılan düzenlemelerin üst hukuk normlarına ve hukuka uygun olduğu savunulmaktadır.

DAVALI … BAKANLIĞI’NIN SAVUNMASI : Dava konusu Yönetmelik maddesinde Türk Ceza Kanununa göre hangi kişilerin servis şoförü olamayacağına yönelik düzenleme yapıldığı, çocukların taşınması ile ilgili her türlü faaliyetin hassasiyet ve duyarlılık içinde yürütülerek taşıma güvenliğinin sağlanmasının önem taşıdığı, okul öncesi eğitim ve zorunlu eğitim kapsamında bulunan öğrenciler ile kreş, gündüz bakımevleri ve çocuk kulüplerine devam eden çocukların taşıma faaliyetlerinin düzenli ve güvenli hale getirilmesi amacıyla kamu yararı gözetilerek hazırlanan dava konusu Yönetmelik maddesinin hukuka uygun olduğu savunulmaktadır.

DAVALI … BAKANLIĞI’NIN SAVUNMASI : Dava konusu Yönetmeliğin ilgili maddelerinde Çocuk Haklarına Dair Sözleşme ile Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın çocukların korunmasına yönelik önerdiği tedbirler çerçevesinde düzenlemeler yapıldığı, çocuklar için pozitif ayrımcılık yapılması gerektiği, yapılan düzenlemenin genel kapsayıcı bir düzenleme olmadığı, korunmaya muhtaç, ülkenin geleceğini teşkil eden çocukların okullarına güvenli bir şekilde gidip gelmelerini sağlamaya yönelik olduğu ve sadece okul servis araçlarını kapsadığı ileri sürülerek dava konusu düzenlemenin hukuka uygun olduğu savunulmaktadır.

DAVALI … BAKANLIĞI’NIN SAVUNMASI : Dava konusu edilen düzenleme ile şoförler ve okul servis araçlarındaki rehber personelin her yıl yaptıkları göreve uygun olup olmadığına dair kontrol mekanizması getirildiği, okul servis taşımacılığının gerektiği şekilde güvenli ve sağlıklı şekilde yapılabilmesi amacıyla anılan Yönetmelik düzenlemesinin yapıldığı ileri sürülerek dava konusu düzenlemenin hukuka uygun olduğu savunulmaktadır.

… VALİLİĞİ’NİN SAVUNMASI : Davacının … Asliye Ceza Mahkemesi’nin … tarihli, E:…, K:… sayılı kararı ile kaçakçılık suçundan mahkum olduğu hususunun sabit olduğu ileri sürülerek dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu savunulmaktadır.

… KAYMAKAMLIĞI’NIN SAVUNMASI : Davacının … Asliye Ceza Mahkemesi’nin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararı ile kaçakçılık suçundan mahkum olduğu hususunun sabit olduğu ileri sürülerek dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : 25/10/2017 tarih ve 30221 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Okul Servis Araçları Yönetmeliği’nin 9/1-b bendinin iptali istemi yönünden davanın reddine, diğer kısımlar yönünden dava konusu işlemlerin iptaline karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI : …
DÜŞÜNCESİ : Servis şoförü olan davacı tarafından, servis şoförlüğü yapmasının yasaklanmasına ilişkin … tarih ve … sayılı Muratpaşa İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü işleminin, bu işlem uyarınca servis şoförlüğü yapmasının mümkün olmadığı hususunun bildirilmesine ilişkin bila tarih ve … sayılı Başöğretmen Atatürk Ortaokulu Müdürlüğü işleminin, bu işlemin kaldırılmasına yönelik itirazın reddine ilişkin … tarih ve … sayılı Muratpaşa İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü işleminin, anılan işlemlere dayanak oluşturan Okul Servis Araçları Yönetmeliği’nin 9/1-b bendinin iptali istenilmektedir.
