Danıştay Kararı 8. Daire 2019/5523 E. 2023/1909 K. 11.04.2023 T.

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2019/5523 E.  ,  2023/1909 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/5523
Karar No : 2023/1909

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Turizm San. ve Tic. Ltd. Şti.
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirket adına kayıtlı, 04.05.2017 tarihinde trafikten çekme yapılan …plakalı aracın tekrar faaliyete geçirilmesi talebiyle yapılan başvurunun reddedilerek, S plaka hakkının iptal edilerek tescil kaydının silinmesine ilişkin … tarih ve … sayılı Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanlığı Ulaşım Koordinasyon Merkezi kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti:… İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında; davacı şirket adına kayıtlı, 04.05.2017 tarihinde trafikten çekme yapılan … plakalı aracın tekrar faaliyete geçirilmesi talebiyle yapılan 31.10.2017 tarihli başvurunun, Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanlığı Personel Servis Araçları (S Plaka) Hizmet Yönetmeliğinin 10. maddesinin ikinci fıkrası hükümleri doğrultusunda süresi içinde olup olmadığının hesabında, yukarıda metnine yer verilen mevzuat hükümleri uyarınca, sürenin aracın trafikten çekme yapıldığı tarihi izleyen günden itibaren hesaplanması gerekmekte olup, bu kapsamda … plakalı aracın 04.05.2017 tarihinde trafikten çekme yapıldığı, bu tarihi izleyen günden itibaren yüzseksen (180) gün içerisinde 31.10.2017 tarihinde yapılan başvurunun süresinde olduğu görüldüğünden davacı şirket adına kayıtlı, 04.05.2017 tarihinde trafikten çekme yapılan … plakalı aracın tekrar faaliyete geçirilmesi talebiyle yapılan 31.10.2017 tarihli başvurunun reddine ilişkin dava konusu … tarih ve … sayılı Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanlığı Ulaşım Koordinasyon Merkezi kararında hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu, ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, ulaşım hizmetinde devamlılığı sağlamak için trafikten çekme yapanlara 180 gün içinde tekrar faaliyete başlamalarının zorunlu kılındığı, davacının plakasını 04.05.2017 tarihinden trafikten çektiği, çekme günü sayıldığında 181 gün sonra, ertesi ilk gün sayıldığında ise 180 gün sonra aracını tekrar faaliyete geçirmek için başvuru yaptığını, davacının kendi yaptığı işlemi öğrenme gibi bir durumun söz konusu olamayacağı için 180 günlük sürenin öğrenmeden sonraki gün başlamaması, sürenin hesabında trafikten çekme gününün dikkate alınması gerektiği, kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NIN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle,
1. Temyiz isteminin reddine,
2. …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, posta gideri avansından artan tutarın Mahkeme tarafından iadesine,
4. 2577 sayılı Kanunun 50. maddesi uyarınca onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen Bölge İdare Mahkemesine gönderilmesini teminen dosyanın İdare Mahkemesine gönderilmesine,
5. Kesin olarak, 11/04/2023 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY :
(X-) Hukuk düzeninde normlar hiyerarşisi, Anayasa, kanun, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi, yönetmelik ve adsız düzenleyici işlemler olarak sıralanmakta; daha altta yer alan bir norm, kendisinden üstte bulunan norma aykırı hükümler getiremeyeceği gibi bir düzenlemenin hiyerarşik sıralamada daha altta bulunan bir düzenleme ile değiştirilememesi ve kaldırılamaması gerekmektedir. İdare Hukukunun temel ilkeleri uyarınca, normlar hiyerarşisinde kanunlar ve Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinden sonra gelen ve idarelerin, takdir yetkisini kullanarak yaptıkları yönetmelik, genelge, tebliğ, talimat gibi düzenleyici işlemler, bir üst hukuk kuralının uygulanmasını göstermek amacıyla ve onlara aykırı hükümler içermemek şartıyla açıklayıcı hükümler taşıyan, dayanağı mevzuatta yer alan hükümlere aykırı düzenleme içermeyen genel düzenleyici işlemlerdir.
Anayasa’nın 38. maddesinin birinci fıkrasında, “Kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz.” denilerek “suçun kanuniliği” ilkesi; üçüncü fıkrasında da “Ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri ancak kanunla konulur.” ifadesine yer verilerek “cezanın kanuniliği” ilkesi getirilmiştir. Anayasa’nın 38. maddesinde yer alan “suçta ve cezada kanunilik” ilkesi uyarınca, hangi eylemlerin yasaklandığı ve bu yasak eylemlere verilecek cezaların hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak biçimde kanunda gösterilmesi, kuralın açık, anlaşılır ve sınırlarının belli olması gerekmektedir. Kişilerin yasak eylemleri önceden bilmeleri gerektiği düşüncesine dayanan bu ilkeyle temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alınması amaçlanmaktadır.
Bir fiilin idarî yaptırıma konu edilebilmesi için, bu fiil kanunda açıkça tanımlanmalı veya kanunun kapsam ve koşulları bakımından belirlediği çerçeve kuralın içeriği, idarenin genel ve düzenleyici işlemleriyle doldurularak bu fiilin idarî yaptırımı gerektirdiği ortaya konulmalı, bir fiil nedeniyle uygulanacak yaptırımın türü, süresi ve miktarı ise kanunla belirlenmelidir.
Belirli normların sadece kanunlarla düzenlenebileceğini öngören kanunilik ilkesi, ceza hukukunda olduğu gibi idarî yaptırımlarda da uygulanması zorunlu olan bir ilkedir. Hangi fiillerin idarî yaptırım gerektirdiğinin kanunda açıkça tanımlanması, bunun doğal sonucu olarak bir eyleme yaptırım uygulanabilmesi için yaptırım uygulanacak eylemin belirli olması ve kıyas yoluyla yaptırıma başvurulamaması gerekmektedir.
Dava konusu işlem idari yaptırım niteliğinde olduğundan Anayasa’nın 38. maddesinde düzenlenen “suçta ve cezada kanunilik” ilkesine ve Anayasa’nın 128. maddesinin ikinci fıkrasında hükme bağlanan “kanuni düzenleme” ilkesine aykırılık oluşturacağından iptali gerektiği görüşü ile çoğunluk kararına gerekçe yönünden katılmıyorum.

