Danıştay Kararı 8. Daire 2019/5767 E. 2020/3560 K. 16.09.2020 T.

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2019/5767 E.  ,  2020/3560 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/5767
Karar No : 2020/3560

TEMYİZ EDENLER: 1- (Davacı) …
VEKİLİ: …
2- (Davalı) … Üniversitesi Rektörlüğü
VEKİLİ: …

İSTEMİN KONUSU: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının, taraflarca, aleyhlerine olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: … Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü’nde doktora öğrencisi olan davacı tarafından, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 54/a maddesi ve Yükseköğretim Kurumları Öğrenci Disiplin Yönetmeliği’nin 9. maddesi uyarınca … Üniversitesi Yönetim Kurulunun 28/12/2016 tarih, 29/12 sayılı kararıyla yükseköğretim kurumundan çıkarma cezası ile cezalandırılması sonucu enstitü ile ilişiğinin kesilmesine ilişkin 16/01/2017 tarihli … Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü işleminin ve işlem sebebi ile uğranılan … TL manevi, … TL maddi zararın tazminine kararar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararında; davacının davalı idare bünyesinde lisansüstü eğitim öğrencisi olduğu, … Üniversitesi’nde okutman olarak görev yapmakta iken 29/10/2017 tarih, 29872 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 675 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin Eki Liste’de ismine yer verilmek suretiyle kamu görevinden çıkarıldığı, yapılan araştırma neticesinde davacının …/… ile irtibat ve iltisakının bulunduğu yönünde değerlendirme yapıldığı, davacının terör örgütü ile irtibat veya iltisakının bulunduğu hususunun kanun hükmünde kararname ile de ortaya konulduğu ve davacının yaptığı yükseköğretimin mahiyeti ve … terör örgütünün amaçları birlikte dikkate alındığında davalı idarece, davacının … terör örgütü ile irtibat ve iltisakının bulunması nedeniyle anarşik veya ideolojik olaylara katıldığının kabul edilmesi suretiyle yukarıda yer verilen Kanun hükmüne göre yükseköğretim kurumundan çıkarma cezası ile cezalandırılması sonucu enstitü ile ilişiğinin kesilmesine ilişkin tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı, öte yandan, dava konusu işlemin reddine karar verildiği dikkate alındığında, işlemden kaynaklı maddi ve manevi tazminat isteminin hukuki dayanaktan yoksun hale geldiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; eğitim hakkının Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile güvence altına alındığı, davacının öğretim görevlisi kadrosu ile ilişiğinin kesilmiş olmasının öğrenciliğinden de ilişiğinin kesilmesi sonucunu doğurmayacağı, dava konusu işlem tarihi itibarıyla, Yönetmeliğin 9. maddesinin 1/a bendi kapsamında davacı hakkında, terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğuna dair adli yargı yerince verilen kesinleşmiş bir mahkumiyet hükmünün mevcut olmadığı ve davacının yükseköğretim kurumundan çıkarılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusuna konu … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının dava konusu işleme yönelik kısmının kaldırılmasına, dava konusu işlemin iptaline, davacı tarafından her ne kadar dava konusu işlem nedeniyle uğradığı zarar kapsamında maddi tazminat talebine yer verilmiş ise de, uğranıldığı iddia edilen maddi zararın ortaya konulamadığı, söz konusu zararın afaki olduğu, maddi tazminat talebinin reddi gerektiği, ayrıca manevi tazminat ödenmesini gerektirecek nitelikte ağır hizmet kusuru ile sakatlanmış bir işlemin var olmadığı, ayrıca işlem nedeniyle davacının ağır elem ve üzüntüye düştüğünden sözedilemeyeceği, dolayısıyla manevi tazminat verilmesini gerektirecek bir durum bulunmadığı, manevi tazminat talebinin de reddi gerektiği, sonuç olarak, belirtilen gerekçelerle maddi ve manevi tazminat isteminin reddine karar verilmesi gerekmekteyse de, farklı bir gerekçeyle tazminat istemlerinin reddine karar veren İdare Mahkemesi kararının maddi ve manevi tazminata ilişkin kısmının sonucu itibarıyla hukuka uygun bulunduğu, … İdare Mahkemesi’nin