Dava konusu Yönetmelik maddesinde Türk Ceza Kanununa göre hangi kişilerin servis şoförü olamayacağına ilişkin Çocuk Haklarına Dair Sözleşme ile Anayasa’mızın çocukların korunmasına yönelik önerdiği tedbirler çerçevesinde düzenleme yapıldığı, çocukların taşınması ile ilgili her türlü faaliyetin hassasiyet ve duyarlılık içinde yürütülerek taşıma güvenliğinin sağlanmasının önem taşıdığı, okul öncesi eğitim ve zorunlu eğitim kapsamında bulunan öğrenciler ile kreş, gündüz bakımevleri ve çocuk kulüplerine devam eden çocukların taşıma faaliyetlerinin düzenli ve güvenli hale getirilmesi amacıyla kamu yararı gözetilerek hazırlanan dava konusu Yönetmelik maddesinin ve buna dayanılarak tesis edilen işlemlerin hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davanın reddine karar verilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY:
Dava; servis şoförü olan davacı tarafından, servis şoförlüğü yapmasının yasaklanmasına ilişkin … tarih ve … sayılı Muratpaşa İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü işleminin, bu işlem uyarınca servis şoförlüğü yapmasının mümkün olmadığı hususunun bildirilmesine ilişkin bila tarih ve …sayılı Muratpaşa Kaymakamlığı Başöğretmen Atatürk Ortaokulu Müdürlüğü işleminin ve bu işlemin kaldırılmasına yönelik itirazın reddine ilişkin … tarih ve … sayılı Muratpaşa İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü işleminin ve anılan işlemlere dayanak oluşturan ve 25/10/2017 tarih ve 30221 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Okul Servis Araçları Yönetmeliği’nin 9/1-b bendinin iptali istenilmektedir.
Dosyanın incelenmesinden; Başöğretmen Atatürk Ortaokulu Müdürlüğü’nün Muratpaşa İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne hitaben yazdığı …tarih ve … sayılı yazıdan suç kaydı olanlardan Mahkeme kararları istenilmesine rağmen anılan okulda servis şoförü olarak çalışan davacının Mahkeme kararını kuruma teslim etmemesi nedeniyle görevine son verildiği, Muratpaşa İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün … tarih ve …sayılı yazısı ile Okul Servis Araçları Yönetmeliği’nin 5. maddesi ile 9. maddesinde belirtilen suçlardan kayıtlarının bulunduğu tespit edilen kişilere ait isim listesinin gönderildiği ve okullarda çalışacak personelin işe başlama aşamasında ekteki listenin kontrol edilmesi suretiyle Yönetmeliğin anılan maddeleri doğrultusunda değerlendirme yapılması gerektiği, davacının 30.04.2019 tarihli dilekçeyle okul müdürlüğüne yaptığı başvurusunda servis şoförü olarak görev yapma isteminde bulunduğu ve anılan dilekçeye ek olarak adli sicil kaydı ve adli sicil arşiv kaydının bulunmadığına ilişkin belgeyi sunduğu, anılan başvuruya istinaden İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün … tarih ve … sayılı yazısı gereğince davacının servis şoförlüğü yapmasının mümkün olmadığına ilişkin bila tarih ve … sayılı Muratpaşa Kaymakamlığı Başöğretmen Atatürk Ortaokulu Müdürlüğü işleminin tesis edildiği, bunun üzerine davacının 15.05.2019 tarihli dilekçeyle Antalya İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne itirazen başvuru yaptığı, Antalya İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün … tarih ve … sayılı yazısı ilgi gösterilerek Muratpaşa İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün … tarih ve … sayılı işlemi ile davacının Yönetmelikte belirtilen şartları taşımadığı gerekçesiyle göreve iadesinin uygun bulunmaması üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

İLGİLİ MEVZUAT:
4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu’nun “Yönetmelik” başlıklı 34. maddesinde, bu Kanunun yürürlüğe girmesinden itibaren altı ay içinde, taşımacılık faaliyeti yapmak isteyen gerçek ve tüzel kişilerde aranacak şartlar, verilecek yetki belgeleri, mesleki yeterlilik belgeleri ve taşıt kartları ile diğer belge ve hizmetlerin ücret, süre, kapsam, tür ve şekilleri, her belge türü için gerekli olan taşıt kapasiteleri, taşıtların yaşı, nitelikleri, istiap hadleri ve terminal hizmetlerinde öngörülecek hususları, belgelerin geçerlilik süreleri, geri alınması ve uygulanacak idarî müeyyideleri, taşımacı, acente ve taşıma işleri komisyonculuğu ile nakliyat ambarı ve kargo işletmeciliği yapacakların yükümlülükleri, bagaj ve taşımanın yardımcı hizmetleri, zaman ve fiyat tarifelerinin düzenlenmesi, yolcu bileti ve taşıma senedinin şekil ve muhtevasını, taşıma işlerinde çalışan şoför ve diğer görevlilerde aranacak şartlar ve nitelikleri, taşıma hizmetlerinin denetimi ve belge taleplerinin incelenmesi ile ilgili esasları, ücretsiz ve tarife altı uygulama esasları ve Kanunun uygulanmasıyla ilgili diğer esas ve usulleri düzenleyen yönetmeliklerin Bakanlıkça hazırlanarak Resmî Gazetede yayımlanacağı düzenlenmiştir.