KARŞI OY :
(XX)- Dava konusu işlem tarihinde yürürlükte olduğu haliyle 3011 sayılı Resmi Gazetede Yayımlanacak Olan Yönetmelikler Hakkında Kanunun 2. maddesinde, “Mahalli idarelerce düzenlenen ve bu idarelerin yetki ve görev alanlarına giren yönetmelikler, mahallinde çıkan gazete veya diğer yayın yolları ile ilan olunur.” düzenlemesine yer verildiği, davalı idare olan Tekirdağ Büyükşehir Belediyesinin 30/03/2014 tarihi itibariyle kurulduğu, sonrasında ulaşım işlerine yönelik düzenleme ve güncelleme çalışmalarına başladığı, dava konusu işlemin de dayanağı olan Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanlığı Personel Servis Araçları (S Plaka) Hizmet Yönetmeliğini çıkararak yerel gazetede yayımladığı anlaşılmaktadır. Ancak davalı idarenin ulaşım işlerine yönelik yeni düzenlemeler getirmesi sebebiyle daha öncesinde Büyükşehir Belediye sınırları içerisinde aktif olarak yolcu taşımacılığı yapan şoför esnafının mülkiyet gibi anayasal haklarını ilgilendiren söz konusu Yönetmeliğin, Resmi Gazetede Yayımlanacak Olan Yönetmelikler Hakkında Kanunun 2. maddesinde yer alan mahallinde çıkan gazete veya diğer yayın yolları hükmü uyarınca ilgili taraflara, yerel gazete ilanının yanında diğer yayın yolları ile de duyurulması, yeni düzenleme hakkında ticari yolcu taşımacılığı yapan kişilere ve meslek odalarına bilgilendirme yapılması gerektiği, bu nedenle kararın gerekçeli onanması görüşüyle çoğunluk kararına katılmıyorum.