anılan kararının maddi ve manevi tazminatın reddine ilişkin kısmı sonucu itibarıyla hukuka uygun bulunduğundan, bu kısma yönelik istinaf başvurusunun belirtilen gerekçeyle reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı tarafından, işlemin kimsenin eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamayacağına ilişkin Anayasa’nın 42. maddesine ve ölçülülük ilkesine, Yükseköğretim Kurumu Kanunu ve Yönetmeliğine aykırı olduğu, hakkında kesinleşmiş bir yargı kararının olmadığı, işlem sebebi ile uğranılan … TL manevi, … TL maddi zararın tazmini gerektiği, temyiz talebinin kabul edilerek temyiz istemine konu kararın maddi ve manevi tazminata ilişkin kısmının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
Davalı idare tarafından, davanın süresinde açılmadığı, davacının 672, 675 ve 677 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameler uyarınca Yükseköğretim Kurumundan çıkarılmış olduğu, bu nedenle kesinleşmiş bir mahkeme kararına gerek olmadığı, ayrıca davacı hakkında 2547 Sayılı Kanun ve Yükseköğretim Öğrenci Disiplin Yönetmeliği’ndeki “Yükseköğretim Kurumundan Çıkarma” cezası şartlarının oluşmuş olması nedeniyle işlemin Kanun Hükmünde Kararnamelerin amaçları doğrultusunda hukuka ve mevzuata uygun olduğu, temyiz talebinin kabul edilerek temyiz istemine konu kararın dava konusu işlemin iptaline ilişkin kısmının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Taraflarca, karşı tarafın temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’in DÜŞÜNCESİ: Tarafların temyiz istemlerinin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
18.08.2012 tarihli ve 28388 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Yükseköğretim Kurumları Öğrenci Disiplin Yönetmeliğinin “Yükseköğretim Kurumundan Çıkarma Cezasını Gerektiren Disiplin Suçları” başlıklı 9/1-a maddesinde; “mahkeme kararıyla kesinleşmiş olmak kaydıyla, suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, böyle bir örgütü yönetmek veya bu amaçla kurulan örgüte üye olmak, üye olmamakla birlikte örgüt adına faaliyette bulunmak veya yardım etmek” fiilinin yükseköğretim kurumundan çıkarma cezası gerektirdiği düzenlemesine yer verilmiştir.
Yukarıda aktarılan mevzuat hükümlerine göre, herhangi bir öğrencinin, suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, böyle bir örgütü yönetmek veya bu amaçla kurulan örgüte üye olmak, üye olmamakla birlikte örgüt adına faaliyette bulunmak veya yardım etmek fiillerini işlediğinin Mahkeme kararıyla ortaya konulması ve söz konusu kararın kesinleşmesi durumunda yükseköğretim kurumundan çıkarma cezası ile cezalandırılabileceği açıktır.
Bu durumda, davacının suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, böyle bir örgütü yönetmek veya bu amaçla kurulan örgüte üye olmak, üye olmamakla birlikte örgüt adına faaliyette bulunmak veya yardım etmek fiillerinden herhangi biri ya da hepsini işlediğine veya bu yönde eylemde/faaliyette bulunduğuna dair adli yargı mahkemelerince verilen kesinleşmiş bir karar bulunmadığı, dolayısıyla ortada Yönetmeliğin 9/1-a maddesi uyarınca verilmiş böyle bir karar olmadan yükseköğretim kurumundan çıkarma cezası verilemeyeceği sonucuna ulaşılmıştır.
Diğer yandan, davacı hakkında Yükseköğretim Kurumları Öğrenci Disiplin Yönetmeliğinin 9/1-a maddesi uyarınca suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, böyle bir örgütü yönetmek veya bu amaçla kurulan örgüte üye olmak, üye olmamakla birlikte örgüt adına faaliyette bulunmak veya yardım etmek fiillerinden dolayı mahkumiyet hükmü kurulması ve söz konusu hükmün kesinleşmesi durumunda, idarece yeniden işlem tesis edilebileceği de açıktır.
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar sonucu itibarıyla sonucu itibarıyla usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle,
1. Tarafların temyiz istemlerinin reddine,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının yukarıda belirtilen açıklama ile ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 16/09/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.