25.10.2017 tarihli ve 30221 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Okul Servis Araçları Yönetmeliği’nin “Taşıma işlerinde çalışanların şartları, görev ve sorumlulukları” başlıklı 9. maddesinde “(1) Okul servis araçlarını kullanan şoförler;
a) 26 yaşından gün almış ve 66 yaşından gün almamış olmak,
b) Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş ve affa uğramış veya hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş olsa bile;
1) Devletin güvenliğine karşı suçlar, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından mahkum olmamış olmak veya bu suçlardan hakkında devam eden ya da uzlaşmayla neticelenmiş bir kovuşturma bulunmamak.
2) Türk Ceza Kanununun 81, 102, 103, 104, 105, 109, 179/3, 188, 190, 191, 226 ve 227 nci maddelerindeki suçlardan mahkum olmamış olmak veya bu suçlardan hakkında devam eden ya da uzlaşmayla neticelenmiş bir kovuşturma bulunmamak,
…” hükmüne yer verilmiştir.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Güvenlik Tedbirleri” ana başlığı altında “Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma” başlıklı 53/1. maddesinde, “Kişi, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak;
a) Sürekli, süreli veya geçici bir kamu görevinin üstlenilmesinden; bu kapsamda, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliğinden veya Devlet, il, belediye, köy veya bunların denetim ve gözetimi altında bulunan kurum ve kuruluşlarca verilen, atamaya veya seçime tabi bütün memuriyet ve hizmetlerde istihdam edilmekten,
b) Seçme ve seçilme ehliyetinden (…) ,
c) Velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan,
d) Vakıf, dernek, sendika, şirket, kooperatif ve siyasi parti tüzel kişiliklerinin yöneticisi veya denetçisi olmaktan,
e) Bir kamu kurumunun veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşunun iznine tabi bir meslek veya sanatı, kendi sorumluluğu altında serbest meslek erbabı veya tacir olarak icra etmekten yoksun bırakılır.”; aynı maddenin 2. fıkrasında, “Kişi, işlemiş bulunduğu suç dolayısıyla mahkûm olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar bu hakları kullanamaz.”; 3. fıkrasında, “… Mahkûm olduğu hapis cezası ertelenen hükümlü hakkında birinci fıkranın (e) bendinde söz konusu edilen hak yoksunluğunun uygulanmamasına karar verilebilir.” hükümlerine yer verilmiştir.
01.06.2005 tarih ve 25832 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Adli Sicil Kanunu’na 19.12.2006 tarih ve 26381 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5560 sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 38. maddesiyle eklenen 13/A maddesinin 1. fıkrasında, “5237 sayılı Türk Ceza Kanunu dışındaki kanunların belli bir suçtan dolayı veya belli bir cezaya mahkûmiyete bağladığı hak yoksunluklarının giderilebilmesi için, yasaklanmış hakların geri verilmesi yoluna gidilebilir. Bunun için; Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinin beşinci ve altıncı fıkraları saklı kalmak kaydıyla,
a) Mahkûm olunan cezanın infazının tamamlandığı tarihten itibaren üç yıllık bir sürenin geçmiş olması,
b) Kişinin bu süre zarfında yeni bir suç işlememiş olması ve hayatını iyi halli olarak sürdürdüğü hususunda mahkemede bir kanaat oluşması gerekir.” hükmü; aynı maddenin 3. fıkrasında ise, “Yasaklanmış hakların geri verilmesi için, hükümlünün veya vekilinin talebi üzerine, hükmü veren mahkemenin veya hükümlünün ikametgâhının bulunduğu yerdeki aynı derecedeki mahkemenin karar vermesi gerekir.” hükümleri yer almaktadır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
25/10/2017 tarih ve 30221 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Okul Servis Araçları Yönetmeliği’nin 9. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi yönünden;
Çocuk Haklarına Dair Sözleşme ile T.C. Anayasası’nda yer alan çocukların korunmasına dair tedbirler çerçevesinde, Türk Ceza Kanunu uyarınca kimlerin servis şoförü olamayacağına yönelik olarak düzenleme yapıldığı, çocukların taşınması ile ilgili her türlü faaliyetin hassasiyet ve duyarlılık içinde yürütülerek taşıma güvenliğinin sağlanması önem taşımakta olup; okul öncesi eğitim ve zorunlu eğitim kapsamında bulunan öğrenciler ile kreş, gündüz bakımevlerine giden çocukların taşınmasına dair faaliyetin düzenli ve güvenli hale getirilmesi amacıyla, kamu yararı ve hizmet gerekleri gözönünde bulundurularak tesis edilen dava konusu düzenlemede hukuka ve mevzuata aykırılık görülmemiştir.
Davacının servis şoförlüğü yapmasının yasaklanmasına ilişkin … tarih ve …sayılı Muratpaşa İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü işleminin, bu işlem uyarınca servis şoförlüğü yapmasının mümkün olmadığı hususunun bildirilmesine ilişkin bila tarih ve …sayılı Başöğretmen Atatürk Ortaokulu Müdürlüğü işleminin ve bu işlemin kaldırılmasına yönelik itirazın reddine ilişkin … tarih ve … sayılı Muratpaşa İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü işlemi yönünden;
Somut olayda; davacının … Asliye Ceza Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı ilamıyla 07/09/1996 tarihinde işlediği 1918 sayılı Kaçakçılığın Men ve Takibine Dair Kanuna Muhalefet suçundan 1.477,000-TL ağır para cezasına mahkum olduğu ve anılan mahkumiyet kararı gerekçe gösterilmek suretiyle dava konusu bireysel işlemlerin tesis edildiği, ayrıca anılan hükümlülüğü nedeniyle davacının memnu hakların iadesi istemiyle yaptığı başvuru üzerine … Asliye Ceza Mahkemesi’nin 12.11.2018 tarihli ek kararı ile 5352 sayılı Kanun’un 13/A-1a.b maddeleri gereğince davacının memnu haklarının iadesine karar verildiği görülmektedir.
Memnu hakların iadesi kurumu, mülga 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 121 ilâ 124 ve 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 416 ve 420. maddelerinde düzenlenmiştir. Ancak, 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nda memnu hakların iadesi kurumuna yer verilmemiş, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 53. maddesinde güvenlik tedbiri olarak düzenlenmekle beraber, bu hak yoksunluklarının cezanın infazının tamamlanmasıyla birlikte sona ereceği kabul edilmiştir. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun benimsediği yaptırım teorisi gereği sürekli hak yoksunluğu kabul edilmediği için ne bu kanunda ne de 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu’nda sürekli hak yoksunluğu ile ilgili herhangi bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Ancak Avukatlık Kanunu’nda olduğu gibi diğer bazı kanunlarda öngörülen sürekli hak yoksunluklarının hüküm ifade etmeye devam etmeleri nedeniyle, bu konuda tekrar bir düzenleme yapılması ihtiyacı ortaya çıkmış ve 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu’na 06.12.2006 tarih ve 5560 sayılı Kanunu ile 13/A maddesi eklenmek suretiyle özel kanunlarda düzenlenen bu hak yoksunluklarının ortadan kaldırılması için yasaklanmış hakların geri verilmesi yoluna başvurulması, eski ifadesiyle memnu hakların iadesi müessesesi getirilmiştir.
İşlediği suç nedeniyle hapis cezasına mahkûm edilen kişi, toplumda belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılmaktadır. Ancak, bu yoksunluk, kural olarak, mahkûm olunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edecektir. Cezanın infazı, kişinin işlediği suçtan dolayı etkin pişmanlık duymasını, yeniden topluma kazandırılmasını gerektirdiğine göre; cezasını çekmiş olan kişi artık toplumla barışmış, suç işlemekle kaybettiği toplumsal güveni geri kazanmış demektir. Bu bakımdan, benimsenen yaptırım sisteminde, belli bir suçu işlemekten dolayı hükmedilen cezai mahkûmiyetin sonucu olarak ömür boyu devam edecek bir hak yoksunluğu söz konusu değildir.
Bu bağlamda; 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu’nun 06.12.2006 tarih ve 5560 sayılı Kanunu 38. maddesi ile eklenen “Yasaklanmış hakların geri verilmesi” başlıklı 13/A madesinde; “5237 sayılı Türk Ceza Kanunu dışındaki kanunların belli bir suçtan dolayı veya belli bir cezaya mahkûmiyete bağladığı hak yoksunluklarının giderilebilmesi için, yasaklanmış hakların geri verilmesi yoluna gidilebileceği, bunun için; Türk Ceza Kanununun 53. maddesinin beşinci ve altıncı fıkraları saklı kalmak kaydıyla, Mahkûm olunan cezanın infazının tamamlandığı tarihten itibaren üç yıllık bir sürenin geçmiş olması ve kişinin bu süre zarfında yeni bir suç işlememiş olması ve hayatını iyi halli olarak sürdürdüğü hususunda mahkemede bir kanaat oluşması gerektiği düzenlenmiştir.
Öte yandan; Danıştay kararlarında, “Memnu hakların iadesi kararı”, ister Türk Ceza Kanunu’ndan, ister özel bir yasadan kaynaklansın kamu hizmetlerinden yasaklanma, memuriyetten mahrumiyet, seçme ve seçilme hakkından yoksun kılınma gibi temel hak ve özgürlükler alanındaki ehliyetsizlikleri gelecek için ortadan kaldıran bir karar olarak tanımlanmış ve memnu hakların iadesinin ilgiliye kullanılması menedilen hakları kullanma yetkisi verdiği kabul edilmiştir.
Yukarıda yer verilen açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde; ceza hukukundaki memnu hakların iadesi müessesesi dikkate alındığında süresiz bir hak yoksunluğundan söz edilemeyeceği anlaşılmış olup; dava konusu bireysel işlemlere esas teşkil eden mahkumiyet hükmüne ilişkin olarak 12.11.2018 tarihinde davacı hakkında memnu hakların iadesi kararı verildiği ve davacı hakkında verilen mahkumiyet kararından kaynaklanan hak yoksunluklarının memnu hakların iadesine karar verilmesiyle ortadan kalktığı; davacının mahkumiyet hükmüne ilişkin olarak memnu haklarının iadesine karar verildiği hususu ile mahkumiyet kararına konu eylemi ve maddi olay göz önünde bulundurulduğunda, davacının servis şoförlüğü yapmasına engel bir halinin bulunmadığı sonucuna varılmış olup, buna göre dava konusu bireysel işlemlerde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Diğer taraftan, dava konusu bireysel işlemler hakkında verilen işbu kararın; davacının okul servis araçlarında şoförlük yapmasına engel olarak gösterilen mahkumiyet kararından kaynaklanan yasaklılık ve ehliyetsizlik halini ortadan kaldırdığı ancak doğrudan Başöğretmen Atatürk Ortaokulu Müdürlüğü’nde servis şoförü olarak çalışması sonucunu doğurmayacağı da açıktır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 25/10/2017 tarih ve 30221 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Okul Servis Araçları Yönetmeliği’nin 9. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi yönünden DAVANIN REDDİNE,
2. Davacının servis şoförlüğü yapmasının yasaklanmasına ilişkin … tarih ve … sayılı Muratpaşa İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü işleminin, bu işlem uyarınca servis şoförlüğü yapmasının mümkün olmadığı hususunun bildirilmesine ilişkin bila tarih ve … sayılı Başöğretmen Atatürk Ortaokulu Müdürlüğü işleminin ve bu işlemin kaldırılmasına yönelik itirazın reddine ilişkin … tarih ve …sayılı Muratpaşa İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü işlemi yönünden, dava konusu işlemlerin İPTALİNE,
3. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam …-TL yargılama giderinin yarısı olan …-TL yargılama giderinin davalı idarelerden alınarak davacıya verilmesine, …-TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca …-TL vekâlet ücretinin davalı idarelerden alınarak davacıya verilmesine,
5. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca …-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı idarelere verilmesine,
6. Posta giderleri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra istemi halinde davacıya iadesine,
7. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’na temyiz yolu açık olmak üzere,
20/01/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.